Şef Gürer Aykal Yedirenk'teydi

Ülkemizde sanatın dilini en iyi kullanan isimleri iki ayda bir düzenlediği özel gecelerle gündeme taşıyan Yedirenk Sanat Devrim Erbil, Nevzad Atlığ’nın ardından üçüncü buluşmasını Gürer Aykal ile dün akşam gerçekleştirdi.

Yayınlanma: 01.03.2013 - 13:15
Abone Ol google-news

Ülkemizde sanatın dilini en iyi kullanan isimleri iki ayda bir düzenlediği özel gecelerle gündeme taşıyan Yedirenk Sanat Devrim Erbil, Nevzad Atlığ’nın ardından üçüncü buluşmasını Gürer Aykal ile dün akşam gerçekleştirdi.

HABERİN FOTOĞRAFLARI İÇİN TIKLAYINIZ

Geceye eşi, oğulları, gelinleri ve torunlarıyla katılan orkestra şefi Gürer Aykal, hazırlanan kısa filmde sanat yaşamını, sanat anlayışını, sevgili hocası ünlü besteci Ahmet Adnan Saygun başta olmak üzere yetişmesinde emeği geçenleri, yaptıklarını ve yapamadıklarını özetle dile getirdi. Ekrandan, Ahmet Taner Kışlalı, Asım Kocabıyık’ı da anan Aykal, son yıllarda Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası(BİFO)’nın ardından kuruluşunu gerçekleştirmekte olduğu Karşıyaka Filarmoni Orkestrası’na verdiği değerin büyüklüğünü ifade etti. Aykal,  alaturka alafranga ayrımının yanlışlığının altını çizdi. Aykal, hocası Saygun’un açtığı yoldan bu ülkenin tüm renklerini müzikle en iyi şekilde dünyaya duyurmanın önemli olduğunu vurgulayarak “Saygun’un yüceliği Anadolu’dan gelir. Kolay değil bu toprakların üzerinde yaşamak. Bu vatanı kirletmek değildir amacımız, daima yüceltmektir. Benim görevim de bu” diyerek sanat anlayışını açıkladı.

Aykal öğrencileri ve torunlarıyla sahnede

Aykal, filmi kastederek kendisi ile ilgili her şeyin konuşulduğunu bu konuda daha fazla konuşmak istemediğini söyleyerek; " Yedirenk Sanat şu anda yedi orkestra şefini bir araya getirerek rekora koştu” diyerek öğrencisi olan şefler; Naci Özgüç, Can Okan, Murat Göktaş, Erhan Torullar, Ivan Karst, Şahin Uçar, Orçun Orçunsal’ı iftiharla sahneye davet etti. Herşeyi torunları ile paylaşmak istediğini belirten Aykal, “Torunlarımıza ne verirsek, onlarla ne paylaşırsak geleceğimize o kalacaktır.” dedi. Aykal, Yedirenk Sanat Vakfı’nın hediyesini Vakıf Başkanı Ali Tokul ve torunlarının elinden aldı. Aykal’ın torunları için hazırladığı küçük hediyeler ise minikleri çok mutlu etti.

Yedirenk Sanat Vakfı Başkanı Ali Tokul, “Bir grup sanatçının bir araya gelerek hayatı güzelleştirmenin en güzel ve en kalıcı yolunun sanat olduğuna karar verdiklerini ve İnsanların bir birlerine sevdirmenin en etkin yolunun sanat olduğunu düşündüklerini söyleyerek, güneşin yedi rengi, haftanın yedi günü, yedi notada, yedi tepe İstanbul’dan esinlendiklerini ifade etti. Tokul; “Kuruluş amacına uygun olarak sanatının zirvesindeki ustalara ödül vermekten gurur duyuyoruz. Gürer Aykal’a bize bu fırsatı verdiği için şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.

Ustaya en güzel hediye ise, BİFO içinden solist sanatçılarla kurduğu, dünya birinciliği kazanmış Türkiye’nin halen tek sürekli oda müziği dörtlüsü Borusan Quartet’in Ahmet Adnan Saygun’un eseriyle başlayan Beethoven, Ravel,  Burhan Öcal ve Şostakoviç’le noktalanan mini konseri oldu.

Beşiktaş Four Seasons Hotel’deki geceye İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı, tiyatro sanatçısı Yıldız Kenter, sinema sanatçısı Tarık Akan, piyanist Gülsin Onay, öğrencisi olan orkestra şefleri, BİFO baş kemanı Pelin Halkacı, müzik yazarı Evin İlyasoğlu’nun aralarında bulunduğu çok sayıda sanatçı ve sanatçı dostu davetliydi.

Belgesel tadında hazırlanan kısa filmden

Mini konserin ardından şef Gürer Aykal’ın kendisini anlattığı kısa filmde Aykal, özel ve sanat hayatıyla ilgili önemli bilgiler aktardı. Yeteneğinin keşfedilip geliştirilmesinde öğretmen olan babasının ve o dönemde görev yapan müzik müfettişlerinin gayretlerinin önemine dikkat çekerek günümüzde devletin sanata yaklaşımına da eleştiriler getirdi. Atatürk’ün müzik devriminin yılmaz bir askeri olduğunu belirten Gürer Aykal, Cumhuriyetin ve çok sesli müziğin çağdaşlaşma adına vazgeçilmez olduğunu, bu anlamda önemli besteciler yetiştirmiş olmakla beraber onları dünyaya iyi tanıtamadığımızı savundu.

Türk bestecilerinin eserlerinin ilk çalınışını yaptığı için hiç övünmek yerine utanç duyduğunu belirten Aykal; “Keşke ben 50’inci olaydım. Amerika’da müzik direktörü olmuş ilk orkestra şefiyim. Keşke 100’üncü olsaydım. O zaman her şey çok daha farklı olurdu. Sanatçının o kadar etkin bir rolü vardır ki, siyasal yaşamda bile bu kendini gösterir. Her mevkide sanatçının yeri çok önemlidir” diyerek sanat dilinin evrensellikten,yaratıcılıktan, yüksek kaliteden gelen gücünün altını çizdi.

Orkestra kurmanın bir cumhuriyet çocuğu olarak görevi olduğunu belirten Şef Aykal,  “1977 yılında Faruk Güvenç’in öncülüğünde, Suna Kan’la birlikte Oda orkestrasını kurduk. 18 kişiydik. Bu 18 kişi Avrupa’da 100’ün üzerinde konser yaptı ve yaptığı her konserde kendi ülkesinin bestecilerine de yer verdi. Bu orkestra, hem ülkesindeki müziğin hem de çalgıcıların ne derece üst seviyede olduğunun en açık kanıtı oldu” dedi.

Gürer Aykal

Müziğe babasının verdiği derslerle başlayan Gürer Aykal, 1953 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’na girdi. Necdet Remzi Atak’ın öğrencisi olarak keman bölümünü bitirdikten sonra kompozisyon bölümüne geçerek Ahmet  Adnan Saygun’un sınıfından mezun oldu.
Şeflik öğrenimini yurtdışında yapan Aykal, orkestra yönetim uzmanlığı için devlet bursu ile İngiltere'ye gönderildi. Londra'da Guildhall Müzik Okulu yüksek yöneticilik sınıfında ve Royal Academy’de; İtalya’da Academia Chiciana ve Roma’daki Santa Cecilia’da çalışmalarını tamamladı. Orkestra şefliği alanında tecrübelerinden yararlandığı isimler arasında George Hurst, Andre Prévin ve Franco Ferrara gibi ünlü şefler var. 1964 yılında çok erken yaşta yitirdiğimiz ünlü balerin, koreograf Kerem ve Can Aykal’ın annesi Duygu Aykal’la evlendi.

Yurtdışındaki deneyimlerinden sonra 1973 yılında yurda dönen Aykal, Türkiye’de yasal olarak atanan ilk orkestra şefi oldu ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın şef yardımcılığına atandı. Sanatçı, kazandığı başarılarla 1981 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanı takdim edildi. 1999’da kendi isteğiyle Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’ndan ayrılıp Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası'nı kuran Aykal, 2000–2004 yılları arasında Antalya Orkestrası’nı kurup geliştirdi. ABD’de toplam 16 yıl şeflik ve genel müzik direktörlüğü yapan sanatçı, 1991–2003 yılları arasında El Paso Teksas Senfoni Orkestrası Daimi Şefliği’ni ve Genel Müzik Direktörlüğü’nü yürüttü. Bu dönemde “Profesör Emeritus” unvanı alan Aykal, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın daimi şefi ve Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi(MSGSÜ)’ne kadrolu profesör olarak atandı (2006). Aynı zamanda konservatuvarın 'Kompozisyon ve Orkestra Şefliği Anasanat Dalı Başkanlığı' görevini de üstlenen Gürer Aykal, Borusan İstanbul Filarmoni'nin kurucusu, onursal şefidir.

Fotoğraflar: Zeynep Altay/İbrahim Usta


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler