2009 yılı ekonomik programı

2009 Yılı Ekonomik Programı belirlendi. Program ile 2009'da Türkiye'nin yüzde 4 oranında büyümesi öngörülürken, kişi başına milli gelirin de 14 bin 761 dolar seviyesine ulaşacağı tahmininde bulunuldu. İhracatın 149 milyar dolar, ithalatın 232,5 milyar dolar olması beklenen 2009 yılında, dış ticaret açığı da 83,5 milyar dolar seviyesine yükselecek.

Yayınlanma: 31.10.2008 - 08:13
Abone Ol google-news

2009 Yılı Ekonomik ile 2009'da Türkiye'nin yüzde 4 oranında büyümesi öngörülürken, gayri safi yurt içi hasıla (GSYH) TL bazında 1 trilyon 111 milyar 438 milyon TL, döviz bazında ise 788,4 milyar dolar olarak hesaplandı.

Türkiye nüfusunun 2009 yılında 72 milyon 240 bin, kişi başına milli gelirin de 14 bin 761 dolar seviyesine ulaşacağı tahmininde bulunuldu. Böylece, 2008 sonunda 13 bin 998 dolar olarak gerçekleşmesi beklenen kişi başına milli gelirde, 763 dolarlık artış olacağı ortaya kondu.

 

Enflasyon ve cari açık

Programa göre, 2009 yılı sonunda enflasyon ile deflatör yüzde 7,5 olacak. İhracatın 149 milyar dolar, ithalatın 232,5 milyar dolar olması beklenen 2009 yılında dış ticaret açığı da 83,5 milyar dolar seviyesine yükselecek.

Önümüzdeki yıl 24,9 milyar dolar turizm geliri 3,8 milyar dolar da turizm gideri olacak. Bu şekilde net turizm gelirleri 21,1 milyar dolar olarak gerçekleşecek.

Bu yıl olduğu gibi GSYH'nin yüzde 6,4'ü oranında açık vermesi beklenen cari işlemler dengesinde de 50,4 milyar dolarlık bir açıkla karşı karşıya kalınacak.

2008 sonunda yüzde 0,8 olması öngörülen kamu kesimi borçlanma gereğinin GSHY'ye oranı da 2009 programına göre sıfıra düşecek. IMF tanımlı kamu kesimi faiz dışı fazlasının GSHY'ye oranı ise yüzde 3 olacak.

 

Yatırımlar

2009 Programı uyarınca, kamu kesimi sabit sermaye yatırımlarında reel olarak yüzde 1,6 oranında artış meydana gelecek.

Cari fiyatlarla kamunun 40 milyar 796 milyon TL yatırım yapması planlanan 2009 yılında özel sektör yatırımlarının toplam tutarı ise 201 milyar 568 milyon TL'ye çıkacak. Bu şekilde 2008 yılında 214 milyar 758 milyon TL olması beklenen toplam sabit sermaye yatırımları yeni yılda 242 milyar 365 milyon TL'ye yükselecek.

 

Küresel krizle ilgili değerlendirmeler

2009 Programı'nda öncelikle küresel krizle ilgili değerlendirmelerde bulunuldu. Küresel finansal ve ekonomik gelişmelerin, ulusal ekonomileri farklı alan ve şekillerdeki etkileme hızının ve şiddetinin değiştiği vurgulandı. Bu değişime tepki olarak ülkelerin geliştirdiği politika ve uygulamaların ekonomilerin sistemik dalgalanma ve şok üretme potansiyelini tetiklediği belirtilen programda, uluslararası uygulamaların, dalgalanma ve şoklara yönelik politika tedbirleri ile öncelikleri gündeme getirdiğine işaret edildi.

 

2009 Programı'nın amaçları

2009 Programı'nda daha sonra makroekonomik amaç ve politikalara yer verildi. ''Uluslararası finansal piyasalarda ortaya çıkan ve üretim sektörlerine de yansıyan küresel krizin ekonomimiz üzerindeki olası olumsuz etkilerini en aza indirerek, ekonomide sağlanan güven ve istikrarın korunması, ekonomik büyümenin makul seviyede tutulması, enflasyonla mücadeleye kararlı bir şekilde devam edilmesi, cari açığın finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi, kurallı bir mali yapı altında mali disiplinin sürdürülmesi'' programın temel amaçları olarak belirlendi.

 

Öngörülen politikalar

Bu kapsamda öngörülen bazı politikalar da şöyle sıralandı:
-Dünyada ekonomik büyümenin yavaşladığı bir ortamda büyüme hızımızı potansiyeline yakın bir seviyede tutmak amacıyla makroekonomik istikrarın korunmasını gözeten, özel sektör yatırımlarını teşvik eden, yatırım ortamının iyileştirilmesini ve ihracatta sağlanan artışın sürdürülmesini hedefleyen bir ekonomik ortam sağlanacak.
-Ekonominin iç ve dış şoklara karşı dayanıklılığını ve uluslararası rekabet gücünü artıracak, verimliliği, işgücünün niteliğini yükseltecek, işgücü piyasasının esnekliğini artıracak kurumsal ve yapısal düzenlemelere devam edilerek büyümenin sürdürülebilirlik niteliği güçlendirilecek.
-Başta GAP olmak üzere kamu yatırımlarına ayrılan kaynaklar yoluyla üretim ve istihdam potansiyelleri etkin şekilde değerlendirilecek.
-Finansmana erişimle ilgili olarak mali piyasalarda ve vergisel konularda gerekli tedbirler alınacak
-Özel sektörün ileriye yönelik karar alabilmesi için elverişli ortam sağlanacak.

 

Para politikası ve fiyat istikararı

-Para politikası, 2009 yılında da enflasyon hedeflemesi rejimi çerçevesinde yürütülecek.
-Merkez Bankası, kısa vadeli faiz oranlarını para politikasının temel aracı olarak kullanmaya devam edecektir. Ayrıca, gerekli durumlarda zorunlu karşılık oranları veya etkin likidite yönetimi gibi destekleyici araçlar da kullanılabilecek.
-Önümüzdeki dönemde de Merkez Bankası, enflasyonun orta vadeli görünümüne odaklanacak ve para politikası kararlarını bu doğrultuda alacak.
-Dalgalı döviz kuru rejimi 2009 yılında da sürdürülecek. Döviz kurlarında aşırı oynaklık görüldüğünde ya da görülme ihtimali doğduğunda, Merkez Bankası piyasaya alım ya da satım yönünde doğrudan müdahalelerde bulunabilecek.
-En büyük ticaret ortağımız olan ve mali krizden önemli ölçüde olumsuz etkilenen AB'de pazar payımızı korumaya, petrol ihracatçısı ülkelerde ve krizden daha az etkilenen ülkelerde de ihracatımızı artırmaya yönelik tedbirler alınacak.
-Orta vadede yurt içi üretimin ithalata bağımlılığının azaltılması amacıyla, sanayide kullanılan ithal ara girdilerin yurt içinde üretilmesini sağlayacak mekanizmalar geliştirilecek.

 

Maliye Politikaları

-Makroekonomik istikrarın korunması için maliye, para ve gelirler politikası uyum içinde sürdürülecektir.
-Merkezi yönetim bütçesinin uygulanmasında, gerekli görüldüğünde, küresel finansal krizin etkilerinin azaltılması amacıyla tedbirler alınacak.
-Kamu kesiminde ücret ve maaşlar hedeflenen enflasyon oranında artırılacak.
-Kamu kurum ve kuruluşlarında yeni personel istihdamına yönelik sınırlamalara devam edilecek.
-Genel ekonomik koşullar göz önünde bulundurularak, maktu vergi ve harçlar güncellenecek.
-Vergi idaresinin denetim ve uygulama kapasitesinin güçlendirilmesi ile ilgili çalışmalar sürdürülecektir.
-Yerel yönetimlerin öz gelirlerini artırıcı düzenleme yapılacak.

 

Yatırımlar, KİT'ler ve sosyal güvenlik

-Eğitim, sağlık, teknolojik araştırma, ulaştırma, içme suyu ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik altyapı yatırımlarına öncelik verilecek. İstanbul Bilişim Vadisi Projesi bu çerçevede özel önem taşımaktadır.
-Güneydoğu Anadolu Projesi olmak üzere, Doğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi ve diğer tüm bölgelerdeki bölgesel ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme ile bölgelerarası gelişmişlik farklarının azaltılmasında etkili bir araç olarak kullanılacak.
-Kamu altyapı yatırımlarında özel sektör katılımını artırıcı modeller uygulamaya geçirilecek.
-Fiyatlandırma başta olmak üzere KİT'lerin tüm işletmecilik politikaları, genel yatırım ve finansman kararnamelerinde öngörülen hedeflere ulaşacak şekilde piyasa şartlarına uygun olarak belirlenecek ve etkin bir şekilde uygulanacak.
-KİT'lerde stok, tedarik, üretim ve pazarlama maliyetlerini düşürerek verimliliği artıran ve uluslararası fiyat değişimlerine duyarlı bir finansman politikası izlenecek.
-KİT'lerin zarar eden işletme birimleri, fonksiyonları da dikkate alınarak, çözüme kavuşturulacak.
-KİT'lerde atıl istihdamın azaltılmasına yönelik tedbirlerin uygulanması sürdürülecek, ancak nitelikli personel ihtiyacının karşılanması için gerekli tedbirler alınacak.
-İmalat sanayii maliyetleri üzerinde olumsuz baskı oluşturan enerji girdi fiyatlarının tespitinde sanayi aboneleri lehine bir politika izlenecek.

 

Diğer düzenlemeler

-Yeni Gelir Vergisi Kanunu yürürlüğe konulacak
-Ekonomi koordinasyon kurulunun yasal ve fonksiyonel yapısı güçlendirilecek, ekonomik sonuç doğuracak önemli düzenlemeler Kurulun değerlendirmesine sunulacak.
-Elektrik enerjisi satış fiyatları içinde yer alan TRT payı yeniden belirlenecek.
-KİT Yönetişim Kanunu hazırlanacak.
-Kamunun Varlık Envanteri çıkarılacak.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler