"Siyasetin zenginleşme aracı olarak kullanılması engellenmeli"

CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için adaylık başvurusunda bulunan Ercan Karakaş, ranta, şehrin yağmalanmasına, şehrin kayırmacı bir anlayışla yönetilmesine tamamen son vereceklerini, CHP programında belirtildiğigibi kentin sembolü olan okullar, gar binaları, hastaneler, diğer tarihi binaların hiçbir şekilde satmayacaklarını belirtti.

Yayınlanma: 07.01.2009 - 09:38
Abone Ol google-news

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için CHP'den adaylık başvurusunda bulunan Kültür eski Bakanı ve Sosyal Demokrasi Vakfı kurucusu ve Onursal Başkanı Ercan Karakaş, "Türkiye'de siyasete gerçekten itibar kazandırmak, siyaseti kamuoyu gözünde tekrar güvenilir hale getirmek istiyorsak, ticarete, zenginleşmeye araç olarak kullanılmasını engellememiz gerekiyor" dedi. İstanbul'un yağmalanmasına, kentin kayırmacı bir anlayışla yönetilmesine ve ranta son vereceklerini belirten. Karakaş, "Eğer bir insan zenginleşmek istiyorsa siyasete girmesin; gitsin işyeri kursun, ticaret yapsın, bunlar meşru şeyler. Ama sosyal demokrat belediyecilikte görev alan insanlar, o görevin kendilerine sunduğu maaşla yetinmek zorunda olan insanlardır." dedi.

CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olmak için geçen hafta içinde başvurusunu yapan Kültür eski Bakanı ve Sosyal Demokrasi Vakfı kurucusu ve Onursal Başkanı Ercan Karakaş, aday olma nedenlerini, sosyal demokrat belediyecilik
anlayışını ve projelerini anlattı.

Siyaseti kamuoyu gözünde tekrar güvenilir hale getirmek için, siyasetin ticarete, zenginleşmeye araç olarak kullanılmasının engellenmesi gerektiğini belirtten Karakaş, "Sosyal demokrat belediyecilik ya da sosyal demokrat iktidar, gelip halkın yaşam kalitesini yükseltmek için dürüstçe ve saydam bir şekilde mücadele etmek demektir. Eğer bir insan zenginleşmek istiyorsa siyasete girmesin; gitsin işyeri kursun, ticaret yapsın, bunlar meşru şeyler. Ama sosyal demokrat belediyecilikte görev alan insanlar, o görevin kendilerine sunduğu maaşla yetinmek zorunda olan insanlardır." dedi.
 

"Rantlardan bir bölümü karar alanların cebine giriyor"

CHP'nin İstanbul'a yeni bir yerel modeli önerdiğini, bunun için bir yasa çıkarılmasının öngörüldüğünü, il sınırlarının ötesinde bölge planlaması düşünüldüğünü belirten Karakaş, "İstanbul'da ticaret, kültür, konut, turizm alanlarını belirlenmesi için nazım planın yapılması gerekiyor. Böylece kentin çarpık büyümesi ortadan kalkacaktır. Ayrıca; parsel bazında kişiye özel imar değişiklikleri yapımına son verilecek ve İstanbul'daki arazi ve arsaların değer artışı, yani ortaya çıkan rant, bir şekilde kurulacak fonlar üzerinden kente hizmet olarak geri dönecek. İstanbul'daki arsalar, araziler sürekli değer kazanıyor. İstanbul büyüyor, işte küresel bir ilgi de var; ama bu birilerinin cebine gidiyor. Bu rantlar yalnız arsa sahipleri ve yapıları yapanlar değil, bu kararları alanların da cebine giriyor. Yani paylaşılıyor. CHP programı buna son vermeyi öngörüyor." diye konuştu.

"Eski yapılar satılmayacak"

Ranta, şehrin yağmalanmasına, şehrin kayırmacı bir anlayışla yönetilmesine tamamen son vereceklerini, CHP programında belirtildiği gibi kentin sembolü olan okullar, gar binaları, hastaneler, diğer tarihi binaların hiçbir şekilde satmayacaklarını kaydeden Ercan Karakaş, "Onlar şehrin sembolü olarak, yenilenerek kullanılacak. Mesela İETT garajı park, boşaltılan eski fabrikaların bir kısmı kültür-sanat merkezi olarak değerlendirilecek" dedi. Ercan Karakaş, İstanbul için vaadlerinden bir bölümünü de şöyle sıraladı:

-İstanbul'da bugün kent için ulaşım çoğunlukla lastik tekerlekli araçlarla sağlanıyor. Metro, raylı sistem henüz yüzde 5 oranında. İstanbul'un her tarafı deniz, ama deniz ulaşımı yüzde 2,5 dolayında. Biz İstanbul'daki bu tabloyu tersine çevireceğiz.

-Bugünkü belediyenin ya da TOKİ'nin yaptığı gibi lüks inşaatlar değil, gerçekten dar gelirli halka yönelik sosyal nitelikli konutlar yapılması da programımızda yer alıyor. Böylece konut spekülasyonu, konut kiralarının yükselmesi engellenecek.

-Türkiye'de de zaman içinde, tarım daralacak ve oradaki fazla iş gücü büyük şehirlere gelmeye devam edecek. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yatırım olanaklarını arttırarak, göç baskısını azaltmak mümkün. Bu genel politika ile ilgili bir şey. Biz diyoruz ki, göçle gelenlere planlı bir şekilde üretilen arsalar üzerine kurulan konutlar hazırlamak
gerekir. O arsa ve konutların altyapısının tam olması gerekir. Gelen insanlara, mesleki beceri kazandırmak, sosyal-kültürel uyum sağlamaları için yardımcı olmak gerekir.

-İstanbul'un ihmal edilmiş yatırımları var. Örneğin metro, ancak 7 kilometresi işletmeye alınmış durumda ki, o da bizim zamanımızda başlamıştı. Parasızlıkmış, ama bir yandan birilerine habire para dağıtılıyor, yağma ediliyor. Tabii, biz ayrıca yönetime gelirsek,
İstanbul'un vergilerden aldığı yüzde 5 payın ve gerek bu boğaz köprülerinden alınan yüzde 10 payın arttırılması için ve yeni kaynaklar da yaratılması için çalışacağız."

İstanbul'un insanların kendilerini özgürce ifade ettikleri bir mekan haline dönüştürülmesi gerektiğini kaydeden Ercan Karakaş, "Yoksul insanların yaşamlarını sürdürebilmeleri için saydam ve etkin bir dayanışma sistemi kurmak istiyoruz. Sosyal demokrasinin temel değerlerinden biri dayanışmadır. Dayanışma, insanların birbiriyle dayanışması, birbirlerine ait olduklarını hissetmeleridir. Dayanışmanın sosyal demokrasi açısından ifadesi ise sosyal devlettir. Sosyal devletin kentteki uzantısı da sosyal belediyeciliktir. Biz bunları yaşama geçireceğiz" dedi.

İstanbul bütçesinin şirketleri ve yan kuruluşlarıyla birlikte 15 milyar TL olduğunu anlatan Karakaş, "Bu bütçeyi iyi kullanmak, ona buna peşkeş çekmemek önemli" dedi. Karakaş şöyle devam etti: "Devlet İhale Kurumu var, İSKİ'nin 2006 yılında yapmış olduğu 25 ihaleyi incelemişler, 18'i mevzuat dışı yapılmış, birilerini zengin etmek için, birilerine rant sağlamak için yapılmış ihaleler. Bunları eğer açık, saydam şekilde yapar ve kimseyi kayırmazsanız müthiş bir tasarruf elde edersiniz. Aynı şekilde arazilere, arsalara rant sağlamak için yapılan imar değişikliklerinde de ortaya çıkan değer artışını düşünün. Bütün bunları eğer yaparsanız, belediye olarak asıl işinizin halkın ihtiyaçlarını karşılamak, halka hizmet etmek olduğunu görür, onu bunu zenginleştirme, kayırma zihniyetinden vazgeçerseniz, bütçe olarak da rahatlarsınız."

CHP dışındaki soldan, farklı kültür, kimlik ve inanç gruplarından,farklı siyasi eğilimlerden de oy alacağını düşündüğünü, İstanbul'da bu yarışın CHP ile AKP arasında geçeceğini anlatan Karakaş, "Belediyelerde yolsuzluk tamamen bitirilebilir mi?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Avrupa'da sosyal demokrat belediyelerin 10 yılık yönetimlerinde böyle bir olaya tanık olmadım. Bir tek olay oldu, orada da parti hemen gereğini yaptı.

Sosyal demokrat belediyecilik ya da sosyal demokrat iktidar, gelip halkın yaşam kalitesini yükseltmek için dürüstçe ve saydam bir şekilde mücadele etmek demektir. Eğer bir insan zenginleşmek istiyorsa siyasete girmesin; gitsin işyeri kursun, ticaret yapsın, bunlar meşru şeyler. Ama sosyal demokrat belediyecilikte görev alan insanlar, o görevin kendilerine sunduğu maaşla yetinmek zorunda olan insanlardır. Türkiye'de gerçekten de siyasete itibar kazandırmak istiyorsak, siyaseti kamuoyu gözünde tekrar güvenilir hale getirmek istiyorsak, siyasetin ticarete, zenginleşmeye araç olarak kullanılmasını engellememiz gerekiyor."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler