Nasreddin Hoca'dan 'Gezi'ye

Kamran İnce'nin yapıtı Nasreddin Hoca'nın Gezi Parkı'ndaki çocuklarını anımsattı.

Yayınlanma: 24.06.2013 - 11:16
Abone Ol google-news

İstanbul Müzik Festivali’nde 19 Haziran Çarşamba akşamı bir dünya ilkçalınışı izledik. İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın Kamran İnce’ye Berliner Counterpoint Ensemble için ısmarladığı yapıtı genç Alman topluluğu Süreyya Operası’nda seslendirdi.

“It’s a Nasreddin” adlı yapıtı dinlerken, gözümün önünden direnişteki Gezi Parkı’nda gördüğüm yazılar, resimler, karikatürler ve bunları yaratan gençlerin güler yüzleri geçiyordu sürekli. Kamran İnce’nin yapıtını, olaylar başlamadan önce bestelenmiş olsa da, Gezi Parkı’nda baskıya, buyurganlığa direnen gençlere adanmış gibi düşünüyordum. Gerçekten Nasreddin Hoca’nın torunları olduklarını kanıtlamışlardı çünkü.
“Zaman ve Değişim” başlıklı konserde dinlediğimiz yapıtlar, müzikte yüzyıllar içinde yaşanan değişimi yansıtacak biçimde, Hollandalı Jan Pieterzsoon Sweelinck’in Halk Şarkısı “Mein junges Leben hat ein End” Üzerine Çeşitlemeler’i ve Bach’ın BWV 869 İyi Düzenlenmiş Klavye 1. Kitap’ından Si Minör Prelüd’ü ile başlayıp 21. yüzyıla, Kamran İnce’ye ve Bach’ın Bir Fügü Üzerine Op.27 Fantezi’si seslendirilen Lieberman’a uzanan geniş bir yelpaze oluşturuyordu. Öte yandan, Richard Strauss’un Alman masal kahramanı, şakalarıyla insanları çılgına çeviren Till Ulenspiegel’in serüvenini dramatik bir yapı içinde veren “Till Eulenspiegels lustige Streiche”si ile İnce’nin Nasreddin Hoca’nın değişik öykülerini bölümlü bir yapıda kurguladığı “It’s a Nasreddin”inin, hatta Poulenc’in hafif ve eğlendirici nitelikteki “Üflemeli Beşlisi ve Piyano için Altılı”sının aynı konserde yer alması da bilinçli bir seçimdi, kuşkusuz.

İlk kez dinlediğimiz Berliner Counterpoint çok yeni, yalnızca birkaç yıllık bir topluluk. Hepsi Berlin’de yaşayan, değişik ülkelerden genç müzikçilerden; Aaaron Dan (flüt), Yigal Kaminka (obua), Sacha Rattle (klarnet), Heidi Elizabeth Büttner (fagot), Daniel Molnar (korno) ve Zeynep Özsuca (piyano)’dan oluşan topluluğun klarnetçisi Sacha Rattle’ın Berlin Filarmoni’nin ünlü şefi Sir Simon Rattle’ın oğlu olduğunu da ekleyelim.
Konserden önce, grev gömlekli işçilerin Süreyya Operası’nın önünde dağıttıkları bildiride festivalin taşıyıcı sponsoru DHL’nin işçilerinin haklarını almak için 369 gündür grevde olduklarını okumak içeri buruk girmeme neden oldu doğrusu. Bir yandan sanata destek ol, öte yandan işçinin hakkını verme… Ne acı, yaman çelişki!


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler