Sinemanın büyülü dünyasında

Serra Yılmaz, Venedik Film Festivali'nde Luigi de Laurentiis Ödülü'nün seçici kurulunda. 27 genç yönetmenin filmlerini değerlendirecek jüride yer alan Serra Yılmaz, Venedik'ten sonra, Paris'te 'Kolaj İstanbul' başlıklı enstalasyonunun açılışına katılacak.

Yayınlanma: 11.09.2011 - 06:53
Abone Ol google-news

Bu güz Venedik Film Festivalinin ana bölümlerinde sunulan, toplam 35 ülkeden gelen yüzden fazla film arasında Türk sinemasından örnek yok ama, sinema ve tiyatro oyuncusu Serra Yılmaz, bir ilk filmi ödüllendiren Luigi de Laurentiis jürisinin beş üyesinden biri.

Yarışmalı ana bölüm dahil, festivalin resmi ya da bağımsız bölümlerinden herhangi birine seçilen 27 genç yönetmenin ilk filmlerini değerlendirecek olan bu jüride görev almak, Serra Yılmaz kadar, sinemamız için de farklı anlamlar taşıyor.

Sohbetimiz sırasında altını çizdiği gibi, Cannes, Berlin ve Venedik gibi dünyanın en eski ve en önemli üç festivalinden birinde, bir Türk oyuncu ilk kez resmi jürilerden birinde görev almaya davet edilmiş bulunuyor.

Özpetek filmleri

Ferzan Özpetekin filmlerindeki yorumlarıyla İtalyada gördüğü ilgi ve kazandığı başarıların, La Mostranın yöneticisi Marco Müllerin onu bu göreve seçmesinde doğallıkla rol oynamış olduğunu vurgulayan Serra Yılmaz, kendisi için özel bir anlam taşıyan başka bir ilki anımsatıyor:

Sinema eleştirmeni babası Semih Tuğrul, 1963’te Cannes Festivali ana jürisinde, kısa filmleri değerlendirmek için görev alan ilk Türk olmuş, o yıl Altın Palmiyeyi Luchino Visconti (“Leopar), Jüri Özel Ödülünü de Masaki Kobayashi (“Harakiri) kazanmıştı.

Yoğun bir maraton

Tarihte başka bir yaprak daha açan Serra Yılmaz, Ömer Kavurun 1987de Altın Aslan adayı olan filmi Anayurt Otelindeki rolüyle katıldığı ilk uluslararası festivalin de Venedik olduğunu duygulanarak anımsıyor.

Viscontinin Venedikte Ölümü çektiği Hotel des Bainsin iki yıl önce kapılarını kapatmasından bu yana festivalin ana merkezi olan Excelsiorda bir öğle yemeğinde buluştuğumuz Serra Yılmaz ile sohbet ederken, yanımızda aynı jüride görev alan Fransız eleştirmen Charles Tesson da bulunuyor.

Luigi de Laurentiis Ödülünün, Cannesdaki Altın Kameranın Venedikteki adı olduğu konusunda hemfikiriz. Cannesda ilk filmlere ayrılan ve bu bahar 50. yaşını kutlayan Eleştirmenlerin Haftası yan bölümünün de yöneticisi olan Charles Tessonla Serra Yılmazın sinema tutkularında birçok benzerlik var.

Sadece değerlendirmekle yükümlü oldukları 27 ilk filmi değil, iştah açıcı bir yelpaze sunan festivaldeki diğer filmleri de izlemeye çalıştıkları için yoğun bir maraton içindeler ve bu hızlı ritimden çok da mutlular.

Öncü çalışmalar

Bizi burada çok iyi ağırlıyorlar ve her gün dünya sinemasının en iyi örneklerini görme fırsatı buluyoruz, bazen filmler öylesine büyüleyici ki, içinde yaşadığım dünyayı, kafamdaki tüm sorunları unutuveriyorum, bundan daha iyisi olmaz diyen Serra Yılmaz, bir genç yönetmenin geleceğini etkileyecek olan ödülü belirlemekte hayli zorlanacaklarını öngörüyor.

İtalyan yönetmen Carlo Mazzacurati başkanlığındaki jüri iki ön toplantı yapmış; son tartışmalarda ele almaya gerek görmedikleri bazı filmleri şimdiden elemiş bile... Bugüne kadar izledikleri arasında, sinemanın dilini ve estetiğini yenilemeye girişen öncü çalışmalara, bir örnek dışında rastlamadığını; ancak, genç yönetmenlerin çok canlı bir yelpaze sunduğunu vurguluyor.

Venedik’ten Paris’e

Sinemada değişik ifade biçimleri ve sanat dalları arasındaki diyaloğa, kesişmelere daha fazla önem veren, yenilikçi gelişmelerin bu sanatsal açılım içinde gerçekleşeceğini düşünen Serra Yılmaz, Venedikten ayrılır ayrılmaz Parise gidecek. 14 Eylülde, Gaité Lyrique Sanat Merkezinde Kolaj İstanbul başlıklı enstalasyonunun açılışına katılacak.

Malzemesi ses olan Fransız sanatçı Gilles Mardirossian ile birlikte, üç ekran ile 42 ses kaynağından yararlanarak oluşturdukları, İstanbulu görüntü ve sesler aracılığıyla tanıtmayı hedefleyen bu enstalasyon, 18 Eylüle dek izlenebilecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler