"Düzensizliği ilk sorgulayacak ülkeyiz"

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin artık bekleyip, dünyada yeni bir düzen oluştuktan sonra tepki veren bir ülke olamayacağını söyleyerek, "Eğer yeni bir düzen kurulacaksa o düzenin temel taşını atan ülkelerin başında geleceğiz. Buna hakkımız var, buna tecrübemiz var, buna gücümüz de yeter" diye konuştu.

Yayınlanma: 03.01.2011 - 10:21
Abone Ol google-news

Türkiye'nin yaklaşık 180 büyükelçisini bir araya getiren Üçüncü Büyükelçiler Konferansı'nın açılışında konuşan Davutoğlu, yeni vizyoner diplomasi çerçevesinde Türkiye'nin dünyadaki gelişmeleri bekleyip, yeni düzen oluştuktan sonra bunlara tepki veren bir ülke olamayacağını belirterek, şunları kaydetti:

"Çünkü bunun bedelini Birinci Dünya Savaşı'nda yaşadık. Eğer bir düzensizlik varsa, bu düzensizliği ilk sorgulayacak ülkelerin başında geleceğiz ve eğer yeni bir düzen kurulacaksa, o düzenin temel taşını atan ülkelerin başında geleceğiz. Buna hakkımız var, buna tecrübemiz var, buna gücümüz de yeter. Bu kadar iddialı bir söylem dile getirdiğimizde hemen tepki veriliyor; 'Gücünüz yeter mi?' Evet, yeter."

Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişten gelen köklü devlet geleneği ve diplomasisi ile birçok şeye gücünün yeteceğini, şimdi rahatsızlık doğuran şeyin Türkiye'nin tepki veren bir ülke konumu ile artık yetinmemesi olduğunu belirterek, son 8 yılda bu konum ile yetinmeyeceklerini gösterdiklerini bildirdi. "Bununla yetinmemiz tarihin akışının gerisinde kalmış olmamız anlamına gelir" diyen Bakan Davutoğlu, dinamik bir dünyaya karşı dinamik tepkiler vermeleri gerektiğini, eğer dünya sürekli değişiyorsa kendilerinin de statik olamayacağını kaydetti.

Bakan Davutoğlu, Türkiye için biçtikleri yeni rolün 'akil ülke' rolü olduğunu, bu çerçevede dünyada, küresel olaylarda sözü dinlenen, olayları önceden gören, o olaylara tedbir oluşturan akil bir ülke olunması gerektiğini söyleyerek, Türk diplomatların da artık sadece krizden krize koşturan itfaiye eri olmakla kalmayıp, kriz çıkmadan bunu hissedebilen şehir planlamacısı olması gerektiğini kaydetti.

Devlet geleneği açısından dünyada çok az milletin Türkler kadar sağlam bir geçmiş ve köklü bir devlet geleneğine sahip olduğunu, bu geleneğin en önemli kurumlarından birinin de Dışişleri Bakanlığı olduğunu belirten Davutoğlu, Bakanlık mensubu iken görevleri başında şehit düşen ilk şehit Başkonsolos Mehmet Baydar, Konsolos Bahadır Demir'i 1973 yılının ocak ayında kaybettiklerini hatırlatarak, başta onlar olmak üzere toplam 39 şehidi rahmetle andığını ve onların emanetlerini daha iyi seviyelere taşımak için daha çok çalışmaya kararlı olduklarını kaydetti.

Bakan Davutoğlu, büyükelçiler konferansının hem bir hasret giderme, hem yıllık muhasebe hem de koordinasyon imkanı sağladığını belirterek, dünyanın ve tarihin akış seyri doğru tanımlandığı zaman, Türkiye'ye doğru roller biçmenin önemine dikkat çekti. Davutoğlu, dünya sisteminin yeniden yapılandığı bir dönemden geçildiğini söyleyerek, bu konferansı 21. yüzyılın ilk 10 yılının bittiği ve ikinci 10 yılının başladığı bir dönemde yapmakta olduklarını ve dolayısıyla geçen 10 yılın muhasebesini yapacaklarını kaydetti.

Davutoğlu, 10 yılın muhasebesini yaparken geriye doğru bakmanın yararlı olacağını, 21. yüzyılın aslında 2000'lerde değil, 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılması ile başladığını söyleyerek, son 10 yılda bu yüzyılın en kapsamlı gerilim alanlarının birlikte yaşandığına işaret etti. Bakan Davutoğlu, 11 Eylül saldırısının gerçekten çok önemli sonuçlar ortaya çıkardığını, uluslararası sistemin boşluk alanlarını gösterdiğini bildirdi.

"Eğer uluslararası kültürel ve finansal ilişkilerde bu kadar kırılgan bir yapı varsa bunun küresel sisteme yansımaması mümkün değil" diyen Davutoğlu, 1989'dan sonra çıkan sorunlara yanıt bulunamaması durumunda önümüzdeki 10 yılların çok çetin geçeceğini kaydetti. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi:

Davutoğlu bu nedenle sürekli barışa atıfta bulunduklarını, Yurtta Sulh Dünyada Sulh ilkesini yüksek sesle tekrarladıklarını belirterek, bu dönemde Türkiye için biçtikleri yeni rolü şu sözlerle aktardı:

"Bu rol 'akil ülke' rolüdür, dünyada, küresel olaylarda sözü dinlenen, olayları önceden gören, o olaylara tedbir oluşturan, o olaylar için alternatif çözüm üreten akil bir ülke. Çevre bölgelerde daha kriz çıkmadan krizi hissedebilen, hassas ayarlı bir diplomasi ile çözüm getirebilen bir ülke. Mesela BM için ya da başka örgütler için akil adamlar heyeti oluşturulur, biz de şunu istiyoruz: 'Eğer bir gün uluslararası toplum bir akil ülkeler grubu oluşturmuş olsaydı, onun başına ülkemizin yerleştirilmesi gerekirdi' imajının bütün dünyaya duyurulması. Krizlerden etkilenen değil, krizlerin parçası ve sorun çıkaran hiç değil, ama sorunları çözen hem bölgesel hem küresel sorunlara doğru çözümler üreten akil bir ülke. Sizler ve bizler bu akil ülkenin temsilcileri olarak onur duymalıyız. Önünüzdeki dönemin diplomasisinin de odağı bu rolü en iyi şekilde bütün dünyada dile getirmektir."

Vizyoner diplomasi ile sadece tepki vermeyip çözüm ve vizyon üreteceklerini belirten Davutoğlu, Türk diplomatları için Hariciye içinde yerleşmiş bir tanım bulunduğunu, "Türk diplomatının bir itfaiye eri gibi olduğunun ve birçok kriz alanında koşmak durumunda kaldığının" anlatıldığını hatırlatarak, buna örnek olarak Türkiye'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ertuğrul Apakan'ın, Mavi Marmara saldırısının hemen ardından sabah 5'te uyandırılması ve BM Güvenlik Konseyi'nin acil toplantıya çağrılması sürecini anlattı.

Apakan'ın bir itfaiye eri çabukluğuyla BM'ye ulaştığını belirten Davutoğlu, bütün temsilciliğin aldıkları talimatı yerine getirmek üzere sabah çok erken saatlerde BM'de hazır olduklarını hatırlatan Davutoğlu, Bakanlığın organik bir bütün gibi hareket etme yeteneğinin bu olay ile çok iyi sergilendiğini, bunun övünülmesi gereken bir refleks olduğunu bildirdi.

Davutoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: "Ama biz önümüzdeki dönemde sadece itfaiye erleri istemiyoruz. Evet itfaiye erleri gibi her yere koşturacak dinamizmde bir bakanlık istiyoruz ama daha fazlasını da istiyoruz. Diplomatlarımızı yangın çıkmasını engelleyecek şehir planlamacısı olarak da görmek istiyoruz."

 

Eş zamanlı üç oturum düzenlendi

Üçüncü Büyükelçiler Konferansı kapsamında "Vizyoner Diplomasinin Amaçları ve Uygulamada Kurumlar Arası İlişkiler" konusunda Dışişleri Bakanlığı ile diğer bakanlık, kurum, kuruluş ve özel sektör temsilcilerinin katılımıyla eş zamanlı üç oturum düzenlendi.

Sheraton Otel'de düzenlenen konferansın öğleden sonraki bölümünde, Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Mehmet Gücük başkanlığında "Ekonomik ve Ticari İlişkiler", Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Selim Yenel başkanlığında "Kültür ve Kamu Diplomasisi", Müsteşar Yardımcısı Büyükelçi Naci Koru başkanlığında "Yurtdışındaki Türkler ve Konsolosluk Hizmetleri" konulu üç ayrı toplantı düzenlendi.

Bu toplantıların ardından, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (AKPM) Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katılımıyla, "Dış Politikada Demokrasi, İnsan Hakları ve Hukukun Üstünlüğü" konulu genel oturum yapıldı. Basına kapalı düzenlenen oturumun başında gazetecilerin görüntü almasına izin verildi.

 

Dışişleri Bakanı, büyükelçilere yemek verdi

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 3. Büyükelçiler Konferansı dolayısıyla Ankara'da bulunan büyükelçilere yemek verdi. Sheraton Otel'de verilen yemeğe, Davutoğlu'nun yanı sıra Avrupa Parlamenter Meclisi Başkanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu da katıldı. Yemeğin başında basın mensuplarının görüntü almasına izin verildi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler