"O, Cinayete Kurban Gitti"

Uzun süredir yaşadığı sağlık problemleri ve ard arda gelen talihsizlikler sonucu yaşamını yitiren, AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu’nun kurucularından Alaittin Eraslan, 7 Mayıs 2013, Salı günü, İzmir Sabancı Kültür Sarayı'nda yapılan törenin ardından, Bornova Doğançay Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Yayınlanma: 08.05.2013 - 20:51
Abone Ol google-news

Törende,  ağabeyinin “tiyatronun sessiz devrimcisi” olduğunu söyleyen Necip Eraslan, yaşananların hukuki ve tıbbi süreçlerini anlatmaları için Avukat Ercan Demir ve Alaittin Eraslan’ın kuzeni Dr. Cemil Akıllı’yı sahneye davet etti. Avukat Ercan Demir, “Gözümüzün önünde gerçekleşen bu cinayet sonlanmış oldu.” diyerek Eraslan’ın haksızlıklarla dolu tutukluluk sürecini anlattı. Dr. Akıllı ise, Eraslan'a tutukluluk sürecinde yanlışlıkla kanser teşhisi konularak, midesinin alındığını ve bu gereksiz ameliyat için daha iyi bir teknik varken, yapılmaması gereken bir teknik uygulandığına dikkat çekti.

Avukat Ercan Demir, salonu dolduran kalabalığı şoke eden süreci şöyle anlattı:           “... O dönem vekilliğimi üstlenen arkadaşlarım mahkemeye başvurdular, Alaittin’in böbrek yetmezliği hastalığıyla ilgili raporları mahkeme heyetine sundular. Cezaevi koşullarında, bunun tedavisinin mümkün olmadığını, bu diyetin uygulanabilmesinin olanaklı olmadığını anlattılar ve Alaittin’in tahliye edilmesini istediler ama ceberrut yaklaşımla tabii ki karşılaştılar ve Alaittin, bu gerekçeler kabul edilmeyerek serbest bırakılmadı. Sonuç olarak avukatları bu kronik böbrek yetmezliği noktasında, Alaittin’in cezaevinde her geçen gün kötüleşme noktasına geldiğinde, Adalet Bakanlığı’na başvurdular. Adalet Bakanlığı’ndan, doktorunun vermiş olduğu diyetin cezaevinde uygulanması için karar almasını ve cezaevi idaresine bunu iletmesini istediler. Adalet Bakanlığı bu kararı aldı, cezaevi idaresine talimat gönderdi diyet uygulanması için. Alaittin’i, cezaevi müdürü ve doktoru çağırdı, ‘Bakanlıktan talimat gelse de bizim burada bu diyeti uygulama şansımız yoktur, bu nedenle biz seni hastaneye gönderelim, orada baksınlar sana.’ dediler ve Alaittin’i hastaneye sevkettiler. İzmir’de tutuklu ve yükümlü olan kişiler için Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nde sadece mahkum koğuşu var. Yani, tutuklu ve yükümlüyseniz, başkaca sağlık birimlerinden hizmet alma şansınız yok, oraya gitmek zorundasınız, sadece oradan tedavi hizmetini alabilirsiniz. Alaittin de, Yeşilyurt Atatürk Devlet Hastanesi’nin mahkum koğuna gönderildi. Mahkum koğuşunda, ilk üç gün, beş gün, bir hafta özel diyet uyguladılar. İyiydi, yani iyi gelmişti Alaittin’e. Bu arada ilk duruşma yapılmıştı, Alaittin serbest bırakılmadı. Temmuz ayında gene duruşma vardı, Temmuz ayındaki duruşmadan önceki bir süreçte, Haziran ayıydı yanlış hatırlamıyorsam; Haziran ayında hastane koşullarında bu diyetle biraz iyiye gidiyordu ki, mide ile ilgili bir inceleme yapmak istediler doktorlar. Burada, midede bir kitle gördüklerini söylemişler ve ordan biyopsi almışlar, patolojiye göndermişler. Kendisini en son hastanede bu süreçte ziyarete gittiğimde, bana, doktorların kendisine patoloji raporunun geldiğini, kendisinin mide kanseri olduğuna dair teşhiste bulunduklarını ve ivedilikle ameliyat etmek istediklerini söylemişler. Bana bunu aktardı ve oldukça kötüydü, bundan kötü etkilenmişti. O gün konuştuk, daha sonrasında da, Necip’le, ailesiyle konuştuk, Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nin dışında, insanların böylesine ciddi bir hastalıkla ilgili olarak başka yerlerden tıbbi yardım almak ve bunu araştırmak gibi bir hakları olsa gerek ama Alaittin’in bu şansı yoktu. O nedenle, ‘Duruşmayı bekleyelim ya da duruşma öncesi tahliye edilmesi için mahkeme heyetine başvuru yapalım.’ diye konuştuk. Hastaneden alınan raporlarla birlikte, mahkeme heyetine avukat arkadaşımız dilekçe verdi, ‘Böyle ciddi bir sorunun olduğunu, tahliye edilmesi gerektiğini ve derhal kendisinin bulacağı belki de daha iyi tıbbi müdahalelerle sorunun çözülmesi için kendisine olanak tanınması gerektiğini.’ söylediler ve dilekçe verildi. Dilekçeye uzun bir süre cevap verilmedi, tahliye kararı verilmedi,.. Sonra ben de gittim görüştüm. Bizzat görüştüm, durumu gördüğümü söyledim. ‘Yapmayın, bu insan bu koşullarda, böyle ağır bir travmayı, böyle ağır bir ameliyat sürecini buralarda yaşamasına sebep olmayın, duruşmayı beklemeden tahliye edin diye özellikle kişisel olarak da talepte bulundum çünkü Alaittin benim aynı zamanda dostum, sevdiğim bir insan ve ne yaptılar ettiler Alaittin’i duruşma öncesi tahliye etmeyi kabul etmediler, serbest bırakmayı kabul etmediler. Doktorların da, o dönemki yönlendirmesiyle duruşmayı beklemeksizin, Alaittin’in ailesi ameliyat kararı aldı. Duruşmaya çok yakın bir zamanda ameliyat olmuştu. O ve başka bazı arkadaşlar, birçok arkadaşımız o duruşmada serbest bırakıldı. Ondan sonra bu tıbbi süreç, sonra Alaittin’in aslında kanser olmadığı ortaya çıktı. Ameliyatıyla ilgili sıkıntılar ortaya çıktı. Sonra tekrar tekrar ameliyat olması gerekti ve derken hepimizi yıkan, gözümüzün önünde gerçekleşen bu cinayet sonlanmış oldu. Yargıçların, insanların güvenliğiyle ilgili, özgürlüğüyle ilgili karar verirken, bunun yaratacağı sonuçları düşünebilmesi, yaptıkları işe yabancılaşmamaları, insan olmaları gibi bir sorunla karşı karşıyayız. Ceberrut bir yargı sistemi, insanı kabul etmeyen, insanın dışında kalan bir zihniyet, Alaittin gibi pekçok insanımızı kaybetmemize neden oln süreci tetikliyor. Bu süreci, Alaittin’in yaşadığı süreci, O’nu kaybetmemize neden olan süreci hepimiz çok iyi bilelim, her yerde ve herkese anlatalım, Alaittin’in anısını yaşatalım ama başka Alaittinler olmaması için de, bu sürecin herkese anlatılması, herkes tarafından bilinmesi ve bununla mücadele edilmesi görevi de hepimizindir.”

Dr. Cemil Akıllı ise, yaşanan tıbbi süreci kalabalık salona aktardı. Akıllı,      “Hayatımda ilk defa mesleğimden nefret ettim, daha da ötesi utandım. ........ isimli bir imzayla patoloji raporunda mide kanseri olarak geldi. Daha sonra, daha da kötü; hiç zaten iyiye doğru gitmedik, hep daha kötüye gittik.  Bu rapordan sonra, biz bir sürü tedirginlik yaşadık, bir sürü kararsızlık yaşadık, tahliye edilip edilmemesi konusunda bir sürü soru işareti vardı, bu şekilde orada yaşamasına izin vermemeliyiz diye düşündük. Daha sonra, Yeşilyurt Devlet Hastanesi’nin konuştuğumuz doktorlarıyla beraber ameliyata karar verdik. Yalnız sonradan öğrendik ki, yapılan ameliyat -tutuklu olmasından mı, mide kanserinden mi kaynaklanıyordu yoksa başka birşey mi bilmiyorum ama- bir şekilde, daha iyi bir teknik varken, yapılmaması gereken bir teknik uygulandı. Sonun başlangıcı yani… Yaklaşık Haziran’da başladı bu süreç Temmuz’da... 6-7 ayımız sıkıntılarıyla geçti Alaittin’in; beslenemedi, kilo kaybetti, böbrek yetmezliği vardı zaten. Ege Üniversitesi’ne yatırıldıktan sonra bu kısmı çok fazla anlatmak istemiyorum, çok kısa geçeceğim çünkü olmaz denilen herşey oldu, bunlar belki tıbbi hata değildi ama olmaz denilen herşey oldu. Düzeltme ameliyatından sonra komplikasyon gelişti, acil ameliyata aldık, 35 kilodaki bir insan daha sonra bir daha bir daha 4-5 defa ameliyat edildi. Karşısındaki kişiyi insan olarak kabul etmeyen bir zihniyetle karşı karşıyayız, çok canlı örneğini gördük.” dedi.

Yakınlarının yanısıra; Genco Erkal, Vahide Gördüm, Rutkay Aziz, Tilbe Saran, Sermiyan Midyat, Taner Barlas, Günay Karacaoğlu, Orhan Aydın, Volkan Severcan, Mahir İpek, Serhat Kılıç gibi birçok sanatçı dostu ve yol arkadaşı Alaittin Eraslan’ı son yolculuğunda yalnız bırakmadı.

AYSA Organizasyon’u 1985 yılında; AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu’nu ise 2002 yılında, kardeşleri Necip Eraslan ve Sabahattin Eraslan’la birlikte kuran Alaattin Eraslan, ilk olarak Ankara Sanat Tiyatrosu’nun organizasyonlarını tüm Türkiye’de yapmaya başladı. AYSA Organizasyon; İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları, Kent Oyuncuları, Dostlar Tiyatrosu, Oyun Atölyesi, Tiyatro İstanbul, Ortaoyuncular ve Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu gibi Türkiye’nin birçok köklü tiyatro gruplarının turne organizasyonları gerçekleştirdi. “Rumeli Hisarı Tiyatroya Kavuşuyor” konsepti ile Rumeli Hisarı’nda özel ve ödenekli tiyatroları bir araya getirdi. Kendi bünyesinde birçok oyunun prodüktörlüğünü de üstlenen AYSA Prodüksiyon Tiyatrosu; son dönemde “Basit Bir Ev Kazası”, “Cam”, “Adalet, Sizsiniz”,Kuçu Kuçu” gibi oyunları seyirciyle buluşturdu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler