"Tek yumruktur Türkiye"

Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı İrfan Çetinkaya,''Alevisi Sünnisiyle, Kurtuluş Savaşı Ruhu ile Tek Yumruktur Türkiye'' konulu panelde bir konuşma yaptı.

Çetinkaya ''Alevi ve Sünni'' denildiğinde rahatsızlık duyduğunu ifade etti ve şöyle konuştu: ''Kurtuluş Savaşı'nda böyle bir ayrım yoktu. Kimler vardı? Kara Fatmalar, Ayşeler, dedeler vardı. Herkes çapalarını, sopalarını alıp savaşa katıldı. Herkes bu vatan için mücadele etti. Ayrım gözetilmeden herkes tek vücut olup gerektiğinde canını vatan için feda etti. Bu ayrımın günümüzde zaman zaman ön plana çıkarıldığına tanık olunca üzülüyoruz. İstanbul'da camiler yakılıyor. İstanbul'da son günlerde meydana gelen cami yangınlarını gerçekleştirenler ile bazı bilim adamlarınca hazırlanan Ermenilerden Özür Dileme Kampanyası'nı kınıyoruz.''

"Oyuna gelmemeliyiz"

Nevşehir'in Hacıbektaş ilçesi belediye başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu da kardeşliğin, birlik, beraberliğin sağlanmasına gereksinim duyulduğu bir ortamda Türkiye üzerinde oynanan oyunların AB ve ABD'nin son uygulamalarıyla açıkça gerçekleştirdiğini belirtti.

''Son günlerde özellikle ortaya konulan Alevi-Sünni ayrıştırmasının daha da ileriye giderek Alevi azınlığı yaratıyor olmanın Türkiye'ye getireceği riski ve bunun sonuçları olarak da batının planlarının nasıl gerçekleştiğini görmenin hüznünü yaşıyoruz'' diyen Selmanpakoğlu, şunları söyledi: ''Birbirimizin hata ve eksiklerini olgunlukla ortaya koymak yerine nefretle birbirimize bakarsak beraberliğimizin harcını ve betonunu yok etmek isteyenlerin oyununa gelmiş oluruz. AB, 2004 İlerleme Raporu'nda hiç duymadığımız, tahmin etmediğimiz bir ifadeyi hepimizin gözleri önüne serdi. Dedi ki 'Aleviler azınlıktır'. Türkiye'de yapay Kürt azınlığı ve bu azınlık kavgasını yıllardır ortaya atanlar şimdi yeni bir oyunun peşindeydiler. Yaklaşık 60 Alevi derneğinin önderlerinin imzasını alarak hızla bildiri hazırladık, Ankara'da bunu protesto ettik.''

Basın açıklamasının sonunda AB'nin geri adım attığını belirten Selmanpakoğlu, şunları kaydetti:
''Daha sonra bazı Alevi derneklerinin de katılımıyla bu sözde geri adım yumuşatılarak önümüze konuldu. Dediler ki 'Alevileri azınlık olarak ilan ettik ama bundan sonraki ilerleme raporlarında azınlık olarak yazmayacağız'. Peki ne yaptılar? 2006, 2007'ye bakın, her ikisinde de 'azınlıklar bölümü' açıyorlar. Ama Alevileri 'azınlık' diye net ifadelerle kullanmıyorlar. Adeta 'Gelinim sana söyledim, kızım sen anla, ben oynarım sen de oyna' diye Alevileri 'azınlıklar bölümü'nde ifade ediyorlar. Bunu yutacak mıyız, kabul edecek miyiz? Ülkemizin, ulusumuzun bölünmez bütünlüğü için böyle bir azınlık olmayı kabul edecek miyiz? Böyle bir azınlığı Alevisi ve Sünnisiyle içine sindirecek var mıdır? Bana göre yoktur, olmamalıdır.''


"Mabetler kutsaldır, Allah'ın evidir"

Vali Kadir Çalışıcı da Türkiye'nin büyük bir gül bahçesine benzediğini, Eskişehir'in de bu bahçelerden biri olduğunu söyledi.

''O renk dünyası içerisinde sizler buket gibi duruyorsunuz'' diyen Vali Çalışıcı, şöyle konuştu: ''Farklı düşünceler içerisinde olabiliriz ama bu ülkeyi, vatanı, Atatürk'ü, cumhuriyeti seviyoruz. Son zamanlarda camiler yakılıyor. Zaman zaman da cemevlerine saldırılarda bulunuluyor, başka mabetlere saldırılar düzenleniyor. Mabetler kutsaldır, Allah'ın evidir. Bu yüzden buraları ateşe vermek insanın yüreğinde ateş yakmak demektir. Bunlar yanlış şeyler, kınıyorum. Türkiye'de her alanda çıkarılmak istenen nifaklar sevgi eliyle sönecektir. Hacı Bektaş Veli'nin dediği gibi 'Bir olalım, iri olalım, diri olalım'. Bu felsefeye sıkıca sarıldığımız takdirde bizi kimse yıkamayacaktır.''