Iraklı kadınlar da şiddet mağduru

Irak'ta 2 bin 500 kadının cevapladığı anketten çıkan sonuca göre kadınların yüzde 70'i çeşitli şekillerde şiddet görüyor.

Yayınlanma: 08.03.2013 - 11:04
Abone Ol google-news

Irak'taki kadın hakları savunucusu Warvin Derneği ile ABD kökenli USAİD (United Saters Agency for İnternational Development)'ın yaptırdığı ve 15 yaş üzerindeki 2 bin 500 kadının cevapladığı, ''beraberce hayat ve herkes için adalet'' anketinin sonucuna göre, Irak'taki kadınların yüzde 70'i çeşitli şekillerde şiddete maruz kalıyor.

Warvin Derneği Başkanı Lance Abdullah, ''Üzüntü verici olan, kadınların çoğu zaman gördükleri şiddeti söylememeleridir. Soruşturma esnasında gördükleri şiddeti çeşitli gerekçelerle saklıyorlar'' dedi.

Emniyet kaynakları: ''2012 yılında 624 kadın öldürüldü

Irak'ın kuzeyindeki Erbil, Süleymaniye, Duhok ve Kerkük'te 2012 yılı içerisinde 624 kadın öldürüldü. Sadece Kerkük'te, 535 kadının öldürüldüğü polis kayıtlarında yer alıyor.
Erbil, Süleymaniye ve Duhok'ta 89 kadın 'şerefi koruma' gerekçesiyle öldürüldü. IKBY Hükümeti tarafından çıkartılan Şiddeti Önleme Yasası yürürlüğe girince, sadece 2012 yılı içinde 5 bin kadın şiddet gördükleri gerekçesiyle adli makamlara şikayette bulundu.

Kendilerini yakıyorlar

Kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi için Irak'ta çalışmalar yapan Warvin Derneği'nin derlediği bilgilere göre, 'genç anne yanarak öldü, genç kız yangından kaçamadı, öldü' şeklinde medyada yer alan ve polis kayıtlarına da önce kaza olarak geçen birçok olayın, gerçekte bambaşka şekilde cereyan ettiğini gözler önüne seriyor.

Kerkük yakınlarındaki Germiyan bölgesinde, 3 aylık evli olan 17 yaşındaki Sünür Cebbar, üzerine gaz yağı dökerek intihar etmek istedi. Vücudunun yüzde 96'sı yanan Sünür Cebbar, kaldırıldığı hastanede yetkililere verdiği ilk ifadesinde olayın kaza sonucu olduğunu söyledi. Ancak yanıklarının artık iyileşemeyeceğini öğrenince, intiharın gerçek nedenini anlattı. Yeni ifadesinde Sünür, 3 ay önce evlendiği kocası tarafından elleri ve ayakları bağlandıktan sonra evdeki bir odaya kapatıldığını, iki gün boyunca aç ve susuz bırakıldığını itiraf etti. Sünür, kocasına uzun uzun yalvarmanın sonunda elleri ve ayakları çözülünce hiç tereddüt etmeden evdeki gaz yağını üzerine dökerek bedenini ateşe verdiğini kayıtlara geçirdi.

Erbil'e bağlı Köysancak bölgesinde oturan 24 yaşında 2 çocuk annesi Knir Hacı da tıpkı Sünür Cebbar gibi üzerine gaz yağı dökerek intihar etti. Kapı kırılıp içeri girildiğinde Knir Hacı son nefesini çoktan vermişti. Niçin intihar ettiği ise 'bilinmiyor' şeklinde kayıtlara geçti.

Duhok'a bağlı Şengal'de ise 10 gün arayla abla kardeş intihar etti. 12 Aralık 2012'de akşam saat 20.00'da Sunine kasabasına bağlı Dohle köyünde yaşayan 21 yaşındaki Khevla Haci Murad isimli kadın mensubu olduğu Yezidiler için kutsal sayılan bir günde üzerine gaz yağı döktükten sonra bedenini ateşe verdi ve hayatını kaybetti. Bir komşusu, isminin gizli kalması şartıyla, genç kadının kardeşi Rifa Heci Ali (20)'nin de 10 gün önce iple kendini boğarak intihar ettiği bilgisini verdi. Kadına Karşı Şiddeti Önleme Derneği Şengal Şubesi, Aralık 2012;de Şengal'de 3 kadının intihar ederek hayatlarına son verdiğini istatistik bilgi olarak kayıtlara geçirdi.

24 Aralık 2012'de Süleymaniye'ye bağlı Kelar kasabasında yaşayan 22 ve 31 yaşındaki iki kız kardeşin yanması, hastane ve polis kayıtlarına 'sobaya gaz yağı doldururken yandılar' şeklinde yer aldı. Hastane yetkilileri, iki kız kardeşin durumunun kritik olduğunu belirtirken, polis soruşturma başlattı.

''Soruşturmalarda gerçekleri gizliyorlar''

Warvin Sivil Toplum Örgütünün Başkanı Lence Abdullah, yaşanan kadın intiharlarının ciddi bir şekilde araştırılmadığını ve sorunun köküne inilmediğini belirtti.

Yasaların kadını şiddetten korumadığını söyleyen Lance Abdullah, ''Üzüntü verici olan, kadınların soruşturma esnasında gerçekleri saklamalarıdır. Tıpkı Sünür ve Knir gibi intiharın gerçek sebebini gizliyorlar'' dedi.

Anketten ortaya çıkan şok

ABD kökenli USAİD ile birlikte yaptırdıkları ve 15 yaş üzeri 2500 kadının cevaplandırdığı ''birlikte hayat ve herkes için adalet'' anketinin sonucuna göre, Irak'ta bulunan kadınların yüzde 60–70 oranında şiddete maruz kaldığını tespit ettiklerini belirten Lance Abdullah, bu sonucun kendilerinde şok etkisini meydana getirdiğini belirtti.

Irak hükümetinin kadınlara karşı uygulanan şiddeti önemsememesi nedeniyle böyle bir araştırmayı gerçekleştirdiğini vurgulayan Lance Abdullah, ''Kadınlara karşı şiddetin, zihinsel, bedensel, ekonomik, sosyal ve cinsel olarak yapıldığını tespit ettik. Irak'ta kadınlara karşı şiddetin, yaptığımız araştırmadan çok daha büyük bir boyutta olduğundan eminim. Araştırmanın sonucu bizim için bir şoktu'' diye konuştu.

''Söz konusu şiddet olunca hepsi aynı dili konuşuyor''

''Irak;ta, kadınlara karşı uygulanan şiddette en büyük payın sahibi yıllardır süren savaşlardır'' diyen Lance Abdullah şöyle devam etti:

''Hükümet ve yetkililerin de bu duruma bakmaması ve ciddiye almaması, olayın sıradan bir durummuş gibi yaşanmasına neden oluyor. Irak'ta çeşitli insanlar, mezhepler ve milletler yaşıyor. Fakat kadına şiddete gelince, sanki herkes aynı dilde ve aynı mezhepte konuşuyormuş gibi karşımıza çıkıyor. Şu veya bu din, mezhep veya etnik grup değil, hepsi kadına karşı şiddet uyguluyor. Şiddetin en önemli nedenlerinden biri de yıllardır bu topraklarda yaşanan savaşlardır.''

''Yasalar uygulanmıyor''

Irak'ın kuzeyinde bulunan kadın örgütlerinden 'Kadınlara Yasal Destek Örgütü' ve Amerikalı NED örgütünün desteğiyle, IKBY Parlamentosu'nun Ağustos 2011'de kadınlara karşı, haksızlıkların önlenmesi adı altında 13 maddelik bir yasa çıkardığını hatırlatan Lance Abdullah, aradan 1.5 yıl geçmesine rağmen yasanın henüz yürürlüğe konulmadığını söyledi. Yasa gereği, şiddeti önleme kapsamında özel mahkeme kurulmasının öngörüldüğünü fakat hükümetin bu mahkemeyi kurmadığını dile getiren Lance, şu ana kadar sadece 4 hakimin, kadına şiddet davalarına bakması için görevlendirildiğini kaydetti.

Yasanın yürürlüğe konulmamasının asıl nedeninin, yasayı uygulayacak siyasi iradenin bulunmayışı olduğunu savunan Lance Abdullah şöyle konuştu:

''Bölgesel hükümet bu yasayı yürürlüğe koymamış. Bahanesi, bu mahkeme için gerekli kadronun daha kurulmaması. Bu durumu gerçekleştirmek için de zamana ihtiyaç olduğunu savunmaları. Fakat asıl sebep, yasanın yürürlüğe konulması için siyasi iradenin bulunmamasıdır. Bölgesel parlamentonun yasayı, sadece bölgede bulunan ve bu kapsamda çalışan örgütleri razı etmek için çıkardığını düşünüyorum. Bizim toplumumuz, aşiret yapısına sahiptir. Aşiretler de kadına karşı şiddeti adet haline getirmiş. Hükümet ve yetkililer ,bu yasayı aktifleştirmekle aşiretleri kızdırmak istemiyor. Kanunu yürürlüğe koyarsa, aşiretlerin desteğini kaybedecek.''

İstenilen düzeyde olmasa da, atılan bazı adımlarla bölgede kadına karşı şiddetin ve ihlallerin azaldığını vurgulayan Lance Abdullah, ''Fakat bu durum, Irak'ın geri kalan orta ve güney kesimleri için söylenemez'' dedi.

''Kadına şiddet göz önünde yapılıyor ama hükümetin korkusundan müdahale edilemiyor''


Irak'ta kadın hareketinin geçmişinin 60 yıl öncesine dayandığını söyleyen, Kadınları Güçlendirme Örgütü Sorumlusu Şehrazat Abbas ise kadın hakları konusunda büyük mesafeler katedilmesi gerekirken, durumun her geçen gün biraz daha kötüye gittiğini savundu.

Kadınlara yönelik şiddetin çok yaygın olduğuna dikkati çeken Şehrazat Abbas, ''Kadına yönelik şiddet, sivil toplum örgütlerinin gözü önünde oluyor. Ancak hükümetin baskılarından dolayı müdahale edemiyorlar. Bu toplum, artık bazı gerçekleri görmesi lazım. Herhangi bir kadına karşı yapılan haksızlık ve şiddet topluma çok kötü bir şekilde yansıyor. Bazen ailenin tamamen parçalanmasına ve yok olmasına kadar gidiyor'' görüşünü savundu.

Kadınların çok çeşitli gerekçelerle şiddete maruz kaldığını vurgulayan Abbas, ''Bazen, aileleri kötü duruma düşürmek için kadın kullanılıyor. Bazen aileden hıncını almak ve onların başını yere eğmek için kadın kaçırılıyor'' ifadelerini kullandı.

Şehrazat Abbas, Irak'taki kadın hakları ihlalinin başında kız çocuklarının okula gönderilmemesi bulunduğunu, birçok ailenin kızlarını okula göndermediğini öne sürerek, şöyle devam etti:

''Kızlarını okula göndermiyor ve onların eğitim almalarını tamamen kesiyorlar. Bu ailelerin bahaneleri ise çok şaşırtıcı oluyor. Kızların evden çıkarken başlarına kötü bir olay gelmesinden veya kötü şekilde istismar edilmesinden korkulduğunu belirtiyorlar. Bazen maddi durumlardan dolayı, bazen de ülkedeki istikrarsız durumdan okula göndermediklerini söylüyorlar.''

Kadına Karşı Şiddeti Önleme Merkezi

Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Parlamentosu'nun, 2011 yılında Birleşmiş Milletler tarafından dile getirilen, 'kadına karşı şiddete karşı durma stratejisi' adı altında bir program başlattığını söyleyen, Kadına Karşı Şiddeti Önleme Merkezi Genel Müdürü Kurdo Ömer, program çerçevesinde bölgede sadece kadınların şikayetlerini takip eden polis merkezleri açıldığını belirtti.

2012 yılında kadınlar için büyük çalışmalar yaptıklarını dile getiren Kurdo Ömer, ''Bugüne kadar kadınlara karşı şiddetin durdurulması için 487 çalışma ve seminer düzenledik. Aynı zamanda şikayetleri almak için özel bir hat kurduk'' dedi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler