Şimşek: IMF anlaşması uygun olursa yapmak lazım

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Uluslararası Para Fonu (IMF) programına ilişkin olarak, ''Ülkemizin menfaatlerine uygun çerçeve olursa, ülkemize yardımı dokunacaksa yapmak lazım. Ama esas olan bizim reformlarımızı IMF olsa da olmasa da yapıp, Türkiye'yi hiçbir şekilde uluslararası finans kuruluşlarına ihtiyaçla karşı karşıya kalmayacak bir noktaya getirebilmemizdir'' dedi.

Yayınlanma: 20.02.2009 - 07:23
Abone Ol google-news

Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Kolej Mezunları Derneği'nin, Başkent Öğretmenevi'nde düzenlediği ''Küresel Krizde Sular Çekilmeden'' başlıklı konferansta yaptığı konuşmada, ABD kaynaklı küresel krizin kapalı ekonomiler hariç herkesi ciddi şekilde etkilediğini ifade etti.

Şimşek, ''Böyle bir krizden Türkiye'nin etkilenmemesi imkansız. Ama geçmişe ve gelişmekte olan diğer ülkelere oranla Türkiye krize önemli ölçüde direnç gösteriyor'' ifadesini kullandı.

 

"Uygunsa yapmak lazım"

Konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtlayan Şimşek, IMF ile anlaşmaya ilişkin soru üzerine şunları kaydetti: ''İdeal olan Türkiye'nin hiçbir şekilde IMF veya başka bir uluslararası kuruluştan kredi alma noktasına gelmemesidir. Aslında bu yapısal reformların, bütçe disiplininin arkasındaki temel unsur da budur. Geldiğimizi noktada, IMF talebinin kökeninde özel sektörün döviz borçlarını çevirmesine ilişkin kaygılar var. Ülkemizin döviz imkanları sınırlı. Türkiye, son yıllarda özel sektörün liderliğinde çok hızlı büyüdü. Bunun bir kısmı dışardan alınan imkanlarla finanse edildi. Kriz, yeni bir kriz değil. Krizin başlangıç noktası 2007 yılının Temmuz'u. Yani ben göreve gelmeden bir süre önce. Geçen sene eylülden itibaren inanılmaz bir hızla derinleşti, hiç kimsenin öngörmediği bir şekilde. Aslolan ülkemizin imkanlarını iyi şekilde değerlendirmesi, harcamalarını önceliklendirmesi ve o imkanlar çerçevesinde Türkiye'yi zenginleştirmesidir''

''Taşıma su ile değirmen dönmez'' atasözünü anımsatan Şimşek, başkasından alınan paralarla da kalıcı bir refah düzeyinin üretilemeyeceğini belirtti. Şimşek, ''Küresel krizin önemli bir unsuru, kredi kanallarının tıkanması. Özel sektörün bu tür kaygılarının olması'' dedi.

Bakan Şimşek sözlerini, ''Ülkemizin menfaatlerine uygun çerçeve olursa, böyle bir dönemde bir rahatlık sağlayacak ve ülkemize yardımı dokunacaksa bu türden programlar anlamlıdır, yapmak lazım. Ama esas olan bizim reformlarımızı IMF olsa da olmasa da yapıp, Türkiye'yi hiçbir şekilde uluslararası finans kuruluşlarına ihtiyaçla karşı karşıya kalmayacak bir noktaya getirebilmemizdir'' diye sürdürdü.
 

Merkez Bankası'nın faiz indirimi

Şimşek, Merkez Bankası'nın faiz indirimini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine de şunları kaydetti: ''Şu anda ciddi bir talep daralması var. Her zaman için kur riski var ama kurdan enflasyona geçiş, kurdaki hareketlerin enflasyona etkisi talebin daraldığı dönemde daha azdır. Dolayısıyla bu, Merkez Bankasını o anlamda bir miktar esnek davranmaya itmiş olabilir. Bütün dünyada faiz oranları düşürülüyor. Önemli olan enflasyon konusunda bu dönemde elde ettiğimiz kazanımları daha ileri bir noktaya götürüp bu türden düşüşleri kalıcı hale getirmek. Bizim için kritik olan odur. Onun sadece para politikası ayağı yok, aynı zamanda rekabetin artırılması, bütçe disiplinin korunması gibi birçok unsur var. O anlamda da Merkez Bankamıza destek olduk, destek olmaya da devam edeceğiz.''

Bakan Şimşek, bankalardaki bazı uygulamalar ve kredi kartı borçlarına ilişkin bir soruya, ''Borçluyu korurken, borç verenin de korunması lazım. Dolayısıyla sık sık yapılan bir takım af düzenlemelerini de bu anlamda pek anlamlı ve doğru bulmuyorum'' yanıtını verdi.

Önemli olanın yurttaşın bilinçlendirilmesi, ''yorganı ne kadar uzunsa ayağını ona göre uzatması'' olduğunu ifade eden Şimşek, ''En doğrusu bu. Bu, hane halkı için de şirketler için de devletler için de geçerli'' diye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler