Bush pişman değil

Görev süresini tamamlayan Bush, katıldığı televizyon söyleşilerinde 'pişman olmadığını' söyledi. Kendi döneminde ciddi boyutlara ulaşan şiddet uygulamaları, Bush'un uğurlanması döneminde de eksik olmadı.

Yayınlanma: 02.02.2009 - 15:50
Abone Ol google-news

13 Ocak gecesi BBC Televizyonu’nda açık oturumu izlerken kendine özgü gülümsemesi ile dünya kamuoyunu etkilemeye çalışan, kimi zaman “barış meleği(!)” kimliğine bürünen İngiltere’nin eski Başbakanı Tony Blair’e Washington tarafından “özgürlük madalyası(!)” verildiğini duyunca irkildim. Programın sonunda “Irak’ı kana bulayan, bir milyondan fazla masum insanın ölümüne neden olan Bush’a da “özgürlük madalyası (!) verilmesinin yararlı olacağını düşünmekten kendimi alamadım. Irak’a sözde demokrasi ve özgürlük getiren Bush’un önderliğinde, neoconların desteğinde sürdürülen acımasız savaşın sonuçlarını bilmeyen kalmadı. Aynı korkunç savaş bugün ABD’nin desteğinde İsrail tarafından Gazze’de sürdürülürken İsrail’in fosforlu bombalarla sivil halka yönelik saldırılarını yoğunlaştırdığı dünya kamuoyu tarafından da ibretle izlendi. Acı olayların tanığı olan Filistin’in eski Enformasyon Bakanı’nın “Gazze bugün Varşova gettosuna dönüştü” şeklindeki açıklaması (BBC, 13 Ocak) günümüzün gerçeklerini yansıtması açısından ilgi çekici bir benzetme idi.

Irak'tan Gazze'ye

Irak’ta ve Gazze’de hastaneler cesetler ve yaralılarla dolup taşarken, çoğunluğu kadın ve çocuklardan oluşan siviller acımasızca kıyıma uğrarken Bush ve onun güdümünde hareket edenler geceleri yataklarında rahat uyuyabiliyorlar mı? CNN Televizyonu’nun ünlü sunucusu Larry King, 15 Ocak gecesi (2009) Bush’un eşi ile birlikte yer aldığı programda kendisine geceleri rahat uyuyup uyumadığını sorunca gülümsemesi yüzünden hiç eksik olmayan Bush’un “çok rahat uyuyorum” şeklindeki yanıtını dünya kamuoyu o gece şaşkınlıka izledi. Aynı programda yaptıklarından hiç de pişmanlık duymadığını ifade eden Bush, bugüne kadar aldığı kararların tümünün yasal dayanağı olduğunu söylerken eşi Laura Bush da kocasının icraatını yürekten destekliyor, onu cesaretlendiriyordu.

Bertholt Brecht, oyunlarında daha iyi yaşamanın ilk koşulunun savaş değil barış olduğunu anlatmaya çalışmıştı.

Brecht’in “Savaşı lanetlemeyen tüm yönetimleri lanetleyelim” şeklindeki sözlerini Ortadoğu’da tüm dengeleri alt üst eden Bush’a ve emperyalizmin öncülerine anlatmamız olanaksızdır. Bush’un önderliğinde korku imparatorluğunu yaratan silah ve petrol şirketlerinin başını çektiği emperyalist güçler hiç kuşkunuz olmasın Brecht’in bu sözlerini işittiklerinde gülüp geçeceklerdir.

Bir türlü rahata kavuşamayan dünyamızda Haçlı Seferini başlatarak Hıristiyanlık zırhına sarılan Bush’un görevinden ayrılmadan önce yaptığı açıklamalarda ABD başkanlığını üstlendiği dönemdeki tüm kararlarının doğru olduğuna inandığını, hiçbir olayın keyfini kaçırmadığını büyük bir rahatlık içinde söylemesi dikkat çekicidir. Hawai desenli gömlekle plajda oturmayacağını söyleyen Bush, kitap yazarak ciddi işlerle uğraşmaya devam edeceğini açıklamıştır.

Guantanamo'nun kapanması zor

George W. Bush, eşi ile birlikte katıldığı söyleşide (CNN, Lary King ile yapılan söyleşi, 15 Ocak 2009) ABD’nin Guantanamo üssündeki esir kampının görevine yeni başlayan ABD Başkanı Obama tarafından kapatılacağına ilişkin yaygın haberlerin gerçekleri yansıtmadığını, Guantanamo’nun kapatılmasının çok güç olacağını ima etmekten de geri kalmamıştır.

Şimdi aramızda olmayan değerli hukuk bilgini Prof.Seha L.Meray, “İnsanca Yaşamak” başlıklı kitabında yer alan bir denemesinde dünyayı kana bulayan liderlere şöyle seslenmişti:

“Kötüye saptırılan ve kötüye kullanılan insan dehası, bilim ve teknoloji, nükleer silahlar kadar tehlikeli “sessiz silahlar” başka bir deyimle biyolojik ve kimyasal silahlar yaratmaktan, bunları geliştirmekten, çoğaltmaktan ve kullanılmaya hazır tutmaktan çekinmemektedir. Artık cehenneme giden yolun taşlarının iyi niyetle mi, yoksa kötü niyetle mi döşenmiş olduğu belli değildir. Kaldı ki, böyle bir soru da bugün anlamını ve önemini yitirmiş bulunmaktadır.”

Yakın geçmişte insanlık nazi çizmesi altında ezilmişti. Günümüzde, küreselleşme süreci hızla devam ederken insanoğlu emperyalizmin acımasız pençesinde inim inim inlemektedir.

Başkanlık döneminin sona ermesinden sonra yeniden ciddi işlerle uğraşacağını açıklayan, ezilen insanlara tepeden bakarak onları sahte gülücüklerle aşağılamaktan zevk duyan Bush’un televizyonlardaki bu görüntüsü gözümün önüne gelirken eski bir Çin atasözünü anımsamadan edemedim:

“Bir yerde küçük insanların büyük gölgesi oluşuyorsa, orada güneş batıyor demektir.”

 

Daver DARENDE  /  Emekli Diplomat - Yazar


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler