Cumhuriyet'in ilk 10 yılına tanıklık edenler anlatıyor

Cumhuriyetin ilk 10 yılına tanıklık eden ve aralarında Haldun Dormen, Hasan Pulur, Hıfzı Topuz, İlham Gencer, Kamran İnan, Turgut Özakman, Hayrettin Karaca gibi 23 önemli ismin röportajları “Çoban Ateşi” adlı kitap ve belgeselde toplandı. Çalışmada Hayrettin Karaca’nın “Atatürkçü olduğumu söylemeye korkuyorum” sözleri ve yaşamını İzmir’de sürdüren 102 yaşındaki Nuriye İdil’in Atatürk’ün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ilan edeceğini ilk kez kendisine söylediğini belirtmesi dikkat çekiyor.

Gazeteci - Yazar Gürkan Hacır hazırladığı, Cumhuriyet’in ilk yıllarına ait fotoğrafların da yer aldığı kitap ve belgesele Gerçek Gündem.com Genel Yayın Yönetmeni Barış Yarkadaş ile Doçent Barış Doster de katkı verdi. Projenin asistanlığını ise Yiğit Acar, Beyza Hacır ve Özkan Akpınar yaptı.

Çalışmada, devrimin hangi koşullarda gerçekleştiği ve neyi başardığı anlatılıyor. “Sözlü tarih” çalışması olarak hazırlanan ve 150 sayfadan oluşan eserde Ayten Aygen, Dr. Beşir Doster, Cahit Kayra, Güner Özalp, Haldun Dormen, Halit Deringör, Hasan Pulur, Hayrettin Karaca ve Hıfzı Topuz’un yanı sıra, İlham Gencer, Kamran İnan, Korkut Boratav, Müfit Ekdal, Nuriye İdil, Oktay Yenal, Orhan Karaveli, Orhan Koloğlu, Semavi Eyice, Şerafettin Turan, Tahsin Yücel, Talip Apaydın, Tevfik Çavdar ve Turgut Özakman’ın anlatımlarına da yer veriliyor.

Gazeteci - yazar Orhan Karaveli ise henüz küçük bir çocukken Atatürk ile karşılaştığını belirterek “Onu ilk kez Onuncu Yıl Nutku’nu okurken gördüm. Atatürk’ü ilk kez orada gördüm. Sonraki karşılaşmamızda ellerini saçlarıma değdirdi ve (Ne güzel kestane rengi saçların var) dedi. Benim saçlarım hiç dökülmeyecek. Çünkü onlara Atatürk’ün eli değdi...” diye anlatıyor.

Yeni yılın ilk haftasında CD olarak da piyasaya çıkan 48 dakikalık Çoban Ateşi adlı belgesel ile kitabın hazırlanması sürecinde 11 bin kilometre yol katledildi. Dokuz ilde gerçekleştirilen çekimler yaklaşık üç ay sürdü. Bu sırada 30 saate yakın çekim yapıldı. Belgesel ve kitapta Eriş Ülger’in arşivinden de yararlanıldı.