'Ağlama Gazze'

Yayınlanma: 13.01.2009 - 07:15
Abone Ol google-news

Senin dinin insanlığa en yararlı, iki günü aynı olmayı zararda sayarak çalışkanlığı ve en büyük yaptırım gücü “örnek insan” olmayı özendiren bir din. Eğer ağlayacaksan, küresel ekonominin maşası düzeyine indirilen kutsal değerlerine ağla.

Arap dünyasının üvey çocuğu Gazze! Birkaç haftadır senin için gökten ölüm yağıyor. Kaybettiğin can sayısı şimdiden 900e ulaştı. Yaralın 4 bin kadar. Televizyonda izliyoruz. Sana sınır İsrailliler, pikniğe gider gibi çoluk-çocuk gelmişler. Dürbünle ölüşüne bakıyorlar. Sanki izledikleri Milan-Juventus futbol maçı. Sonrasında da yumruk sıkılı ve başparmak yukarıda. Verilen, işlem tamammesajı. Bunun tarihsel yorumu ise 2 bin yıl eskide kalan devlet anlayışı. Ve günümüzün uygar, çağdaş ve laik devlet anlayışı ile doku uyuşmazlığı, erdemsizlik.

Sevgili Gazze! İsrailin seni düşürdüğü bu duruma sakın ağlama. Çünkü bunun sorumluluğu senin değil. Ağlanacak o kadar konun var ki, asıl sen onlara ağla.

Bugün dünyanın kullandığı sayı sistemini sen buldun. Eğer ağlayacaksan, son bin yılda bir tek bilimsel buluşunun olmadığına ağla. Önceden böyle değildin. 1200 yıl önce Harun Reşit, Şarlmana çalar saat gönderdiğinde, Batının şaşkınlığı anlatılmaz boyuttaydı. Şimdi dünya çapında bir üniversiten olmadığı için, kalbinin günde kaç kez çarptığı, tepende dönen uydu ile izleniyor. Ona ağla.

Sen günde 2 dolar ile yaşam savaşı veriyorsun. Dubaideki100 Yıldızlı Otelin, yalnızca açılış töreni için 23 milyon dolar harcandı. Ağlamaz mısın? Sen yılın en soğuk 40 günü içinde tir tir titriyorsun. Biliyorum ki boğazından bir öğünde iki lokma geçmiyor. Eğer ağlayacaksan, deve güzellik yarışmasıiçin bir deveye ödenen 2 milyon 72 bin dolara ağla. İki cihan güneşi bildiğin peygamberin, bir hurma ile gün doğumundan batımına aç kalır, oruç tutardı. Ramazan ayında,seferisayılmak, yani oruç tutmamak için Hıristiyan ülkelere kaçanlara ağla.

Türkler sana 400 yıl boyunca kavm-i necib=peygamber soyudedi. Baş tacı yaptı. Bu saygıdan ötürü, senden ne vergi aldı, ne de asker. Eğer ağlayacaksan, 100 yıl sonrasında düştüğün duruma ağla.

Geçen hafta İstanbulda, Filistinde Barış İçin Kadınlar Toplantısı yapıldı. 22 Arap devletinden yalnızca 5 kadın katıldı. Ötekilerin Arap first ladylerinin katılmayışına değil, erkeklerinin neden bir şey yapmadığına ağla.

Belki istemeyerek de olsa seni üzüyorum. Ama ben tarihçiyim. Bu yaşananlar, senin kadar bana da acı veriyor.

Bugün Arap Birliğinde 22 ülke ve bu ülkelerin 333 milyon insanı var. Sen, bir buçuk milyonsun. Ve de askeri deyişle ateş hattındasın. Senin yaşadığın toprağı, bir marangoz deyimi ile kıl testerepaylaşması yapsan, İsrail ile anlaşamazsın. Balkanlar kadar olmasa da sizin orada kim güçlü ise sınırları o belirler.

Afrikanın en batısından, İrana uzanan bu ülkelerin, en büyük gelir kaynağı: Petrol. Sende yok. Yok da, bir sana bir komşuna bakıyorum. Bir yanda çölde yaratılan cennet var, sen, İslam ülkelerinin İsraile verdiği kurban.

Biraz ileriye bakalım. Kardeşlerin petrolden kazandığı dolarları, yapay savaşlar yüzünden silah alarak geri veriyor. Oysa petrolün, şunun şurasında 50 yıllık saltanatı kaldı. Sonra ne yiyip ne içecekler.

Günümüzün en çok kazanan ülkeleri, özgün bilgiyi, metal ve plastikte somutlaştırarak satanlardır. Senin cephende bu konuda ne gibi hazırlıklar var? İstersen, bu kez ağlama

Sen, aç, susuz ve ışıksız, acını yüreğine gömmüşsün. Birileri, yarana merhem olamadığı halde seni, kendi ülkesinin iç politikasına çerez yaparsa bilirim ki yüreğinde misket bombasından daha büyük yıkım olur. Sanmıyorum ama eğer öyleyse, onlara çok ağla.

En büyük acı, evlat acısıdır. Sen ciğer pareni kucağına alıp hastaneye koşarken, sanma ki bizim yüreğimiz senin kadar olmasa da yanmıyor.

İnanıyorum ki üstüne dolu gibi yağan bombalara değil, çocuklarını okula gönderemediğin için ağlıyorsun.

Kimileri bir yerlerde, senin hiç haberin yokken din kardeşliği adına yardım toplayabilir. Yardım kampanyasının adını da Filistine Götürmekkoyabilir. Bu yardımları sana getirmek yerine eğer başka bir yerlere götürürlerse bir kez de onlara ağla.

Yok, yok! Saydıklarımın her biri yüreğini dağlasa da sakın ağlama! Çünkü ikinci dereceden konular bunlar. Asıl sorun 100 yıl önce başlamıştı. Bu sürecin adına günümüzde ne diyorlar? Dur, hemen söyleyemeyeceğim. Lütfen biraz izin ver! Politika ile ilgim olmadığı için, bu konular bana yabancı. Tamam tamam! Aklıma geldi: Ilımlı İslam

Senin dinin insanlığa en yararlı, iki günü aynı olmayı zararda sayarak çalışkanlığı ve en büyük yaptırım gücü örnek insanolmayı özendiren bir din. Eğer ağlayacaksan, küresel ekonominin maşası düzeyine indirilen kutsal değerlerine ağla.

Prof. Dr. Mahir AYDIN İstanbul Üniversitesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler