Tübitak ödülleri verildi

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin bilim ve teknoloji alanında son 40 yıllık sürede geldiği noktanın kimseyi tatmin etmediğini belirterek, ''Bunun sebebi herhalde, enerjimizi biraz farklı yerlere harcadık, önceliklerimizi doğru tespit edemedik. Enerjilerimizi biraz iç sürtüşmelerle çok heba ettik ve istikrardan uzak kaldık'' dedi.

Yayınlanma: 28.12.2010 - 13:45
Abone Ol google-news

Türk bilim dünyasının en önemli ve itibarlı ödülleri olan 2010 Yılı TÜBİTAK Bilim, Özel, Hizmet ve Teşvik Ödülleri ile TÜBİTAK-TWAS (Üçüncü Dünya Bilimler Akademisi) Teşvik Ödülleri Çankaya Köşkü'nde düzenlenen törenle Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi.

Törene Gül'ün yanı sıra TBMM Başkanvekilleri Nevzat Pakdil ve Sadık Yakut, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Devlet Bakanı Mehmet Aydın, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nüket Yetiş, bilim insanları ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
Törende konuşan Cumhurbaşkanı Gül, bilim ve teknoloji ile kültür ve sanat faaliyetlerinin en çok önem verdiği konular olduğunu ifade etti. Bu alandaki faaliyetleri Cumhurbaşkanlığı'nda yapmayı önemsediğini anlatan Gül, bu tür ödül törenlerini de devletin en üst seviyedeki destek, teşvik ve onurlandırması olarak gördüğünü söyledi.
Türkiye'de son dönemde bilimsel faaliyetlerde, araştırma-geliştirme konularında büyük bir yoğunlaşma olduğunu, törendeki video sunumunda devletin bu konulara 45 yıl önce ne kadar önem verdiğini izlediklerini anlatan Gül, şöyle konuştu:

''Geçen 40 yıllık süre içerisinde geldiğimiz nokta hiçbirimizi tatmin etmiyor. Bu gayet açık. Kendimizi başkalarıyla mukayese ettiğimizde daha çok mesafe almamız gerektiğine inanıyoruz ama bunu çok gerçekleştiremediğimizi de itiraf ediyoruz. Bunun sebebi herhalde, enerjimizi biraz farklı yerlere harcadık. Önceliklerimizi doğru tespit edemedik. Enerjilerimizi biraz iç sürtüşmelerle çok heba ettik ve istikrardan uzak kaldık. İstikrarın olmadığı yerde tabii ki uzun vadeli düzenli plan, program ve çalışmalar söz konusu olamıyor. Hiçbir şey tabii ki geç değil. Türkiye bunu yakalamak üzere. Özellikle üniversitelerimizde herkesin tekrar kendi alan konusunun farkına vardığını ve büyük bir yarışın başladığını görüyorum.''

Cumhurbaşkanı Gül, akademik yayınlarda büyük bir artış olmasının herkesi sevindirdiğini dile getirerek, yayınlara artık nitelik açısından da bakılması gerektiğine işaret etti. Gül, ''Yayınlar ne kadar çok referans alınıyor, ne kadar çok patent üretiliyor, patent lisanslarından ne kadar gelir elde ediliyor, uluslararası ödüller ne kadar çok kazanılıyor, bunlara da bakmamız gerekir. İnanıyorum ki bu konularda birkaç sene içinde büyük atılım olacağına inanıyorum'' diye konuştu.

Bilim ve teknoloji alanında yasal düzenlemeler yapıldığına, teşvikler çıkarıldığına, fonlar oluşturulduğuna ve vergi muafiyetleri getirildiğine dikkati çeken Gül, bunların sonuçlarının alınacağına dair inancını dile getirdi. Cumhurbaşkanı Gül, AB fonlarından yararlanmada son dönemde ciddi artış olduğunu ifade ederek, Türk kurumları ve bilim adamlarının katıldığı proje portföyünün 1.1 milyar Avro düzeyinde olduğunu kaydetti.

''Herkes birbirini teşvik etmeli"

''Bir ülkenin güçlü, büyük ve mutlu olabilmesi için bilimsel kapasitesi, kültürel faaliyetleri çok önemli'' diyen Gül, yurt dışında BRIC ülkelerine Türkiye'nin de ekleneceğini, bunun bilimsel ve teknolojik çalışmalar, Ar-Ge'deki artan kapasitesi sayesinde gerçekleşeceğini söylediğini aktardı. Bu konuda herkesin birbirini teşvik etmesi gerektiğini vurgulayan Gül, ''Bu iklim oluşursa ancak bu faaliyetler oluşabilir. Yoksa ABD'deki, Avrupa'daki en iyi laboratuvarlarda, akademik özgürlüğün en iyi olduğu yerdeki bilim insanlarımıza gelin demek kolay değil. Gelin demeye de hiç hakkımız yok açıkçası. Türkiye'deki bu iklimi görüp, tanıyıp kendilerinin geleceğine inanıyorum'' dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, teknolojinin geleceğini öngörebilen çalışmalar yapacak enstitülere ihtiyaç olduğunun altını çizerek, nanoteknolojide Sabancı ve Bilkent üniversitelerindeki merkezlerin kısa sürede büyük ses getireceğine inandığını belirtti. Üniversitelerin sanayiyle bütünleşmeyi geçmişte gerçekleştiremediğini dile getiren Gül, son dönemde üniversitelerin bünyesindeki teknokentlerin büyük fark yaratacağını söyledi.

Bilim adamları, sanatçı ve kültür adamlarının faaliyetlerinin çok nitelikli ve ayrıcalıklı olduğunu vurgulayan Gül, ''Bu konulardaki çalışmalar Türkiye'nin tanınmışlığını, itibarını, gururunu artıracaktır. O bakımdan bunları her seviyede destekleyeceğiz'' diye konuştu.
Ödülleri kazanan bilim insanlarını tebrik eden Gül, TÜBİTAK Bilim Ödülü'nü kazanan Seza Özen'in kadınların teşvik edilmesi yönündeki sözlerine katıldığını söyledi. TÜBİTAK Özel Ödülü'nü alan Koç Üniversitesi'nden Prof. Dr. Umran İnan'ın da yurt dışından gelerek çalışmalarını Türkiye'de sürdürmesinin örnek olacağını belirten Gül, ''Yurt dışındaki potansiyelimizin bir şekilde buraya, ya da oradaki imkanların Türkiye ile paylaşarak değerlendirilmesi Türkiye'nin öncelikli konularından birisidir. Bunun bir networku (ağı) muhakkak kurulmalı. Bu TÜBİTAK çatısı altında, başka çatı altında, gerekirse Cumhurbaşkanlığı'nda bunun formülünü yapmamız gerekir. Yurt dışındaki Türk bilim insanlarının potansiyellerini Türkiye ile paylaşabilmelerini temin etmeliyiz'' dedi.

TÜBİTAK Başkanının konuşması

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yetiş de bilime gösterdiği destek ve ilgiden dolayı Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür etti. Bilgi ve bilim temeli üzerinde yükselen medeniyetlerin güçlü olduğunu belirten Prof. Dr. Yetiş, ''Böyle medeniyetleri yaratan milletler hürdür, müreffehtir, mutludur. Böyle medeniyetleri kucaklayan, bilimi ve bileni koruyan, yücelten, bilgiyi doğru kullanan devletlerin bekası tartışılamaz'' dedi. Yetiş bilen, bilgi ve yeteneğini Türkiye ve insanlığın refah ve gelişmesi için kullanan nesiller yetiştirme vizyonunu herkesin paylaşması gerektiğini ifade etti.

Bilim ve teknolojiye olan talebin artmasına, Ar-Ge ve yenilik performansının harekete geçirilmesine, yerel değerlerin küresel değerlere dönüştürülmesine katkı sağlamak için ülke genelinde ''Ar-Ge ve Yenilik Günleri'' organize ettiklerini anlatan Prof. Dr. Yetiş, geçen yılın mart ayından bu yana 75 ilde 11 ''Ar-Ge ve Yenilik Günü'' gerçekleştirdiklerini kaydetti.
Yetiş ''Bilim, teknoloji ve yenilik özel kesim, kamu yönetimi ve toplumun gündemine girmiştir. Ar-Ge'ye olan talep artmaya başlamıştır'' dedi.

TÜBİTAK olarak araştırmacılar için Türkiye'yi daha cazip hale getirmek için çeşitli projeler geliştirdiklerini anlatan Prof. Dr. Yetiş, Türkiye'nin, milliyeti ne olursa olsun araştırmacıların çalışabilecekleri bir ülke olması için çeşitli ülkelerde ''Hedef Türkiye'' çalıştayları başlattıklarını kaydetti. Boston ve Michigan'da bu ayın başında üniversitelerden temsilcilerin de katılımıyla söz konusu etkinlikleri gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Yetiş, ''Özellikle ülkemize dönüp dönmeme konusunda tereddüt eden Türk araştırmacıların akıllarındaki soruları cevaplamaya çalıştık'' diye konuştu.

Prof. Dr. Yetiş, bilim ve teknolojinin Türkiye'de uzun yıllar ihmal edildiğini dile getirerek, şunları söyledi:

''Bu kanı bilim insanlarımızın ve özellikle gençlerimizin zihinlerine nakşedilmişti. Hedef Türkiye toplantısına katılan bir bilim insanımızın şu sözleri ne demek istediğimi sanırım en iyi şekilde anlatıyor. 'Aslına bakarsanız burada 11 sene yaşadıktan sonra 26 yıl yaşadığım Türkiye'ye gitmek beni korkutuyordu. Çin'de İngilizce konuşulan bir bölgeye gitmekle Türkiye'ye gitmek arasında fark yok gibi geliyordu. Araştırma fonlarının yükseldiği ülkemde yapacağım araştırmaların da güçlü olmasına katkı verecektir. Belki il aşamada 1-2 yıllığına Türkiye'ye gidilerek deneme yapılabilir.' Ben, böyle düşünenlere şöyle seslenmek istiyorum; karar sizin. Her ortamın kendine göre olumlu ve olumsuz yanları var. Önemli olan önce kendinize, sonra Türkiye'nin gücüne inanmanızdır.''

Ödül alanlar

TÜRİBAK Bilim Ödülü'ne, ''çocuk romatolojisi ve nefrolojisi alanında vasküliter ve ailevi Akdeniz ateşi hastalıkları konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları'' dolayısıyla layık görülen Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Seza Özen de konuşmasında, bugünkü dünyada bir ülkenin saygınlığının belirlenmesinde akademisyenlerin dünya arenasındaki yerinin önemli rol oynadığını söyledi.
Prof. Dr. Özen, Türkiye'nin gelişmiş bir bilim politikası olmamasının potansiyelin değerlendirilememesinde önemli etken olduğunu ifade ederek, her disiplinde belli önceliklerin saptanması gerektiğini belirtti. Bir ülkenin bilim politikası belirlenirken kadınların dışlanmamasının çok önemli bir gereklilik olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özen, ''Atatürk devrimleri kadın haklarını öncelikli olarak ele almıştır. Annem gibi ben de Cumhuriyet'in aydınlanma devriminin yerleştirdiği kadın politikasının sonucu olarak akademik yaşamımın hiçbir aşamasında ayrımcılık yaşamadım, umarım kızım da benzer ortamlarda ülkemize katkı yapacaktır. Ancak 2010'lu yıllarda kadın modelinin erkeğin arkasında duran, üretime katılmayan bir şekle dönüştüğünü üzülerek izliyorum'' diye konuştu.

TÜBİTAK Özel Ödülü sahibi Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Umran İnan da 36 yıl yurt dışında çalıştıktan sonra Türkiye'ye döndüğünde kendini ''yuvaya dönmüş'' gibi hissettiğini söyledi ve Koç Üniversitesi'ne teşekkür etti.

TÜBİTAK Özel Ödülü'nün diğer sahibi Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu ise ilk defa tarih dalında TÜBİTAK ödülü almanın mutluluğunu yaşadığını dile getirdi. Ödül kapsamındaki çalışmaları hakkında bilgi verdi. ''Tarihini bilmeyen bir toplum, bir benzetme yapacak olursak hafızasını kaybetmiş bireyden farksızdır'' diyen Prof. Dr. Hanioğlu, ödülün Türkiye'de beşeri ilimleri olan ilgiyi artıracağına inandığını belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, törenin ardından davetliler onuruna resepsiyon verdi.

Ödüller

Konuşmaların ardından TÜBİTAK ödülleri Cumhurbaşkanı Gül tarafından sahiplerine verildi. Ödüller, ödülleri kazananlar ve ödül gerekçeleri şöyle:

TÜBİTAK Bilim Ödülü: Prof. Dr. Seza Özen (Çocuk romatolojisi ve nefrolojisi alanında vaskülitler ve ailevi Akdeniz ateşi hastalıkları konularındaki uluslararası düzeyde üstün nitelikleri çalışmaları nedeniyle)

TÜBİTAK Özel Ödülü: Prof. Dr. Umran İnan (Elektromanyetik dalgalar alanında Dünya yakınındaki uzun dalgalar konusundaki uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle)

TÜBİTAK Özel Ödülü: Prof. Dr. Şükrü Hanioğlu (Son dönem Osmanlı, erken dönem Türk entelektüel, diplomatik ve siyasal tarihine farklı bir bakış açısıyla yaklaşan uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları nedeniyle)

TÜBİTAK Teşvik Ödülleri: Prof. Dr. İsmail Boztosun, Prof. Dr. Melih Ertan Çınar, Doç. Dr. Mehmet Doğan, Doç. Dr. Emrah Kalemci, Prof. Dr. Mahmut Özacar, Doç. Dr. Asiye Safa Özcan, Prof. Dr. Adil Baykasoğlu, Doç. Dr. Alper Tunga Erdoğan, Doç. Dr. Bahar Yetiş Kara, Prof. Dr. Mehmet Kitiş, Doç. Dr. Metin Muradoğlu, Doç. Dr. Reşat Özaras, Yrd. Doç. Dr. Selin Sayek Böke, Yrd. Doç Dr. Caner Bakır.

TÜBİTAK TWAS Teşvik Ödülü: Prof. Dr. A. Muhammed Uludağ.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler