Hervé Le Tellier'den 'Aşktan Bu Kadar'

Hervé Le Tellier'in 'Aşktan Bu Kadar' adlı kitabı, Mehmet Rasim Emirosmanoğlu'nun çevirisiyle Monokl'dan çıktı.

Yayınlanma: 03.08.2012 - 09:07
Abone Ol google-news

Senin dahil olmadığın seninle ilgili hatıralarım da var benim, onları bilmene olanak yok tabii. Öylesine içimdesin ki, fiziksel yokluğun neredeyse hissedilmiyor. Bu senin, sahilimde bıraktığın ayak izin, varlığının bana bağışladığı sessiz melodin. Sadece seni düşünüyorum. Bir önceki gün seni ilk defa kollarıma aldım ve beni o an istila ettin. Seni anlatan cümleler geliyor aklıma, not alıyorum amaçsızca. Bir efsaneye göre Şostakoviç’in kafatasına saplanan bir şarapnel parçası, eğer kafasını belirli bir şekilde eğerse onun müzik duymasını sağlarmış. Sen benim Şostakoviç’in kafatasına saplanan şarapnel parçamsın. Şostakoviç’in kafatasına saplanan şarapnel parçası güzel bir roman adı olurdu. Hayat sonsuz sayıda güzel roman adıyla doludur.

Hervé Le Tellier

1957 doğumlu olan Hervé Le Tellier uluslararası avangard edebiyat grubu Oulipo’nun etkili bir üyesidir. Oulipo’nun en önemli figürleri sayılan Raymond Queneau, Georges Perec, Italio Calvino, Jacques Roubaud, Jean Lescure ve Harry Mathews gibi yazarlarla yazınsal uzamda kalıcı bağlar sergilemiştir.  Bilim gazetecisi olan Tellier’in edebiyat alanında dikkatleri çektiği yapıtı Les amnésiques n’ont rien vécu d’inoubliable “Je pense que” (Düşünüyorum ki) bin kısa cümleden oluşmaktadır. Le voleur de nostalgie (Nostalji Hırsızı) adlı yapıtını Calvino’ya adamıştır. 2002’den beri Le Monde gazetesinde cam kağıt adlı bir köşede yazmaktadır. Başlıca yapıtları arasında Les amnésiques n’ont rien vécu d’inoubliable (Amnezikler unutulmaz hiçbir şey yaşamamıştır), Cités de mémoire (Anı Şehirleri), La chapelle Sextine (Sextine Şapeli), Je m’attache très facilement (Çok kolay bağlanıyorum) gösterilebilir.
 
Yazarın Monokl’daki Diğer Kitapları: Bar Sonatları (2011 Aralık)


Çevirmenin Son Sözü:

Yeterince aşktan bahsedilmiş bir kitabı çevirirken yeterince kitaptan bahsetmemiş olma ihtimalimize karşılık kitaptaki kurgusal bazı detaylar ve çeviride karşılaştığım zorluklar hakkında bir son söz yazmak gerekir diye düşündüm. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Hervé Le Tellier’nin bu kitabı bir Oulipo kitabıdır. Açılımı Ouvroir de Littérature Potentielle, yani Gizil Edebiyat İşliği olan bu edebi akıma, Georges Perec, Raymond Queneau, İtalo Calvino vb. yazarları okuyanlar aşinadır kuşkusuz. Bu akım kimi zaman Georges Perec’in Kayboluş’unda “e” harfinin yoksunluğu şeklinde, kimi zaman Raymond Queneau’nun Zazie Metroda kitabındaki neolojist bir prensiple, kimi zaman da İtalo Calvino’nun Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu kitabındaki iç içe geçmiş öyküler kurgusuyla karşımıza çıkar. Bu kitapta “e” harfinin olmamasına benzer harf oyunları yoktur ama başka türlü Oulipo oyunları söz konusudur. Aslında kitaptaki Oulipo kurgusu okuyucuya kitap içinden aktarılmaktadır: anlaşılacağı üzere, yazar, kitabın başkahramanlarından Yves Janvier, yazdığı Abhaz Dominoları kitabını Anna’ya anlatırken aslında “aşktan bu kadar”dan, elinizdeki yapıttan bahsetmektedir. Tıpkı Yves Janvier gibi Hervé Le Tellier de kitabının başlıklarını bir Abhaz Dominosu oyununa göre kurgulamıştır. Kitabın altı ana karakterinin her biri domino taşındaki sayılardan birine karşılık düşerken, yardımcı karakterler ise dominodaki boşlukla, yani sıfırla karşılık bulmuştur. Dolayısıyla kitabın bölümlerini temsil eden isimler de oynanan domino taşındaki rakamlara göre şekillenmiştir. Bu kitabı çevirmek gerçekten ilginç bir deneyimdi. Bir aşk romanında alışılageldiği üzere aşk dolu cümleler vardı, ama o cümlelerin bazıları matematik terimleri içeriyordu. Ayrıca kitabın içine serpiştirilmiş, beni bir hayli uğraştıran dil genetiği, göz hastalıkları vb. uzmanlık alanları için (varolmayan) bir çeviri ofisine danışmak gerekiyordu.
Kitaptaki bilimsel ve matematiksel başvurular, edebiyata uyarlanmış teknik ifadeler, dipnotlarla kısmen verilmeye çalışıldı. Bunca terimin, metinler arası göndermenin, İngilizce, Almanca, İtalyanca cümlenin, film, tablo, şarkı adları ve sanatçılarının adlarının geçtiği yoğun bir “bilimsel aşk romanının” hazmı için bu dipnotlar zorunluydu. Son olarak kitapta geçen ve çevirisi hayli zorlu şiirlerden bahsetmek gerekiyor. Özellikle kitabın finalindeki beş üçlük ve bir dörtlükten oluşan villanelle oldukça zorlayıcıydı. Villanelle Türkiye’de çok da bilinmeyen –tıpkı Oulipo akımının kendisi gibi– bir şiir biçimi. İki uyağı var. Hem uyağa hem de anlama sadık kalabilmek için epey uğraşmak gerekti. Çünkü boş sayfada tek cümle olarak görülen şiirin son cümlesinde kitabın adı yer alıyordu ve yazar bu şiire önemli bir rol biçmişti...

Gizil başka edebiyat işliklerinin açığa vurulabileceği başka deneyimlere kapı aralayacağı için ve elbette aşk için dikkat kesilmeli bu yapıta...


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler