Benim için aşk mektubu yazar mısınız?

Dillere dolanan eski bir reklamda “ağzı olan konuşuyor” sloganı vardı. Evet, ağzı olan konuşuyor belki ama eli kalem tutan herkes de yazamıyor. Konuşmayı, en azından ses çıkarmayı bildiğimiz kesin, ama iş duygularımızı kâğıda dökmeye gelince sıkıntı başlıyor, çünkü yazamıyoruz, kendimizi anlatamıyoruz. Bu yüzden de iş profesyonellerden destek almaya kadar gidiyor. G Yayın Grubu yöneticisi yazar Cem Akaş da o profesyonellerden biri, bir“hayalet yazar”...

Yayınlanma: 16.11.2008 - 13:54
Abone Ol google-news

G Yayın Grubu “yazı” ya da “basılı iş” denince aklınıza ne geliyorsa üreten editör ve yazarlardan oluşan bir ekip. Onları habere konu yapan ise hazırladıkları kurumsal metinler ve yazışmalar değil, aşk mektubundan, iş görüşmeleri için yazılan fıkralara, ölmeyi bekleyen bir kadının mezar taşından, bayram, yılbaşı kutlamalarına, bilgi yarışmalarına kadar akla gelebilecek her şey için metin hazırlıyorlar. G Yayın Grubu yöneticisi, yazar Cem Akaş yaptıkları işin ne menem bir şey olduğunu anlatıyor.

- Bu işe nasıl başladınız?

Ekibimiz, uzun yıllar Yapı Kredi Yayınları’nda çeşitli konumlarda çalışan insanlardan oluşuyor. O zamanlar gözlediğimiz bazı şeyler vardı: birincisi, Türkiye’de okurdan çok yazar var; ikincisi, bu insanların yazdığı metinlerin ciddi bir kısmı doğru dürüst bir editörlük çalışmasından geçse yayımlanabilir düzeye gelecek; üçüncüsü, yerleşik yayınevlerinin bunu niyet, eleman, zaman, yatırım açısından yapacak hali yok. Bizim de en iyi bildiğimiz, fark yaratabileceğimizi düşündüğümüz alan buydu.

- Çalışma sisteminiz nedir?

Öncelikle editörlük hizmetini gereksinimlere göre çeşitlendirdik, bazı metinleri yazım ve dil açısından düzeltmek yeterliyken, bazılarında derinlemesine çalışmak, karakterleri, olay örgüsünü, gerilimi vs elden geçirmek, bazı bölümler ekleyip çıkarmak gerekebiliyor. Bunu yaparken bir kişinin ya da kurumun yayıncılıkla ilgili olarak bekleyebileceği tüm hizmetleri de verebileceğimiz, gavurda “one-stop shopping” denen, tüm gereksinimlerinizi tek merkezden karşılayabileceğiniz bir sistem kurabileceğimizi gördük.

- Editörlük ve yayıncılık beklenen sonuçlar. Sizi şaşırtan talepler nelerdi?

Bizi şaşırtan gelişme, çok çeşitli metinlerin, hatta kitapların yazılması konusunda ciddi bir talep gelmesiydi. Zaman içinde çok çeşitli metinler ürettik, bunların bir kısmına adımızı verdik, ama büyük kısmı “hayalet yazarlık” kapsamına girdi. Aşk ve ayrılık mektupları yazdık örneğin, konuşma metinleri, bilgi yarışması soruları, şirketlere faaliyet raporu bile yazdık. Son dönemde artan bir talep de kurumsal ve kişisel tarihlerin kaleme alınması. Zaten bu ülkenin tarihi, bu sivil tarihçelerin katkısına çok muhtaç.

İsteklerin hemen hepsi kendine göre sıradışı sayılabilir aslında. Ölmeyi bekleyen bir kadının mezar taşı yazısı isteği bunlardan biriydi. Bir iş yemeği için “Bir İngiliz, Bir Fransız, Bir Türk” fıkraları yazdık. Ayrılık mektupları da yazar olduk son dönemde; insanlar bu mektupları ayrılacakları kişiye veriyor, okurken yanında bekliyor, sonra konuşulacak bir şey kaldıysa konuşuyorlar. Arkadaş toplantıları için bilgi yarışması soruları hazırlamak çok keyifli oluyor; bazı yarışmaları görsel – işitsel destekli yapıyoruz, bunlar o kadar tutuldu ki piyasa için bu tür bir oyun hazırlamayı düşünmeye başladık.

- İnsanlar duygularını anlatamıyor, yazamıyor. Peki bu ıssızlıkta başka birini anlayıp onu diğerlerine anlatmaya çalışmak zor bir iş olmalı. Bunu nasıl yapıyorsunuz?

Bir başkası adına, üçüncü bir kişiye yönelik bir aşk mektubu yazmaya kalkışmanın zorlukları var elbette. Bizim buradaki yaklaşımımız, mektubu yazdıran kişinin dilini, nasıl konuşup yazdığını anlamak, sonra da ilişkiye ve duygulara girmek. Cafcaflı, “edebiyat kokan” aşk mektupları ekolünden değiliz; yalın, duyarlı, paylaşılmış anlara odaklanan, kişinin kendisinin de yazabileceği türden metinler çıkarmaya çalışıyoruz.

- Bir de ücret karşılığı yayıncılık hizmetini veriyorsunuz. Nedir bunun aslı?

Bizim sistemimizde yazar bizden kitabı için yayıncılık hizmeti alıyor ve bunun ücretini ödüyor, sonrasındaysa satıştan elde edilecek tüm gelir ona kalıyor. Dolayısıyla kendi kitabının riskini kendisi taşıyor; meyvesini de o topluyor.

- Bu sistemde yazarla ilişkileriniz ve editörlük anlayışınızı nasıl?

“Metnin gerçek sahibi, yazarıdır” ilkesiyle çalışıyoruz yani yazara rağmen bir şey yapmıyoruz. “Parasını verdim, kitabımı bastırdım”ın epey ötesinde bir şeyden söz ediyoruz. Bu da her şeyden önce yapıt sahiplerinin güvenini kazanmaya bağlı.

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler