Ergenekonda yeni duruşma

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, CHP milletvekilleri Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün de aralarında bulunduğu 67'si tutuklu 275 sanıklı ''Ergenekon'' davasının 274. duruşması başladı.

Yayınlanma: 10.01.2013 - 10:31
Abone Ol google-news

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde oluşturulan salonda görülen duruşmaya, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay, CHP Zonguldak Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Haberal, gazeteci Tuncay Özkan ve emekli orgeneraller Hurşit Tolon ve Hasan Iğsız'ın da aralarında bulunduğu 43 tutuklu sanık katıldı.

Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Ankara GATA'da tedavi gören Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, emekli tuğgeneraller Veli Küçük ve Levent Ersöz ile İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de aralarında bulunduğu 24 tutuklu sanık ise duruşmaya gelmedi.
Bu davadan tutuksuz yargılanan ''Odatv'' davasının tutuklu sanığı Yalçın Küçük ile CHP Milletvekili Sinan Aygün'ün de aralarında bulunduğu 4 tutuksuz sanık da duruşmada hazır bulundu.

Duruşmaya, eski bakanlardan Yaşar Okuyan ile ''Odatv'' davasında tutuklu yargılanırken bir süre önce tahliye edilen Soner Yalçın, Müyesser Yıldız ve Barış Pehlivan'ın da aralarında bulunduğu bazı gazeteciler de izleyici olarak katıldı.
Duruşmada, ''28 Şubat'' soruşturması kapsamında mahkemece serbest bırakılan eski Genelkurmay Başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın avukatı Erol Aras da Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyesi olarak gözlemci sıfatıyla hazır bulundu.

Balbay, Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı

Tutuklu sanıklar, duruşma salonuna girerken kendilerini el sallayarak selamlayan izleyicilere kucaklaşma hareketi yaparak karşılık verdi.

Mustafa Balbay, basın mensuplarının bulunduğu bölüme doğru seslenerek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutladı.

Balbay, ''Hapiste gazeteciler günü olmaz. Bunun için mücadele ediyorum'' derken, Tuncay Özkan da, Soner Yalçın'ı göstererek, ''İçeriye atarlar ama yine de gazetecilik yapar'' dedi.

Silah dosyası

Duruşmada, Alparslan Arslan'a, Danıştay saldırısında kullandığı iddia edilen glock marka silahların satılmasına ilişkin dosya sanıkları hakkında ''Silahlı terör örgütüne silah temin etme'' suçundan düzenlenen ek iddianamaye ilişkin savunmaların alınmasına başlandı.

Bu dosyanın tutuklu sanıklarından Selçuk Özkan, hakkındaki suçlamayı kabul etmeyerek, ''Aykut Metin Şükre bana silah lazım olduğunu söyledi. Kenan Özay da daha önceden silah bulabileceğini söylemişti. Ben Kenan Özay'dan silahları alıp, Aykut Metin Şükre'ye verdim. İddianamede yazıldığı gibi bunun için çok büyük çaba sarf etmedim. Böyle bir şey yaptığıma çok pişmanım'' dedi.

Sanık avukatlarından Ali Rıza Dizdar'ın, ''Danıştay saldırısının ardından gazeteleri okuyunca, bu silahların kullanıldığı biliyor muydunuz?'' sorusuna Özkan, ''Aykut Metin Şükre, Danıştay saldırısı olduktan sonra gazetelere yansımadan önce bana saldırının bu silahlarla yapıldığını söylemişti'' yanıtını verdi.

Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in, ''17 Mayıs 2006'daki Danıştay cinayetinin sizin temin ettiğiniz silahlarla işlendiğini ne zaman öğrendiniz?'' sorusu üzerine Özkan, şunları kaydetti:

''Olay olduktan bir gün sonra olabilir. Şükre bana Selimiye'de, o silahın Danıştay'da kullanıldığını söyledi. Aykut, 'Alparslan Arslan, bu saldırıyı yaparak beni yaktı' diyerek, polise gidip anlatmak istedi. Ben 'Olay büyük, içinden sıyrılamayız' diyerek engelledim. Büyük bir olay olduğu için kabullenmekten kaçındım. Sıkıntı yaşamamak için Şükre ile uzun süre görüşmedim. Etrafımızdaki büyüklerimize de bunu anlattım. Aileme, dayıma anlattım. 'Alparslan'a silahı biz verdik' dedim. Onlar da, 'Söylemeyin, kendinizi anlatamazsınız' dedi. Silahların Alparslan Arslan'a verileceğini bilmiyordum. Sadece Şükre'nin bir avukata vereceğini biliyordum. Kenan Özay ile daha sonra Üsküdar'da görüştüm, olayda bizim silahların kullanıldığını söyledim.''

Tutuklu sanıklardan Kenan Özay, 2 glock tabancayı 5 bin 400 liraya davanın diğer tutuklu sanıklarından Mahmut Güzel'den satın aldığını belirterek, Alparslan Arslan'ı tanımadığını söyledi.

Hakkındaki suçlamaları kabul etmeyen Özay, ''Silahlı terör örgütüne üyeliğim yok. Silahların tanesini 2 bin 700 liradan aldım. Buradaki sanıkları tanımıyorum'' dedi.

Duruşma, silah temin etme dosyası sanıklarının savunmalarının alınmasıyla devam ediyor.

 

Duruşmaya Danıştay saldırı ile başlandı

''Ergenekon'' davasında, Alparslan Arslan'a Danıştay saldırısında kullanıldığı iddia edilen Glock marka silahın satılmasına ilişkin ''silahlı terör örgütüne silah temin etme'' suçundan haklarında ek iddianame düzenlenen sanıkların savunmaları alındı.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Erkan Ayyıldız, Kenan Özay'ın ifadelerinden dolayı 13 aydır tutuklu olduğunu, Özay'ın 15 Mayıs 2006 tarihinde aradığı bir numaranın kendi üzerine kaydedildiğinin öne sürüldüğünü belirtti.

Ayyıldız, ''Ben o tarihlerde Diyarbakır'daydım. Ben kimseye silah satmadım. Suçlamaları kabul etmiyorum. 2005 yılının sonuna kadar silah tamirciliği yaptım. Kenan Özay'dan borç para aldım. Vergi borcum vardı. Ödeyemeden Diyarbakır'a gittim'' dedi.

Tutuklu sanık Aykut Metin Şükre de temin edilen silahlarla ilgili hakkında 3 ayrı iddianame düzenlendiğini belirterek, ''Ne Danıştay saldırısından ne de herhangi bir örgütten haberim yoktur. Alparslan Aslan'ı bana Nejat Uysal yönlendirmiştir. Hiçbir maddi ya da manevi çıkarım olmamıştır. Ben saldırıyı televizyonlardan öğrendim. Selçuk Özkan'a 'Bu iş bizim üzerimize kalabilir. Her şeyi anlatın, ben anlatacağım' dedim'' diye konuştu.

Savcı: ''Bakkaldan süt mü alıyorsun?''

Şükre'nin, silah alışverişinde herhangi bir maddi menfaat sağlamadığını söylemesi üzerine savcı Mehmet Ali Pekgüzel, ''Aranızda nasıl bir hukuk var da böyle bir riske girdiniz? Çocuğunuza bakkaldan süt almıyorsunuz. Silah temin etmişsiniz'' şeklinde konuştu.

Şükre de, ''Ben aylardır kızıma süt alamıyorum'' derken, Pekgüzel ise ''Süt isteseniz herkes koşarak yardım eder ama kimse silah gibi riske girmez'' dedi.

Danıştay saldırısıyla ilgili televizyonda ''Alparslan Arslan, Glock tabanca'' sözlerini duyunca Selçuk Özkan'a, ''Bunlar bizim verdiğimiz silahlar olabilir, olay bizim üzerimize kalabilir'' dediğini ifade eden Şükre, ''Ben hayatım boyunca devleti savundum. Şimdi devlete karşı suç işlemekle suçlanıyorum. Allah için hiç yalan söylemedim'' diye konuştu.

Tutuklu sanıklardan Ulaş Özel'in ''Danıştay olayının dini gerekçelerle yapılmadığını söylemişsiniz. Kimlerin yaptırdığını düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Şükre, Özel'in bahsettiği sözü, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı sırada söylediğini aktardı.

Şükre, o zaman duruşmada yaşadıklarını şöyle anlattı:

''Danıştay saldırısından Ankara'da yargılanırken bir ara ezan okundu. Alparslan Arslan, mahkeme başkanına 'Ben namaza gitmek istiyorum' dedi. Başkan, tutuklu olduğunu, gidemeyeceğini, söyledi. Bunun üzerine Alparslan tutuklu sanık bölümünden atlamaya kalkıştı. Jandarmalar yakaladı. Duruşmaya ara verildi. Ara sırasında ben, Süleyman Esen namaz kıldık. Bir süre sonra yanımıza Tekin Irşi geldi. 'Abi öğlen namazı kaç rekat. Ben de kılayım' dedi. Ben de 'İslamiyet bunlara mı kaldı?' dedim. Danıştay saldırısını radikal İslamcı bir grubun yaptığı iddia edildi. Bunun içinde ben, Süleyman Esen ve Salih Kunter Danıştay saldırısına dahil edilmeye çalışıldık. Tekin Irşi, uyuşturucu kullanan alkol alan biridir. Bu yüzden Danıştay saldırısının İslam'la bir alakası yok dedim.''

Duruşma, Şükre'nin avukatının savunmasıyla devam ediyor.

CHP'li vekillerin açıklaması

''Ergenekon'' davasını izleyen CHP'li bazı milletvekilleri ve Tüm Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMÖD) üyeleri cezaevinin önünde basın açıklaması yaptı.

Soner Yalçın'ın da katıldığı açıklamada konuşan TÜMÖD üyesi Doç. Dr. Cüneyt Akalın, ''Prof. Fatih Hilmioğlu'na Özgürlük'' adıyla bir kampanya başlattıklarını belirterek, 4 yıldır ''Ergenekon'' davasında tutuklu yargılanan Hilmioğlu'nun çok ciddi sağlık sorunları olduğunu söyledi.
İnönü Üniversitesi eski rektörü olan Hilmioğlu'nun binlerce genci yetiştirdiğini belirten Akalın, ''Böyle bir değerli bilim insanının tutuklu kalması hem Türkiye için bir züldür hem de kamu vicdanını ciddi bir şekilde sızlatmaya başladı'' dedi.

CHP Milletvelili Veli Ağbaba da basın mensuplarının ''10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü''nü kutlayarak, ''Çalışamayan, tutsak edilen cezaevindeki yüze yakın gazetecinin de gazeteciler gününü kutluyorum'' diye konuştu.

Malatya Milletvekili olduğunu anımsatan Ağbaba, Hilmioğlu'nun rektörlük yaptığı İnönü Üniversitesi'ni baştan yarattığını ifade ederek, ''Türkiye'nin en önemli, dünyanın da 2. karaciğer nakil merkezini kurdu. Bugün belki karaciğer nakline muhtaç duruma geldi. Haksızca, hukuksuzca ölüme gönderiliyor. Ölümü bekleniyor, ölümü izleniyor. CHP'li vekiller olarak ve CHP grubu adına Fatih Hilmioğlu'na özgürlük diyoruz. Hukuksuzluğun bitmesini, tutsaklığın sona ermesini diliyoruz'' şeklinde konuştu.

CHP Milletvekili Özgür Özel de duruşma salonunda basın mensuplarına ayrılan yerde Soner Yalçın'ı gördüğünü ifade ederek, ''Olması gereken yerdeydi. Çalışan gazeteciler gününde, onu orada (cezaevini göstererek) ziyaret etmekten çok korkuyorduk'' dedi.

 

Duruşma yarına ertelendi

Ergenekon davasında mahkeme heyeti, avukat Mehmet Taşdelen hakkında, iddia makamına yönelik hakaret içeren sözleri ve gizli tanığın kimliğini açıkladığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada savunmasını yapan tutuklu sanık Aykut Metin Şükre, Ankara'daki yargılama sırasında Alparslan Arslan'ın kendisine, ''Söylediklerini inkar et. Seni kurtaracağım'' dediğini anlattı. Şükre, kendisinin ise ''Benim suçum yok. Her şeyi söyledim. Beni nasıl kurtaracaksın?'' dediğini söyledi. Duruşmada Şükre'nin avukatı Mehmet Taşdelen savunmasını yaparken, garip sesler çıkararak bağıran Alparslan Arslan salondan çıkarıldı.

Tutuklu sanık Mahmut Güzel de Danıştay saldırısında kullanıldığı iddia edilen Glock marka silahı kendisinin satmadığını ifade ederek, suçlamaları reddetti. Sanıkların savunmalarının ardından mahkeme heyeti, Şükre'nin avukatı Mehmet Taşdelen'in, iddia makamı hakkında ''iddianameyi hazırlarken savcının aklı başında değil'' şeklinde hakaret içeren beyanda bulunduğunu belirterek, yine aynı avukatın, gizli tanığın da kimliğini açıkladığını kaydetti. Mahkeme, avukat Taşdelen hakkında Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırarak, duruşmayı yarına erteledi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler