"Çarşaf konusu magazinleştiriliyor"

CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, ''Partimize gelen çarşaflıya, 'sen çarşafını çıkar öyle gel' deme hakkımız var mı? O kadın şunu diyor mu 'Ben partiye üye oldum, milletvekili adayı olacağım, Meclise de çarşafla gireceğim'. Biz de 'Hay hay kabul ettik' mi dedik. Türban konusunda dünkü tavrımız neyse bugün de öyle'' dedi. Anadol, çarşaf konusunun magazinleştirildiğini söyledi.

Yayınlanma: 28.11.2008 - 15:42
Abone Ol google-news

CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, Ali İhsan Köktürk ile partisinin Bolu İl Teşkilatı'nı ziyaret eden CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Anadol, Türkiye'de yoksulluk, dünyada ekonomik bunalım ve çeşitli sorunların olduğunu hatırlattıktan sonra çarşaf konusunun magazinleştirildiğini ifade etti.

Kemal Anadol, 1977 yılında Taksim mitinginde CHP'de çarşaf ve türbanın var olduğunu da anımsatarak, şunları söyledi:
''Türk kadınının kıyafetleri var. Bir hanımefendi de (basın toplantısına katılan partili bir kadını işaret ederek) olduğu gibi batılı görünümde, Atatürk'ün devrimlerinden sonra ortaya çıkan bir kıyafet. Aşağı yukarı yüzde 30 bu şekilde bir kıyafetin içinde. Çoğumuzun ailesinde, bazen eşlerimiz, annemiz, ablalarımız kız kardeşlerimizin kullandığı örtüler var. Nedir onlar. Bazen türban biçiminde, bazı yerde başörtüsü eşarp biçiminde, bazen çeşitli renkleri vardır. Rize'de, Trabzon'da, İzmir'de başkadır. Çok az, yüzde 3 olduğu söyleniyor. Bir de çarşaf var. Tabii çarşaf çağdaş bir şeyi yansıtıyor diye kimsenin iddiası yok'' diye konuştu.

Kemal Anadol,  Başörtüsünü ikiye ayıralım. Bir tanesi yaşam biçim olarak başını örtüyor. Adı üstünde başörtüsü. Bunun ideolojik bir amacı niyeti takanın iddiası mesajı falan yoktur. İlla AKP ya da Saadet Partili olduğu için yapmıyor. Üniversitelerde tartışma konusu. Kamu alanında, 'Ben avukatım türban takacağım' diyor, 'Ben hemşireyim türban takacağım' diyor. Kadın doktor 'Ben erkeği muayene etmeyeceğim' diyor. İşte bu ideolojik oluyor.'' dedi. Bu tür girişimlerin, çağ dışı, demokrasi dışı çabalar olduğunu söyleyen Anadol, ''CHP bunlarla ilgili mücadelesini sürdürdü. Anasaya Mahkemesine açtığı davadan sonuç aldı'' şeklinde konuştu.


Bu CHP'nin mutluluk kaynağı

Geri kalmış bölgelerde yaşayan insanların büyük şehirlere göç ettiğini kaydeden CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol, şunları kaydetti: ''2 bin 3 bin kişi akraba grupları, bu insanlar kültürel bakımında muhafazakar. Yaşam biçimleri öyle elbette. Bunlar 3 bin kişiyle CHP'ye geldiler. Bunlara aşiret, akraba topluğu diyebilirsiniz. İstanbul'un çevresi öyle. Birbirlerinden ayrılmak istemiyorlar. Aynı yerlerde oturuyorlar. Bunlar 'CHP'ye geleceğiz, AKP'ye oy vermek kaderimiz değil, kaderimizi de oyumuzu da değiştireceğiz' diyerek partiye üye oluyor. Bunların içinde 4 tane kadın da çarşaflı. Bu CHP için mutluluk kaynağı. Demek ki kültürel bakımından o kadar muhafazakar olan birisi artık AKP'ye oy vermiyor. Siyasal kararını değiştirmiş. AKP'nin halka hizmet etmediğinin bilincine varmış, CHP'ye üye olmak istiyor.''

Kemal Anadol, CHP olarak başörtüsü konsundaki tavırlarının değişmediğini ifade ederek, şöyle dedi: ''Dünkü tavrımız ne ise bugünkü tavrımız da öyle. 'Hayır, sen çarşaflısın çıkar, öyle gel partiye' demek hakkımız var mı? Ha o kadın şunu iddia ediyor mu? Ben partiye üye oldum milletvekili adayı olacağım, Meclise de çarşafla gireceğim. Biz de 'Hay hay kabul ettik' mi dedik. Bir şey mi söyledik. Veya o bize bir dayatma yapıyor mu? Partinizdeki bütün kadınlar da benim gibi her tarafını kapatsın böyle bir şey mi söyledi. Hayır, çok masum. Ben artık AKP'ye oy vermeyeceğim. Kocam, ağabeyim gibi CHP'ye üye olacağım diyor. Şimdi bu niye böyle Türkiye'de fırtınalara yol açıyor. Her türlü siyasal gündemini önüne geçerek gündemin birinci maddesi oluyor anlamak mümkün değil. Ama şunu anlıyoruz. Baykal'ın taktığı rozet isabet aldı, birilerini yaraladı. Telaş başladı. Oylarını cebinde gören anlayış tehlikeyi gördü. O çarşaflı kadın, AKP'ye oy vermeyecek.''

 

Başbakan'ın sözleri anlam ifade etmiyor

Kemal Anadol, BaşbakanRecep ,Tayyip Erdoğan'ın, ''Seçimlerde ikinci parti olursam, genel başkanlığı bırakırım'' sözleriyle ilgili olarak şunları söyledi:
''Başbakan takiye yapıyor. Bana söyler misiniz, 89 seçimleri hariç 50'den bu yana hangi parti iktidara geldi de sonraki yerel seçimlerde mağlubiyete uğradı. Başbakan şunu diyebilir mi? '22 Temmuz seçimlerinde yüzde 47 oy aldım, bu kez yüzde 46 alırsam bırakırım' desin de göreyim. 'Ben oy oranım düşerse genel başkanlıktan ayrılırım'. Bunu de de bir anlam ifade etsin.''

Kemal Anadol, nüfus sayımında oy kullanacak 6 milyon kişinin nereden çıktığına bir anlam veremediğini belirterek, ''Bu rakam anormal bir rakam. Altı milyon doğruysa, 22 Temmuz seçimlerinin meşruiyeti tartışılır. Ben diyorum ki Hükümet, Yüksek Seçim Kurulu bunu hepimize anlatmalı ve rahatlatmalı'' dedi.

Anadol, ayrıca, düzenlemeyle, nakil ilmühaberlerinin muhtarların elinden alınmasını eleştirerek, ''Muhtarlar, çok büyük özveri ile çalışan çok önemli kurumların başında insanlar. Doğrudan demokrasinin temsilcileri. Binbir sıkıntı çekiyorlar. Bu meşru ve önemli bir kazanç kaynağı, elinden alındı'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler