"Devlet beni kullandı"

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davanın 24. duruşmasında söz alan tutuklu sanık Yasin Hayal, tutuklu bulunduğu cezaevinde, gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini iddia etti.

Yayınlanma: 10.01.2012 - 16:40
Abone Ol google-news

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davanın 24. duruşmasında  söz isteyen tutuklu sanık Yasin Hayal, tutuklu bulunduğu cezaevinde, gardiyanlar tarafından tehdit edildiğini iddia ederek, ''Bütün dünyanın şunu bilmesini istiyorum: Benim gençliğimden, benim heyecanımdan ve fakirliğimden faydalanan Türkiye Cumhuriyeti, beni ortadan kaldırmak istiyor. Bir gün ölürsem, otopsi yapmaya kalkarsanız, buna gerek yok. Benim katilim bellidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir. Şu an itibariyle isyan başlatıyorum. Sunduğum dilekçedeki şartlar yerine getirilene kadar da isyanımı sürdüreceğim'' dedi.

Yasin Hayal'in söz almasının ardından müdahil avukatların esas hakkındaki yazılı savunmalarının okunmasına devam edildi. Savunmanın ardından Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin söz alarak, Yasin Hayal'e soru sormak istediğini söyledi.

Avukat Çetin, Hayal'e 'Ben kullanıldım' dediğini hatırlatarak, ''Seni kimler kullandı, tehdit edenler aynı kişiler mi, nasıl tehdit ediyorlar, isyanını sona ermesi için şartları kimler yerine getirecek?'' sorularını yöneltti. Hayal kullanıldığının doğru olduğunu söyleyerek, ''Beni davada ismi geçen herkes kullandı. Bunların arasında Erhan Tuncel, Ramazan Akyürek var. Tehdit eden kişilerin aynı kişiler olup olmadığını bilmiyorum. Tekirdağ F tipi Kapalı Cezaevindeki gardiyanlar bana gözdağı veriyor. İsimlerini bilmiyorum. Ama yüz yüze görüşürsek, teşhis edebilirim. Mahkeme Heyeti, şartlarımı yerine getirmezse, etrafımı rahatsız edeceğim. Mahkeme ve cezaevindeki görevlilere saygı göstermeyeceğim. Gürültü patırtı çıkararak çevremi rahatsız etmeye canım çıkana kadar devam edeceğim'' dedi.

Yasin Hayal, avukat Fethiye Çetin'in, Erhan Tuncel tarafından kendisine para mı vaat edildiğini sorması üzerine, ''Bana her türlü giyecek ve yiyecek yardımı yaptılar. Erhan Tuncel o zaman BBP'nin gençlik kolları olan Alperen Ocaklarında il başkanıydı. Onunla tanışıklığım oradan. Oraya gidip geliyordum. Kendisine böyle bir bağlılığım vardı'' şeklinde konuştu.

Dink ailesinin avukatlarından Bahri Belen de söz alarak, Yasin Hayal'e, ''İddialar ve dosyadaki deliller devletin Yasin Hayal ve Ogün Samast'ı Erhan Tuncel eliyle kullandığını göstermektedir. Olaydan önce İstanbul'dan gelen kişiler ve Erhan Tuncel ile birlikte Ogün Samast'ı tetikçi seçtiniz. Bu toplantıda İstanbul'dan gelen görüştüğünüz kişiler kimdi?'' diye sordu.

Hayal de avukat Belen'in sorusunu şu şekilde yanıtladı:

''2002 yılında, rahibin dövülmesi olayının ardından Erhan Tuncel ile tanıştık. Ardından onun vasıtası ile birçok kişi ile tanıştım. Birçoğunun kimler olduğunu hatırlamıyorum. Bazı tanıştırdıklarını sormuştum. Cevap vermemişti. Şimdi bu kişiler zor durumda kaldığı için beni ortadan kaldırmak istiyor.''

Dink ailesi avukatlarından Arzu Becerik de söz alarak, Hayal'e konuşması gereken yerin mahkeme salonu olduğunu hatırlatarak, ''Eğer kendini korumak ve bir şeylere faydalı olmak istiyorsan neyi biliyorsan burada söyle. İsim ver. Vermediğin sürece tehlikede olacaksın'' dedi.

Bunun üzerine Hayal, isim saklamadığını belirterek, ''Benim birebir muhatap olduğum Erhan Tuncel'dir. 2004'te Mcdonalds'ın bombalanmasının ardından beni gözaltına alan Yahya Öztürk, Trabzon Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde bana 'Sen bir kahramansın' demişti. Olayların üzerinden zaman geçti. Ben dün yediğimi bile hatırlamıyorum. Erhan Tuncel ile kimlerle görüştüğümü de affınıza sığınarak anımsamadığımı dile getiriyorum'' şeklinde konuştu.

Sanık Yasin Hayal’in açıklamalarının ardından duruşmaya ara verildi. Duruşmaya verilen öğlen arasının ardından Savcı Hikmet Usta’ya söz verildi.

Hikmet Usta'dan, Dink ailesinin avukatlarından Fethiye Çetin'in öğle arası verilmeden mahkemeye sunduğu, ''TİB kayıtlarında yaptıkları inceleme sonucu, cinayetin meydana geldiği olay yerinde davanın tutuksuz sanıkları Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu ile doğrudan irtibatlı olan telefon numaralarıyla çok sayıda görüşme yapıldığını tespit ettikleri'' iddiası ve ''kayıtların muhafaza altına alınması için tedbir konulması'' taleplerinin yer aldığı dilekçeye karşı görüşü soruldu.

Savcı Usta, müdahil avukatlarının incelemede bulunduklarını belirttikleri TİB kayıtlarına ilişkin Emniyet beyanlarının henüz bulunmadığını belirterek, öğlen arasında emniyet birimlerinin kendilerine, ''avukatların iddia ettiği gibi davanın tutuksuz sanıkları Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu'nun irtibatlarının, olay günü yapılan görüşmelerden kaynaklanmadığı'' yönünde bildirimde bulunduğunu söyledi.

Usta, Emniyet'ten bu konuya ilişkin detaylı bir rapor bekleyeceklerini de ifade etti.

"'TİB kayıtlarının incelenmesinde Emniyet'in hatası yok''

TİB kayıtları incelemesinde Emniyet'in bir hata ve kastının olduğunu düşünmediğini aktaran savcı Usta, HTS kayıtlarına göre kimseyi cinayetle suçlamanın mümkün olmadığını ve olay yerindeki her konuşmanın da suçla irtibatlandırılamayacağını ifade etti.

Dink ailesi avukatlarının, duruşmadaki beyanlarında sıkça kendilerine atıfta bulunduklarını hatırlatan Usta, Dink cinayeti olayının, öncesi ve sonrasındaki cinayetlerden soyutlanarak düşünülemeyeceğini, Dink cinayetini, Trabzon'da rahip Santoro'nun öldürülmesi ve Malatya'da Zirve Yayınevi katliamıyla birlikte değerlendirmek gerektiğini, birlikte değerlendirilmemeleri durumunda yanlış sonuçlara gidileceğini ifade etti.

Savcı Hikmet Usta, Dink cinayetinin, 3-5 gencin, galeyana gelerek gerçekleştirdiği bir eylem olarak düşünülmemesi gerektiğini belirterek, bu cinayetin, diğer olaylarla birlikte değerlendirilmemesi durumunda, sistematik bir düşmanlıktan kaynaklanan cinayet gibi görüleceğini ve bunun da doğru olmadığını söyledi. Usta, müdahil avukatlarının devlet içinde yapılanan ve yasa dışı faaliyetlerinden dolayı yargılaması yapılan ''Ergenekon'' örgütlenmesini kabul ederken, devleti katil olarak gösteren düşünce sergilemelerinin garabet olduğunu dile getirdi.


''Dink, Ermeni olduğu için değil, hedef seçildiği için öldürüldü''


Hrant Dink'in, ölmeden önce yazılarında barışı ve birlikte yaşamayı dile getirdiğini, 'soykırım' kelimesinin kullanılmasına bile karşı çıktığını belirten Usta, Dink'in Ermeni olduğu için değil, kaos ortamı yaratmak isteyenler tarafından, diğer olaylardaki gibi hedef seçildiği için öldürüldüğünü savundu.

Usta, ''Terör, etnik köken ve din ayrımı yapmaz. Amacına ulaşmak için her yolu mubah sayar. Müdahil avukatlar, sadece Dink cinayeti perspektifinden değerlendirme yapmaları nedeniyle resmin bütününü göremiyorlar. Duruşmada, cinayetle ilgisi olmayan konular da gündeme gelmiştir'' ifadelerini kullanarak, avukatların iddialarına rağmen, daha önce verdiği mütalaanın arkasında olduğunu ve tekrar ettiğini söyledi.
 

Erhan Tuncel'in avukatı, ''Ergenekon''u işaret etti

Cumhuriyet savcısı Hikmet Usta'nın mütalaasına karşı savunması sorulan tutuklu sanıklardan Erhan Tuncel'in avukatı Erdoğan Soruklu, esas hakkında mütalaasını hazırladığını ve mahkemede okumak istediğini söyledi.

Mütalaasını okuması için izin verilen Soruklu, Adem Yavuz Aslan tarafından yazılan ''Bir Ermeni Var'' adlı kitaptan da alıntılar yaparak, savunma yaptı.

Avukat Soruklu, uzun süren yargılamaya rağmen hüküm tesis edilememesinin Dink cinayetinin aydınlatılamadığının göstergesi olduğunu ve faillerin yakalanmasının da olayın aydınlatıldığı anlamına gelmeyeceğini ifade ederek, yargılamanın cinayet olmadan önce bu cinayeti kolluk kuvvetlerine ihbar eden ve delil bulunmamasına rağmen tutuklu olarak yargılanan müvekkili Erhan Tuncel'e odaklanılarak yapıldığını iddia etti.

Anayasa'ya göre devlet görevlilerinin yurttaşların can güvenliğini tehlikeye atamayacağını, ama sözde devlet adına suç işleyen kimi devlet görevlilerinin başka devlet görevlilerince korunduğunu anlatan Soruklu, bu durumun, Türkiye'deki Dink gibi aydınların hayatına mal olduğunu söyledi.

Avukat Soruklu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin dava konusunda, Türkiye'yi suçlu bulan kararına rağmen, 5 yıl süren davada herhangi bir kamu görevlisinin yargılanmadığını ve cinayetin bütünüyle yeniden ele alınması gerektiğini belirterek, Dink cinayetinin, devlet adına suç işleyen ''Ergenekon'' adlı yapılanmanın eylemlerinden biri olduğunu ve devlet adına yapıldığı izlenimi verildiğini savundu.

Dava kapsamında, cinayette sorumluluğu olan kamu görevlilerinin yargılanması gerektiğini aktaran Soruklu, müvekkili Tuncel'in tahliye edilmesini talep etti.

Duruşma, diğer sanık avukatlarının savunmalarıyla devam etti.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, savcı Hikmet Usta'nın mütalaasına karşı savunması sorulan sanık avukatları, müvekkillerinin davadaki durumlarıyla ilgili görüş belirtti.

Tutuklu sanık Yasin Hayal ile tutuksuz sanık Osman Hayal'in avukatı Eda Salman, ''Ergenekon'' davasına dayanılarak hüküm kurulduğu takdirde, henüz bitmemiş bir davanın bitmiş gibi kabul edileceğini belirterek, 10 sayfalık yazılı savunmasını mahkeme heyetine sundu.

Davada örgüt unsurlarının var olmadığını ve iştirak hükümlerinin uygulanması gerektiğini savunan Salman, dava kapsamında ''Ergenekon'' davasıyla birleştirilme talep edilmediği veya ''Ergenekon'' davasının delilleri bu dosyada tartışılmadığı için ''Ergenekon'' davasına dayanılarak bir hüküm verilmesinin mümkün olmadığını söyledi.

Yargılama sırasında sanıklara ek savunma hakkı verilmediğini ve sanıkların savunma haklarının kısıtlandığını ifade eden Salman, parkta oturan bir kişinin şapkasıyla dalga geçilmesi sonucu işlenen cinayete ilişkin verilen Yargıtay kararını örnek göstererek mahkemeye sundu.

Avukat Salman, müvekkili Yasin Hayal hakkında verilecek hükümde, Hayal'in sosyal konumu, siyasi görüşü, aşırı sağ yanlısı tutumu ve içinde bulunduğu diğer koşullar göz önüne alınarak ve Hrant Dink'in sözlerinin, yazılarının Yasin Hayal'in iç dünyasında bir haksız tahrik, şiddetli öfke ve elem oluşturduğu gerekçesiyle TCK'nın 51. maddesi gereğince tahrik indirimi uygulanmasını da talep etti.

Sanıklardan Ahmet İskender ve Ersin Yolcu'nun avukatı Feyzullah Şama da verilecek hükümde müvekkilleriyle ilgili tahrik indirimi istedi.

Mahkeme Başkanından ''karar verileceği'' işareti

Sanık avukatlarının savunmalarının ardından ara karar vereceğini belirten Mahkeme Heyeti Başkanı Rüstem Eryılmaz, ''Duruşmayı 17 Ocak gününe erteliyoruz. Bütün sanık avukatlarının bu duruşmaya katılmasını istiyorum. Bir karar vermek istiyoruz artık, lütfen herkes gelsin'' dedi.

Davaya ilişkin ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanıklar Erhan Tuncel ve Yasin Hayal'in, yüklenen suçların niteliği, aleyhlerine mevcut delil durumu, yüklenen suçlarla ilgili kanunda öngörülen ceza miktarları, sanıklara yüklenen suçlarla ilgili kuvvetli suç şüphesini gösteren olgu kriterinin mevcut dosyada devam etmesi, yüklenen suçun CMK'nın 100/3. maddesinde yazılı suçlardan olması ve koruma tedbirlerinin uygulanmasının yeterli olmayacağı gerekçesiyle bu hallerinin devamına hükmetti.

Mahkeme heyeti, Dink ailesi avukatlarının, ''18 ve 19 Ocak 2007'de olay yeri çevresindeki baz istasyonlarından yapılan görüşme kayıtları ile 19 Ocak 2007'den geriye doğru 5 ay ve ileri doğru 1 aylık süreye ait HTS dökümlerine ilişkin tüm kayıtların muhafazası için tedbir konulması'' talebiyle ilgili olarak da, olay tarihinde suça katılmış olabileceği tespit edilemeyen faillere ilişkin olduğu, bununla ilgili Cumhuriyet Başsavcılığındaki soruşturma çerçevesinde değerlendirilebileceği ve gerekirse taleple ilgili nöbetçi hakimlikten karar alınabileceği gerekçesiyle, talep ve eklerinin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verdi.

Tutuklu sanık Yasin Hayal'in, duruşmada bir kısım gardiyanlar ve cezaevi görevlileri tarafından ölümle tehdit edildiğini bildirdiği için CMK'nın 158. maddesi gereğince gereğinin yapılması için sanık beyanlarının geçtiği duruşma tutanak sayfalarının, Hayal'in yattığı cezaevinin bulunduğu Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmeden heyet, hazır olan sanıklar Erhan Tuncel, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ersin Yolcu, Ahmet İskender, Mustafa Öztürk ve Tuncay Uzundal'ın avukatlarına, karar duruşmasında bulunmalarının zorunlu olduğu yönünde uyarıda bulundu.

Tutuklu sanık Erhan Tuncel'e son kez esas hakkındaki savunmasını hazırlaması için süre veren mahkeme heyeti, duruşmayı 17 Ocak Salı gününe erteledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler