12 Eylül'de ara kararlar

12 Eylül darbesine ilişkin davada ara karar verildi: Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın mal varlıkları araştırılacak. Erdal Eren'in de ailesinin aralarında bulunduğu kişilerin yakınlarının müdahillik talepleri kabul edildi.

Yayınlanma: 11.05.2012 - 12:37
Abone Ol google-news

12 Eylül darbesine ilişkin davaya bakan mahkeme heyeti, verdiği 1,5 saatlik aranın ardından kararları açıkladı. Mahkeme, Evren ve Şahinkaya’nın eş ve çocuklarının mal varlıklarının araştırılması için ilgili kurumlara yazı gönderilmesine karar verirken, sanıkların mal varlıklarına tedbir konulması talebini ise reddetti. Ayrıca dönemin milletvekili Cüneyt Canver’in 1986’da sanık Şahinkaya verdiği yolsuzluk önergesi ile ilgili belgelerin gönderilmesi için TBMM’ye müzzere yazılacak.

Müdahillik kriteri suç tarihi

Mahkeme müdahillik talepleriyle ilgili karar vermeden önce, tutanağa iddianamede suç tarihinin Fahri Korutürk’e uyarı mektubunun verildiği 2 Ocak 1980 ile, TBMM Başbanlık Divanı’nın oluşturulduğu 6 Aralık 1983 arasını kapsadığına dikkat çekti. Mahkeme bu nedenle, söz konusu tarihlerden önce ve sonra mağdur olan kişi ve derneklerin taleplerinin reddedilmesine karar verdi.  Suç tarihlerinden sonra kurulan BDP, İnsan Hakları Derneği (İHD), BBP, Devrimci 78’liler Federasyonu, EDP’nin arasında bulunduğu 21 dernek ve partinin müdahilik talebi reddedildi.

Oğul Türkeş de müdahil

Tüzel kişiler olarak Diyarbakır, Mersin ve Muğla Baroları, TÖBDER, Ülkü Ocakları Eğiti ve Kültür Vakfı, Çağdaş Hukukçular Derneği’nin, bireysel olarak da dönemen MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in oğlu Ahmet Kutalmış Türkeş’in (Şuan AKP milletvekili) ve Baskın Oran’ın arasında bulunduğu 8 kişinin müdahillik talebi kabul edildi.

Erdal Eren’ler müdahil

12 Eylül darbesinden sonra “TBMM kararı olmaksızın” idam edilenlerden Erdal Eren, Serdar Soyergin, Necati Vardır, Veysel Güney, Ramazan Yukarıgöz, Mustafa Özenç, Cengiz Baktemur, Ömer Yazgan, Halil Esendağ’ın yakınlarının müdahillikleri “suçtan zarar görmüş olma ihtimali ve usulüne uygun olarak yapılan talep doğrultusunda” kabul edilmesine karar verildi. Darbe sonrasında işkence gördükleri iddiasıyla ilgili olarak Erdem Şenocak, Ali Sarıbal, Zeynep Abidin Ceylan, Satılmış Şahin, Hasan Asker Özmen, Abdullah Gülbudak’ın yakınlarının katılma talepleri de kabul edildi.

Mahkeme, bu koşulları taşımayan ve gerekli belgeleri sunmayan diğer özel kişilere ilişkin müdahale taleplerini ise reddetti. Katılma talepleri reddedilen isimler arasında 1980 öncesi öldürülen gazeteci yazar Abdi İpekçi, sosyolog-yazar Cavit Orhan Tütengil ve savcı Doğan Öz’ün aileleri de yer aldı. Oysa bu cinayetler, 12 Eylül iddianamesine de girmiş ve darbeye zemin hazırlayan olaylar olarak nitelendirilmişti. Ülkü Ocakları’nın müdahillik talebi kabul eden mahkemenin,  ülkücü Mehmet Ali Ağca’nın öldürdüğü İpekçi ailesinin başvurusunu reddetmesi dikkat çekti. 

Mahkeme, soruşturmanın genişletilmesine ilişkin taleplerin ise sanıkların savunmalarının alındıktan sonra karar verirken, duruşmayı 29 Haziran’a erteledi.

 

DAVADA GÜNÜN GELİŞMELERİ

12 Eylül Davası'nın dördüncü duruşmasında dosyanın incelenmesi ile 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı'nda gerçekleşen olaylarla ilgili belgelerin değişik kurumlardan istendiği, MİT tarafından düzenlenen 1 Mayıs 1977 raporunun mahkemeye ulaştığı ifade edildi. Raporun, hazırlayan Başbakanlık Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından değil, Genelkurmay Başkanlığı tarafından mahkemeye gönderildiği belirtildi. Rapor için hazırlan üst yazıda Genelkurmay'ın 'rapor kendileri tarafından hazırlanmadığı için devlet sırrı olup olmadığı konusunda tereddüde düşüldüğü'nü belirttiği kaydedildi. Bu nedenle Genelkurmay'dan gelen raporun durum aydınlığa kavuşuncaya kadar mahkemenin kasasında saklandığı, MİT'ten gelen "rapor devlet sırrı değil" yazısı üzerine onaylı suretinin dava dosyasına alındığı belirtildi.

Bununla birlikte önceki duruşmada 12 Eylül Darbesi sonucu herhangi bir yargı kararı bulunmadığı halde, meslekten çıkartılan öğretim üyesi bulunup bulunmadığı konusunda YÖK'e yazılan yazıya da cevap geldi. YÖK'ten gelen cevapta bazı üniversitelerin görevden çıkarılan öğretim üyelerinin isimlerini, bazılarının ise sayılarını verdiği görüldü.

Ayrıca 12 Eylül öncesinde TSK tarafından Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e verildiği belirtilen, darbe ile ilgili uyarı mektubunun da fotokopisi davayı gören mahkemeye ulaştı.Bu bağlamda MİT, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı'na yazılan yazılar neticesinde "Bir askeri darbe yapılacağı konusunda, MİT tarafından bu kurumlara bilgi verilip verilmediği yönünde" yazılan yazıya da cevap verildi. Kurumlar böyle bir belgeye arşivlerinde rastlanmadığını bildirdi. Mahkemenin önceki duruşmalarda Milli Savunma Bakanlığı'ndan Fatsa Olayları hakkında istediği belgelerle ilgili dosya da mahkemeye ulaştı. Fatsa Olayları ile ilgili iki klasör belgeden bir klasörünün Erzincan Sıkı Yönetim Mahkemesi'nin olaylarla ilgili kararının fotokopisi olduğu, ikinci klasörde ise 12 Eylül Darbesi öncesi ve sonrasına bölgede yaşanan olaylarla ilgili bilgi ve belgelere yer verildiği iade edildi. Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na işkence iddiaları ile ilgili yazılan yazının cevabı da mahkemeye ulaştı. Komutanlığın cevabında ilgili belgelerin, sıkıyönetim komutanlıkları, askeri savcılıklar ve mahkemeler gibi kurumlarda bulunabileceği, bu belgelerin çok sayıda olduğu, kayıt sistemi bulunmadığı, sanık ismi belirtildiği takdirde araştırma yapılabileceği belirtildi.

Adli Tıp Kurumu bekleniyor


Mahkemenin Genelkurmay Başkanlığı'ndan istediği 12 Eylül öncesi yapılan sıkıyönetim koordinasyon toplantılarının yazıya dökülmüş bazı kayıtları da ulaştı. Bu kayıtlar ihtilal yapacağı iddia edilen kişilerin yaptığı toplantılar değil, sıkıyönetim koordinasyonu için resmi olarak yapılan toplantıların notlarından oluşuyor. Bu notlarda 12 Eylül döneminde yapılan toplantılarda askeri yetkililerin ileri sürdüğü görüşler de yer alıyor.

Ayrıca Bayrak Harekat Planı'nın güncellenmesi ile ilgili belgeler de mahkemeye ulaştı. Bayrak Planı belgelerinin eksik sayfalarının gönderen kurum tarafından fotokopi ile tamamlandığı belirtildi. Mahkemenin davanın sanıkları olan Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın sağlık durumlarının belirlenmesi ile ilgili işlemler konusunda, İstanbul Adli Tıp Kurumu'na yazdığı yazının cevabının ise henüz gelmediği öğrenildi. Sanıklar Evren ve Şahinkaya'nın sağlık durumlarının netleşmesinin ardından duruşmalara katılıp katılmayacağı belirlenecek. Gerek müdahiller gerekse müdahil avukatları önceki duruşmalarda sanıkların gerekirse kafes içerisinde mahkemeye getirilmesini talep etmişti.

Müdahillik talepleri dinlendi

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 12 Eylül Askeri Darbesi ile davanın 4. duruşmasında müdahillik talepleri dinlendi. Müdahillik taleplerinin dinlenmesinin ardından Savcı Kemal Çetin, müdahillik taleplerinin incelenmesini ve zarara uğradığı tespit edilenlerin müdahil kabul edilmesini istedi. Savcı Çetin, davanın sanıkları dönemin Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya'nın sağlık durumlarıyla ilgili Adli Tıp Kurumu'na yazılan yazının yanıtının beklenmesini istedi. Savcı Çetin, 12 Eylül Askeri Darbesi öncesi yaşanan olayları daha net bir şekilde ortaya koymak için Avukat Hasan Ürel'in talebiyle dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'in, Abdi İpekçi'nin öldürülmesi olayıyla ilgili dönemin askeri savcısı Ahmet Koç'un dinlenmesini istedi. Avukat Mehmet Karadağ'ın talebiyle Çorum olaylarıyla ilgili Yıldırım Çabuk'un dinlenmesini isteyen Savcı Çetin, Avukat Ömer Kavilli'nin talebiyle de 1 Mayıs 1977'de Taksim'de yaşanan olaylarla ilgili dönemin savcısı Çetin Yetkin'in sanık olarak çağrılmasını istedi. Duruşmaya katılan MHP Avukatı Yücel Bulut'un talebiyle de Gün Sazak'ın öldürülmesi olayıyla ilgili dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanı Nihat Özer'in dinlenmesini isteyen Savcı Çetin'in ardından söz alan sanık avukatı Bülent Acar da Evren ve Şahinkaya'nın sağlık durumlarıyla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu'yla yapılan yazışmaların sonuçlarının beklenmesini istedi. Avukat Acar, müdahillik talepleriyle ilgili olarak da geçen celsedeki hususları tekrarladıklarını ifade etti.

"12 Eylül'ün gölgesi darbeden sonra da devam etti"


Duruşmada, müdahillik talebinde bulunan dönemin Fatsa Belediye Başkanı Fikri Sönmez'in oğlu Naci Sönmez, Fatsa olaylarının iddianamede yer aldığını, babasının o dönem 5 yıl cezaevinde kaldıktan sonra hayatını kaybettiğini, kendi müdahilliği kabul edilmezse, davanın daraltılmış bir dava olacağını söyledi. Duruşmada söz alan Eski Milletvekili Ufuk Uras da partisinin kapatıldığını belirtti ve "12 Eylül'ün gölgesi darbeden sonra da devam etti. Biz o gölgeden de etkilendik" diyerek müdahillik talebinde bulundu.

Duruşmada söz alan ve müdahillik talebinde bulunan Ali Serdar Can, askeri darbe sonrasında Diyarbakır Cezaevi'nde bulunduğunu, kendilerine cezaevinde yemek verilmediğini, bunun yerine cezaevi kantininden fahiş fiyatla gıda maddeleri satıldığını anlattı. kendilerine satılan yemeklerin daha sonra aramalarla geri toplandığını söyleyen Can, "Diyarbakır Cezaevi'nin işkence dışında bir de soygun boyutu vardı" diye konuştu.

Müdahillik talebinde bulunanlardan İpek Gür de Diyarbakır Cezaevi'nde ölüm orucuna girdiğini belirterek, "Kardeşim hayatını kaybetti. Kenan Evren buraya gelmeli ve gözünün içine bakarak sormalıyım: Ne istedin canlarımızdan?" dedi. Müdahillik taleplerinde bulunanlardan Mustafa Durna sanıkların malvarlıklarının araştırılmasını istedi. Duruşmada söz alan İsmail Uyar da 12 Eylül döneminde cezaevine konulduğunu, kendisinin cezaevinden kaçtığını, babasına yerini öğrenmek için işkence yapıldığını anlattı. Babasının ailenin kadınlarına tecavüz edilmekle tehdit edildiğini söyleyen Uyar, "Babam bu baskılara dayanamadı, kendini minareden atarak intihar etti" dedi.

Davanın sembol isimlerinden biri haline gelen ve kamuoyunda Berfo Ana olarak bilinen Cemil Kırbayır'ın annesi Berfo Kırbayır da şunları söyledi:
"Kenan Evren'in peşindeyiz. Çocuğumun tabutunu istiyorum. Onun evi yıkıla, ocağı söne. Ben anayım. Ölene kadar Kenan Evren'in peşindeyim. Onu buraya getirsinler."

Duruşmada söz alan Avukat Şenal Sarıhan, mahkemenin YÖK'ten istediği, haklarında mahkeme kararı bulunmadığı halde çalıştıkları üniversitelerle ilişiği kesilen öğretim üyelerine ait listenin eksik olduğu 1402'likler içinde birçok öğretmen de bulunduğunu ifade ederek, aynı listenin Genelkurmay ve MİT gibi kurumlardan da istenmesini talep etti. Duruşmada müdahillik talebinde bulunan Baskın Oran'ın avukatı Oya Aydın, Baskın Oran'ın Ankara Üniversitesi Siyasal bilgiler Fakültesi'nden sıkıyönetim komutanlığı kararıyla atıldığını, davanın iki sanıkla sınırlı kalmaması gerektiğini, darbeye destek veren sivil kanadın da davaya dahil edilmesi gerektiğini ifade etti. Avukat Aydın, "Üniversitelerin rektörleri ve dekanları sakıncalı isimleri bildiriyordu. Onlar da incelenmeli" diye konuştu.

Avukatlardan sağlık raporlarına tepki


Müdahillik talepleri kabul edilen bazı avukatlar, dosya içeriğinde Evren ve Şahinkaya'ya ait sağlık raporlarıyla ilgili eleştirilerde bulundu. Raporlarda, sicil numarası, protokol numarası gibi şekil şartlarının yerinde olmadığını ileri süren avukatlar, "Evren ve Şahinkaya'yı getirin. Onlar burada yargılanmalı" diye konuştu. Türkiye 78'liler Dernekleri Federasyonu adına duruşmaya katılan İlker Babaoğlu, "Tahsin Şahinkaya 3 ayda bir sağlık kontrolüne gitmektedir. 3 ayda bir yapılan bu sağlık kontrolünün davanın ilk günlerine gelmesini mahkemenizin dikkatine sunuyorum. Fenerbahçe Ordu Evi'nde lüks içinde yaşayan, çevre emniyet terkibatlarıyla korunan sanığın duruşmalara getirilmesi gerekmektedir" dedi.

Avukat Ömer Kavilli de 1 Mayıs 1977'de Taksim Meydanı'nda yaşanan olaylarla ilgili olarak açılan ve gösterilere katılan işçilerin yargılandığı davanın iddianamesini mahkemeye sundu. Kavilli, 1 Mayıs olaylarından bir gün önce ajan olduğu söylenen bazı ABD'lilerin İstanbul'a geldiğini ve Taksim alanına ateş açılan İntel Continental Oteli'ne yerleştiğini ileri sürdü. Duruşmada söz alan Abdurrahman Demir, işkence sonucunda ayaklarını kaybettiğini ifade etti. Duruşmada söz alan MHP Avukatı Yücel Bulut da 12 Eylül darbesi sürecinde yaşanan Maraş, Çorum, Sivas olaylarından önce "itibar edilecek çeşitli teşkilatlardan gelen istihbari bilgiler ışığında" ve kendi yaptıkları çalışmalarla bir rapor hazırladıklarını, Nisan 1978 tarihli raporun Türkiye'nin bazı bölgelerinde etnik karışıklıkların çıkarılacağını anlattığını, bu raporun Maraş olaylarından önce ilgili kurumlara gönderildiğini söyledi. 12 Eylül'de MHP Genel Merkezi'nin de yağmalandığını ifade eden Bulut, bu nedenle kendilerinde bu raporun bulunmadığını, ilgili kurumlardan mahkeme tarafından talep edilmesi gerektiğini söyledi. Avukat Bulut, MHP'nin Genel Merkezi'ne ve Eğitim Merkezi'ne yapılan silahlı saldırıların da polisler tarafından gerçekleştirildiğini ileri sürerek, bu konuyla ilgili belgelerin de ilgili kurumlardan talep edilmesini istedi.

Duruşmaya katılan avukatlardan Tenih Önay'ın da dikkat çeken bir talebi oldu. Avukat Önay, darbeyle ilgili avukatlar tarafından hazırlanacak bir sinevizyon gösterisinin mahkeme heyeti tarafından izlenebileceğini belirterek, "Keşif hukuku çerçevesinde böyle bir işlemin yapılması mümkündür, diye düşünüyorum" dedi.

Ara kararlar açıklandı

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi, 12 Eylül darbesine ilişkin davayı, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın eş ve çocuklarının mal varlıklarının araştırılması ile darbeden sonra idam edilenlerden Erdal Eren'in de aralarında bulunduğu kişilerin yakınlarının müdahillik taleplerinin kabulüne karar verdi. Dava, 29 Haziran'a erteledi.

 

 

NOTLAR: 12 EYLÜL HABERİNE EKLENMESİ RİCASIYLA...
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler