'Perinçek'ten talimat almak görevim'

Ergenekon soruşturması kapsamında İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek'in oğlu Mehmet Bora Perinçek, İP'li yöneticiler ve parti üyeleri ile Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal çalışanlarından oluşan 14 sanık hakkında açılan davanın 4'üncü duruşması başladı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Mehmet Bora Perinçek, İP Merkez Karar Kurulu üyeleri Mehmet Bedri Gültekin, Erkan Önsel ile Turan Özlü katıldı.

Tutuklandığında İP Genel Başkan Yardımcısı olan Önsel yaptığı savunmasında, 25 Ekim 2009 tarihinde düzenlediği basın toplantısında kamuoyuna açıkladığı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile iş adamı Remzi Gür arasında 2004 yılında geçtiği iddia edilen telefon konuşmasına ilişkin ses kaydını duruşma salonunda dinletti.

Bu kayıtla ilgili 6 Kasım 2009 ve 15 Mayıs 2010 tarihinde de basın açıklaması yaptığını ifade eden Önsel, bu görüşmenin Başbakan Erdoğan'ın özel hayatıyla ilgili olmadığını, kamu yararı gördükleri için bunu açıkladıklarını savundu.
Önsel, şunları kaydetti:

''İşçi Partisi'ne, Türkiye'nin dört bir yanından 'internet, posta ve şahıs olarak' bilgi akar. Biz bunların doğru olup olmadığına, kamu yararı olup olmadığına bakarız. Kanaatimiz oluşmuşsa bunu halkla paylaşırız. Siyasi partinin görevi bunu kamuoyuna açıklamaktır. Bana bir bilgi gelmiş. Bunu halktan gizleyeceğim öyle mi? Bunu açıklamazsam bana savcılar hesap sormalı. İyi ki açıkladım. Doğru yapmışım. Bunun neresi suç? Bu kayda 2004 yılında da ulaşsaydık, hemen yayınlardık. Çünkü Türkiye o dönemde seçime gidiyordu.''

''Perinçek'ten talimat almak görevlerim arasında''

Önsel, bu kaydı İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in kendisinden önce ya da sonra açıklamasının suçla ilgisi olmadığını dile getirerek, bunların Perinçek'in talimatı üzerine yapıldığı iddialarına ilişkin de ''Biz siyasi bir partiyiz. Perinçek genel başkan, ben genel başkan yardımcısıyım. Perinçek, başta ben olmak üzere bütün parti organlarına tabii ki talimat verecek. Perinçek'ten talimat almak benim görevlerim arasındadır. Partiyi yönetmenin bir yolu talimat vermektir'' diye konuştu.

İddianamede, iddia olunan Ergenekon terör örgütünün amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiği belirtilen Talat Paşa Komitesi'nin yönetim kurulunda görev almadığını ifade eden Önsel, ''Yönetim kurulunda görev almak benim için onurdur. Ben danışma meclisinde çalıştım. Talat Paşa Komitesi, sağdan soldan toplumun bütün kesimlerinin bir araya geldiği bir oluşumdur'' ifadelerini kullandı.

Özlü, ''Dinlemeleri Cumhuriyet Çalışma Grubu'nun yaptığı iddia ediliyor. Belki de o yaptı. Bu bizi ilgilendirmez. Ortada yasa dışı elde edilen binlerce kayıt var. Bunları yapanların değil, yayınlayanların üzerine gidiliyor'' diye konuştu.

İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in Silivri Cezaevi'nden kendilerine yazdığı mektubun iddianamede 1 numaralı delil olarak yer aldığına dikkati çeken Özlü, Perinçek'in mektubunda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Mehmet Ali Talat arasında geçtiği iddia edilen ses kaydının yayınlanmasına ilişkin kendilerine verdiği önerilerinin, iddianamede ''örgütsel talimat'' olarak değerlendirildiğini kaydetti.

Özlü, ''Bu varsayımlarla evler, iş yerleri basılıyor, 14 kişi gözaltına alınıyor, 4 kişi 10 aydır hapiste tutuluyor. Bu davanın 18. dava olarak birleştirilmesinin taşları da döşenmiş'' ifadelerini kullandı.

Özlü'nün savunmasını tamamlamasının ardından Mahkeme Heyeti Başkanı Hasan Hüseyin Özese, duruşmayı 11 Haziran'a erteledi.

Özese, tutuksuz sanıkların, savunmalarının alınması için gelecek celsede hazır edilmelerini istedi.