'Kılıçdaroğlu Alevileri tahrik ediyor'

Başbakan Erdoğan, Reyhanlı saldırı sonrası ' Maalesef bazı siyasiler ve medya bu alçakça tuzağının içinde yer aldılar' diye konuştu. Erdoğan Kılıçdaroğlu'na da 'Alevi vatandaşlarımızı tahrik ederek Suriye'nin kanlı rejimine destek vererek kanlı bir oyuna destek veriyor' suçlamasında bulundu.

Yayınlanma: 14.05.2013 - 09:04
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Reyhanlı saldırısı sonrası bugünkü parti grubu toplantısında gündemi değerlendiriyor.

- Konuşmamın hemen başında öğle saatlerinde Osmaniye'de düşen uçakta şehit düşen yavrumuza Allah'tan rahmet diliyorum. TSK'ya aziz milletimize baş sağlığı diliyorum.

- Her anlamda baharı yaşadığımız çok önemli bir süreçten geçtiğimiz dönemde anneler gününün hemen öncesinde Reyhanlı ilçesinde acı bir haber aldık. Bomba yüklü iki aracın infilak etmesi sonucu 51 vatandaşımızı kaybettik. Şu anda yaralı olarak 48 vatandaşımız bulunuyor. Yaralılardan 17'sinin durumu ağır. Evler işyerleri kamu binaları tahrip oldu.

- Vefat eden 41 kişinin kimliği tespit edildi. 39 kişinin cenazesi ailelerine teslim edildi. Hastanede 48 yaralı kardeşimiz var. 17 kişinin durumu ağır. Çok büyük miktarda patlayıcı kullanıldığı için evler binalar tahrip oldu. Önemli ölçüde mali hasar görüldü. Biz surratle valilik hesabına 7.5 trilyon gönderdik ve esnaflarımızla ilgili vergi ve sigorta noktasında 1 yıl erteleme talimatını verdik.

- Reyhanlı'daki Hatay'daki tüm Türkiye'deki vatandaşlarımıza baş sağlığını bir kez de buradan söylemek istiyorum. Saldırı anından itibaren çevre iller başta olmak üzere devletin büyün gücü seferber edilmiştir. Bakanlarımız ve milletvekillerimiz hemen olay yerine ulaştı. Tabi bir yandan acil müdahaleler yapılırken bir yandan da sorumluların yakalanması için çalışma başlatıldı. Kullanılan taşeronlar itibariyla olay büyük oranda aydınlatılmış durumda. Bu olayı gerçekleştirenlerin Suriye rejimiyle irtibatlı Türkiye içinden bir örgüt olduğu tespit edilmiştir. Tüm failleri ortaya çıkarmak için büyük bir hassasiyetle çalışmaya devam ediyoruz. Başbakanlık teftiş kurulu da ayrıca ihmal varsa buradaki ihmalleri araştıracaktır.

- Reyhanlı'nın üzerinde kara dumanlar yükselirken, birileri ortaya çıkıyor, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, son derece çirkindir. saldırganlar 50 cana kıydıkları için değil, Özgür Suriye Ordusu'na tepki olunca tebessüm ettiklerinde amaçlarına luşatılar. Bunun için illa terör uzmanı olmak gerekmiyor.

- En başta bir hissiyatımı burada ekranları başında beni izleyen milletimle paylaşmak niyetindeyim; bazı kesimler terörle yaşayan bir ülke olduğumuz halde maalesef terörün tuzağına düşmekten kendilerini alamıyorlar. Terörün tek amacı bomba patlatmak değil, yaptığı eylemle ses getirmek ister. Korku kaos oluşturmak ister. Hedef aldığı canların üzerinden politikaları yönlendirmek ister. Onlarca cana kıymak terörün kullandığı sadece bir araçtır. Terör örgütleri asıl o saldırının arkasında çıkan manzaraya bakar.


'Alçakça'

- Terör örgütü saldırı sonrasında toplum dehşete düşerse o zaman amacına ulaşır. Toplum ikiye ayrılır soru işaretleri oluşursa terör işte o zaman hedefina ulaşmış olur. Bazıları terörün bu boyutu üzerinde hiç durmadılar. Bu tür acı hadiselerin ardından sorumluluk mevkiisindeki kişilerin tutumlarını inceleyin. Siyaset ve medya bunların yaptığı açıklamalar yayınlar.. Son derece hassas olan bu kesimlerin tuzağına nasıl düştüğünü göreceksiniz. Maalesef bazı siyasiler ve medya bu alçakça tuzağının içinde yer aldılar. İnsanlar sokaklarda can mücadelesi veriyor birileri çıkıyor sanki o saldırıyı beklermiş gibi sorumsuzca açıklamalar yapıyorlar. Hele bir durum gözyaşlarımızı dindirelim ondan sonra herkes eteğindeki taşları döksün. Reyhanlı sokaklarında kara dumanlar yükselirken hemen ellerini ovuşturmak fırsatçılıktır.

- Saldırganlar o aracı patlattıklarında 50 cana kıydıkları için değil Suriyeli mültecilere saldırılar olduğunda o zaman sevindiler. Bunu görmek için terör uzmanı olmaya gerek yok. Siyasetçisi de medyası da bunu görebilmeli.

- Bizim Suriye halkıyla zerre kadar meselemiz yoktur bizim Suriye'deki alçak gaddar diktatör rejimle meselemiz var. Kuzey Afrika'daki halk hareketleri başladığında Suriye'yi uyardık. Reformlar yapın dedik. Suriye'de olaylar başladığında bile Şam'la irtibatımızı kesmedik. Şam'a sürekli uyarılarımızı ilettik. Sabırla umutla uyarılarımızı yaptık. Tankla topla insanların üzerine saldırdıkları andan itibaren bizim tavrımız değişti. Geçmişte ne yaşanırsa yaşansın biz kendi halkına zulmedenle bizim işimiz olmaz. Biz her zaman mazlumların yanında yer alan bir hükümetiz.

 

'Suriye'ye kayıtsız kalamayız'

- Bizim Suriye'de ne işim var diyenlere sesleniyorum; Bizim iki hedefimiz var. Bölgedeki istikrar ve barış bizim için çok önemli. Türkiye Filistin ve İsrail arasında yaşananları görmeyebilirdi. Suriye meselesini de görmeyebilirdi. Türkiye Filistin'e kayıtsız kalmış bedelini ağır bir şekilde ödemiştir. Çok zor bir coğrafyada yaşıyoruz, kapıları kapatmak duvarlar örmek asla çözüm değildir. Bölgede kardeşlerine kayıtsız kalan bir devlet asla büyük devlet olamaz. Böyle bir devletin refah seviyesi atmaz. Türkiye çok uzun bir dönem sırtını kardeşlerine dönmüş ve irtibatı zedelenmiştir. Bugün Türk lirasının ve pasaportumuzun bir gücü varsa bu aktif dış politikamızın eseri.

- İkinci nokta ise insani boyuttur. Bosna Hersek'te çok acı katliamlar yaşanırken Türkiye bana ne deseydi bugün Basona Hersek'in yüzüne bakabilir miydi? Halepçe katliamı sonrası Kuzey Irak'tan kaçan Kürt kardeşlerimize kucak açmasaydık Erbil'in yüzüne bakabilir miydik? Lefkoşe'den bana ne deme hakkına sahip miyiz? Türkiye'nin sınırında Rusya'nın kurşuna dizdiği azeri askerlerin acılarını hala kalbimizde taşıyoruz.

- Çocuklar katledilirken susacaksak o zaman AK Parti'ye ne gerek var. Bunu CHP yapabilir MHP yapabilir bunu BDP yapabilir ama AK Parti asla yapmaz. Kapımızı çalan misafirlere kapımızı kapatacaksak bu harekete ne gerek var. Bakın CHP orada '25 bin kişi buradan gitsin' diye propoganda yapıyorlar. Ama onlar bizim kardeşimiz diyen Reyhanlılar var. Suriye'de her gün onlarca bebek katlediliyor. İşte Banyas'ı izlediniz. Annesinin kucağında onların nasıl katlediliğini gördünüz. Suriye'de her gün onlarca masum kadın katlediliyor tecavüze uğruyor. Suriyeli mülteciler gitsin diyenler acaba komşularının yüzüne nasıl bakabiliyor.

'Bebekler için siyaset yapıyoruz'


- Biz ırkçı bir millet değiliz. Kim ne derse desin biz mazlumun yanında olmaya devam edeceğiz. Annesinin karnındaki gibi büzüşmüş yatan bedeninin yarısı yanan bebeği görmemektense siyaseti bırakır çeker gideriz. Biz dünyanın bebekleri için siyaset yapıyoruz. Biz hesap gününe inanan bir kadroyuz. Dünyanın bebekleri için sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Burada ülkemiz adına çok önemli bir hususu dikkatlerinize sunmak istiyorum, çok partili döneme geçtiğimiz andan itibaren CHP egemenliğin kaynağını başka yerlerden aramıştır. CHP hep fırsatı kriz durumlarında aramıştır. Seçim sandığında başarı gösteremeyen CHP kaostan medet umarak fırsat devşirmenin gayretinde olduğunu gördük. Sokak sokak direniş çağrısı yapan çözüm sürecini bir ayrışma olarak adlandırılan ve sürekli alevi vatandaşlarımızı tahrik ederek Esad'a destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP Türkiye'nin düşmanlarıyla aynı fotoğrafta bulunmak gibi bir hata yapıyor. En kanlı terör örgütlerinin ekmeğine yağ süren açıklamalar yapıyorlar. Saldırıları çok başka yerlere çekmeye çalışan bir tavıra büründüler.

 

'Kılıçdaoğlu Alevileri tahrik ediyor'

- 'Seçim sandığında başarı gösteremeyen CHP, demokrasi dışı yöntem ve odaklardan medet umarak, kaostan medet umarak buradan fırsat devşirmenin gayreti ve cüreti içinde oldu. Yeni Genel Başkan'ın yönetiminde CHP'nin bu arayışının çok farklı ama çok tehlikeli mecralara sürüklendiğini görüyoruz. Sokak sokak direniş çağrısı yapan, çözüm sürecini dahil bir ayrışma fırsatı olarak gören ve Alevi vatandaşlarımızı sürekli tahrik eden CHP Genel Başkanı, şu anda da Suriye'nin kanlı rejimine koşulsuz destek vererek çok tehlikeli bir oyun oynuyor. CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; bu oyunun lütfen farkında olun. CHP'nin Genel Başkanı, Türkiye'nin düşmanlarıyla, Reyhanlı'yı kana bulayan canilerle aynı fotoğraf karesinde bulunmak, onların değirmenine su taşımak gibi vahim bir hata yapıyor. CHP Genel Başkanı, en kanlı terör örgütlerine karşı sessiz ve tepkisiz kalmak gibi adeta onları yüreklendirmek gibi bir tavrın içine giriyor. Daha Reyhanlı'da kara bulutlar dağılmadan çıktılar, Hükümet'i suçlayan, Suriye politikasını eleştiren sorumsuzca açıklamalar yaptılar. Adeta suçun üzerini örten, saldırganları kollayan, saldırıyı çok başka yerlere çekmeye çalışan bir tavrın içine girdiler. Buradan CHP yönetimine ve CHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum; CHP Genel Başkanı'na ateşle oynadığını, topluma, siyasete ve demokrasiye çok ağır zarar veren tavır içinde olduğunu lütfen hatırlatsınlar ve onu uyarsınlar.

 

IMF borcu

- IMF'den ilk borç 1961 yılında yapılan stand-by anlaşması ile Cemal Gürsel hükümeti tarafından alınmıştı. 1961'den bugüne kadar IMF ile 19 stand-by anlaşması yapıldı. Toplamda 56,5 milyar dolarlık borç ilişkisi kuruldu. Türkiye'nin IMF'e olan borcu 2001 krizi sonrasında rekor bir düzeye ulaştı. O günün rakamlarıyla, biz iktidara geldiğimizde, 23,5 milyar dolarla ile biz iktidarı devraldık. O günleri hatırlayın. Her ay IMF heyetleri Türkiye'ye geliyor, heyetin incelemeleri büyük olay oluyordu. İş dünyası, piyasalar, esnaf, çiftçi, hatta sokaktaki vatandaş IMF'den gelecek haberlere, heyetlerin görüşmelerine göre pozisyon belirliyordu. O dönemin DSP-MHP-ANAP Hükümeti IMF'den borç alabilmek için ciddi tavizler ve taahhütlerde bulunmak zorunda kalıyordu.
'Biz milliyetçiyiz, biz şöyleyiz, biz milletimizi çok seviyoruz.' Bahçeli, IMF'ye borçlanan kim, siz. IMF'e neyi ödediniz? Siz o dönem içerisinde stand-by anlaşmaları ile olsun, aldığınız talimatlarla olsun 3,5 yıl geçirdiniz. Yanlış yönetimlerin neticesinde bu ülkenin en önemli bankası Ziraat Bankası sürekli görev zararı yazıyordu. Sizden dolayı. Halkbankası çöktü gidiyordu, Vakıfbank ha keza öyle. Bütün bunlarla beraber enflasyon, yüzde 30. Devletin borçlanma faizini yüzde 63'e ey Bahçeli siz çıkardınız. Yüzde 63 faizle Türkiye borçlanırken, bunun bedelini kim ödüyordu? Benim milletim ödüyordu. Bunu siz milletimize ödettiniz. Kamu borçlanmasına baktığımız zaman milli gelire oranı, yüzde 74. Ey Bahçeli, şu anda yüzde 36. Borçlanmada milli gelire oran şu anda burada ama siz bunu yüzde 74'e kadar çıkardınız. Bütün bunlar olurken devletin borçlanma faizi 6-6,5, buralarda dolaşıyor. Enflasyon ha keza buralarda dolaşıyor. Bütün bunlarla beraber biz şimdi 23,5 milyar doları ödemek suretiyle süreci sonlandırdık ve 19 stand-by anlaşmasını yapanlar artık bugün itibariyle son buldu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler