Hukuk Muhakemeleri Kanunu değişiyor

TBMM Adalet Komisyonu, bir aylık çalışmasının ardından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'nın 386. maddesine geldi. İşte tasarının bugün kabul edilen maddelerinin ayrıntıları...

Yayınlanma: 12.02.2009 - 14:10
Abone Ol google-news

Hukuk Muhakemeleri Kanunu Tasarısı'nın bugün kabul edilen maddelerine göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilecek.

Miktar veya değeri 1000 TL'yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin sayılacak. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda 1000 TL'lik kesinlik sınırı, alacağın tamamına göre belirlenecek.

Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü 1000 TL'yi geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramayacak.

İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtaya başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin (istinaf mahkemeleri) görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine gidebilecek.

İstinaf dilekçesi verilirken, tebliğ giderleri de dahil olmak üzere gerekli harç ve giderler ödenecek.

 

İstinaf yoluna başvuru süresi 15 gün

Tasarı, istinaf yoluna başvuru süresini 15 günle sınırlıyor. Bu süre, ilamın taraflardan her birine tebliğ edilmesiyle başlayacak.

İstinaf dilekçesini alan taraf, 15 gün içinde cevap dilekçesini mahkemeye sunacak.
İstinaf yoluna başvurma, kararın icrasını durduramayacak. Nafaka kararlarında icranın geri bırakılmasına karar verilemeyecek.

Bölge adliye mahkemesinin, ön inceleme sonunda dosyada eksiklik görmesi durumunda, hangi hallerde duruşma yapmadan karar vereceğinin de belirtildiği tasarıya göre, inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacak.

 

Bölge Adliye Mahkemeleri'nde karşı dava açılamayacak

Bölge adliye mahkemesi, hukuk dairelerinde karşı dava açılamayacak, davaya müdahale talebinde bulunulamayacak, davaların birleştirilmesi istenemeyecek.

Bölge adliye mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesince ortaya konulmayan iddia ve savunmalar dinlenemeyecek. Ancak, usulüne uygun gösterildiği halde, bölge adliye mahkemesince incelenmeden reddedilen deliller, bu mahkemelerde incelenebilecek.

Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinden verilen temyize açık nihai kararlar ile hakem kararlarının iptali talebi üzerine verilen kararlara karşı, tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde temyiz yoluna başvurulabilecek.

Davada haklı çıkmış olan taraf da hukuki yararı bulunmak şartıyla temyiz yoluna gidebilecek.

 

Temyiz edilemeyen kararlar

Bölge adliye mahkemelerinin şu kararları hakkında temyiz yoluna başvurulamayacak:
-Miktar veya değeri 10 bin TL'yi geçmeyen davalara ilişkin kararlar.
-Özel kanunlarda sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği belirtilen davalarla ilgili kararlar.
-Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar.
-Çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar.
-Soybağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili kararlar.
-Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hakimlerinin davayı görmeye hukuki veya fiili engellerinin çıkması halinde, davanın o yargı çevresi içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar.
-Geçici hukuki korumalar hakkında verilen kararlar.

 

Kanun yararına temyiz

İlk derece mahkemelerinin ve bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin kesin olarak verdikleri kararlarla, istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeden kesinleşmiş kararlara karşı, yürürlükteki hukuka aykırı bulunduğu ileri sürülerek, Adalet Bakanlığı veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, kanun yararına temyiz yoluna başvurulabilecek.

Temyiz talebi Yargıtayca yerinde görüldüğü takdirde karar, kanun yararına bozulacak. Bu bozma, kararın hukuki sonuçlarını ortadan kaldırmayacak.

Temyiz, kararın icrasını durdurmayacak. Nafaka kararlarında, icranın geri bırakılmasına karar verilemeyecek.

Temyiz talebinin kötü niyetle yapıldığı anlaşılırsa, temyizi yapan taraf, yargılama giderlerini ve karşı tarafın avukatlık ücretini ödemeye mahkum edilecek.

Bir aylık çalışması sonucunda tasarının 277 maddesini kabul eden, diğerlerini ise daha sonra görüşülmek üzere atlayan TBMM Adalet Komisyonu, çalışmalarına 29 Mart'ta yapılacak yerel seçimden sonra devam edecek.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler