Türkiye Barışı, Ortadoğu Savaşı

Yayınlanma: 26.04.2013 - 06:25
Abone Ol google-news

Sağcısı, solcusu, liberali, yobazı barışla yatıp barışla kalkıyoruz. Gazetecilerin, aydınların ve AKP karşıtı askerlerin tutuklandığı ileri demokrasi şimdi Türklerle Kürtleri sulh edecek. En çok da muhafazakâr kesimin sesi çıkıyor. Oysa barış sol bir kavramdır. Her ağza yakışmaz.

Yakın tarihimizde, toplumdaki tüm etnik motifleri kucaklayan tek siyasi akım, yetmişli yılların Türkiye sosyalizmi olmuştur. Nitekim Devrimci Doğu Kültür Ocakları da bu sınıfsal mücadelenin içinde tohumlanmıştı. 12 Mart ve 12 Eylül faşizmi solu ezdiği için Kürt sorunu da kabarmış ve uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Kürtler artık Büyük Ortadoğu Projesi’nin temel aktörlerindendir. ABD işmarıyla AKP iktidarının dillendirdiği barış projesinin çok önemli bir maluliyeti bulunmakta. Yazar ve akademisyen İsmail Beşikçi’nin dediği gibi, bu projede AKP ve PKK’nin beklentileri farklıdır. PKK ve Öcalan’ın Kuzey Irak ve Suriye Kürtlerini de kapsayan bir otonomi siyaseti var. Gerek BDP, gerekse Kandil her ortamda eşitlik kavramına vurgu yapıyor. Bu eşitlikten kastedilen federasyondur.

Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu ise epey bir zamandır Ortadoğu bölgesinde yeni bir Osmanlı politikası gütmektedirler. Yeni Osmanlı’nın önemli aşamalarından birisi de Türk tipi başkanlık sistemi. Hal böyle olunca gayet masumane dillendirilen barış projesinin zemininde bir kaptı-kaçtı oyunu göze çarpmaktadır. (Özerkliği al, başkanlığı ver). Ortadoğu’da mezhepçilik ekseninde politika üreten ılımlı İslam Türk-Kürt barışını Sünni İslam birliği temelinde kurgulamakta, Abdullah Öcalan da AKP’nin dinsel söylemlerini taktik manada sahiplenmektedir. (Diyarbakır açıklaması).

Bu bağlamda Irak’ın resmen bölünmesi ve Suriye rejiminin yıkılması gerekiyor. Komşularımızda kan ve gözyaşı artarken Ortadoğu Kürtleri federasyon temelinde Türkiye (Yeni Osmanlı) bünyesinde toplanacak. Barış diyaloğunda eksik olan dürüstlüktür. Her iki taraf da birbirini iyi tanımakta, ama süreçten beklentileri nedeniyle çelişkileri sumen altı etmektedir.

Doğu ve Güney Doğu Anadolu’da muhafazakâr ve yer yer gerici popülasyonların varlığı yadsınamaz. Ancak PKK seküler bir yapılanma olup AKP ile aynı hedefe hiçbir zaman odaklanmayacaktır. Geleceğe dönük farklı argümanları olan iki hareketin (AKP ve PKK) kalıcı bir işbirliği oluşturması akla yatkın değildir. Oysa, toplumsal barışın temelinde demokrasinin olması gerekir. Demokrasi ise kabaca özgürlük ve çoğulculuk demektir. Türkiye’nin açmazlarının sınıfsal bir temeli var. Doğu’da ezilenler aşiret liderleri değil emekçi Kürtlerdir. Dışa bağımlı kapitalist sistemde iyi niyetli de olsa Kürtçe kanal açmak, Kürt enstitüsü kurmak Kürt emekçi sınıfına merhem olmayacak. Kuvvetler ayrılığını ekarte edecek bir başkanlık sistemini arzulayan Başbakan’dan Olof Palme veya Willy Brandt tipi bir liderlik veya siyaset anlayışını kimse beklemiyor.

Gündemdeki Türk-Kürt barışı Türkiye halkının değil ABD’nin projesidir. Dolayısıyla eksiktir, özürlüdür ve hedefi itibarıyla (BOP) sapkındır. Zaten bu kirli savaş da Türk ve Kürt emekçilerinin savaşı değildir. Kürt hareketi ile AKP’nin yeni Osmanlı vizyonu bir zaman sonra çatışmaya mahkûmdur. Öte yanda, terör örgütü ile barış yapmanın olmazsa olmazı aftır. Örgüt militanlarının affedilmesi ancak bir genel af kapsamında mümkün olabilir. Ufukta, Ergenekon ve Balyoz tutuklularına müebbet hapis gözüktüğüne göre kamuoyunda genel af konusu zımni bir pazarlık olarak gündeme gelecektir. Ne güzel değil mi? Hiçbir Amerikan projesi ayrıntıları atlamıyor.

İç savaşı kirli olan bir ülkenin barışı da kirli olmak zorunda mı? Türkiye’nin gerçek demokratları ve dürüst aydınları Ortadoğu halklarının kanıyla beslenecek bir sahte barışı istemiyor.

Bu ülkenin insanlarını emekten yana politikalar bir arada tutabilir. Kürt Musa Anter ile Türk Nâzım Hikmet’in derdi ortaktır. Bu dert gerici ve işbirlikçi burjuvazidir. Dolayısıyla Kürt sorununu Türk ve Kürt gericiliği değil, Türk ve Kürt solu sahiplenmelidir. Evrensel düzlemde doğrular tekildir. Gerisi sapkınlığı ve nafile eylemleri barındırır. Mesele ılımlı İslamı aşıyor. Kalıcı barış sol siyaseti, sosyalist felsefeyi beklemekte. Yani büyük insanlığı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler