Edebiyatta Üç Nokta

Edebiyatta Üç Nokta, 2000'li yıllarda dergilerde yazanlar ve tavırları üzerine hazırlanmış oylumlu bir dosya: 2000'lerde Edebiyat Dergileri ile 2000'li yıllarda çocuk edebiyatı üzerine hazırlanan bir diğer dosya ile okurunu kucaklamayı sürdürüyor.

Yayınlanma: 14.11.2010 - 22:03
Abone Ol google-news

Cenk Gündoğdu'nun editörlüğünün yaptığı Edebiyatta Üç Nokta dergisi oylumlu, arşivlik bir sayı ile daha okurunu selamladı. 2000'li yıllarda dergilerde yazanlar ve tavırları üzerine hazırlanmış bu dosya 2000'lerdeki edebiyat dergilerini kapsıyor. Yakın zamanda aramızdan ayrılan şair Arif Damar'ın da Kedi Aklı şiiri ile açılan dergi, 2000'lerde dolaşımda olan ve şiir/edebiyat ortamına katkısı yadsınamayacak dergilerin editörleriyle bir soruşturma gerçekleştirmiş. Soruşturmayı yanıtlayan imzaların, salt kendi cephelerinden baktıkları gözden kaçmasa da ifadeleri, bir dönem ve o dönem dergileri için önemli tespitleri de içinde barındırıyor. Eşik adlı köşeden dergi editörü Gündoğdu, dosyanın devam edeceğini müjdelerken söylediği şu sözlerle dergilerle ilgili gerçekliği de gözler önüne seriyor: "Avrupa’da, binlerce kitabın binlerce baskısıyla dolaşıma sokulmasından yaklaşık 250 yıl sonra (1727) matbaayla buluşan Anadolu, bu buluşmadan da neredeyse bir yüzyıl sonra ilk gazete ve dergiyi okuruna ulaştırır. 1862’de yayın hayatına başlayan ilk dergiden (Mecmua-i Fûnun) bugüne, yani 19.yy’dan 21. yy’a iki yüzyıllık sürede çıkan edebiyat/şiir dergilerinin sayısının toplamı kadar dergiyi biz sanki bir gecikmenin acısını çıkarırcasına son 20 yılda dolaşıma soktuk. 2010’un bu son günlerinde, yaşadığımız coğrafyanın neredeyse resmi tarihi ile yaşıt sayılabilecek bir dergi de (Varlık) bu yıl genel dolaşım ağından çekilmek zorunda kaldı. Aslında en son çekilmeyi Varlık yaşadı desek daha doğru olur. Öncesinde on iki yıldır düzenli olarak yayımlanan eleştiri dergisi Virgül’ün kapanması da yine benzer olumsuz gerekçelerle olmuştu. Kısaca toparlayacak olursak, kurum dergileri dahi piyasa ile çarpışamazken her yıl bunca dergi neden, nasıl ve kim için çıkar? Bir dergiyi diğerinden ayrı ve özel tutan nedir? Adını ve üstündeki tarihi kapattığımızda o derginin içindeki isimleri şöyle bir harmanladığımızda biri ötekinden neyiyle ve nasıl ayrılıyor? “Dağıtılamıyor”, “okunmuyor”, “kimse almıyor” gibi olumsuz yakınmalar işittiğimiz bu dergiler, acaba kendine “biz niye çıkıyoruz” diye soruyor mu? Buradan hareketle bizi, edebiyatın mutfağını ilgilendiren zamanımızın dergicileriyle dergilerini ve varlık/yokluklarını konuşmak istedik... Hemen her yıl onlarca derginin kapanıp yenilerinin boy gösterdiği bu kaosun ortasında tek tek kapılarını çalıp düşüncelerini paylaştık. Bunu yaparken de soruşturmamızı 2000’lerin dergileri konusunda sınırlandırarak ilerledik. Peki 2000’lerin dergileri hangileridir? Hangisine, neden 2000’lerin dergisi demeliyiz? 2000’li yıllarda dolaşıma girmesi mi, yoksa bu tarihlerde şiirlerini yayımlayanların yoğun tercihi mi o dergiyi 2000’lerin dergisi yapar?"

Üç Nokta'nın bu sayısında adına yenice rastladığımız Ebru Akkaş, hazırladığı "2000'li Yıllarda Çocuk Edebiyatı" adlı dosyaya yazdığı sunuş yazısı ve dosyadaki tespitler itibarıyla övgüye değer. Çocuk edebiyatının 2000'li yıllardaki yönelimini, bu alana farklı yerlerden yaklaşan isimlerden görüş alarak eğilen Akkaş'ın hazırladığı soruşturma ilgiyle okumayı hak ediyor. Dergideki dikkat çekici yazılardan biri de Şeref Bilsel'e ait. 'Şiir Kitabı Adları' başlıklı yazı, modern şiirimizin önemli imzalarının ilgi çekici ve birbiriyle çağrışımsal ilişkili kitap adlarını bir arada bize sunarken devam edecek izlenimi taşıyor. Genç şairlerin dikkat çektiği dergide, epeydir dergilerde gör(e)mediğimiz Halil İbrahim Bahar yeni kaleme aldığı el yazısı şiirle, Orhan Alkaya, taze kaybımız nam-ı diğer Arif Barikat için yazdığı şiirle, Lale Müldür ise uzun zaman sonra dikkate değer çarpıcı dizeleriyle yer alıyor. Şükrü Sever, Özcan Erdoğan, Mesut Aşkın, Faris Kuseyri, Engin Özmen, Sinan Özdemir, Derya Çolpan, Ayşe Nalân'ın da aralarında bulunduğu genç şairler şiirleri ile Betül Dünder, Tamer Öncül ve Derya Önder yazılarıyla Üç Nokta'da dikkat çekiyor. Özellikle Ahmet Bozkurt, Ali Özgür Özkarcı, Altay Öktem, Baki Ayhan T., Ömer Şişman, Bilal Kolbüken, Ramis Dara, Salih Aydemir ve Serkan Işın soruşturmaya verdiği çarpıcı ve kışkırtıcı yanıtlarıyla yeni bir tartışma yaratacağının işaretini veriyor. Üç Nokta'ya çizimiyla renk katan "Kerim Keklik'in maceraları" Pelin Ünker'in kaleminden bizi düşündürürken güldürmeyi sürdürüyor. Ayrıca dergininin ekinde Tozan Alkan ve Şeref Bilsel'in "Şiirin ne olmadığını tanımlamak için. Olur da günün birinde 'Şiir ne değildir? ' sorusu kafanızı kurcalarsa, bu çalışmadan ne olmadığını öğrenebilirsiniz. Şiirin ne olmadığını öğrenmek bir işe yarar mı, diye soracak olursanız eğer: bizce hayır! Bir şeyin ne olmadığı, ne'liğine dair kimi zaman ipuçları verir yalnızca. (...) Yani şiiri tanımak için şiir okumak dışında hiçbir seçeneğiniz yok. Şiiri tanıdıktan sonra ise, bu sayfalar arasında, şiirin ne olmadığı üzerine bir tanım da sizi bekliyor olacak." diye arka kapağına yazdıkları ve yüzlerce yazar/şair tarafından kaleme alınmış, şiir üzerine tanım ve aforizmanın yer aldığı "Şairin Günah Defteri" adlı kitap da okura sunuluyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler