İlahlar susayınca

"Korkak, kişilik problemi var, takımı Adnan Sezgin kuruyor, oyunda hocanın varlığı ya da yokluğu belli olmuyor, Arda olsam doğru düzgün çalışmadan takımda forma buluyorsam ben de severim tabi hocayı". Rıdvan Dilmen ve Hıncal Uluç merkezli futbol elitlerinin gözlerine kestirdiği son kurban adayı Michael Skibbe.

Yayınlanma: 15.11.2008 - 14:14
Abone Ol google-news

Kişisel tarihimde liste Avrupa Şampiyonu Hiddink ile başlar, bugün Almanya’yı çalıştıran Löw, Galatasaray’ı şampiyonlar liginde  iki yılda üç defa gruptan çıkaran, Chelsea’yi Londra’da mağlup eden Lucescu,iki şampiyonlar ligi şampiyonu Del Bosque, ilk sezonunda Hakan ve Okan’ı ikinci sezonunda  Arda’yı,Mehmet Topal’ı, Servet’i büyük futbolcu yapan Feldkamp ve Fenerbahçe’ye tarihinin en büyük başarısını yaşatan Zico ile devam eder. Bu teknik adamların hiçbiri de ‘büyük’ değildir.Büyük hoca kimdir peki? Galatasaray’ın efsane kadrosuyla üç yıl üst üste gruptan çıkamayandır, 19 yaşındaki Emre’yi dövercesine dışarı alarak bugünkü Emre’nin filizlenmesine katkı sağlayandır, ikinci gelişinde yaptırdığı transfer harcamalarıyla oluşan borçta sorumluluğu bulunandır, İsviçrelileri karşılama ve konuklamada pay sahibi olandır. Cesur hoca kendi takımında kadroya giremeyen, hiçbir hazırlık maçında denemediği, 17 yaşındaki Batuhan’ı, Mehmet Yıldız’ın yerine milli takımda oynatandır.Nikopoloudis’in, Mhrye’nin, Macaristan maçındaki hakemin, Cech’in elinden kaçırdığı topun,Arda ve Semih’in rakibe çarpıp gol olan şutlarının Avrupa üçüncülüğünde hiç payı yoktur.Asıl olan aslan gibi cesur hocamızdır.

Hoca dediğin öyle Zico gibi Skibbe gibi insani iletişim kurmaya çalışmamalıdır. Futbolcusu hocaya sarılıyorsa da bu hocanın yumuşaklığını gösterir.

Bir de madalyonun diğer yüzü var tabiki. Futbol elitlerimize sorsak kulüpler hangi hocayı getirsinler diye. Cevapları kim olur acaba? Wenger, Ferguson, Ancelotti, Morinho, Capello? Herhangi bir kulübümüzün bütçesini geçtim, kulübün anahtarını verseler bu isimler ülkemize gelirler mi? Real Madrid en gösterişli kadrosunun başına Ferguson’un ancak yardımcısını getirebilmişti. Geçelim efendim. Hücum futboluna aşık biri olarak soruyorum: Fenere karşı Kewell, Baros, Ümit, Arda ve Lincolnle çıkarak mı cesur olunur, hücum futbolu oynanır yoksa (Feldkamp’ın verdiği taktikle mayıs ayında Sami Yen’deki maçta) Barış, Mehmet, Ayhan, Arda orta sahasıyla rakibi ısırıp kendi sahasına hapsederek mi? Hücum futbolu demişken ilahlarımız (hücum futbolunun lokomotifi olan) Berbatov’lu Manchester, Henry sonrası Adebayor’lu Arsenal, Ronaldinho sonrası Messi odaklı Barcelona hakkında ne düşünürler? Acaba bir fikirleri var mıdır yoksa fikir sahibi olmak için önce bilgi sahibi olmak mı gerekir? Fenerbahçeye dönersek söylenebilecek tek şey  “Türkiye’de tek ön libero çift forvet, Avrupa’da ve derbilerde çift ön libero tek forvet” klişesi midir? Teknik adamlık bu kadar basit ve ucuz mudur?

Skibbe’ye gelirsek. Alman centilmeninin turnusol kağıdı bence takım tam kadro olunca Kewell ve Linderoth gibi isimlerin mi yoksa Mehmet Topal, Aydın,Barış,Uğur gibi rakibi bozan, geriden baskı kurup  oyunu karşı alana yıkan, rakip için oyunu cehenneme çeviren, iki yönlü oynayabilen, ısırgan gençlerin mi takımda yer bulacağıdır.Hücum futbolunu  nasıl yorumladığı ve nasıl yorumladığımız bence (bu ülkede) bu soruya verilecek cevapta gizlidir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler