Güney, yurtdışında dinlenecek

Ergenekon davasının bugünkü duruşmasında 'kilit isim' Tuncay Güney’in yurt dışından ifadesinin alınması için hukuki sürecin başlatılmasına karar verildi. Müdahil avukatların soru sorma hakları da sınırlandırma getirilmesine karar verilen duruşmada savunma yapan sanık Sevgi Erenerol, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Yayınlanma: 18.12.2008 - 08:37
Abone Ol google-news

Ergenekon davasının 28. oturumunda savunma yapan tutuklu sanık Türk Ortodoks Kilisesi'nin Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol, Fener Rum Patrikhanesi'nin hedefleri doğrultusunda gözaltına alındığını, kendisi üzerinden kiliselerinin yıpratılmak istendiğini savundu. Erenerol dedesi Papa Eftim tarafından Türk Ortadoks Patrikhanesi'nin kuruluşundan günümüze kadar geçen tarihsel süreci anlatarak yaptığı savunmasında, hakkındaki suçlamaları kabul etmedi.

Erenerol, "Değerli kardeşim dostum mücadele arkadaşım Necip Hablemitoğlu 6 yıl önce bugün evinin önünde zalimce katledildi. Hablemitoğlu, ömrü boyunca Atatürk ilke ve inkilaplarını korudu. Onun pırıl pırıl zekasıyla mücadele edemeyenler onu katletti. Yaşasaydı o da bu salonda olacaktı. Tıpkı, Uğur Mumcu, Atilla İlhan, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy gibi" dedi. Yarın (bugün) babasının ölümünün altıncı yıldönümü olduğunu söyleyen Erenerol, Hablemitoğlu ve babası gibi kendisinin de Cumhuriyet'in ilkeleri doğrultusunda mücadelesini sürdürdüğünü anlattı. Türk milletininin psikolojik savaş yöntemleriyle sindirilmek istendiğini söyleyen Erenerol, "Bu operasyon sinsi bir planın parçasıdır. Bu senaryo Atlantik ötesinde hazırlanmıştır. Talimatı Washington'dan verilmiştir" diye konuştu. Gazeteci Fehmi Koru'nun 5 Kasım 2007'de Erdoğan Bush görüşmesinde, Bush'un 'Ergenekon'u tasfiye et talimatı' verdiğini yazdığını kaydeden Erenerol, Avrupa Parlementosu'nun Mart başındaki Türkiye raporunda ise Ergenekon'un üzerine kararlılıkla gidilsin dendiğine dikkat çekti.


Dedem planlarını bozdu

Türk Ortadoks Kilisesi'nin kurucusu olan dedesi Papa Eftim'in 1919 yılında İstanbul Patrikhanesi'nin ve Avrupa devletlerinin Anadolu üzerindeki planlarını bozduğunu için bu operasyona dahil edildiğini söyleyen Erenerol, "Benim üzerimden bağımsız Türk Ortadoks Patrikhanesi hedef alınmıştır" dedi. Terörist olmakla suçlandıklarını söyleyen Erenerol şöyle konuştu: "Kıbrıs'a inen ilk gurupta yer alan Teğmen Muzeffer Tekin Beşparmak dağlarında Rumları sıkıştırıp geri çekilmesini sağlamıştır. Başarısından dolayı oradaki tepeye ismi verilerek 'Zafer Tepesi' denilmiştir. Tekin burada terörist olarak yargılanmaktadır. Bunun nedeni Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti üzerinde oynanan oyunlarla mı ilgilidir? Askerlik mesleğinin büyük bölümünü Doğu ve Güneydoğu'da geçiren emekli Tuğgeneral Veli Küçük burada terörist olarak yargılanmaktadır. PKK teröründen daha tehlikeli olan kilise terörüne karşı mücadele eden Muammer Karabulut ve ben terörist olarak yargılanıyoruz. Yani dünya düzeninin menfaatlerine hizmet eden gerçek teröristler suçlu sayılmıyor, karşı çıkanlar ise terörist sayılıyor. Türkiye'de Cumhuriyet'i savunan aydınlar terörist ilan edilip tutuklanıyor."


Türkiye'ye meydan okunuyor

Yeni dünya düzeninde ulus devletlerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığını, Türkiye Cumhuriyeti'nin ele geçirilmesiyle bu hedefin tamamlanacağını savunan Erenerol, "Mustafa Kemal oyunu bozdu. Bağımsızlık mücadelesine örnek oldu. Planın gerçekleşmesini bir asır geciktirdi" dedi. Marşall yardımı ile Türkiye'ye gönderilen papazın bir gecede Türk vatandaşı yapıldığını, Türk kurumu olarak kabul edilen Fener Rum Patrikhanesi ile ABD yönetiminin Türkiye'ye girdiğini söyleyen Erenerol, "1962-1965 yıları arasında gelen bin 500 barış gönüllüsü en büyük çalışmayı Güneydoğu'da yapmıştır. PKK onların eseridir" diye konuştu. Bartelemous'un 1990'da ABD'ye yaptığı ziyarette 'Ekümenik Patrik' olarak hitap edilmesiyle 'ekümenik' kelimesinin Türkiye'nin tarihine girdiğini anlatan Erenerol, bu hitapla Türk devletine meydan okunduğunu dile getirdi.
 

Kampanyaya tepki

"Tehcir''de yine Ermeni denilen, ancak çoğunluğu Türk Hristiyanlardan oluşan nüfusun etkilendiğini ileri süren Erenerol, ''İstanbul dışına çıkartılması istenen Fener Rum Patrikhanesi İstanbul'da bırakılmıştır. Bugün neden İstanbul'da bırakıldığı daha iyi anlaşılmaktadır. İçimizdeki 'Truva Atı'dır. Mübadele ve 'tehcirden' bugün Türkiye sorumlu tutulmaktadır" dedi. Erenerol, "İçimizdeki birtakım soysuzlar Ermeniler'den özür dileme kampanyası başlatıyor. Bunların soylarını araştıracak olursak dedelerinin yaptıklarından dolayı özür dilemeliler. Asla Türk milleti böyle bir özür dilemeyecektir" diyerek, Türklerin Anadolu'daki tarihinin 12 bin yıl öteye dayandığını söyledi. Ortadoksların Sümela Manastırı'ndaki toplantısına vatandaşların izin vermediğini söyleyen Erenerol, bu nedenle Trabzon'un başının dertten kurtulmadığını, Rahip Santora ve Hrant Dink cinayetleri ve son olarak ele geçirilen bombalardaki amacın Trabzon'daki milli direnci kırmak olduğunu savundu.


Devletini arayan kilise

Fener Rum Patrikhanesi'nin yıllardan beri amacının Bizans'ı yeniden yaratmak olduğunu söyleyen Erenerol, "Fener Rum Kilisesi devletini arayan kilisedir. Bugün Bizans hayalleri depreşmiştir. Küresel güç dini bölgesel stratejide kullanıyor. Küresil güç patriğe ekümenik ünvanı vermekte ısrarlıdır. Bu da patrikliği özel statüye kavuşturacaktır" dedi.


Ergenekon yayılacak

Yargılaması yapılan davaya Ergenekon isminin verilmesinin ilk başlarda kendisini rencide ettiğini belirten Erenerol, daha sonra bunun Türkiye'nin lehine olabileceğini, yurtdışında 1958 yılında maymunlar üzerinde yapılan bir deneyi örnek vererek anlattı. Maymunların şartlandırılmasının diğer maymunlara zihinsel dalgalarla yayıldığını söyleyen Erenerol, şöyle devam etti: "Unutulan Ergenekon ismini 70 milyon Türk'ün telaffuz etmesini sağladı. Böylece zihinden zihine, belirli sayıda aktarılınca onun yeniden doğmasını sağlayacak. Türk milleti üzülmesin. Kimse değerlerine dil uzatamaz ancak öyle zanneder. Vatan namustur vatanını sevmeyen Allah'ını sevemez."


Mahkemeden talebim yok

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Erenerol, iddianamede örgütün çok eskiye dayandığının belirtildiğini, ancak ilişkili olduğu söylenen kişilerle tanışıklığının çok eski olmadığını söyledi. Tutuklanmasını da mücadelesinin bir parçası olarak gördüğünü ifade eden Erenerol, "Gencecik insanlar şehit olacaklarını bile bile Doğu'ya askere gidiyorlar. Şehitlerin fedakarlığı karşısında benim söz söylemeye hakkım yok. Sizden bir talebim olmayacak. Bunca yıllık meslek tecrübenize dayanarak takdiri size bırakıyorum" diye konuştu. Oktay Yıldırım'ı 2005 yılında Muzaffer Tekin aracılığı ile tanıdığını ancak samimiyetinin olmadığını söyleyen Erenerol, Tekin'i ise 2003 yılında Kıbrıs mitinginde tanıdığını anlattı. Tekin'in sevdiği aile dostu olduğunu söyleyen Erenerol, Veli Küçük'ü ise 2004 yılında Boğazlıyan Kaymakamı'nın anıt dikim töreninde tanıştığını, Küçük'ün kilisede yaptıkları etkinliklere geldiğini söyledi.


Ergenekon üyesi değilim

Tekin aracılığıyla tanıdığı Fikri Karadağ'ın patrikhaneye etkinliğe geldiğini, samimi olmadıklarını anlatan Erenerol, Kemal Kerinçsiz'in de aile dostu ve aile avukatı olduğunu, birlikte tv programı hazırladıklarını kaydetti. Erenerol savunmasına şöyle devam etti: "Ergenekon örgütü üyesi değilim. Bu örgütle ilgili herhangi bir bilgiye sahip değilim. Sadece birkaç aile dostu ile Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı terör örgütü kurduğum iddialarını hayretle karşılıyorum. Kilisede gizli toplantılar yaptı iddiasını kabul etmiyorum. Kilisemizde yapılan her toplantı emniyet ve azınlıklar masasına bildiriliyordu. Kilisemizin her iki kapısı da açık bulunuyordu. Polisler burada bekler ve görüntü kaydederdi. Ancak bu toplantılar gizli örgüt toplantısı olarak gösteriliyor. Türk Hristiyanları ile Türk Müslümanları arasındaki dayanışma birilerini rahatsız mı ediyordu?Yoksa birilerine 1071 ve 1919'u mu hatırlatıyor. Onun kuyruk acısı mıdır?"


Fener'in yapamadığını yaptılar

Türk Ortodoks Patrikhanesi'ni yıpratmaya çalışan Fener Rum Patrikhanesi'nin uzun yıllardıR yapamadığını bu operasyonla yapıldığını söyleyen Erenerol, "Benim üzerimden Atatürk'ün TBMM'de kurduğu ilk kurumlardan biri olan kilisemiz yıpratılmak isteniyor. Atatürk yaşasaydı büyük üzüntü duyardı. Benim yerimde beni suçlayan savcı olsaydı ne hissederdi? Ekümenik iddiası Atatürk'ün lanet yuvası dediği Fener Rum Patrikhanesi'ne hizmetten başka bir Şey değildir" diye konuştu. Derin Ergenekon isimli belgenin arkadaşı Burhan Yılmaz tarafından yazımı süren bir kitabın aslı olduğunu belirten Erenerol, "Hangi terör örgütü üyesi, örgüt yapılanmasını kitap yazarak tanıtır" dedi. Muzaffer Tekin'in tutuklanmasına neden olan Ergenekon belgesini merak ederek bir arkadaşı vasıtasıyla internetten indirdiğini belirten Erenerol, bu belge yüzünden kendisinin de tutuklandığını söyledi.


Gülen'in amacı..

Gelenkurmay'da yaptığı konuşmanın da suç unsuru olarak iddianameye konulduğunu söyleyen Erenerol, bu konuşmasında misyonerlik faaliyetleri ile ilgili bilgi verdiğini söyledi. Misyonerliğin küresel gücü kullanarak ülkeleri ele geçirmeyi planladıklarını anlattığını, Amerika'daki evanjelist tarikatının bu şekilde dünyayı ele geçirmeye çalıştığını söyledi. Evanjelistlerin Amerika'da 60 milyona ulaştığını söyleyen Erenerol, şöyle konuştu: "Hristiyanlar ve Yahudiler birleşerek, inançsızlara karşı savaşacak Armegedon'lara inanların sayısı yüzde 31'i buldu. Müslümanları da bu inançsızlar arasında katmaktadırlar. Eski ABD başkanlarından Reagan da bunlar arasındadır." Fethullah Gülen'in de İslam üzerinde buna benzeyen bir oyun tezgahladığını öne sürerek, misyonerler vasıtasıyla dünya müslümanları üzerinde egemenliğin planlandığını, Fethullah Gülen örgütünün de müslüman protestanlığı yaratmayı amaçladığını ileri sürdü.



Ayasofya Türk mabedi

Üye olduğu Ayasofya Derneği, Noel Baba Vakfı ve Büyük Güç Birliği'nin terör örgütü olmadığını söyleyen Erenerol, Ayasofya üzerinde oynanan oyunları bozmayı amaçlayan akademik çalışmalar yaptıklarını anlattı. Erenerol, Ayasofya Müzesi'nin 'Türk mabedi' olduğunu savunurken, müze içerisindeki duvarlarla bulunan bazı yazıların 'erken Türkçe' örneklerinden olduğunu, bir örneğinin de Trabzon'daki Ayasofya Müzesi olduğunu ifade etti. Kendilerinin sivil toplum örgütü ya da 'NGO'

olmadıklarını söyleyen Erenerol, "Biz böyle yıkıcı casusluk odaklarından değiliz" dedi. Gözaltına alındığında, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün kendisine "Ben de Türk'üm. Siz benden daha fazla nasıl Türk olabilirsiniz?" dediğini ileri süren Erenereol, millet ile dini ayıramayan zihniyeti hayretle karşıladığını söyledi.


"Karamanlis buna sevinmez"

Tutuklanmasının siyasi olduğunu, Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in Türkiye'yi ziyaret ettiği güne denk getirildiğini söyleyen Erenerol, şöyle konuştu: "Karamanlis'e jest yapılmak istendi. O bu durumdan çok memnun olmaz. Karamanlis ailesi Anadolu'dan Yunanistan'a gidenler arasındaydı. Onların var olmaları dedem hayatlarını kurtarmaları nedeniyledir. Dedem olmasaydı Anadolu'da bir tek Hristiyan Türk bırakılmayacaktı." Erenerol, Athenagoras'ın Çankaya'da kabul edilmesiyle Lozan'ın ilk İsmet İnönü tarafından delindiğini iddia etti. Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in Fatih Belediye Başkanı iken Fener Rum Patrikhanesi'nin faaliyetlerine karşı açıklamalar yaptıklarını söyleyen Erenerol, "Bugün Adalet Bakanı olup beni terörist olarak tutuklatan Şahin'in yüz seksen derecelik dönüşünün nedeni nedir? Bugünkü Cumhurbaşkanı, Başbakan ile aynı panellere katılırdık. Onlar da Fener Rum Kilisesi'ne karşı mücadele içindeydiler" diye konuştu.

 

Gizli toplantı yapmadım

Avukatı Mehmet Kozan, Erenerol'a “Ergenekon örgütnün yöneticisi olarak gösterilen şahıslarla gizli toplantı yapıptınız mı” diye sordu. Erenerol ise “Hayır, asla” yanıtını verdi. “Muzaffer Tekin'in serbest bırakılması için kanun dışı bir girişimde bulundunuz mu” sorusunu da Erenerol “hayır” diye yanıtladı. Avukat Kozan'ın “Ordu içine sızdınız mı” sorusu üzerine “Benim milletimin ordusu, niye sızma ihtiyacı duyayım. Görüşmek isterden sıradan bir vatandaş gibi başvururum kabul edilirse görüşürüm” şeklinde konuştu. Erenerol'un avukatlarından Nevzat Erdemir ise Erenerol'un savunmasında anlattığı tarihi bilgilere katkıda bulunmak istediğini ifade ederek Atatürk'ün “melanet yuvası” dediği Fener Rum Patrikhanesi'nin kurtuluş savaşı sırasında “Hunhar cani suratlı Kemalistler” tanımlarıyla millicilere karşı çağrıda bulunduğunu bunun üzerine Erenerol'un dedesi Eftim'in çıkardığı gazetede “Patrikhane'nin millicileri ihanet ettiğini” yazdığını, Türk Hırıstiyanlarından topladığı erzakı yerel yöneticiler vasıtasıyla Çolak İbrahim Bey'e ulaştırdığını anlattı. Avukat Erdemir, “Yurtseverler üzerinden emperyalist oyunlar devam ediyor. Melanet ocağının oyunları devam ediyor” diye konuştu. 
 

Savcıların sorusuna tepki

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ifadelerinde tanıdığını söylediği Oktay Yıldırım, Zekeriya Öztürk, Rafet Aslan, Bekir Öztürk, Asım Demir, Muammer Karabulut dışında sanıklar arasında tanığını olup olmadığını sordu. Bunun üzerine Avukat Nevzat Erdemir “Bu sorunun yargılama ile alakası yok. Töhmet altında bırakın sorulardır” diye itiraz etti. Erenerol, “tanımadığımı söyledim” derken Savcı Pekgüzel “Sanıklardan Hüseyin Görüm'ün kilisede çekilmiş fotoğraflarını” anımsattı. Erenerol, kilisedeki çeşitli kutlamalara katılan herkesi tanıyamayacağını ifade etti. Erenerol,  İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'i tam emin olmamakla birlikte 2004 ya da 2005 yılında Çağlayan'daki Kıbrıs mitinginde tanımış olabileceğini söyledi. Emin Gürses'i Kıbrıs mitinginde ya da başka bir etkinlikte tanıdığını anlattı.
 

Emin Gürses tepki verdi

Savcı Pekgüzel “Emin Gürses kiliseye sık sık gelir miydi? Güler Kömürcü ile telefon görüşmesinde kilisede gizli bir toplantı yapıldığını söylüyor” diye sorduğu sırada sanık Emin Gürses oturduğu yerden “Bana sorun” diye seslendi. Bu soruyu Erenerol şöyle yanıtladı: “Emin Gürses bizim bayram kutlamalarına katılırdı. Gizli toplantı söz konusu değil. Kırım Meclis Başkanı Mustafa Cemiloğlu babamı ziyaret etmek istemiş. Bu sırada yemeğin sonuna gelmiştik. Babam, Kırım Meclis Başkanı ile yemek masasında görüşmenin uygun olmadığını söyleyerek makamına geçti. Emin Bey onu söylemek istemiştir.” Ferit İlsever'i Ulusal Kanal'a bir program için davetli gittiğinde birkaç kez gördüğünü, İhsan Göktaş'tan scientology tarikatının zararlı faaliyeti konusunda bilgi aldığını anlattı. Savcı Pekgüzel'in Kuvvayi Milliye 1919 Derneği'ne ve Fikri Karadağ ile ilişki düzeyine ilişkin sorusuna Erenerol, “Hiçbir ilişkim yok. Karadağ babamın cenazesine gelmiş. Kimlerin katıldığını görmedim” şeklinde yanıt verdi. Vatansever Kuvvetler Birliği Hareketi (VKGB) Başkanı Taner Ünal'ı tanımadığına ilişkin beyanı üzerine Savcı Pekgüzel, Erenerol'a “Elinizde VKGB yazılı olan bir broşür ile fotoğrafınız var” anımsatmasında bulundu. Erenerol bunun üzerine “Bir bayram kutlamasına VKGB'nin bir yazısı ile gelmişler. Resim çektirelim demişlerdir” şeklinde konuştu. Erenerol, Nihat Gürkan'ın tanımadığını söylemesine karşı Savcı Pekgüzel, “VKGB diye yazıp altına da Nihat Gürkan yazmışsınız” diye üsteledi. Erenerol ise “Ben bilgiyazar kullanmayı bilmiyorum. Bilgisayarda yazmıyorum. Nihat Gürkan'ın asla tanımıyorum” dedi.

İhsan Güven irtibatı soruldu

Ahmet Cinali'yi de tanımadığını söyleyen Erenerol, savcı Pekgüzel'in tanık olarak dinlenen Zihni Çakır'ın ifadesini anımsatması üzerine “Tanımadığımı söyledim” diye konuştu. Savcı Pekgüzel'in Ankara'da geçen temmuz ayında gözaltına alınan Neriman Aydın ile ilgili soruları üzerine Erenerol emin olmamakla birlikte 2003 yılında tanımış olabileceğini söyledi. Aydın ile Ankara'da toplantı yapmadığını söyleyen Erenerol,  sanıklardan Ergun Poyraz'ın da bu görüşmeleri gelmiş olabileceğini belirtti. Savcı Pekgüzel'in Dost tarikatı lideri olduğu öne sürülen İhsan Güven ili irtibatını sorması üzerine Erenerol “Babamın Patrik olmasından dolayı faks çekmişti” diye konuştu.

Avukatların tepkisi

Savcı Pekgüzel, Kemal Alemdaroğlu'nun çektiği bir faksta etkinliklerinden dolayı Erenerol'u kutladığını ve bunun içeriğini sordu. Erenerol'un avukatlarının söz almadan itiraz etmeleri ve maksatlı olduğunu söylemeleri üzerine Başkan Şengün “Daha iyi ya avukat bey” dedi. Savcı Pekgüzel ise sanığın cevap vermeme hakkı olduğunu anımsatarak “Hasan Yalçın'ı tanıyor musunuz” diye devam etti.Savcı Pekgüzel, sanıklardan Ümit Oğuztan'ın bilgisayarında bulunan örgütsel bir dokumanda  Kemalist bir örgütlenme içinde görünen dışında gizli bir komitenin kurulduğundan söz edildiğini, tuzüğünün bulunduğunu anlatarak kendisinin adının neden geçtiğini sordu. Erenerol, bilgisayarlarla ilgili hiçbir soruya yanıt veremeyeceğini, bu belgeden de bilgi sahibi olmadığını anlatırken avukatlar savcının bu sorularına yönlendirme olduğu gerekçesiyle itiraz etti.Savcı Pekgüzel, “vekil bey saygılı olun, yorum yapımıyorum, örgütsel dokumanla ilgili soru soruyorum” diye konuştu. Erenerol, Büyük Hukukçular Birliği yönetiminde olmadığını ifade ederken başka bir soru üzerine Levent Temiz'i İstanbul Ülkü Ocakları yönetiminden tanıdığını anlattı. Erenerol, ilgili soru üzerine sanık Oktay Yıldırım ile hiçbir sürtüşmesi olmadığını kaydetti.

Zararlı hareketleri yardım

Savcı Nihat Taşkın'ın üyesi ve yöneticisi olduğu derneklerdeki etkinlikler dışında faaliyette bulunup bulunmadığı sorusuna Erenerol “hayır” diye yanıt verirken Avukatı Erdemir mikrofon almadan “Savcının amacını açıklamasını” isteyerek itiraz etti.  Başkan Şengün mikrofonu alması konusunda uyardığı Erdemir “Sorunun davaya katkısı olmadığını” söyledi. Şengün'ün avukatın itirazını reddetmesi üzerine Savcı Taşkın sorularını sürdürdü. Erenerol, Savcı Taşkın'ın Şener Eruygur'a ilişkin sorusunu “Tanırım, Jandarma Genel Komutanı'dır, değerli insandır, Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanıdır” şeklinde yanıtladı.

Savcı Taşkın, bazı Selçuk Üniversitesi öğretim üyelerini düşünce, ırk ve dinlerine göre fişleyen belgenin bulunduğu CD'ye ilişkin olarak savunmasında “yayımlaması için kendisine gönderildiğini” söylediğini anımsatarak “Hangi basın organında çalışıyorsunuz? Bu belge size neden geldi” diye sordu. Erenerol, CD'yi açmadığının bilgisayar incelemesinde de ortaya çıktığını, Konya'da misyonerlerle ilgili konferans verdiği için ülkeye zarar veren hareketlerikarşı yardım için kendisine gönderilmiş olabileceğini anlattı. Erenerol ilgili soru üzerine “Türkiyem Topluluğu'nun oluşumuna” davet edildiğini ancak katılmadığını anlattı. Erenerol, Akın Birdal suikastını azmettirmekten yargılanan Semih Tufan Gülaltay ile tanışıklığına ilişkin soruya karşılık, tanıdığını, Hocalı Katliamı'na ilişkin bir toplantıda ve patrik yemin töreninde gördüğünü söyledi. Savcının Vatan Bölükbaşı'na ilişkin soruyu israrla sürdürmesi üzerine Erenerol “aaa” diye tepki gösterirken Başkan Şengün “Savcı bey cevapladı” uyarısında bulundu.
 

Varan tesislerinde görmüş

Savcı Taşkın, Erenerol'a ifadesinde kendisinde bulunan Derin Ergenekon belgesinin Burhan Yılmaz adlı yazarın kitabının taslağı olduğunu söylediğini, aynı zamanda da belgeyi görmediğini söylediğini anımsatarak “Bu bir çelişki değil midir” diye konuştu. Bunun üzerine itiraz eden Avukat Mehmet Kozan, Burhan Yılmaz'ın E rgenekonkitabını Afyon'daki Varan tesislerinde görüp okuduğunu ve o zaman Erenerol'da bulunan yazının kopyası olduğunu anladığını ve müvekkiline anlattığını söyledi.
 

Taşkın sinirlendi

Savcı Taşkın, Erenerol'dan kilisedeki tüm törenlerin açık olduğunu söylemesine karşın Yüksel Mutlu adlı kişiyle görüşmesinde çekim yapılmasını istememesinin nedenini açıklamasını isterken bir avukat “Sizi de çeksinler” diye seslendi. Bunun üzerine sinirlenen savcı Taşkın “Sayın Başkanım lütfen müdahale eder misiniz” diye talepte bulundu.  Başkan Şengün “Dinlemesini bir türlü öğrenemedik” derken Erenerol “Sıcakkanlı olmamızdan” diyerek havayı yumuşatarak şöyle devam etti: “Laik Türkiye Cumhuriyeti'nde dinsel törenlerin afişi olmasına karşıyım. O yüzden istemedim. Ancak yıldönümlerine davet etmeme karşın Fener Ortodoks Patrikhanesi'nin her etkinliğine giden basın hiç gelmez.” Erenerol, Savcı Taşkın'ın sorusu üzerine eski AKP Milletvekili Turan Çömez'i birkaç kez gördüğünü, Sinan Aygün'ü ATO başkanı olarak tanıdığını anlattılar.
 

Silahlar eşitsiz

Daha sonra bazı sanıklar da Erenerol'a soru yönettiler. Kemal Kerinçsiz savcıların sual sormalarında sıkıntı olduğunu, henüz iddianamesi hazırlanmaya ikinci soruşturmaya ilişkin sorular sorduklarını belirterek “Silahların eşitsizliği budur. Delil toplamaya çalışıyorlar” diye konuştu. Savcı Pekgüzel'in “açıklama yapmak istiyorum” dediği sırada Başkan Şengün “Hazırlık aşamasında bu sorular sorulmuş ben dosyada gördüm” diyerek Kerinçsiz'i haklı bulmadı.  Kerinsiz'in “Muzaffer Tekin ve Veli Küçük'ten talimaz aldınız mı” sorusunu Erenerol “Almadım, zaten talimat alacak yaşı da geçtim” şeklinde yanıtladı. Kerinçsiz iddianamede kendisinin Erenerol ile konuşma tarzından örgüt hiyarerşisi anlamı çıkarıldığına ilişkin şözleri üzerine Erenerol “Ben bayanım, üstelik Kemal Kerinsiz'den 7 yaş büyüğüm. Büyüğe va kadına hürmet Türk örf adet ve geleneklerinde vardır. Ama cemaat ilişkilerinde kadına hörmet olmadığı için örgüt ilişkisi olarak konulmuş” diye konuştu. Kerinçsiz'in ilgili sorusu üzerine Orhan Pamuk ve Hrant Dink'in yargılandığı davalara müdahil olmanın her Türk vatandaşının yapması gereken bireysel bir davranış olduğuni ifade eden Erenerol “Türk milletini kimsenin hakkı yoktur. Hele bize sığınıp koruduklarımızın bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur” dedi. Erenerol, Pasifik'ten Adriyatik'e kadar bir devlet sistemi kuran Türk milletinin asla ırkçı olamayacağını, ırkçılığın Batı kaynaklı olduğunu anlattı. Erenerol, Kerinçsiz'in “Danıştay saldırısından sonra hükümeti isyan olarak değerlendirilen cenazeye katıldınız mı” sorusunu “asla” diye yanıtlayınca Başkan Şengün sorunun anlaşılmadığını düşünerek “Danıştay üyesi şehit edilmişti” diye açıklama gereği duydu. 

 

Sevgi için yaptık

Üye Hakim Hasan Hüseyin Özese'nin Türk-Ortodoks kilisesindeki toplantılara katılanların nasıl tespit edildiği, masrafların nasıl karşılandığı, neler konuşulduğu sorularını Erenerol şöyle yanıtladı: “Dostlarım, dostlarımın çağırdığı dostları ama aslında kapılarımız sonuna kadar açıktır. Yoldan geçen herkes katılabilirdi. Masraflar vakıftan karşılanıyordu zaten yemekleri ben ve kızkardeşim pişiriyoruz. Birliktelik, sevginin yayılması için bu toplantıları yapıyoruz. Maymunlar örneğini vermiştim. İyi düşünülürse, iyilik olur. Sevgi yumağının genişlemesini arzu ediyoruz” şeklinde yanıtladı.

 

Zorlama-dopingli yöntemler

Çapraz sorgunun ardından savunma yapan avukatı Mehmet Kozan, iddianamede hukuku aykırı delillere dayanılarak suç isnadına bulunulduğunu söyledi. Ergenekon operasyonlarını eleştiren Kozan “Toplumda belirli yerleri olan kişiler zorlama, dopingli yöntemler ile gözaltına alındılar. İlhan Selçuk gibi 80 yaşında yazar gece saat 04.00'da kamunun aşırı güç dengesi kullanılarak gözaltın alınmışlardır” diye konuştu. Vatanseverlerin, terörist diye yargılandıklarını söyleyen Kozan “Asıl terör örgütü faaliyeti gösteren İmralı'da” dedi. Sevgi Erenerol'un 56 yaşında olduğunu, yaşının ve narin yapısının talimat almak ya da örgüt yöneticiliğine uymadığını anlatan Kozan'ın mahkemenin baskı altında olduğunu söylemesi üzerine Başkan Şengün “Biz de o yaşı geçtik” dedi. 

 Ulusalcılık tehdit mi?

İzmir Barosu Başkanı Sevgi Erenerol'un avukatı Nevzat Erdemir,  mahkeme heyetinin tahliye kararı verirken kaygı duyabileceğini savundu. Mahkemenin bu kaygısının nedeninin Abdurrahman Yalçınkaya, Osman Paksüt,  Ömer  Faruk Eminağaoğlu'nun yaşadıkları olabileceğini söyleyen Erdemir, şöyle konuştu: “Ulusalcılık kemalizm tehdit kapsamına alındı. Bu rejim değişikliği arefesine gelen bir ülke olmamızdan kaynaklanıyor. Elinizi vicdanınıza koyacaksınız. Bir ülke kuruluş felsefesini tehdit kapsamına alıp, suç olarak lanse edebilir mi? Buradaki insanlar çok ızdırap çekiyor. Oyun büyük, proje büyük. Bu projeyi bozmak yargısıyla savcısıyla hepimize lazım. Bu insanları yem olarak birilerinin önüne atmak adalete zarar veriyor.”

Tekin karardan memnun

Danıştay davasının Ergenekon davası ile birleştirilmesi kararından memnun olduklarını söyleyen tutuklu sanık emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, “Her şey yalan söyler ama gözler söylemez. O itirafçıları yanımızda görüp birebir hesaplaşacağımız için çok mutluyum” dedi. Yaşarken terörist olarak anılmanın ağrına gittiğini ifade eden Tekin, “Öldükten sonra vatansever diyeceklerle hiç demesinler. Biz çok büyük ızdırap içindeyiz. Adaletsizlikle yanıp kavruluyoruz” diye konuştu.

Hasdal'da görev yapmadım


Tutuklu sanık emekli albay Mehmet Fikri Karadağ,  Yenişafak gazetesinde çıkan bir haber üzerine  yine söz alarak, “Ben Hasdal'da bir saniye görev yapmadım” dedi. YAŞ kararları sırasında bir buçuk aylık izne çıktığını, bu sırada tayinin Eskişehir'deki NATO kolordusundan Hasdal Kışlası'na çıktığını söyleyen Karadağ, “Orada görev yapmadım. İzinden döndükten sora Harp Akademileri'nde göreve başladım. Hasdal'da onaltı saniye bile görev yapmadım” diye konuştu.

 

Küçük basından şikayetçi değil

Tutuklu sanık emekli tuğgeneral Veli Küçük, savunmasını yapan diğer sanıkların 'bir grup basın'dan şikayet ettiğini ancak kendisinin şikayetçi olmadığını söyledi. Küçük, “Ben memnunum. O malum basın beni övse vatanıma ne ihanet ettim diye oturur ağlarım” dedi. Tutuklu sanık Sami Hoştan, kendisi hakkında çıkan bir haber nedeniyle Yenişafak istihbarat müdürü Şaban Arslan hakkındaki hakaret içeren açıklamalarda bulundu, mahkeme başkanı tarafından uyarıldı.

 

Güney'in ifadesi alınacak

Mahkeme İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan Ergenekon terör örgütü üyesi olduğu gerekçesiyle hakkında soruşturma yürütülen Tuncay Güney'e ait dosyayı istemişti. Bu dosya geldikten sonra, Tuncay Güney'in yurt dışından ifadesinin alınmasına yönelik hukuki prosedürün başlatılmasına karar verdi.

 

Müdahillere sınırlama

Mahkeme, Doğu Perinçek ve diğer İşçi Partili sanıkların avukatı Ceyhan Mumcu'nun talebi üzerine, daha önce verdiği arar karardan dönerek, müdahillerin soru sorma haklarını sınırlandırdı. Müdahil avukatlarının bugüne dek katıldıkları oturumlarda asıl katılma nedenleriyle ilgili herhangi bir işleme yönelmediklerini belirten heyet, müdahillerin yalnızca, iddianamede suçtan doğrudan zarar gördükleri gerekçesiyle düzenlenen sevk maddesinde belirtilen suçlar ve bu suçlamaların muhatabı kişilere soru sorma haklarının bulunduğunu belirtti. Müdahillerin diğer suçlardan doğrudan zarar görmedikleri kaydedildi.

 

Bomba ihbar tutanağını istedi

Danıştay baskınında yaşamını yitiren yargıç Mustafa Yücel Özbilgin'in cenaze törenine ilişkin görüntüleri isteyen mahkeme, Ümraniye'de bulunan el bombalarıyla ilgili Trabzon İl Jandarma Komutanlığı'na yapılan ihbar tutanağı ve ilgili belgelerin onaylı suretinin istenmesine de karar verdi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler