'Tayyip Erdoğan rakibim olamaz'

Erzurumlu Teyyo Pehlivan'ın adı, Gezi olayları nedeniyle Bahçeli ile Başbakan Tayyip Erdoğan arasında polemiklere konu oldu. Palavralarıyla ünlü Teyyo Pehlivan'ı Başbakan Tayyip Erdoğan'a benzeten Bahçeli, belli ki Teyyo Pehlivan namıyla tanınan Tayyip İde'nin fantezi dolu dünyasını pek bilmiyor. Teyyo Pehlivan'ın palavraları kimseyi incitmez, kimseyi karalamaz, kimseye suç isnat etmezdi.

Yayınlanma: 07.07.2013 - 07:53
Abone Ol google-news

Teyyo Pehlivan, yaşasaydı dehşet kızardı MHP lideri Devlet Bahçeli’ye. Kızmakla da yetinmez okkalı yumruklarından birini sırtına indiriverirdi. Hem kendisini “Palavracı” olarak tanıttığı için hem de kendisinin kimseye zararı olmayan, Hasankale’nin kahvelerinde işsiz güçsüz Erzurum’un gençlerini eğlendirmek için anlattıkları ile Başbakan Erdoğan’ın insanları töhmet altında bırakan desteksiz, belgesiz açıklamalarını bir tutmasına emin olun bozulurdu. Kendisine göre Teyyo Pehlivan tövbe “palavracı” değildi. Palavracı denmesine de acayip bozulurdu. Hayal gücü biraz zengindi o kadar.

Teyyo Pehlivan Erzurum’un en ünlü siması. Ünü Erzurum sınırlarını aşarak tüm Türkiye’ye yayılmıştır. Pehlivan lakabını kendisine bakarsanız Koca Yusuf’tan Yaşar Doğu’ya kadar cümle güreşçileri on saniye içinde tuş etmesi sayesinde almıştır. Onu güreş müsabakalarında izleyen fesat Erzurum ahalisine göre ise sırtı yerden hiç kalkmamıştır. Gençliğinde bir süre rençberlik yapsa da bir gün “Ula Teyyo hiç dünyanın işi biter mi?” deyip tırpanı fırlatıp atmış. Böylece elini işten güçten çekmiş. Kardeşlerinin ve sevenlerinin yardımlarıyla geçinip gitmiş. Kıt kanaat geçinmesine rağmen gazete ve televizyonlardan gelen para karşılığı söyleşi yapma tekliflerini de her seferinde geri çevirecek kadar da tok gözlüdür. Hoş paraya, mala, mülke ve şöhrete de ihtiyacı yoktur. Nasılsa ABD Başkanı Reagan’dan Sovyet lideri Brejnev’e, Süleyman Demirel’den Ecevit’e, Demi Moore’dan Türkan Şoray’a, Orhan Gencebay’dan Kraliçe Elizabeth’e kadar herkesle ahbaplığı vardır. Herkesin karşısında hazır ola geçtiği bu isimlerin ilgisinden de zaman zaman bunalır Teyyo Pehlivan. Telefonlarına çıkmayarak, davetlerini reddederek onlara hadlerini bildirir.
Protokolde yeri tartışılmaz Teyyo Pehlivan’ın. Hasankale’nin düşman işgalinden kurtuluş günlerinde kortejin en önünde beyaz şeker çuvalından bozma dadaş kıyafetiyle ve kavrulmuş fındıkla boyadığı sırma bıyıklarıyla en önde yürüme ayrıcalığına sahiptir.
Erzurum Ansiklopedisi’ne de giren Teyyo Pehlivan, nüfus kayıtlarındaki adı Tayyip İde, 28 Aralık 1999’da aramızdan ayrıldı. Fiziken aramızda olmasa da Teyyo Pehlivan’ın anlattığı hikâyeler dilden dile dolaşıyor hâlâ. Siyasette de sık sık polemiklere konu ediliyor.

Senin evleri çıkma çıktık

Mustafa Kemal İran Şahı Rıza Pehlevi’ye orta nokta olması nedeniyle Erzurum’da randevu vermiş. Erzurum’a gelip de Teyyo Pehlivan’a uğramamak olur mu? Gazi, Pehlevi’yi Teyyo’nun evine götürmüş. Yemekler yenmiş, sıra kahveye gelmiştir. Gerisini Teyyo Pehlivan kahvedeki dostlarına şöyle anlatıyor:
“Mustafa Kemal, Rıza Pehlevi’ye ‘gel seninle bir tavla atak’ dedi ve arkasından da ‘ama beleşe oynamam ha!’ diye ekledi. Aralarında sıkı bir pazarlık başladı, sonunda anlaştılar. Her kim ki diğerini yenerse onun toprakları diğerine katılacaktı. O sırada düşündüm, ula Pehvevi kazanırsa bizim evler de gidecek. Hemen zarı sallayan Mustafa Kemal’in koluna yapıştım. ‘Paşa paşa ya bizim evler?’ dedim. Ben öyle deyince Gazi elini alnına götürdü, “Ula Teyyo biz bunu hiç düşünmedik” dedi. Sonra da “korkma Teyyo senin evleri çıkma çıktık. Senin malın mülkün hariç” deyince bir rahatladım ki sormayın. Ama bu sefer de Rıza Pehlevi kıllık yapmaya başladı. ‘Madem Teyyo’nun evlerini vermiyorsun ben Türkiye’yi nedem ki’ dedi. Böylece tavla oynamaktan vazgeçtiler.”

Aferin Teyyo iyi atıcısın

Teyyo yine bir gün heyecanla anlatmaktadır:
Rahmetli Atatürk, İsmet İnönü bir de ben Suriye sınırına ava gettiğ, elimizde mavzerler var, bir de ne görim havada bir bölük durna dönüp durir, hemen nişan aldığ ilkin Kemal Atatürk ateş etti, ama vuramadi, sonra İnönü atdi oda vuramadi, ben elime mavzeri alıp ya Allah Bismillah deyip tetige toğundum, birde bağdım bir bölik durna ayağımın dibine düşti, hemen Kemal Atatürk yanıma gelip sırtımı sıvazladi “Aferim Teyyo eyi atıcıymışsan” dedi.

Cip yetmedi bir de vapur

Bir gün gahvede oturiram, telefon çaldi.
- Pehlivan seni istiler, diye seslendiler.
Gahdım bahdım, ariyan bizim Kars Valisi:
- Pehlivan Sarıkamış’ta denize bir cip düştü!
Biz uğraştık ama çıkaramadık.
Buradakiler de bu cipi denizden çıkarsa çıkarsa Hasankaleli Teyyo Pehlivan çıkarır diye düşünüp benim adımı vermişler.
-Allahını seversen gel bize yardım et diye yalvardi, vali.
Bunun üzerine gahdım bindim ata.
Gettim Sarigamış’a.
Atladım denize, suya bir dumdum,
cip suyun dibinde.
Bir goluma cipi tahdım, öteki golumunan da
gulaç atmaya başladım ve cipi sudan çığartdım.
Ama gardaş cip bene çok ağır geldi.
Tikkatli bahdım ne görim.
Megerse cipe bir de vapur tahılmış.

Ben ne bilim?

Teyyo Pehlivan, Hasankale’de düzenlenen resmi güreşe çıkar. Rakibi Maraşlı biridir, Maraşlı pehlivan bizimkini yener, hakem Hasankaleli olduğundan taraf tutar yenilgiyi saymaz.
Tekrar güreşirler, Maraşlı tekrar yener, bu kez kule hakemleri kabul etmez. Maraşlı pehlivan bu duruma kızar, güreş başlar başlamaz Maraşlı pehlivan bizimkini öyle bir yere çalar ki, iki omzu yerde olan Teyyo Pehlivan’ın göğsüne oturur ve der ki:
- Şimdide mi yenilmedin??
Teyyo gayet pişkin cevap verir:
- Ben ne bilim onlara sor....?


Kuzey cephesi nasıl kurtulur?

Birinci Dünya Savaşı zamanı Ermeni uçakları Teyyo Pehlivan’ın da bulunduğu Pasinler Ovası üzerinde alçaktan uçmaya başlar. Teyyo çok sinirlenir ve yerden taşı kaptığı gibi uçağa sallar. Teyyo’nun fırlattığı taş uçağın pilotunun alnının çatına değer. Pilot celallenir. Uçağın camından sarkıp “ne oluyor lan?” diye söylenir. Teyyo buna bir taş daha gönderir. O da tam isabet. Teyyo, taştan sonra, “Benimle öyle ulanlı mulanlı konuşma deyyus” diye postasını da koyar. Pilot bakar ki, taşı atan Teyyo Pehlivan; acayip mahcup olur. “Kusura bakma Teyyo Ağa bilemedim senin köyün olduğunu, şimdi gidiyorum, tüm birliği de geri çekiyorum” der ve böylece Kuzey cephesi kurtulur. Kâzım Karabekir’in Kuzey cephesini kurtardığı hikâyedir yani...

Muhammet Ali nasıl Müslüman oldu

Teyyo Pehlivan anlatmaya başlar.
- Daha Muhammet Ali Müslüman olmamış. Bana dediler ki Teyyo yensen yensen, bu adamı dünyada bir tek sen yenersen.. Bu adamla bir ringe çıh da, haddini bildir. Gıramadım çocuğlari.. Gahdım taaa Amerika’ya gettim.
Attılar beni ringin ortasına, Nasi vuriram Muhammet Ali’ye...
Bağdım bir ara salavat getirir. O sirada birisi merak edip sorar.
- Teyyo dayı heç Müslüman olmayan biri hiç salavat getirir?
Teyyo ayağa kalkar...
- Ola o gedder yumruği yiyende, din iman mi kalır...? Dayağı yeyince herif Müslüman oldu ha!

İsmet Paşa Teyyo’ya küsmüş

Harp zamanı eli silah tutan herkes savaşa gitmiştir. “Teyyo sen niye gitmedin?” diye soranlara, “bunca sabi sübyan aç mı kalsaydı, ben de tarlada ırgatlık yapirdim” diye açıklama yaptıktan sonra devam eder. Bi gün yine bıçkıyı almışım biçe biçe, sağlı sollu gidiyodum ki İsmet Paşa karşıdan bağıra bağıra geldi. “Teyyo naaptın naaptın bi bak hele.” Anlamadım başta ama bi baktım ki arada farkında olmadan telgraf direklerini de biçmişim, ordu haber yollayamıyo. O günden sonra İsmet Paşa bana küsti, konuşmadi..”


Ecevit Kıbrıs’ı Teyyo Pehlivan’a havale etmiş

Saat gecenin 3’ü telefon çalmıştır. Teyyo Pehlivan pek istemese de telefonu açar;
- Ula bu saatte ne istirsen? kimsen?
- Teyyo ben Bülent. Bülent Ecevit. Teyyo ocağına düştük. Kıbrıs çıkarması zor durumda. Ancak sen yardım edersin.
- Haydaaa... Ula Eco tarla patozlama zamanı nerden ahlına geldi Kıbrıs’a çıhmah? Neyse dur ben baharım bi çaresine.
Teyyo uçağa atlamış yallah Akdeniz. Bir bakmış bir grup uçak önünde... Basmış gaza yetişmiş. Geçmiş en öndeki uçağın yanına, el etmiş pilota... Asılmışlar ikisi birden elfrenlerine... Gaaarrrrrççç, durmuş uçaklar... İndirmiş camı Teyyo, pilot da indirmiş camı;

- Abi buyur bişey mi vardı?
- Ula nereye gidirsiz?
- Amanın! Teyyo Pehlivan! Kıbrıs’a gidiyoruz abicim, kusura bakma bulutlardan tanıyamadım seni, buyur bir emrin mi vardı? Sen nereye gidiyorsun?
- Yoh, emrim yohtur. Ben de Kıbrıs’a cidirem. Eco’ ya söz vermişem. alıp gelirıh inşallah Allah’ın izniynen.
- Ohoo Teyyo abi, sen Kıbrıs’a çıkıyorsan bizim ne işimiz var. Dönüyoruz çoçuklar!
Der ve pilot uçakları geri çevirir. Teyyo Pehlivan Kıbrıs’a çıkar. Ada huzura erer.

Hostesleri düşünmüş

Hasankale’de çay bahçesinde koyu bir sohbet var. Teyyo Pehlivan da masada. O sıralarda bir iş için uçakla Ankara’ya gidecek olan biri Teyyo Pehlivan’a takılarak:
- Pehlivan gel seni de uçakla götüreyim?
Teyyo alaycı bir ifadeyle cevap verir:
- Ula oğlum, sen daha anan garnındayken ben uçağınan gezirdim.. Bak bir keresinde gine uçağa binmişem ele elimi de camdan çıkarmışam, bir baktım bir gartal, hemen elimi uzattım, yakaladım aldım gartalı içeri. Ola bi baktım, hostesler nasıl cıvılir, nasıl cıvılir. Neyse bende gorkutmiyim zavallı gızları dedim ve bıraktım gartali, uçtu.
 

Desen: Hakan Çelik


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler