DHL'nin 'utancı'

ITF, bir yılı aşkın süredir sendikalaşmaya çalışan ve bu nedenle işten atılan Türkiye’deki DHL Lojistik işçilerinin durumuna ilişkin, DHL yönetiminin tutumu ile ilgili 'Utanç Kataloğu' adıyla bir rapor hazırladı. Almanya'nın güçlü sendikası Ver.di de, 3 Kasım'da olayı yerinde araştırmak için 6 üst düzey yöneticisini Türkiye'ye gönderdi.

Yayınlanma: 05.11.2012 - 11:27
Abone Ol google-news

ABD’li Profesör John Logan’a, ITF (Uluslararası Taşıma İşçileri Federasyonu) tarafından hazırlatılan rapor, 2011’de başlarında 2 bin 500 DHL ve taşeron çalışanın bir sendikada örgütlenmeyi seçmelerinden bu yana, DHL Türkiye’nin işçilere karşı başlattığı, tehditkâr ve zaman zaman yasadışı kampanya konusunda kanıtları gözler önüne seriyor.

Rapor çalışan, işten çıkarılmış işçiler, sendika yetkilileri, iş avukatları, parlamenterler, gazeteciler, akademisyenler ve ilgili diğer kişiler ile bire bir yapılan röportajlara dayanarak hazırlandı.

Almanya’nın güçlü sendikası Ver.di, Deutsche Post DHL’ye Türkiye’deki şirkette çalışan işçilerin sendikaya üye olma hakkına saygı göstermesi için açık çağrıda bulundu ve 3 Kasım’da olayı yerinde araştırmak için 6 üst düzey yöneticisini Türkiye’ye gönderdi. 9 Kasım’da da Avrupa Taşıma İşçileri Federasyonu (ETF) Genel Sekreteri Eduardo Chagas ve Avrupa Parlamentosu üyelerinden oluşan bir heyet Türkiye’de olacak.

ITF küresel örgütlenme koordinatörü Ingo Marowsky “Bu rapor, DHL’nin uzun zamandır varlığını inkâr ettiği açık kanıtlar sağlıyor. Gerçek şu ki DHL Türkiye kontrolden çıkmış durumda ve bu durum Deutsche Post’un da sorumluluğunda. Biz ve UNI Sendikası’ndaki meslektaşlarımız bu skandalı Bonn DHL yönetimi ile yüz yüze dile getirdik ve basmakalıp sözler, bahaneler ve kanıt olmadığına dair iddialar dışında hiçbir cevap alamadık. Yapılanları düzeltmek, kanunsuzca işten çıkarılan işçileri işe iade dışında yapılacak bir şey yok” dedi.

Almanya’nın güçlü sendikası Ver.di, Deutsche Post DHL’ye Türkiye’deki şirkette çalışan işçilerin sendikaya üye olma hakkına saygı göstermesi için açık çağrıda bulundu ve 3 Kasım’da olayı yerinde araştırmak için 6 üst düzey yöneticisini Türkiye’ye gönderdi. Raporda şu tespitlere yer verildi:

• Performans düşüklüğü, işgüvenliği ihlalleri veya şirket politikalarının ihlal edildiğine yönelik muğlak iddialar bahane edilerek, işçiler sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldılar.

• Şirket yönetimi işçilere, noter kanalıyla sendikadan istifa mektupları imzalatmak için işten çıkarma tehdidine başvurarak ya da parasal teşvikler önererek baskı yaptı.

• Şirket yönetimince, sendikalaşmanın şirkete ve işçilerin DHL’deki kişisel kariyerlerine zarar vereceğine yönelik çalışanlara uyarılar yapıldı.

• Şirket yönetimi tarafından bir korku ve sindirme atmosferi yaratmak amacıyla, sendika karşıtı tehditlere başvuruldu.

• DHL işçilerinin dinlenme aralarında ve işyeri binalarının dışında sendika yetkilileriyle konuşmalarına engel oldu.

• Bu sendika karşıtı faaliyetler, işçilerin örgütlenme özgürlüğünü sınırlandırmaya yönelik sürekli ve eşgüdümlü bir stratejinin parçalarıdır ve basitçe birkaç işgüzar yerel yöneticinin aldığı “münferit kural tanımaz tutumun” sonucu olarak görülemezler.

Sorumlusu yönetim

Rapordaki kanıtlar değerlendirildiğinde DHL yönetimi şunlardan sorumlu:

* Nisan 2011’den bu yana sendikal nedenlerle olduğu açıkça görülmesine rağmen düşük performans ya da fazla mesai yapmayı reddetme -kayıtlar aksini söylemesine rağmen- gibi bahanelerle 21 kişi işten çıkarıldı. Şu ana kadar karar verilen 8 davada da hâkim işten çıkarmaları kanunsuz buldu.

* İşten çıkarma tehditleri ya da maddi yardım teşvikleriyle noter yoluyla sendikadan istifa ettirmek için işçiler üzerinde baskı kurmak.

*Korku ve yıldırma atmosferi yaratmak için tehditte bulunmak.

* İşçiler tarafından seçilen sendikanın (TÜMTİS) terörist gruplar ile bağlantısı olduğunu iddia etmek.

* Sendikaya üye olan işçilere karşı ayrımcılık yapmak.

*Eğitim adı altında sendika üyeliklerine karşı işçilere uyarı toplantıları düzenlemek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler