Türkiye'de bankacılık sektörünün durumu

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, Türkiye'de bankacılık sektörünün durumuyla ilgili yaptığı konuşmasında, devletin 'reel sektör veya bankacılık kendi sorununu kendi halletsin' deme lüksüne sahip olmadığını belirterek, bankaların kaynak problemiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Yayınlanma: 27.12.2008 - 13:21
Abone Ol google-news

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin,Türkiye Ekonomi Kurumu'nun, Ankara Üniversitesi ATAUM Konferans Salonu'nda ''Küresel Bunalım ve Türkiye Ekonomisi'' konulu çalıştayın açılışında konuştu. Bilgin yaptığı konuşmada, Türkiye'de bankacılık sektörünün durumunu değerlendirdi.

 

'Bankacılık eski basit günlerine geri dönecek'

2001 krizinde devlet kesiminin problemli olduğunu, bu dönemde ise devlette sorun görünmediğini bankacılık ve reel sektörde sıkıntı gözlendiğini dile getiren Bilgin, ''Hiçbir devlet kurumu, 'devlette sorun yok, reel sektör veya bankacılık kendi sorununu kendi halletsin, bırakalım kendi kendine yoluna devam etsin' anlayışında olmamalı. Gerektiği yerde, gerekli politikalarla bunlar bir şekilde teşvik edilmeli'' diye konuştu.

Bankacılık sektörünün çok dinamik bir sektör olduğunu, süreci iyi izlemek ve ''önleyici hekimlik yapmak'' gerektiğini dile getiren Bilgin, bu arada ölçüyü dengelemek, bankacılık sektörünün yaratıcılığına zarar vermemek gerektiğini söyledi.

Bilgin, bu çerçevede attıkları adımları anlatırken lisans vermede çekimser davrandıklarını, türev ürünlere izin vermediklerini söyledi. Türev ürünlere hep kuşkuyla yaklaştığını vurgulayan Bilgin, bankacıların ''anlamadıkları enstrümanlara imza atmaması'' gerektiğini vurguladı. Bilgin, ''Bana göre bugünler şunu gösterecektir ki; yeni finansal mimari de muhtemelen onu göreceğiz, bankacılık eski basit günlerine geri dönecek. 100 yıl önceki bankacılıktan bugünkü bankacılığın aslında pek bir farkı yok, pasifte topladığınız parayı aktifte satıyorsunuz. Bunu çok karmaşık hale getirdiğiniz zaman anlaşılmaz problemlerle karşılaşabiliyorsunuz, nitekim batıda, Amerika'da örneklerini görüyoruz'' diye konuştu.

Kar dağıtımında çekimser davrandıklarını ve ödenmiş sermayenin artmasını sağladıklarını dile getiren Bilgin, yüzde 12 hedef rasyo getirdiklerini ve bankaların bugün bıraktıkları bu temponun rahatlığını yaşadıklarını söyledi. Bilgin, yaklaşık 1,5 yıl önce Merkez Bankası ile ortak düzenleme yaptıklarını da ifade ederek, bankalara belli bir oranda likidite bıraktırdıklarını anlattı.
 

'En genç bankacının 3 kriz tecrübesi var'

Türkiye'de bankacıların kriz tecrübesi bulunduğunu, en genç bankacının 1994, 1997 ve 2001 olmak üzere 3 kriz tecrübesine sahip olduğunu anlatan Bilgin, batılı ülkelerin bir çoğunda bankacıların simülasyon ile kriz eğitimi gördüğünü ancak Türkiye'dekilerin yaşayarak öğrendiğini kaydetti.

Türkiye'nin bu avantajı iyi kullanmasını dileyen Bilgin, dezavantajları sıralarken de tasarruf açığı nedeniyle yurt dışından uzun vadeli borçlanmaya gidildiğini, talep daralmasının yurt dışındaki ihracatta sıkıntı yarattığını, reel sektörün yurt dışından doğrudan yüklü miktarda borçlanma yaptığını anlattı.


'Bankalar kaynak problemiyle karşı karşıya'

Bilgin, bankaların bir kaynak problemi ile karşı karşıya olduğunu ifade ederek, ''Pasifte kaynak çok kuvvetli değil, gelmiyor, yurt dışı kaynaklar da kurumuş durumda. Aktifte de bankalar buna göre davranıyor. Bankacılığın temel fonksiyonudur, aktif ile pasifi dengelemezseniz başınız derde girer. 3 ayda bankacılığımız sabit kalmış, fazla hareket etmemiş, tamamen içinden geçtiği dönemin özelliği nedeniyle'' dedi.

Geleceğe yönelik öngörüleri de dile getiren Tevfik Bilgin, karlılıkların düşeceğini, takipteki kredilerin artacağını, kredilendirme oranının azalacağını ve bir miktar hazine bonosu, devlet tahviline dönüşün söz konusu olabileceğini söyledi. Bilgin, sanayi, KOBİ'ler ve bankacılığın birbirinden ayrılamayacağını ifade ederek, hepsini bir arada gözeten tedbirler almak gerektiğini bildirdi.

Bankacılığın geçmişten farklı durumda olduğunu, yurt dışından kaynak bulması gerektiğini, ancak kaynakların kurumuş durumda olduğunu ifade eden Bilgin, bankaların Ekim, Kasım, Aralık aylarında, 16 milyar dolar ödeme yükümlülüğü altında olduğuna dikkati çekti. Bilgin, ''Bu bir baskı yaptı bankalar üzerinde. Gelecek yıl yapacağımız tüm bu ödemeler, 22 milyar dolar. Bu 3 aya sıkışması nedeniyle sistemde bir stres oluştu. Gelecek yıl çok daha rahat olacağız göreceksiniz, bankalarımız yurt dışı ödemelerinde bu 3 ayı atlattığına göre gelecek yıl çok daha rahat olacaklar'' diye konuştu.

 

'En şeffaf sektör bankacılık'

Banka ve reel sektörün birbirinin tamamlayıcısı olduğunu vurgulayan Bilgin, ''Türkiye'de en şeffaf sektör bankacılık sektörü. Bankacılığın bilançosu benim bildiğim ile sizin bildiğiniz arasında hiçbir fark yok. En şeffaf bilançoya sahip ama bazı reel sektör firmaları için aynı şeyi söyleyebilir miyiz? onu da sizin takdirinize bırakıyorum'' dedi. Bilgin, reel sektörün bu dönemi, bilançolarını şeffaflaştırmak için fırsat olarak görmesi gerektiğini de dile getirdi.

BDDK Başkanı Bilgin, krizi 50-60 yıllık fırsat olarak gördüğünü de ifade ederek, dünyada dengelerin değiştiğini, büyük ülkelerin diğer ülkelerle uğraşacak güçleri bulunmadığını kaydetti ve ''Neden Türkiye olarak genç nüfusumuzu, bilgi birikimimizi ve tecrübemizi kullanmayalım? Neden yurt dışından medet umalım, kendi potansiyelimizi kullanmayalım?'' dedi.

 

Tefeci faizi

Konuşmasında, kriz sürecinde ''tefeci faizinin'' gündeme geldiğine dikkati çeken BDDK Başkanı Bilgin, konuya ilişkin şunları kaydetti:
''Şu anda piyasada 3 tür faiz bulunuyor. Birincisi Merkez Bankası faizi, ikincisi piyasa faizi ki normal dönemlerde Merkez Bankası faizi ile bankaların uyguladığı faizin birbirine yakın olması lazım, ama arada bayağı bir fark görüyoruz şu anda, bu da piyasadaki tansiyonu gösteriyor. Yalnız bu dönemde üçüncü bir faiz daha çıktı karşımıza. Bu her zaman olan bir faizdi ama biraz daha fazla gündeme geldi, tefeci faizi. Eğer bankalara gidemeyen iş adamı varsa ya da paraya ihtiyacı olan kesimler varsa... maalesef bu dönemde en aktif çalışan piyasalardan biri de tefeci piyasası ve faizleri de çok yüksek.''

 

ABD bu krizi nasıl göremedi!

Tevfik Bilgin, konuşmasında, krizi değerlendirirken, dönemin Amerikan Merkez Bankası Başkanı Alan Greenspan'ın 11 Eylül saldırısını öğrendiğinde ''artık B planına geçebiliriz'' dediğini anımsatarak, her şeyin bu ölçüde dizayn edildiği bir ülkenin, ''yıllarca bu kadar şişmiş bir balonu'' nasıl göremediğini anlamakta zorlandığını belirtti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler