'Bunların hepsi değerlendirilir'

CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Mehmet Haberal'ın CHP'den milletvekili adayı gösterilerek cezaevinden çıkartılacağı iddialarına ilişkin "Tabii ki bunlar Haziran seçimlerine yaklaşırken bunların hepsi konuşulur, değerlendirilir, değerlendirilince de ben size bilgi veririm" dedi.

Yayınlanma: 06.12.2010 - 16:11
Abone Ol google-news

CHP Genel Sekreteri Süheyl Batum, CHP Tüzel Kişiliği olarak bugün böyle bir şey konuşulmadığını ve böyle bir kararlarının olmadığını vurgularken "Birtakım iddialarla insanları 3 buçuk yıl, gazetecileri 3 yıl tutuklu tutmanın hukuk devletiyle bağdaşmadığını ve hukuk devletinin maalesef AKP döneminde buna çözüm üretmediğini, bunun da ileri demokrasi olarak adlandırıldığını, buna Türk hukukunun ve Türk siyasal sisteminin mutlaka bir çözüm bulması gerektiğine ben şahsen inanıyorum" diye konuştu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu, (MYK) Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığında toplandı. Toplantının ardından CHP Genel Sekreteri ve Parti Sözcüsü Süheyl Batum, toplantı hakkında gazetecilere bilgi verdi. CHP'nin kurduğu WikiLeaks Komisyonu'nun ilk raporunu MYK'ya sunduğunu bildiren Batum, "Bunların çok önemli belgeler olduğunu söyledik ve tekrar ediyoruz. Gerçi Hükümet bunları önemsizleştirmek için çok büyük çaba sarf ediyor. Bunların dedikodulardan ibaret olduğunu Türk kamuoyuna benimsetmek için çok ciddi bir çaba sarf ediyor" dedi. Batum, WikiLeaks belgelerinde geçen yolsuzluk iddialarının, Türkiye'de çok zamandan beri tartışılan yolsuzluk iddiaları ile örtüştüğünü belirtirken 20 Nisan 2004 tarihli belgede bahsedilen Tüpraş'ta yolsuzluk iddiasını örnek gösterdi. O dönemde Tüpraş'ın yüzde 65 hissesinin, adresi bir posta kutusundan ibaret olan Rus firmasına 1.2 milyar dolara satıldığını, Petrol-İş Sendikası'nın başvurusu üzerine bu satışın iptal edilmesinin ardından açılan diğer bir ihalede Tüpraş'ın yüzde 51 hissesinin 4 milyar dolara satıldığını anımsatan Batum, belgelerde o dönemde Tüpraş satışında yolsuzluk yapıldığı iddiasının yer aldığı kaydederek "Her ne kadar Hükümet, bunların önemsiz olduğu yönündeki bir iddiayı ortaya atıyor, bunu dillendiriyor ve benimsetmeye çalışıyorsa da yolsuzluk iddialarıyla birebir bağlantılı çok önemli noktalar WikiLeaks belgelerinde yer alıyor" diye konuştu.

Batum, Başbakan Erdoğan'ın İsviçre'de 8 ayrı hesabına ilişkin sadece üzüntülerini dile getirdiklerini ancak bu iddialarının Batı basınında da geniş yer bulduğunu dile getirerek "Biz Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın 8 tane gizli hesabının olup olmadığıyla ilgili belgelerin dış basında tartışılıyor olmasından utanç duyuyoruz, üzüntü duyuyoruz. Üstelik bunlar öyle Aşık Veysel'den şiir okuyarak giderilecek şeyler de değil" dedi. Başbakan'ın Aşık Veysel'den okuduğu mısralarını çok önemsediklerini vurgulayan Batum, "Bunları keşke Sayın Başbakan ve arkadaşları daha önceki davalarda sadece iddialarla haysiyetleriyle oynanan kişiler konusunda da hatırlasaydı ne iyi olurdu diyoruz" diye konuştu.

Batum, Türkiye'de bir işe girerken bile "Sabıka kaydı yoktur" belgesinin istendiğini, çeşitli yerlerden "Vergi borcu yoktur", "SSK kaydı yoktur" belgelerinin de alındığını ifade ederek "Yani Sayın Başbakan'ın zannettiği gibi değil işler. Olmayan şeylerin bile belgesini Türkiye'den soruyorlar. Şimdi bu kadar ciddi iddiaların ortaya atıldığı bir yerde biz de Sayın Başbakan'dan bu iddialar nasıl olur da bu kadar dış basında tartışılır ve Amerikan diplomatlarının belgelerine de yansır, bunun cevabını istiyoruz, şiir filan istemiyoruz" dedi. Batum, WikiLeaks komisyonunun çalışmaları doğrultusunda TBMM'de yeni Araştırma Önergeleri vereceklerini bildirdi.
 

'Türkiye demokrasi safsatası adı altında totaliter rejime götürülüyor'

Batum, Türkiye'nin "ileri demokrasiye geçtik" gibi safsatalarla zaman kaybettiği sırada inanılmaz bir durumla karşı karşıya olduğunu, üniversitelerde öğrencilerin polis şiddetine maruz kaldığını dile getirerek şöyle konuştu: "Bunlar kesinlikle ve kesinlikle Türkiye'nin bir demokrasi safsatası adı altında totaliter bir rejime götürüldüğünün iktidar tarafından açık kanıtıdır. Dünyanın hiçbir demokrasisinde öğrencilerine bu şekilde davranan bir iktidar olamaz, hem de rektörlerin toplandığı bir toplantı için o toplantıyı protesto etmek isteyen öğrencilere bu muamele reva görülemez. CHP olarak kesinlikle bu çocukların arkasında olacağız. Ailelerine kesinlikle CHP olarak birinci elden destek vereceğiz, hukuksal yardımı biz sağlayacağız. Bu konuda hemen yarından başlayarak araştırma önergelerini vereceğiz."

'Türkler davası AKP'nin yandaş yargı çabasının kanıtı'

DİSK Kurucu Genel Başkanı Kemal Türkler suikasti davasının zaman aşımına uğrayarak düşmesini de değerlendiren Batum, Kemal Türkler davasının büyük bir bölümünün AKP iktidarı döneminde geçtiğini kaydederek "Kemal Türkler davasını bu duruma getirenler hakkında memurundan, bürokratından savcısına yargıcına kadar bugüne kadar hiçbir şey yapmadılar. Göz göre göre... Bu, gerçek olmayan bir duyarlılık içinde olduklarını gösteriyor. AKP'nin 'Biz yargıyı çabuklaştırmak, demokratikleştirmek istiyoruz, o yüzden müdahil oluyoruz' görüşünün altında esasında yandaş yargı yaratmaktan başka hiçbir çaba olmadığını gösteren temel kanıttır Kemal Türkler vakası" diye konuştu. Bu konunun üzerine gideceklerini vurgulayan Batum, Cumhurbaşkanından en aşağıdaki bürokratına kadar AKP iktidarının peşinde olduklarını ve Türkiye'yi otoriter bir ülke haline dönüştürtmeyeceklerini ifade etti. Batum, CHP Ekonomi Komisyonu'nun aylık Ekonomi Bülteni çıkartacağını ve bu bültenle CHP'nin ekonomiye bakışını anlatacaklarını söyledi.
 

'Balbay, Özkan ve Haberal'ın katılımları konusunda bir karar yok'

Açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Batum, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Mustafa Balbay, Tuncay Özkan ve Mehmet Haberal gibi isimlerin CHP'den milletvekili adayı gösterilerek cezaevinden çıkartılacağı iddialarının sorulması üzerine bu konunun MYK toplantısında gündeme gelmediğini ifade ederken "Tabii ki bunlar Haziran seçimlerine yaklaşırken bunların hepsi konuşulur, değerlendirilir, değerlendirilince de ben size bilgi veririm" dedi.

CHP Tüzel Kişiliği olarak bugün böyle bir şey konuşulmadığını ve böyle bir kararlarının olmadığını söyleyen Batum, "Tüzel kişilik karar verdiği zaman mutlaka sizlere haber veririz" diye konuştu. Batum, sözlerini şöyle sürürdü: "Birtakım iddialarla insanları 3 buçuk yıl, gazetecileri 3 yıl tutuklu tutmanın hukuk devletiyle bağdaşmadığını ve hukuk devletinin maalesef AKP döneminde buna çözüm üretmediğini, bunun da ileri demokrasi olarak adlandırıldığını, buna Türk hukukunun ve Türk siyasal sisteminin mutlaka bir çözüm bulması gerektiğine ben şahsen inanıyorum. Ama CHP Tüzel Kişiliği olarak bu konuda en ufak bir kararımız veyahut da görüşümüz ya da böyle buna çözüm üretelim şeklinde bir düşüncemiz yok şu anda."

Batum, CHP iktidarında uzun tutukluluk sürelerinin olmayacağını ifade ederken "Hiç kimse dinlenmeyecek Türkiye'de, hiç kimse bu şekilde dinlenme korkusu altında olmayacak ve hiç kimse Başbakan'ın 1 milyar doları bankalarda olduğunu söylediği için Sayın Başbakan'ın deyimiyle söylüyorum, Ergenekon gibi birtakım iddialarla 3 buçuk yıl içeride tutulmayacak" diye konuştu.
 

'Büyükerşen'in CHP'ye katılması ne kadar iyi olur'

Batum, bir gazetecinin "Partiye yeni katılımlar olabileceği söyleniyor, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in CHP'ye geçeceği konuşuluyor" demesi üzerine "Ne kadar iyi olur. Yeni katılımlar mutlaka olacak" dedi. CHP'nin ilkeleriyle bağdaşmak koşuluyla partiye herkesin katılabileceğini vurgulayan Batum, "Ama dediğim gibi daha ne Sayın Büyükerşen'in ne bazı arkadaşların şeyleri daha gelmedi" diye konuştu. Batum, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ve eski CHP Genel Sekreteri Önder Sav ile ne zaman görüşeceği konusunun MYK toplantısında gündeme gelmediğini bildirdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler