"Özelleştirmenin zararlarını görmek durumundayız"

Ekonomiden Sorumlu eski Devlet Bakanı Ufuk Söylemez, dünyada yaşanan finansal kriz ile ilgili olarak 100 yılda yaşanabilecek türden global bir ekonomik kriz ve resesyonun yaşandığını söyledi. Söylemez "Sınırsız - ölçüsüz - kontrolsüz yabancılaşmanın da, özelleştirmenin de risk ve zararlarını görmek durumundayız" dedi.

Yayınlanma: 26.12.2008 - 09:48
Abone Ol google-news

Ekonomiden Sorumlu Devlet eski Bakanı Ufuk Söylemez, Türkiye'nin yaşanan global krizin tehdit ettiği en kırılgan ülkelerden biri olduğunu belirterek, "İzlanda-Macaristan-Ukrayna ve Pakistan gibi IMF'ye muhtaç olarak batma noktasına gelen ülkeler IMF ile anlaşmalarına rağmen, bugün çok daha kötü günler yaşıyorlar. İzlanda ve Macaristan IMF ile anlaştıktan sonra 'faizlerini' daha da arttırmak zorunda kaldı" dedi.

İzlanda-Macaristan-Ukrayna ve Pakistan gibi ülkelerde yaşanan gelişmelerin aksine ABD, Japonya, AB, İngiltere gibi ülkelerde faiz indirimlerine gidildiğini belirten Söylemez gelişmiş ülkelerle, Türkiye gibi ülkelerde alınacak ekonomik tedbirlerin olmaması gerektiğini kaydetti. Söylemez Türkiye gibi ülkelerle gelişmiş ülkelerin ekonomik çıkarlarının müşterek olmadığı belirterek şunları söyledi:

"Çıkarlarımız da müşterek değildir. Ulusal çıkarlarımızı, stratejik ekonomik önceliklerimizi ve rekabet gücümüzü korumak zorundayız. Türkiye'de bugün gümrük duvarları arkasında saklanmış, kapalı, devletçi bir ekonominin elbette ki yararı ve başarı şansı yoktur. Ama bugün uygulanan, altta kalanın canının çıktığı, açık pazar anlayışında, bir kumarhane kapitalizminin de sürdürülebilir olmadığı açıktır. O halde, dışa kapanmadan, ama onların sömürgesi haline gelmeden dengeli, orta yolcu ve akılcı bir ekonomi politikası hayata
geçirilmelidir."

 

Yüksek faiz veren ülkeler

"ABD ve IMF'nin en büyük korkusu, bizim gibi ülkelerde birer canavara dönüşen finansal serbestîye sınır ve kontrol getirilmesi ihtimali" diyen Söylemez, ABD ve IMF'nin, tefeci piyasaların, yüksek faizler karşılığında Türkiye gibi ülkelerde, rahatça faaliyet gösterebilmeleri istediklerini iddia etti. Söylemez şöyle dedi:

"Ekonomik sürü halinde ülkenin kaynaklarını, değerlerini, üretimin ağlarını, bankalarını, borsasını, parmaklarında oynatsınlar. İçeride de, işçinin - esnafın - emeklinin -memurun - çiftçinin -KOBİ'nin aleyhine, bir avuç sıcak paracı ithalatçı TÜSİAD zengininin lehine, bu haksız ve adaletsiz ekonomik düzen aynen devam etsin. Ülke üretmesin, rekabet gücü olmasın, tasarruf etmesin, her şeyini ithal etsin, borsası - bankaları- iletişimi - ulaşımı her şeyi yabancı finansal piyasaların elinde olsun. Buna da 'sözde' serbest piyasa ekonomisi denilsin."

Söylemez, ekonomik krizden çıkış için gerçekçi kur rejiminin uygulandığı sermayenin tabana yayıldığı, tekelleşme ve kartelleşmenin asgariye indirildiği, piyasaya giriş engellerinin ortadan kaldırıldığı, üretimi ve ihracatı teşvik eden, istihdam dostu, bölgesel ve sektörel teşvikler veren, yeni bir ekonomik modelin hızlı bir biçimde ortaya konulması gerektiğini de söyledi.
 

Kumarhane kapitalizmi

Türkiye'nin ulusal çıkarlarının, stratejik ekonomik önceliklerinin ve rekabet gücünün korumak zorunda olduğunu ifade eden Söylemez, "Türkiye'de bugün gümrük duvarları arkasında saklanmış, kapalı, devletçi bir ekonominin elbette ki yararı ve başarı şansı yoktur" dedi.

Söylemez günümüzde uygulanan "altta kalanın canının çıktığı", açık pazar anlayışındaki "kumarhane kapitalizminin" sürdürülebilir olmağının açık olduğunu söylerek "O halde, dışa kapanmadan, ama onların sömürgesi haline gelmeden dengeli, orta yolcu ve akılcı bir ekonomi politikası hayata geçirilmelidir. Gerçekçi kur rejiminin uygulandığı sermayenin tabana yayıldığı, tekelleşme ve kartelleşmenin asgariye indirildiği, piyasaya giriş engellerinin ortadan kaldırıldığı, üretimi ve ihracatı teşvik eden, istihdam dostu, bölgesel ve sektörel teşvikler veren, yeni bir ekonomik modelin vakit geçirmeden ortaya konulması gerekmektedir" diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon