Batma riski olan bankalara kredi açılacak

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz düzenlediği basın toplantısında, bankacılık sisteminde belirsizlik ve güvensizlik oluşması ve fon çekilişlerinin hızlanması halinde, haklarında belirsizlik ve güvensizlik oluşan bankalara kredi verilebileceğini açıkladı.

Yayınlanma: 16.12.2008 - 12:12
Abone Ol google-news

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası'nda düzenlediği basın toplantısında, 2009 yılında uygulanacak para ve kur politikasını anlattı. Yılmaz, Merkez Bankası'nın mevcut para politikası araçları ve likidite yönetimi genel çerçevesinin, olağanüstü koşullarda dahi, yeterli teminatları olduğu sürece, her bir bankanın ya da bankacılık sisteminin genelinin ihtiyaç duyacağı likiditeyi etkin bir şekilde sağlayacak, para piyasalarında istikrarı koruyacak, ödemeler sisteminin kesintisiz çalışmasını temin edecek yeterlilikte olduğunu belirtti.

Merkez Bankası Yasasının 40. maddesinin (I) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca nihai kredi mercii olarak Merkez Bankası'nın acil durumlarda kullanabileceği bir borç verme aracı daha bulunduğuna işaret eden Yılmaz, söz konusu maddenin, Merkez Bankası'na, bankacılık sisteminde belirsizlik ve güvensizlik oluşması ve fon çekilişlerinin hızlanması halinde, haklarında belirsizlik ve güvensizlik oluşan bankalara kredi vermesine olanak sağladığını kaydetti.

 

Kredi kullandırma esasları yakında açıklanacak

Yılmaz, "Merkez Bankası, bankacılık sisteminin yapısını ve mevcut araçların etkinliğini dikkate alarak, söz konusu aracın kullanma koşullarının oluşmayacağını öngörmekle beraber, her türlü olumsuzluğa hazır olmak ve mevcut imkanları kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşmak amacıyla kısa süre içinde söz konusu kredilerin kullandırma esaslarını kamuoyuna ilan edecektir" dedi.

Küresel kriz etkilerini ve enflasyon hedeflerinin 2009-2011 dönemi için sırasıyla yüzde 7,5, 6,5 ve 5,5 olarak belirlendiğini anımsatan Yılmaz, likidite yönetimi başta olmak üzere alınan tedbirlere değinerek, Merkez Bankası'nın bundan sonra da fiyat istikrarı temel amacı ile çelişmediği taktirde üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini vurguladı.

Enflasyon hedeflemesi rejiminin karşılaşılan yüksek düzeyli şoklara karsı gerekli önlemleri  almada önemli bir esneklik sağladığını ifade eden Durmuş Yılmaz, gelinen noktada, orta vadeli enflasyon beklentilerinin seyri incelendiğinde, enflasyonun uzun süre hedeflerin belirgin olarak üzerinde kalmasına rağmen beklenen enflasyonun gerçeklesen enflasyonun belirgin olarak altında kalmaya devam ettiğini kaydetti.

Yılmaz, enflasyonda hedeften iki puan sapılması durumunda hükümete bir mektup yazılarak gerekçelerin belirtilmesi uygulamasına devam edileceğini ifade etti.

 

2009 enflsayonunda hesap verme sınırları

Mart Haziran Eylül Aralık
Belirsizlik aralığı üst sınırı 11,7 10,8 10,5 9,5
Hedefle uyumlu patika 9,7 8,8 8,5 7,5
Belirsizlik aralığı alt sınırı 7,7 6,8 6,5 5,5

Yılmaz, enflasyonun üçer aylık dönemler sonu itibarıyla belirtilen belirsizlik aralığının dışında kalması halinde Merkez Bankası'nın, sapmanın nedenleri ile hedefe tekrar ulaşılması için alınan ve alınması gereken önlemleri, üç ayda bir yayınlanmakta olan Enflasyon Raporu aracılığıyla açıklayacağını belirtti.

 

IMF gitti hesap verme dönemi dörtten bire indi

Yılmaz, "Böylece Enflasyon Raporu, aynı zamanda hesap verebilirlik mekanizmasının temel aracı olma işlevini üstlenecektir. Enflasyonun yıl sonunda hedeften her iki yönde iki puandan daha fazla sapması durumunda ise Hükümete ayrıntılı bir mektup yazılacak ve bu metin kamuoyu ile paylaşılacaktır" dedi. Bugüne kadar ise üç ayda sözkonusu değerlendirme yapılıp, sapma durumunda hükümete ve IMF'ye mektup yazılıyordu. Yılmaz, bu durum ile ilgili olarak, "Bu noktada, Merkez Bankası'nın çeyrekler itibarıyla hedefinin bulunmadığı ve resmi hedefin yıl sonu için ilan edildiği tekrar vurgulanmalıdır. Dolayısıyla, üç aylık dönem sonları için ifade edilen rakamların sadece hesap verme mekanizmasının uygulanabilmesi amacıyla oluşturulduğu ve ara hedef olarak algılanmaması gerektiği belirtilmelidir" değerlendirmesinde bulundu.

 

Faizde sinyal verme durumu geçici

Küresel ekonomide olağanüstü belirsizliklerin yaşandığı mevcut konjonktürde para politikasının geçtiğimiz dönemlere kıyasla daha esnek olması gerektiğinden, Merkez Bankası'nın son dönemde kısa vadeli faizlerin görünümüne ilişkin somut bir sinyal vermemeyi tercih ettiğini vurgulayan Yılmaz, "Bu durumun geçici olduğu ve önümüzdeki dönemde küresel ekonomi tekrar istikrara kavuştuğunda para politikasının öngörülebilirliğinin de artacağı belirtilmelidir" dedi.

Merkez Bankası'nın 2009 yılında da enflasyon hedeflemesi ile birlikte dalgalı döviz kuru rejimi uygulamasına devam edeceğini kaydeden Yılmaz, 2008 yılı içinde döviz alım ihaleleri yoluyla alımı yapılan toplam döviz tutarının 7 milyar 584 milyon dolar olduğunu, düzenlenen iki döviz satım ihalesinde toplam 100 milyon dolar satıldığını, döviz piyasasına doğrudan müdahale edilmediğini ifade etti.

 

Kriz önlemleri

Yılmaz, etkisi artan küresel kriz için alınan önlemleri de şöyle sıraladı:
"9 Ekim 2008 tarihinde, bankalararası döviz piyasasında döviz
likiditesinin akışkanlığının artırılmasına katkıda bulunmak amacıyla Merkez Bankasının Döviz ve Efektif Piyasaları nezdinde bulunan Döviz Depo Piyasasındaki aracılık faaliyetlerine yeniden başlanmıştır.
Bankaların Döviz ve Efektif Piyasalarında işlem yapma limitleri 14 Ekim 2008 tarihinde güncellenmiş, 24 Ekim 2008 tarihinde de her bir banka için 2 katına çıkarılarak toplamda 10,8 milyar dolara yükseltilmiştir.
21 Kasım 2008 tarihinde Döviz Depo Piyasasında bankaların kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde, dolar ve euro cinsinden Merkez Bankasından alabilecekleri döviz depolarının vadesi 1 haftadan 1 aya yükseltilerek, söz konusu piyasada yüzde 10 olarak belirlenmiş borç verme faiz oranları dolar için yüzde 7'ye, euro için yüzde 9'a düşürülmüştür.
5 Aralık 2008 tarihinde, yüzde 11 olan yabancı para zorunlu karşılık oranı 2 puan azaltılarak yüzde 9 düzeyine indirilmiştir. Yabancı para zorunlu karşılık oranında yapılan bu indirimle bankacılık sistemine yaklaşık 2,5 milyar dolar ek döviz likiditesi sağlanmıştır."

 

Zorunlu karşılıklar daha indirilebilir
 

Merkez Bankası'nın döviz piyasasının sağlıklı çalışması ve döviz likiditesinin desteklenmesi amacıyla gerektiği takdirde ilave önlemleri imkanları ölçüsünde ve basiretli bir şekilde almaya devam edeceğini ifade eden Yılmaz, alınabilecek önlemleri şöyle açıkladı:
"Önümüzdeki dönemde uluslararası piyasalardaki sorunların derinleşmesi ve bu durumun ülkemizi de olumsuz yönde etkilemesi halinde; dalgalı döviz kuru rejimi ile çelişmeyecek şekilde döviz kurlarının piyasada belirlenmesi ilkesi çerçevesinde ancak döviz piyasasında derinliğin kaybolmasına bağlı olarak sağlıksız fiyat oluşumları gözlendiğinde döviz satım ihalelerine başlanabilecek, bankaların Döviz ve Efektif Piyasalarında işlem yapma limitleri artırılabilecek, yabancı para zorunlu karşılık oranları sınırlı bir miktar daha
indirilebilecektir."

 

Likidite koşulları iyileşirse yapılacaklar

Döviz kurlarındaki gelişmelerin 2009 yılında da Merkez Bankası'nca yakından izleneceğini ve piyasa derinliğinin kaybolmasına bağlı olarak spekülatif davranışlar sonucunda kurlarda sağlıksız fiyat oluşumları gözlenmesi durumunda piyasaya doğrudan müdahale edilebileceğini bildiren Yılmaz, şunları ifade etti:
"Ayrıca, Döviz ve Efektif Piyasalarında Merkez Bankası ile söz konusu piyasalarda işlem yapmaya yetkili kuruluşlar arasında gerçekleştirilen döviz karşılığı döviz, döviz karşılığı efektif ve efektif karşılığı efektif işlemlerine 2009 yılında da devam edilecektir. Uluslararası piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak likidite koşullarının iyileşmesi durumunda ise; döviz arzının döviz talebine kıyasla arttığı dönemlerde güçlü döviz rezervi pozisyonuna sahip olma genel stratejisi çerçevesinde döviz alım ihalelerine önceden duyurularak yeniden başlanabilecektir. Döviz Depo Piyasasındaki aracılık işlevine son verilebilecektir. Ancak, Merkez Bankası'nın Döviz Depo Piyasasında aracılık işlevi sona erse dahi, bankalar kendilerine tanınan borçlanma limitleri çerçevesinde Merkez Bankası"ndan döviz depo alabileceklerdir. Yabancı para zorunlu karşılık oranları artırılabilecektir."

 

Risk yönetimini uyarısı

Merkez Bankası'nın aldığı ve alabileceği olası önlemlerine açıkladığına işaret eden Yılmaz, "Ancak, uygulanmakta olan kur rejiminde ekonomik birimlerin kur riskinin piyasada olduğu bir ortamda faaliyette bulunduklarını dikkate alarak bu riski yönetecek mekanizmaları oluşturmaları gerektiği unutulmamalıdır" dedi.

Yılmaz, Merkez Bankası'nın, 2007 yılı sonunda piyasadan gecelik vadede 2,9 milyar YTL, likidite senetleri ile 1,0 milyar YTL olmak üzere toplam 3,9 milyar YTL çekerken, Kasım 2008 sonu itibarıyla bir yandan bir haftalık repo ihaleleri ile 19 milyar YTL fonlarken, diğer yandan gecelik vadede 8,6 milyar YTL çektiğini bildirdi. Durmuş Yılmaz, böylece 2007 yılı sonunda 3,9 milyar YTL'lik likidite fazlasının, Kasım 2008 sonunda 10,4 milyar YTL'lik likidite açığına dönüşerek piyasadaki likiditenin 14,3 milyar YTL azaldığını kaydetti.

Yılmaz, 2008 yılında Merkez Bankası'nın döviz alımları ve faiz ödemeleri likiditeyi 11 milyar YTL artırırken, 14,8 milyar YTL'lik Hazine işlemleri ile 10,5 milyar YTL'lik para tabanı artısı likiditeyi toplam 25,3 milyar YTL azalttığını ifade etti.

 

2009 likidite koşullarında belirsizlik var

2009 yılı likidite koşullarına ilişkin olarak önemli belirsizlikler bulunduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları söyledi:
"Bu belirsizlikler, önemli ölçüde Merkez Bankasının piyasa ile gerçekleştireceği YTL karşılığı döviz alış/satış işlemleri ile Hazine'nin net döviz cinsi tahsilat ya da ödemelerinin netleşmemesinden ve yıl içinde öngörülerden farklı gerçekleşebilecek olmasından kaynaklanmaktadır. Merkez Bankası'nın piyasa ile YTL karşılığı döviz alış ya da satış işlemi yapmayacağı ve Hazine'nin makul ölçülerde net döviz ödeyici olacağı varsayımları altında piyasadaki likidite sıkışıklığının ilk çeyrek boyunca makul düzeylerde devam etmesi, yılın ikinci çeyreğinden itibaren ise artarak kalıcı hale gelmesi öngörülmektedir. Ancak, Merkez Bankası'nın YTL karşılığı döviz satması halinde, piyasadaki kalıcı likidite sıkışıklığı beklenenden daha önce ortaya çıkacakken, uluslararası piyasa koşullarının iyileşmesi sonucu Merkez Bankası'nın döviz almaya başlaması ya da Hazine'nin net döviz cinsi girişlerinin YTL karşılığı kullanılması halinde kalıcı likidite sıkışıklığının ortaya çıkması gecikebilecektir."

 

Likidite için teknik fazi indirimi

Piyasadaki likidite sıkışıklığının artmasının, piyasalar açısından repo ihale faiz oranlarının referans faiz oranı haline gelmesine, böyle bir durumun kalıcı hale gelmesinin ise söz konusu faiz oranlarının Merkez Bankası gecelik borçlanma faiz oranlarının üzerinde oluşması nedeniyle, para politikasının istem dışı sıkılaşmasına yol açtığını anlatan Yılmaz, şöyle devam etti:
"Böyle bir durumun yaratabileceği olumsuzlukların önüne geçmek amacıyla, likidite sıkışıklığının artması ve/veya kalıcı olma olasılığının belirginleşmesi halinde, para politikası referans faiz oranı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranları olacak ve operasyonel yapıdaki bu değişikliğin para politikası durusunu etkilememesi için Merkez Bankası'nın gecelik vadedeki borçlanma ve borç verme faiz oranları aşağı yönlü ayarlanacaktır. Diğer bir ifadeyle, bu faiz indirimi tamamen likidite koşullarındaki kalıcı değişimden kaynaklanan teknik bir düzenleme olacak, para politikasının gevşetilmesi anlamına gelmeyecektir."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler