Uyuduğunuz yer karanlık olsun

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Laboratuvarı'ndan Prof. Dr. Tunçalp Demir, uykunun en çok ışıktan etkilendiğini belirterek, bu nedenle ışık almayan karanlık ortamlarda uyunması gerektiğini söyledi.

Yayınlanma: 25.12.2012 - 10:52
Abone Ol google-news

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Uyku Laboratuvarı'ndan Prof. Dr. Tunçalp Demir, uyku süresinin değişik toplumlarda ve yerleşim birimlerinde farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 6,5–8,5 saat arasında bulunduğunu kaydetti. Birçok canlı türünde görüldüğü üzere uykunun doğrudan güneş ışığıyla ilişkili olduğunu söyledi.

Modern yaşamla ve özellikle elektriğin bulunması ile insanlarda bu ritmin ve iş saatlerine bağlı olarak hafta içi ve hafta sonu uyku sürelerinin değiştiğini dile getiren Demir, uyku sürelerinin azalmasının kişilerde davranış değişikliklerine yol açtığını vurguladı.

Demir, kaliteli ve yeterli bir uyku için süre kadar, uyku evreleri arasındaki oranların önemli etken olduğunu açıkladı. Uykunun kendi içinde kabaca ''yüzeysel uyku'', ''derin uyku'' ve ''REM dönemi uykusu'' olarak ayrıldığını belirtti.

Karanlık ortak ve derin uyku şart

Kişinin sağlıklı bir uyku için yeterli derin uyku ve REM dönemi uykusunu uyuması gerektiğine işaret eden Demir, derin uyku ve REM dönemi uyku periyotlarının uykunun ortalama yüzde 50'sini oluşturması gerektiğini vurguladı.

Demir, sağlıklı bir uyku için uyunan ortamın özelliklerinin önem taşıdığını vurgulayarak, ''Özellikle uyku en çok ışıktan etkilenmektedir. Bu nedenle ışık almayan karanlık ortamlarda uyunmalıdır. Ayrıca ortamın sessiz, ısısının çok sıcak ve çok soğuk olmamasına dikkat edilmeli. Yatağın da vücuda uygun rahat bir yatak olması, yine kişiye uygun yastık seçilmesi önemlidir'' diye konuştu.
 

''Uyku bozukluklarında kişiyi uyurken gören kişinin anlattıkları önemli''

Tunçalp Demir, diğer canlılarda olduğu gibi insanda da uykunun yaşamsal bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, uykunun temel işlevlerini, ''beden ve zihnin dinlenmesi, yenilenmesi'', ''uyanıklığı sağlama'', ''öğrenme ve bellek oluşumunu sağlayan serebral değişiklikleri kolaylaştırma'' şeklinde sıraladı.

Yeterli uyku uyuyamayanlarda başta hipertansiyon ve kalp hastalıkları olmak üzere, depresyon, cinsel fonksiyon bozuklukları gibi bir çok sağlık sorununun ortaya çıktığını belirten Demir, ''Sağlıksız bir uyku bir çok nedene bağlı olabilir. Bunlar ya çevresel ve toplumsal koşullara bağlıdır ya da altta yatan bir sağlık sorunu mevcuttur. Gürültü, ışık, rahatsız ortam uykuyu olumsuz etkilemektedir. Yine çalışma sürelerinin uzunluğu ya da gece çalışmalar uyku süresini ya da uyku ritmini bozarak sağlıklı bir uykuyu engelleyebilir'' diye konuştu.

Demir, sağlıklı bir uykunun en önemli göstergesinin, ''sabah kişinin uykusunu almış ve dinlenik olarak uyanması'' olduğunu kaydetti.

En sık görülen uyku bozukluğu uyku apnesi

Uyku bozukluklarının en sık görüleni ve en önemlilerin başında uyku apne sendromunun geldiğini belirten Demir, uykuda solunum durmasının, yaşam kalitesini bozduğunu ve yaşam süresini kısalttığını söyledi.

Prof. Dr. Demir, uyku apnesinin sıklıkla aşırı kilolu, boyun çevresi 40 santimetreden fazla olanlarda ve erkeklerde daha sıklıkla görüldüğünü kaydetti.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler