"Bizi Papa'dan koruyun"

Papa 16. Benedikt’in, “insanlığı eşcinsellikten korumanın, yağmur ormanlarını yok olmaktan kurtarmak kadar önemli olduğunu” söylemesi, Hıristiyan dünyasında tartışma yarattı. Eşcinsel hakları örgütleri, Papa’nın heteroseksüel ilişkiler dışındaki ilişkileri “Tanrının eserinin yok edilmesi” olarak nitelendirmesine büyük tepki gösterdi.

16. Benedikt, önceki gün Vatikan’daki merkezi yönetimin yetkililerine hitaben yaptığı Noel konuşmasında, kilisenin kadın ve erkek arasındaki ayrımı insan doğasının temeli olarak gördüğünü belirterek insanlığın bu ayrıma saygı göstermesi gerektiğini savundu. “Eşcinseliğin insanlığın kendi kendini yok etmesi olduğunu” öne süren Papa, “Kilise sadece, herkese ait yaradılış armağanları olan dünyayı, havayı, suyu savunmamalı. Aynı zamanda insanlığı kendini yok etmekten de korumalı” dedi. Tropikal yağmur ormanlarının korunmaya layık olduğunu, ancak “insanoğlunun da bundan daha azını hak etmediğini” söyleyen Papa, transseksüellere yönelik olarak da “Kimin erkek ya da kadın olduğuna karar veren insanlar değil Tanrıdır” diye konuştu.

Eşcinselliğin değil ama eşcinsel eylemlerin “günah” olduğunu savunan Katolik kilisesi, eşcinsel evliliklere de karşı çıkıyor. 16. Benedikt, daha önce eşcinselliğin günah olmadığını, ancak “ahlaki kötülüğe yönelik bir eğilim” olduğunu söylemişti. İngiltere’de bulunan Lezbiyen ve Gay Hıristiyan Hareketi Başkanı Sharon Ferguson, dünyada cinsel kimliği nedeniyle öldürülen birçok insan bulunduğunu söyleyerek Papa’nın açıklamalarının “sorumsuzca ve hiçbir şekilde kabul edilemez” olduğunu belirtti. Bu açıklamanın eşcinsellere yönelik şiddeti meşru gösterdiğini kaydeden din görevlisi Ferguson, “Aslında bizim onun açıklamalarından korunmamız gerek” dedi. İtalya’daki eşcinsel hakları örgütleri de Papa’nın açıklamalarının eşcinsellere ve transseksüellere yönelik “temelsiz bir saldırı” olduğunu bildirdi.

Tepkiler üzerine açıklama yapan Vatikan sözcüsü Federico Lombardi ise Papa’nın eşcinsellere saldırmayı amaçlamadığını, sadece “kadınla erkek arasındaki temel farkı görmezden gelen cinsel kimlik teorilerini ve kültürel etkenleri eleştirdiğini” savundu.