Kışanak'tan Erdoğan'a kürtaj yanıtı

BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın, kürtaj ve sezaryene ilişkin sözlerine, 'Sen kim oluyorsun ki kadınların doğurganlık hakkıyla ilgili bu kadar buyurgan oluyorsun. Yarın öbür günde bu faşist zihniyet der ki falanca ırktan olan çocuklar doğsun filanca ırktan olanlar doğmasın' şeklinde yanıt verdi.

Yayınlanma: 29.05.2012 - 12:40
Abone Ol google-news

Partisinin grup toplantısında konuşan BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Cannes Film Festivali'nde en kısa film ödülünü alan Rezan Yeşilbaş'ı kutladı.

Yalova'da bir kavgayı ayırmak için araya giren bir gencin polisin kullandığı gaz bombası nedeniyle yaralandığını ve yaşamını yitirdiğini ifade eden Kışanak, "Türkiye'de polisin kullandığı gaz bombaları sonucu yaşamını yitiren insanlarımızın sayısı şu anda resmi doktor raporlarıyla tespit edilenleri kastediyorum 14'ü buldu" dedi.

 

"AKP iktidarı Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en ikiyüzlü en sahte en kalleş iktidarı"

Konuşmasında AKP'ye sert sözler yönelten Kışanak, "AKP iktidarı Türkiye tarihinin gelmiş geçmiş en ikiyüzlü en sahte en kalleş iktidarı. İkiyüzlüdür, yalancıdır, riyakardır, böyle bir iktidarla karşı karşıyayız" dedi.


Tutuklu vekiller

Tutuklu vekiller konusuna değinen Kışanak, şöyle konuştu:

"Meclis'teki 3 muhalefet partisi halkın iradesini buraya taşımamız gerekir, tutuklu milletvekillerini serbest bırakmamız gerekir, diyor AKP'nin diktatörlüğü altında Meclis Başkanı bile pes etmiş durumda. Ben ne yapayım, ölüm orucuna mı yatayım, AKP istemiyor, diyor. Bu nasıl yasama yürütme ayrılığıdır. Yasama resmen AKP diktatörlüğünün elinde esir halindedir. Eğer bir ülkede Meclis Başkanı ben ne yapayım, çaresizim, iktidar bana yaptırmıyor, ben Meclis'in iradesini bile korumaya muktedir değilim diyorsa bunun adı diktatörlüktür. Yargı AKP'nin talimatı ile çalışıyor. AKP askeri vesayetin gerçek temsilcisi haline geldi. Devletin bütün kurumları Başbakan Erdoğan'ın otoriter, ırkçı, faşizan yönetim anlayışının emri altında çalışıyor ve bu anlamda devlet meşruiyetini yitirmiş bir devlettir."


Hitler benzetmesi

Hitler'in yaşamına ilişkin belgeseli hatırlatan Kışanak, "Hitler kazandıkça daha böbürleniyor. Öyle bir an geliyor ki her şeye hükmetme her şeye muktedir olma hastalığına tutuluyor. Bunun adı Hitler hastalığıdır. Ve şu anda Hitler'in ruhu AKP iktidarında yaşıyor" dedi. Kışanak, şöyle devam etti:

"Verilen yargı kararları bile ortadadır. Kürtlerin yaşadığı bölgelerde bölgedeki durumun hassasiyeti dikkate alınarak polis insan öldürebilir diye bir yargı var. Güya bir yasa çıkartmışlar Terörle Mücadele Yasası diye, çıksınlar şereflilerse açıklasınlar rakamları bu yasadan cezaevinden olanların neredeyse tamamı Kürt değil mi? Irkçı bir yasa çıkardınız."


Uludere

Uludere olayına değinen Kışanak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın grup toplantısında yaptığı konuşmaya işaret ederek, şöyle dedi:

"Çıktı, sabahtan akşama duyduğumuz lafların aynısını tekrarlayıp durdu. Katiller nerede? Bombalama emrini kim verdi? Bunun cevabı var mı senin laf salatanın içerisinde? 5 aydır devlet susmuş, 5 aydır devlet bunun üzerini kapatmak için uğraşıyor. Bunun hesabını sorarız size. Fazlaca edebiyat yapmasın. Çıkıp şunları bir bir rakamlarıyla getirip isimleri ve öyküleriyle AKP Genel Merkez'in önüne asacağım. 53 kişi AKP iktidarı döneminde sadece ve sadece demokratik gösteri hakkını kullandı diye Başbakan'ın, İçişleri Bakanı'nın talimatıyla polisin gazıyla, copuyla katledildi, nerede bunların katilleri. İstiyorsa götürüp asarız listeyi. Katiller senin kolunun kanadının altında.

Bunların hesabını vermeyeceksin sonra çıkıp millet edebiyatı yapacaksın. Ne milleti sen milleti kandırıp iktidarını kan içerisinde kuran bir iktidarsın."

 

"Yavuz hırsız ev sahibini suçlu çıkartmanın derdinde"

"Sen Başbakan'sın, kimseyi kandıramazsın" diyen Kışanak şunları söyledi:

"Tayyip Erdoğan'ın bugünkü grup konuşması bir kez daha göstermiştir ki Roboski katliamının arkasında bizzat Başbakan vardır. Yavuz hırsız ev sahibini suçlu çıkartmanın derdinde. Bir de sağa sola saldırıyor, ağza alınmayacak laflar söylüyor. Türkiye siyaset tarihinin en seviyesiz siyasetçileriyle karşı karşıyayız. Siyaset tarihinde bu kadar seviyesiz üslup kullanan çıkmamıştır."


Nekrofil yanıtı

"Bu Başbakan ne söylediğini biliyor mu? Ya söyleyeceğini bilmeyecek kadar cahilse oturmasın o koltukta ya da bilerek söylediyse, Türkiye siyasi tarihinin utanç sayfasında yerini alacak kadar en rezil cümleyi kullandı" diyen Kışanak, şöyle devam etti:

"Başbakan nekrofili diye bir terim kullanıyor ölü sevici. Gerçekten de aile terbiyemiz, dilimiz, üslubumuz hiç buna uygun değil ama halkımızın bu gerçeği bilmesi için bu kavramı açıklamak istiyorum. Bu kavram nedir biliyor musunuz? Bu kavram ölü bedenlere yönelik cinsel istismar içerisinde bulunan kişilere kullanılır, sapkınlıktır. Böyle bir kelimeyi ağzına alacak kadar seviyesiz bir siyaset yapıyor bu Başbakan. Ve bu kelimeyi kullanırken bizi karaladığını zannediyor, ama bu kelimenin kendisi bizati Uludere'de bu Başbakan'ın emriyle katledilen 34 insana da en büyük hakarettir. Yani onların ölü bedenlerine yönelik yapılmış bir tecavüzden bir hakaretten bahseden bir kelimedir. Böyle bir kelimeyi nasıl ağzına alabiliyorsun? Bu ne seviyesizlik, bu ne terbiyesizlik bu ne utanmazlık, aile terbiyesi de mi görmedin. Biz onun seviyesine düşecek değiliz ancak bize yönelik yaptığı hakaretlerin hepsini eksiksiz tamamıyla kendisine iade ediyorum."


"Sen belanı arıyorsun"


"Başbakan bugün hesap vermek yerine gerekçelerin arkasına sığındı" ifadesini kullanan Kışanak, "Sayın Başbakan hiçbir gerekçe seni kurtaramaz, bu katliamın hesabını vereceksin, sen başbakansın, sen bu ülkede ordusuna da yargısına da idari makamlarına da talimat veren yöneten güç sensin, hesabını vereceksin kurtulamazsın bundan. Başbakan diyor ki bir dermanınız varsa söyleyin. Sen derman aramıyorsun ki sen belanı arıyorsun. Tam bir cambaza bak hikayesi var bu işin içinde" dedi.


Önce vur sonra sus emri

Kışanak, şöyle devam etti:

"Başbakan, bu iktidar önce vur emrini verdi şimdi sus emrini veriyor. Bu kadar edebiyatın altında yatan iki şey var. Birincisi milliyetçiliği, ırkçılığı kışkırtma, ikincisi susturmak. Birazcık bu konu konuşuldu diye beyefendi rahatsız oldu. Orayı susturuyor, bizi susturacağını zannediyor.

Herkes sussun, bunun adı da demokrasi olsun. Katliam yapmak serbest, konuşmak tartışmak hesap sormak yasak. Başbakan bugünkü konuşmasıyla bunu yapmaya çalıştı ama biz söylüyoruz biz senin zihniyetinde çok Başbakan,çok zulüm gördük çok katliam gördük, susmadık, susmayacağız da.

Yine AKP içinde insanlar vicdan muhasebesi yapsın. Zerre kadar vicdani duyguları varsa susmasınlar."


İçişleri Bakanı

"Bir adet bakan figüran diyor ölen insanlara" diyen Kışanak, "Şu kaçakçılık faaliyetlerinin tamamında devletin görevlilerinin parmağı var. Bunlardan daha büyük kaçak var; servet kaçakçılığı. Nereden belli olmayan bir kaçakçılıktır, Bunun en büyüğü de Sayın Başbakan da var. 18 yıl önce kendisinin mal beyanıdır. 18 yıl önceki mal beyanında Başbakan 5 bin liralık malvarlığı beyan etmiş, 18 yıl sonra 730 kat armış. Çalınmasa bu servet olmaz.

Sen bu kadar çalacaksın çırpacaksın, yağmalayacaksın ondan sonra da bir ekmek parası için yaşamını ortaya koyanlara katliamını meşru göstermek için kaçakçılık suçtur diyeceksin. Başbakan gerçekten de Hitler hastalığına tutulmuş durumda" dedi.


KÜRTAJ VE SEZARYEN TARTIŞMALARI

"Kürtaj" ve "sezaryen" tartışmalarını hatırlatan Kışanak, şöyle dedi:

"Uludere katliamına ilişkin tartışmalarını gündemden düşürme amacı taşıyan başka bir tartışma attı ortaya, 'Kürtaj cinayettir, sezaryene de karşıyım.'

Bu tam bir cambazların başka bir yeri gösterip, ne sihirdir ne keramet el çabukluğu marifet hikayesi. Sen oraya bakarken o arada malı götürüyor. Uludere katliamı ile ilgili tartışmaları susturmak için gündeme böyle bir konu attı.

Kadınlara tarif ediyor, Başbakan talimat verecek çocuk doğuracak mısın doğurmayacak mısın, kaç çocuk doğuracağını da Başbakan tayin ediyor o da yetmiyor hangi yöntemle doğuracağını da tarif ediyor. Bu kadar cinsiyetçi, bu kadar kadının kimliğine kadının bedenine yönelik saldırgan bir dil kullanılabilir mi? Sen kim oluyorsun? Sen kim oluyorsun ki kadınların bedeninin, haklarının, kişiliğinin bir parçası olan doğurganlık hakkıyla ilgili bu kadar buyurgan oluyorsun kimsin sen ya. Bu zihniyet faşizmdir. Yarın öbür gün de bu faşist zihniyet der ki falanca ırktan olan çocuklar doğsun filanca ırktan olanlar doğmasın."

Kadınlara da çağrıda bulunan Kışanak, "Tüm kadınlar, ayrımsız bir şekilde bütün kadınlar isyan etmeli, çek bedenimizden elini, kim oluyorsun sen haddini bil demeli.
Sezaryene karşıyım diyor, acaba onu da kürtaj gibi mi bir şey mi zannediyor, bilmediği konuda niye konuşuyor"
dedi.

Memurlara verilecek zam oranı konusunda Hakem Kurulu'na seslenen Kışanak, "Ellerine vicdanlarına koysunlar, Emekçileri enflasyonun altında ezdirmeyecek bir karar versinler" diye konuştu


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler