Erdoğan Yüksekova'da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, saat 10.35'de Ferit Melen Havaalanı'ndan polis helikopteriyle Hakkari'nin Yüksekova ilçesine hareket etti. İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik de Başbakan Erdoğan ile birlikte Yüksekova'ya gitti. Erdoğan, Yüksekova'da Devlet Hastanesi'nin açılış törenine katıldı.

Geniş güvenlik önlemlerinin alındığı Hakkari'de, Başbakan Erdoğan'ı korumak için 200'den fazla özel koruma görevlisi görev yaptı. Kentte, özellikle Başbakan Erdoğan'ın AKP merkez ilçe kongresine katılacağı Spor Salonu çevresinde olağanüstü güvenlik önlemi alınmıştı.

Protestolar

Esnaf, Hakkari'de kepenk kapattı, kenttte çöpler toplanmadı. Hakkari'ye ulaşan Erdoğan'ın protestolarla karşılandı. Yüksekova DTP binasının önünde toplanan 3 bin kişi Erdoğan aleyhine sloganlar attı. Yürüyüş yapmak isteyen gruba polis havaya ateş açarak müdahale etti.

Hakkari'de Başbabakan Erdoğan'in geçiş güzergahında DTP'li belediye tarafından toplanmayan çöpler nedeniyle, Valilik Özel İdare Müdürlüğü ekipleri harekete geçti. Ekipler, yol güzergahında çöp, ve kırılmış parke taşlarını kepçelerle temizleyip, kamyona yükleyerek kent dışına taşımaya başladı.

Başbakan'ın bölgede yaptığı konuşmanın satırbaşları:

- Şimdi yerel seçimler yaklaşıyor ya, yerel seçimler yaklaştığı için bir şey uydurmaları lazım. Ne yapmaları gerekiyor? Bir gerekçe lazım. O gerekçe de işte ‘İmralı’dakine işkence uygulanıyor. Bunun için biz bu demokratik eylemleri yapıyoruz’ A’dan Z'ye yalan.

-28 Eylül 2002 tarihinde 3 Kasım seçim kampanyamızı buradan, Hakkari’den başlatmıştık. Bugün 2 Kasım 2008 ve aradan tam 6 yıl geçti. O günden bugüne bu 6 yıllık süre içerisinde Hakkari’de, Hakkari’nin ilçelerinde nelerin olduğunu hep birlikte görüyoruz ve bundan sonra da görmeye devam edeceğiz.

- Bizim 3 tane kırmızı çizgimiz var. Etnik, bölgesel, dinsel ayrımcılığa karşıyız. Hiç kimse bu milleti kompartımanlara ayırmaya, bu milletin kardeşlik hukukunu zedelemeye kalkmasın. İnsanlar arasında ayrıma, ayrımcılığa farklı muameleye tahammülümüz yoktur, olamaz. Ülkemizin hangi coğrafyasında yaşarsa yaşasın insanlarımızın kamu hizmetlerinden mahrum kalmasına tahammülümüz yoktur olamaz.

-Türkiye’nin en ucundaki bir şehir, Türkiye’nin kalbindeki bir şehir. Ne haşmetli dağlar, ne derin vadiler, ne karlı zirveler, ne coşkun nehirler ne aradaki mesafeler bizi Hakkari’ye hizmet etmekten alıkoyamaz koyamamıştır. Tam tersine bütün bunları Allahın bu bölgeye bahşettiği güzellikler olarak görüyoruz

-Şunu bilesiniz ki eğer buralara yatırımcı gelemiyorsa, girişimce gelemiyorsa terör belası sebebiyle gelemiyor. Onun için benim Kürt kökenli vatandaşlarımı istismar edenler aslında buralarda yaşayan vatandaşlarımın yaşam hakkına gasp ediyorlar. Bunu da böylece açıklamak durumundayım. Onların benim Kürt kökenli vatandaşlarıma sevdası yok, sevgisi yok, aşkı yok, hizmet anlayışı yok. Sadece istismarları var, sadece terörle nemalanmaları var, geçinmeleri var başka bir şeyleri yok. Devletin getirmek istediği hizmetleri engellemek isteyen bu terör örgütü nasıl olacak da bu bölgeleri savunacak? Özel sektör buraya gelir mi? Tabi ki gelmez. Nasıl gelsin, bu endişe içinde nasıl gelsin.

- Çeşitli eylemler yapıyorlar. ‘Bunlar demokratiktir’ diyorlar. Nasıl demokratik oluyor. Geleceksin benim günahsız vatandaşımın arabasını yakacaksın, devletin araçlarını yakacaksın ‘bunun adı demokrasi’ diyeceksin, demokratik tepki diyeceksin. Dürüst olalım, dürüst. Halkımdan benim ricam şu; bu tür yanlışlara gereken tepkiyi hep birlikte koymak durumundayız. Kimin ne yapmaya çalıştığına, kimin ne söylediğine, kimin Türkiye’yi, Hakkari’yi, Hakkari ile birlikte diğer il'lerimizi nereye çekmeye çalıştığına lütfen dikkat edin. Siz değerli vatandaşlarımı yoksulluğa, mahrumiyete, sizi en kötü şartlara mahkum etmeye çalışanlara dikkat edin. Hakkari’yi bir kasaba, bir köy görüntüsüne büründürmeye çalışanlara dikkat edin. Birliğimizin, bütünlüğümüzün kardeşliğimizin arasına nifak sokmaya çalışanlara dikkat edin.

- Terörün elinde, terör yandaşlarının elinde istismar aracı olarak kullandıkları ne varsa o istismar araçlarını da ortadan kaldıracağız. Şimdi son zamanlarda ‘İmralı’daki, oradaki işkenceye uğradı. Onun için bu işkenceyi telin ediyoruz’ diyorlar. Biz neyi telin ettiklerini çok iyi biliyoruz. Biz göreve gelirken işkenceye sıfır tolerans dedik. İmralı’da işkence filan bir şey yok. Bunların hepsi yalan. Bunlar dürüst değil. Şimdi yerel seçimler yaklaşıyor ya yerel seçimler yaklaştığı için bir şey uydurmaları lazım. Ne yapmaları gerekiyor. Bir gerekçe lazım. O gerekçe de işte İmralı’dakine işkence uygulanıyor. Bunun için biz bu demokratik eylemleri yapıyoruz. A’dan Z'ye yalan. Daha önce dediler ki zehirlediler. Avrupa’dan, insan haklarından, şurdan buradan uluslararası bu işle ilgili kişiler getirildi ve gittiler yerinde gerekli, orada alınması gereken bu teşhisle ilgili ne gerekiyorsa bunları aldılar bütün laboratuar testleri her şeyi yapıldı. Yapıldıktan sonra böyle bir şeyin olmadığına dair rapor verildi. Bu da dünyaya açıklandı. Buna rağmen bitti mi? Yine bir süre devam ettiler ve baktılar ki böyle bir şey yok devam edemediler. Şimdi de bunu çıkardılar. Bunlar yalan, bunlar doğru değil. Evet, bu yalanlarla halkı aldatmaları mümkün değil de belli bir yörenin maalesef benim vatandaşlarımı, Kürt kökenli vatandaşlarımı bu noktada aldatmanın gayreti içine giriyorlar. Ne kadar toplayabiliriz, yanımıza ne kadar çekebiliriz, ne kadar il'lerde ilçelerde cam çerçeve indiririz. Bunun için kendilerine bazı yandaşlar arıyorlar. Yaptıkları iş bu. Bakınız bu oyunlara gelmeyin. Yazıktır, günahtır. Birliğimize beraberliğimize bunlar kurşun sıkıyorlar.