Ergenekon'da sorgulamaya geçildi

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan Ergenekon Davası'nın dünkü oturumunda 2455 sayfalık iddianamenin okunması tamamlandı. Şimdi söz savunmada. Davanın görülmesine bugün devam edilecek.

Yayınlanma: 10.11.2008 - 09:15
Abone Ol google-news

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan yargılamanın dünkü "Ergenekon" duruşmasına, emekli Tuğgeneral Veli Küçük ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 44 tutuklu sanık getirildi. Başka suçtan tutuklu Semih Tufan Gülaltay'ın da katıldığı duruşmaya, tutuklu sanıklardan Gazi Güder ve Erkut Ersoy ise gelmedi.

Tutuksuz yargılanan Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Ali Yasak, Güler Kömürcü Öztürk, Kemal Şahin, Mehmet Murat Yücel, Murat Özkan, İsmail Eksik, Ferudun Refik Nuhoğlu, Emin Caner Yiğit, İbrahim Benli, Rafet Arslan ve Zeki Yurdakul Çağman da duruşmada hazır bulundu.

Oturumun öğleden sonraki bölümünde cumhuriyet savcıları tarafından, iddianamenin 2254. sayfasından itibaren okunmasına devam edildi.

Duruşmanın öğleden önceki oturumunda, 7 sanığın hukuki durumlarına ilişkin iddianamedeki bölümler okundu.

 

''Ergenekon'' davasında iddianamenin okunması sona erdi, sorgulamalar başladı

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki salonda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen davanın 11. duruşmasının öğleden sonraki oturumunda, iddianameyi 2 bin 254'üncü sayfasından itibaren Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın dönüşümlü olarak okundu.

İddianamenin okunması işlemi, saat 15.35'te tamamlandı.

 

27 Ekim'de okunmaya başlamıştı

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı'nca hazırlanan 2 bin 455 sayfalık iddianamenin okunmasına, davanın 3'üncü duruşmasının yapıldığı 27 Ekim 2008 Pazartesi günü öğleden sonraki oturumda başlanmıştı.

İddianamenin 9 duruşmada cumhuriyet savcıları tarafından dönüşümlü olarak ve kısaltılarak okunması, yaklaşık 40 saati buldu.

Duruşma, iddianamenin okunmasının tamamlanmasının ardından avukatların taleplerinin dinlenilmesiyle sürüyor.


Duruşmadan notlar:

Ata'ya saygı duruşu talebi

Bu arada, bugünkü duruşmanın öğleden sonraki oturumunda iddianamenin okunmasına başlamadan önce tutuklu sanıklardan Emin Gürses'in avukatı Bozkurt Nuhoğlu söz alarak, 10 Kasım dolayısıyla Atatürk için bir dakikalık saygı duruşu yapılmasını istedi. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün de ''Biz onu sabah yaptık'' diyerek talebi kabul etmedi.

 

Kemal Kerinçsiz: Mahkemenizi kabul etmiyorum

Tutuklu sanık Kemal Kerinçsiz 9 No'lu gizli tanık Osman Yıldırım'ın ifadeleri incelendiğinde, kopukluklar olduğunun görüleceğini belirterek, bu kopuklukların Yıldırım'ın DVD'de kayıtlı olan görüntülerinin çözümlerinde yapılan atlamalardan kaynaklandığını öne sürdü.

Diğer gizli tanıklarla ilgili de bu gibi sorunlar olduğunu ifade eden Kerinçsiz, ''Savcılar cezaevlerinden devşirme tanıklar toplamış, senaryolar anlatılmıştır'' iddiasında bulundu.

Savcıların delil toplamada usulsüzlükler yaptığını öne süren Kerinçsiz, gizli tanıklara ait görüntü ve ses kayıtlarının tamamının mahkemeye verilmesini ve bunların ses ve görüntüleri bozularak duruşmada izlenmesini talep etti.

Kovuşturmanın evrensel hukuk normlarına uygun yapılmadığını savunan Kerinçsiz, avukat sayısındaki sınırlamanın kaldırılmasını istedi. Duruşmaya gelen izleyici sayısının da ilk iki celse dışında oldukça azaldığını belirten Kerinçsiz, bu durumun da hukuk kurallarına aykırı olduğunu savundu.

Kerinçsiz, ''doğal hakim ilkesi''nin de ihlal edildiği iddiasında bulunarak, bakanlık ve başsavcılık nezdinde yapılan düzenlemelerin doğal hakim ilkesine aykırı olduğunu öne sürdü. Bir davaya bakmak üzere mahkeme oluşturulamayacağını dile getiren Kerinçsiz, ''Mahkemenin elinden tüm dosyalarının alınıp bu davaya özgü hale getirilmesi, mahkemeyi, özel bir mahkeme haline getirmiştir. Bu şekilde mahkeme, tabii mahkeme olma özelliğini ve bağımsızlığını kaybetmiştir'' dedi.

Kemal Kerinçsiz, yapılan düzenlemelerin Anayasa'nın 142 ve 143'üncü maddelerine de aykırı olduğunu öne sürerek, ''Tabii hakim ilkesine uygun oluşturulmadığından mahkemenizi kabul etmiyorum'' dedi.


Tuncay Güney hakkında talepler

Vedat Yenerer
'in avukatı Vural Ergül de bütün tutuklular hakkındaki suçlamaların Tuncay Güney'in mülakatına dayandığını belirterek, dosyaya gelen bir MİT yazısında Tuncay Güney'den ''Tuncay Güney İpek'' olarak bahsedildiğini anlattı.

Tuncay Güney'in dosyadaki nüfus kaydında ''İpek'' şeklinde bir soyadının bulunmadığını dile getiren Ergül, MİT'ten Tuncay Güney'den neden ısrarla ''Tuncay Güney İpek'' olarak bahsedildiğinin ve Tuncay Güney İpek adıyla istihbarat elemanı olarak kullanılıp kullanılmadığının sorulmasını talep etti.

Tuncay Güney'in daha önce Emekli Sandığı'ndan maaş aldığının ortaya çıktığını, yetkililerin, ''bunun, babasından kaynaklanan yetim maaşı olduğunu'' açıkladığını kaydeden Ergül, yaptığı araştırmadan, böyle bir maaşın belirtilen dönemde Güney'e ödenmesinin söz konusu olamayacağı sonucuna vardığını söyledi.

Ergül, bu nedenle Emekli Sandığı'ndan, ''Güney'e yapılan ödemenin MİT'te istihbarat elemanı olarak çalışmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı''nın ya da ''neden ödeme yapıldığı''nın sorulması isteminde bulundu.

Mahkeme heyeti Tuncay Güney'e ait vukuatlı aile kayıt tablosunun istenmesine karar verdi.

Kemal Kerinçsiz'in avukatı Kadir Kartal ise iddianamenin 1999 yılında Tuncay Güney'den elde edilen bilgilere dayandığını ancak suç tarihinin 2007 yılı gösterildiğini belirterek, ''Bu nasıl boşluk? Bu nasıl hukuksuzluk?'' dedi.

Dosyada hukuka aykırı deyimler olduğunu ileri süren Kartal, müvekkilinin tahliyesi isteminin yeniden gözden geçirilmesini istedi.


Sami Hoştan'ın savunması

Söz alan tutuklu sanık Sami Hoştan da ''JİTEM diye bir birimle eroin kaçakçılığı yaptığım iddianameye konmuş. Benim eroin kaçakçılığı yaptığım bu birimin üyeleri hakkında ne gibi bir işlem yapılmış? Bunun savcılıkça açıklanmasını istiyorum'' diye konuştu.

Talepler konusundaki görüşü sorulan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel de Sami Hoştan'ın 1974-75 yılları arasında Almanya'da eroinle yakalandığını, 5 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldığını, bu cezasının bir kısmı infaz edildikten sonra Türkiye'ye iade edildiğini kaydetti.


Salonda gerginlik


Duruşmada söz alan tutuklu sanık Murat Çağlar, savcılarca okunan iddianamedeki telefon görüşmesinde adı geçen kişinin yanlış anlaşıldığını kaydetti.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün tarafından bu gibi şeyleri ifadesi sırasında anlatması gerektiği konusunda uyarılan Çağlar'ın mikrofonunun kapatılmasına rağmen konuşmaya devam etmesi, kısa bir gerginliğe neden oldu.


Tesadüf mü?

Tutuklu sanık Hüseyin Görüm de yargılanmalarına 20 Ekim'de başlandığını hatırlatarak, Atatürk'ün de Gençliğe Hitabesi'ni 20 Ekim 1927'de yazdığını söyledi.

Görülmekte olan davanın özünün ''başörtüsü'' olduğunu öne süren Görüm, davanın Danıştay saldırısı davasıyla birleştirilmesi gerektiğini savundu.

Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün söyleyeceklerini toparlaması konusunda uyardığı Görüm, Fethullah Gülen'in ve Kenan Evren'in davada tanık olarak dinlenmesini istediğini söyledi.

''Mahkeme Heyeti Başkanı Şengün'ün 'tarihe yasakçı bir başkan olarak geçmemesi için' duruşmaya bir televizyon kanalını çağırması gerektiğini'' savunan Görüm, kendisine hep deli muamelesi yapıldığını söyledi. Görüm, ''Hayatımda hiçbir yerin ajanı olmadım. Ajansam nereye çalıştığımı söylesinler'' diye konuştu.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler