Kurşunlar Hepimize / 4

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin Metin Göktepe'nin ölümüyle ilgili soruşturması, 7 Şubat günü sonuçlandı. Müfettişler tarafından hazırlanan 38 sayfalık fezlekede 48 polisin yargılanması istendi. İlk duruşma 6 Şubat 1997 tarihinde, Afyon Kapalı Spor Salonu'nda yapıldı. 2000 yılında sonuçlanan davada sadece 6 polis az bir ceza alarak mahkûm oldu.

Yayınlanma: 02.02.2009 - 07:57
Abone Ol google-news

Evrensel Gazetesi İmtiyaz Sahibi Vedat Korkmaz, Valiliğe bir dilekçe vererek suç duyurusunda bulundu. Korkmaz dilekçesinde Metin Göktepenin görevli bulunduğu Alibeyköyde polis tarafından keyfi olarak, yasalara aykırı bir biçimde gözaltına alındığını ve gözaltında polisler tarafından dövülerek öldürüldüğünü anlatarak, polisler hakkında soruşturma açılmasını istedi. Metinin ağabeyi İbrahim Göktepe de, Eyüp Cumhuriyet Savcısı Erol Canözkana ifade verdi ve Metinin gözaltında polisler tarafından öldürüldüğünü belirterek, şikâyetçi olduğunu söyledi.

İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, gözaltına alınanlar arasında Göktepenin olmadığının kamera görüntülerinden de tespit edildiğini, listede isminin yer almadığını ileri sürdü. Gazetecilerin ısrarlı sorularına muhatap kalan dönemin Başbakanı Tansu Çiller; savcılık ve emniyet müdürlüğü, Metinin gözaltına alındığını beyan etmiş olmasına karşın kendilerine gelen bilgilere göre gözaltı olayı olmadığını söyledi. İçişleri Bakanı Teoman Ünüsanın ilk açıklaması da, Polis kayıtlarına göre Göktepe gözaltına alınmamışoldu. Aynı akşam katıldığı bir TV programında, Göktepenin gözaltına alınmadığı iddiasını yineleyen Ünüsan,Bize gelen bilgiler duvardan düşerek öldüğü şeklindededi.

 

Büyük tepki…

Metin Göktepenin ölüm haberini aldıktan sonra, Evrensel gazetesi ziyaretçi akınına uğradı. Gazeteye gelen çok sayıda gazeteci, sendikacı, aydın, kitle örgütü temsilcileri, de- mokratik kuruluş yöneticileri Metin Göktepenin ölümünden duydukları üzüntüyü ve başsağlığı mesajlarını aktarırken, devlet terörüne dikkat çektiler.

 

Suç duyurusu

Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi, Ümraniye Cezaevinde ölen iki tutuklunun cenaze töreni sırasında 1000in üzerinde kişinin gözaltına alınması ve Evrensel muhabiri Metin Göktepenin polis tarafından öldürülmesi ile ilgili olarak herkesi suç duyurusunda bulunmaya çağırdı.

Suç duyurusu kampanyasına sayısız kurum ve kuruluş ile binlerce kişi katıldı. Sendikacılar, kitle örgütü temsilcileri, gazeteciler, kamu emekçileri, öğrenciler, sanatçı ve yazarlar çağrıyı desteklediklerini açıkladılar. Suç duyurusunu destekleyenlerin sayısı kısa sürede on binleri buldu.

Basın Konseyi Yüksek Kurulu, Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepenin öldürülmesiyle ilgili sorumluluğun, onun başına taşla veya copla vurup canını alan polisten önce, iki yıl önceki İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ile o zamanki İçişleri Bakanı Müsteşarı Bekir Aksoy ve Emniyet Müdürü Mehmet Ağara ait olduğunu vurguladı.

Basın Konseyi Yüksek Kurulu açıklamasında, Genç gazeteci Metin Göktepenin ister bilerek ve isteyerek, ister özel kasıt taşımayan bir hunharlık sonucu öldürülmüş olması, ülkemizde görev yapan gazetecilerin, sadece yasa tanımazların değil, yasaları egemen kılmakla görevli olanların da saldırı tehdidi altında bulunduğunu gösteren son ve vahim bir örnektir dendi.

 

Soruşturma açılıyor…

Göktepe ailesinin, gazetecilerin, avukatların ve Evrensel gazetesinin ısrarlı çabalarıyla İçişleri Bakanlığı soruşturma başlatmak zorunda kaldı. Göktepenin gözaltına alındığının tanık anlatımlarıyla ve raporlarla ispatlanması üzerine İçişleri Bakanı Teoman Ünüsan, Metin Göktepenin gözaltında işkence sonucu öldürüldüğünü kabul etti ve Başta Göktepenin annesi ve ailesi olmak üzere Türk basınından özür diliyorum dedi.

17 Ocak günü, 350nin üzerinde müdahil avukat, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe vererek, İçişleri Bakanı Ünüsan, İstanbul Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Bayrak, İstanbul Çevik Kuvvet Müdürü ve olay günü Eyüp ve Eyüp Spor Salonunda görev yapan polisler hakkında kasten adam öldürmek, cürüm işlemek için memuriyetini kullanmak, cürüm işleyenleri saklamak, suç işlemeye tahrik, iş ve çalışma özgürlüğünü tahdit, kişi özgürlüğünden mahrum etmek ve memuriyet ve mevki nüfuzunu suiistimal etmek suçlarından soruşturma açılmasını istedi.

 

‘Özrü kabul etmiyorum’

İçişleri Bakanı Ünüsanın Metin Göktepenin ailesinden ve basın camiasından devlet adına dilediği özür, Metin Göktepenin annesi Fadime Göktepe tarafından kabul edilmedi. Anne Göktepe, oğlunu öldürenlerin cezalandırılmasını isteyerek, Yüreğim yanıyor. Bu iş sadece özür dilemekle olmaz, katillerin de cezalandırılmaları gerekir. Dilenen özürleri, katiller cezalandırılıncaya kadar kabul etmiyorumdedi.

 

48 polise soruşturma…

İçişleri Bakanlığı müfettişlerinin soruşturması, 7 Şubat günü sonuçlandı. Müfettişler tarafından hazırlanan 38 sayfalık fezlekede 48 polisin yargılanması istendi. İlk duruşma 6 Şubat 1997 tarihinde, Afyon Kapalı Spor Salonunda yapıldı. 2000 yılında sonuçlanan davada sadece 6 polis az bir ceza alarak mahkûm oldu.

 

Tazminata mahkûm oldu

Göktepenin ailesi, İstanbul 2. İdare Mahkemesinde İçişleri Bakanlığı aleyhine tazminat davası açtı. Başvuruda, Fadime Göktepe için 500 milyon lira maddi, ayrıca anne ve kardeşler için 27 milyar lira manevi tazminat isteminde bulunuldu. İstanbul 2. İdare Mahkemesi de, yaptığı inceleme sonunda İçişleri Bakanlığını anne Göktepeye 1 milyar 392 milyon 57 bin 183 lira maddi, tüm Göktepe ailesine toplam 8.5 milyar lira manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı, kararın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştaya başvurdu. Danıştay 10. Daire, yürütmeyi durdurma istemini reddetti. Ancak mahkeme tarafından hükmedilecek tazminat miktarının istemle sınırlı olması gereğinden hareket eden Danıştay, maddi tazminatın yasal faizleriyle birlikte 500 milyon olarak Fadime Göktepeye ödenmesine, manevi tazminat olarak 8.5 milyar liranın onanmasına karar verdi.

 

Dava AİHM’de

Göktepe Ailesinin vekillerinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı başvuru ise halen sonuçlanmadı. Göktepe davası avukatları başvurularında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde yer alan adil yargılanma ve yaşam hakkının ihlal edildiğini, işkence yapıldığını kaydettiler.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler