Sabatina James'in film gibi hikâyesi

Sabatina James 27 yaşında Pakistanlı bir kadın. Neredeyse on yıldır ailesinden saklanıyor, bunun için ismini de değiştirmiş. Sebep, ailesinin onu zorla evlendirmek istemesi ve din değiştirdiği için ölümle tehdit etmesi. Filmleri aratmayacak bir hikâyesi var. Şimdi kendi kurduğu vakıf aracılığıyla zorla evlendirilen kadınlara yardımcı olmaya çalışıyor.

Yayınlanma: 25.03.2012 - 07:39
Abone Ol google-news

Dini ve kültürel farklar, göç sorunları; hepsi Sabatina James’in hikâyesinde rol oynayan temel faktörler. Kızlarının doğumundan kısa süre sonra Pakistan’dan Avusturya’ya giden aile... Avusturya’da Batı tarzı yaşama alışan ama gençlik döneminden yeniden Pakistan’a götürülüp evliliğe zorlanan bir kız... Sabatina James’in cesaret ve zorlukla dolu hikâyesini özetliyor. O, kendisini zorla evlendirmek isteyen ailesine baş kaldırmış ve karşılığında bir dolu acı yaşamış biri. Şimdi Almanya'da yaşamını sürdürüyor, ismini değiştirmiş ve yeni adını taşıyan vakfı aracılığıyla evliliğe zorlanan Müslüman kadınlara yardım etmeye çalışıyor. Birleşmiş Milletler raporlarına göre her yıl 5 bin kadın, aile onurunu zedelediği için öldürülüyor. James de onlardan biri olmaktan kıl payı kurtulmuş ve yaşadıkları İslam’dan kopup Hıristiyanlığı seçmesine sebep olmuş.

- Aileniz neden sizi öldürmekle tehdit etti?

- Her şey ben 15 yaşındayken başladı. Ailem Avusturya’da yaşıyordu ve orası ülkemiz Pakistan’dan her anlamda çok uzaktı. Kaşmir Dağı’nın eteklerinde küçük bir kasabada doğmuş biri olarak Avrupa’daki özgürlük ortamını sevdiğimi söyleyebilirim ve tabii ailemin de sevmediğini. Annem günlüğümü bulup, parkta bir çocuğu öptüğümü öğrendiğinde adeta zıvanadan çıktı. Beni duvara vurdu, yere düştüğümde bacaklarımı tekmelerken, “orospu” diye bağırıyordu. Bunun dışında yüzme dersleri ailede hep problemdi, babam giydiğim kıyafetlerin ve kullandığım makyaj malzemelerinin fahişeler için olduğunu söylüyordu. Bir başka problem de tampondu, annem tamponun bekâretimi bozacağından endişe ediyordu.

Evlenmem onur meselesi oldu

- Sizi evlendirmeye nasıl karar verdiler?


- Bu olaylardan sonra annemle aramda üç yıllık -şiddet içeren- bir çatışma başladı. Çünkü o kararlaştırılmış bir evilik yapmam gerektiğini düşünüyordu. Benim yaşımdayken o öyle yapmıştı. Bense buna karşı çıkıyordum. Annem her adımımı izlemeye başlamıştı. Bir gün üzerimdeki tişörtün fazla dar olduğunu gördüğünde yüzüme ayakkabıyla vurup dudağımı yardı. Asiliğim ailemin Avusturya’daki Pakistanlı tanıdıkları arasında bir utanç meselesiydi. Bu yüzden zaman geçtikçe beni evlendirme konusu aile için bir onur meselesi haline geldi. 16 yaşımdayken ailem Pakistan'ı ziyaret etti. Aslında uzun bir bluz ve altına kalın pantolon giymiştim ama onlarca erkeğin etrafıma toplanıp yuhalamaya başladığını hatırlıyorum. O gün annem beni akrabaların önünde yine dövdü. Sonra da “bir orospu doğurdum” diye haykırarak kendi göğsüne vurmaya başladı.

- İslami bir okula gönderilmenizin sebebi neydi?


- Beni düzeltmek ve Batı alışkanlıklarımdan kurtarmak için bir İslami okula göndermişlerdi. 30 kızla birlikte aynı odada kalıyorduk. Etrafta ne bir sandalye ne de yatak vardı. Bütün gün Kuran okuyup, dua ediyorduk. Oradaki üç ayın sonunda yemek yemeyi bıraktım ve kovuldum. Ailemin bulduğu bir adamla evlenmeyi kabul ettim. Böylece nişanlılık dönemim sırasında Avusturya’ya dönebilirdim. Ailem evlilik yapmayacağımı fark etti ve babam, aile şerefinin benim ya da onun hayatından çok daha değerli olduğunu söyledi. Ben de bunun üzerine kaçtım ve bir barınakta uyuyup Linz’de küçük bir kafede çalışarak hayatta kaldım. Ancak hayatım tehlikedeydi ve arkadaşlarımın yardımıyla Viyana’ya geçtim. Orada ismimi değiştirdim ve yeni bir hayata başladım. Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçtim. Babam da bu yüzden beni ölümle tehdit etti.

- Sizi evliliğe zorlamak için de fiziksel ve psikolojik baskı yapıldı mı?


- Evet babam eğer kuzenimle evlenmezsem intihar edeceğini söyledi. Bu bana yapılmış duygusal bir şantajdı. Annemden

-Avusturya’daki yaşam tarzına alıştığım ve Pakistan’daki kuzenimle evlenmeyi reddettiğim için- her yerim morarana kadar dayak yedim.

- Hâlâ tehdit altında mısınız?

- 2006’dan beri Almanya’da polis koruması altında yaşıyorum. Yalnız başıma çok az dışarı çıkıyorum ve her defasında acaba köşeyi döndüğümde biri karşıma çıkacak mı diye korkuyorum.

- Yaşadığınız zor hayatın ardından dünya çapında şöhret kazandınız. Nasıl hissediyorsunuz?


- Şöhret insanın hayatını kolaylaştırmak bir yana daha da zorlaştırıyor. Mesela hiçbir İslam ülkesine gidemiyorum, çünkü çoğunda şeriat hükümleri geçerli ve İslamı terk edip başka bir dine geçmek de ölüm cezasını gerektiriyor.

- Ailenize karşı neler hissediyorsunuz?

Ailemi seviyorum ve onları affettim.

[email protected]


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler