Rock müzikte 'sertleşme' sorunu var!

DEDEN, 90'lı yılları dibine kadar yaşayan gençlerden kurulu bir rock grubu. Grunge ve punk ruhlarına işlemiş. Grunge tavrının müzikte son devrim olduğuna inanıyorlar. Müziklerinde ise 90'lı yıllarla şimdinin tınılarını harmanlamışlar.

Yayınlanma: 07.07.2013 - 10:45
Abone Ol google-news

Gitarda Burçak Daldal, bas gitarda Levent Okur, davulda Hakan Ertaşoğlu ve vokalde Akın Çalap’tan oluşan DEDEN, 2009 yılında kurulmuş. Grunge/Alternative/Punk/Garage tarzlarından oluşan bir cover repertuvarıyla “Pearl jam”, “Alice In Chains”, “Stone Temple Pilots” gibi 90’ların ses getiren gruplarının parçalarını yorumlayan DEDEN; grunge, garage ve alternatif rock harmanı “buralı” rock yapıyor. İşte hikâyeleri...

- DEDEN’in hikâyesi nedir, ne zaman bir araya geldiniz, müzikal derdiniz ne?

Burçak: Levent, Hakan ve ben çok uzun zamandır (dolum kaset zamanı, MP3’ün bilimkurgu, rap-metalin günah olduğu; Amiga’ nın yangında gitarından hemen sonra, kardeşinden bir önce kurtarılacak kadar kutsal olduğu zamanlar) tanışıyoruz. Beraber o kadar çok çaldık ki huyumuz, suyumuz, suretimiz bile benzeşti. Vokal hep yumuşak karnımız olmuştur. Akın’la stüdyo ortamında tanıştım. Başka bir grupla albüm aşamasındaydı. Gitar kayıtları üzerinde çalışırken ne derece hasta bir insan olduğunu anladım. Tam aradığımız şeydi. Levent ve Hakan’la tanıştırdım. Beraber grunge çalmaya başladık. Birçok kez sahneye çıktık ve hepsinde de atalarımızı gururlandırdık. Cover çalmaya ara verdiğimizde bir gün Akın stüdyoya “Güneye Falan Git”le geldi ve bu şekilde başladı hadise.
Levent: Hakan, Burçak, ben, üçümüz unuttuğum kadar eskiden beri birlikte çalıyoruz. Bambaşka projeler de yaptık önceden. Sonra ben bir ara Amsterdam’a taşındım, iki sene sonra geri döndüğümde “Hadi dedim bir şeyler yapalım, fakat adam akıllı vokalist lazım önce”. Burçak dedi ki “Bizim Akın var, o çözer o işi, bir soralım.” Sual ettik “Gelir misin?” diye, geldi. Öyle başladı DEDEN, 2009’un son günleriydi.
Akın: İlk klibi çektiğimiz “Güneye Falan Git” müzikal tavrımızın güzel bir özeti: Eğlenceli, enerjik ve esprili. Diğer şarkılar da aşağı yukarı bu minvalde seyrediyor. Müziğimizi teorik olarak masaya yatırmadık. Doğal olması yeterliydi ve öyle de oldu. 2013 yılında yeni bir sound yaratmak gibi bir kaygımız da yok doğrusu. “Kendimizi böyle ifade ediyoruz ya da şöyle mesaj veriyoruz” gibi klişelerden uzak duruyoruz. Ağlayan şarkı ve şarkıcıların ciddi bir saturasyon seviyesine ulaştığını düşündüğüm şu günlerde enerjiye ihtiyacımız var.
 

- “DEDEN” isminin bir hikâyesi var mı?
Burçak: Daha önce cover yaparken grubun ismi “Dead End”di. Türkçe beste hadisesine geçme arifesinde bu ismin üzerinde geyik yaparken DEDEN çıktı.
Levent: Düşündük taşındık, bir şey bulamadık. Sonra bir gün bir taksici muhabbet esnasında grubun ismini sorunca “Dead End” dedim, “Deden mi” diye geri sordu. Hakkı vardı, DEDEN iyiydi!

- Grunge ve Punk duymak istediğim en güzel müzikal tanımlar. “Pearl jam”, “Alice In Chains” ve “Stone Temple Pilots” gibi sıkı grupları yorumladınız. Peki, ya albüm süreci nasıl gelişti?

Akın: Şarkıların yapım aşaması bir yıl kadar sürdü ama bize yakışanın ne olduğunu bulmak çok zamanımızı almadı. Saydığın grupların yanı sıra Ramones, Sex Pistols, Foo Fighters gibi gruplardan da etkilendik. Hızla demo kaydetmeye başladık. 15 kadar şarkı yapmıştık ve en güvendiğimiz 10 tanesinin kaydına giriştik. Albümün kayıt, mix ve masterin işleri pek sevgili arkadaşımız Mert Aksuna tarafından Audio For Visual Arts (AVA) stüdyosunda yapıldı. Grubu iyi analiz eden bir ses mühendisi ile çalışmak bizim için çok önemliydi ve Mert bu kayıtta mükemmel bir performans sergiledi. Kaydı 18 ay gibi uzun bir sürede tamamladık ama içimize gerçekten sinen bir albümün ortaya çıkması için bu süre gerekliydi.
 

- Grunge özellikle Nirvana, Cobain ve 90’lı yıllar demek. Elbette Eddie Vedder ve Chris Cornell. Sizin için nasıl anlamlar barındırıyor?

Akın: 90’lı yılları dibine kadar yaşayan insanlar olarak müzik tarihinin en harika zamanları olduğunu düşünüyoruz. Nirvana’nın Nevermind ve Pearl Jam’in “Ten” albümlerini kasetler bozulana kadar dinledik. Grunge tayfasının gösterişten uzak, punk’a yakın tavırları ve popüler müzik listelerini altüst edişini görmek gerçekten çok keyifliydi. Grunge bence son müzikal devrimdir.
Burçak: Ben grunge’ı biraz geç keşfettim. Blues tarzları ve Lynyrd Skynyrd, Pantera gibi gruplar bünyemde daha fazla etki alanına sahipti. Grunge’da kendime en yakın bulduğum grup Alice In Chains’di. “Şişeyi Uzat” adlı parçamız sound açısından onlara bir saygı duruşu niteliğinde.
 

- “Üç akor ve bir çığlık” diye tanımlanırdı Grunge. Siz de nasıl?

Levent: Tevekkeli değil, Akın’ın bağırıtısı Bağdat’tan duyuluyor konserlerde, tutamıyoruz. Üç akor olabilir de, olmayabilir de, ona bir şey diyemiyorum.
Akın: Grubu grunge kafasına çeken biraz ben oldum. Üniversite yıllarında da grunge gruplarında çalıyordum. “Üç akor bir çığlık” mottosu “less is more” yaklaşımını anımsatıyor.
Hakan: Aslında dördümüz de farklı müzikal kanallardan geliyoruz. Böyle olması grubun tek bir türe saplanmamasına da neden oldu.

- Türkiye rock müzik ile pop arasındaki çizgi flu. Hem ılımlı hem de sertleşme sorunu olan bir rock yapılıyor. Ne düşünüyorsunuz?

Levent: Evet, genel bir ereksiyon problemi var. Geçer inşallah diye umut ediyoruz.
Akın: Çizginin flu olması ortamın zaten buram buram ticaret kokmasına yol açıyor. “Acı ve gözyaşı satar” mantığından uzaklaşılırsa bu ereksiyon mevzusu bir şekilde hallolur sanırım.

- “Güneye Falan Git” erken dönem grunge ruhunu duymak mümkün. Bir yandan da DEDEN sahne grubu, nasıl olmasın grunge yapıyorsunuz! Sahnede nasılsınız?

Akın: Parçalarımızın isimleri sahnedeki durumumuzu özetliyor aslında. Şarkılarına “Şişeyi Uzat”, “Kendimden Geçtim”, “Nal Gibi”, “Derimont Dar Geldi”, “Zıvanadan Çıktım” gibi isimler koyan bir grubun sahnede delirmemesi mümkün değil zaten.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler