"İşin talan, gücün yalan dolan, adın da Recep Tayyip Erdoğan"

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal Sinop'ta yurttaşlara seslendi. Baykal, Başbakan'ın "Kırk fırın ekmek yesen iktidar olamasın" sözlerine, "Bu üslup maganda uslubu. Başbakan'a yakışmıyor. İçimden gelen cevap şu : Sen iktidar olmuşsun ama adam olamamışsın" dedi. Baykal, Erdoğan'a "İşin talan, gücün yalan dolan, adın da Recep Tayyip Erdoğan" diyerek sert çıktı.

Yayınlanma: 28.02.2009 - 13:02
Abone Ol google-news

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Sinop konuşmasından satır başları:


- Sinop'a hak ettiği güzellikte bir hizmeti gerçekleştirecek bir belediye başkanını inşallah seçeceksiniz. Ama bana öyle geliyor ki, bu coşkunuz başka bazı özlemleri de hatırlatıyor. Buraya ne olacak bu mekemleketin hali demek için gelmişsiniz gibi geliyor bana.

- Seçim bahane seçim bir fırsat, bir araç. Neyin aracı? Milletin şikayetlerinin çaresini bulunmasının aracı. Sevgili Sinoplular, bizim için seçim bir iktidar bulma yarışı değil. Bizim için seçim milletin derdinin çözülmesi.

- Geliriniz masrafınız birbirini tutuyor mu? Borçlar ödene biliyor mu? Esnafın durumu düzeldi mi? Hazırdan sermayeden mi yiyor esnaf ayıp olmasın diye mi açıyor dükkanının kapısını?

- Çiftçiler nasıl yüzü gülüyor mu? Ne oldu gübrenin, tohumun fiyatı birbirini tutuyor mu? Genişledi mi çeltik alanları? Borçlar azaldı mı? Bir dükkanın yanına bir dükkan daha koydu mu?

- Peki devletin borçları azaldı mı? 220 milyar dolardı Türkiye'nin borcu 80 yıllık borç ve içinde her dönem var. Peki şimdi ne oldu 7 yılda o borç 500 milyar dolar.

- Esnaf, çiftçi, gençler durumdan şikayet ediyor ise bunun sebebini sormak hepimizin görevidir.

- İşsizlik işsizlik diye anlatyoruz bizden başka bahseden yok. Başbakan Sinop'a da geldi işsizlikten bahsetti mi? Varsa yoksa CHP, basın, gazeteler... Söylediği hayırlı bir laf var mı? Önüne gelene hakaret ediyor niye? Başbakanın sıkıntısı var.

- Başbakan geziyor dolaşıyor. Gez dolaş aynı zamanda da görevini yap. Görevin işsizliğe, yoksulluğa çare aramaktir. Yolsuzlukla mücadele etmektir. Anca CHP ile uğraşıyorsun. Bırak onla bununla uğraşmayı sen görevini yap görevini.

- Geçenlerde Başbakan çıktı dedi ki "Çaresi varsa söylesin uygulamazsam görevi bırakırım." Bende uygulanabilir 7 teklif yaptım. Bu teklifi iş dünyası, sendikalar sevinçle karşıladıar. İçinde bir sıkıntı var, içinde bir kavga etme ihtiyacı var. Çareyi söyledik, iki gün bekledik. Dünyada krize tedbir almayan bir tek Türkiye kaldı. Aileler intihar etmeye başladı. Bir yılda Kasım sonu itibariyle işinden ayrılan kişi sayısı 645 bin resmi rakama göre.  Bu acı bir olay. Türkiye'nin ana meselesi bu. Çareyi söyledik, dedi ki: İşine bak.

- "Hadi sen işine bak bu millet seni iktidara getirmiyor. 40 fırın ekmek yesen de seni iktidara getirmez" dedi. Bu üslup maganda üslubu maganda. Bu üslup Başbakan üslubu değil. Biz Atatürk'ün, İnönü'nün , Menderes'in üslubuna alışığız. Bu sana yakışabilir ama Başbakan'a yakışmıyor. İçimden gelen cevap şu : Sen iktidar olmuşsun ama adam olamamışsın. Bana öyle geliyor ki 40 fırın ekmek yesen de adam olamazsın. Başbakanlık belli bir seviyeyi gerektirir.

- Aynadan okuyarak konuştuğunda mesele yok da. Aynadan çıkınca üslubunu şaşırıyor.

- Her kuşun eti yenmez, unutmasın bir.  Kuş ve baş lafları ona pek yakışmıyor.

- Birden bire rahatsız olmaya başladı. Nedir onlar? Yolsuzluklar. Başta Deniz Feneri. Deniz Feneri çıktı Başbakan'ın kimyası, dengesi bozuluverdi.

- Deniz Feneri’nin anlamı değeri ne? Deniz Feneri Türkiye’deki yolsuzluğun artık kişisel yolsuzluk olmaktan çıktığını, yolsuzluğun artık bir insanın sütünün bozuk olmasından kaynaklanmadığını, dernekleştirilmiş, kanunu kullanan devleti kullanan, iktidarı kullanan bir yolsuzluğa dönüştüğünü ortaya koyuyor.

- Bu yolsuzluk ki evlere şenlik. Hayırsevermiş gibi kendilerini takdim ediyorlar, parayı topluyorlar Almanya’da, kuryelerle buraya taşıyorlar parayı, o parayı kendi hesaplarına şirketlerde değerlendiriyorlar, TV kanalı kuruyorlar, o kanalda AKP’ye destek oluyorlar ve bu çarkı döndürüyorlar.

- Bu olurken, hükümet karar alıyor, diyor ki bu millete halka topluma yararlı bir teşkilattır diyor, karar çıkarılıyor. Arkasından bir karar daha çıkarılıyor, buna vergi kolaylığı yapmak lazım.
 

Sahtekarlara vergi kolaylığı


- Türkiye’nin barışı huzuru için cephede sınırda hayatını tehlikeye atmış, gazi olmuş şehit olmuş insanların ailelerine yardımcı olmak için kurulmuş olan Mehmetçik Vakfı’na tanınmayan vergi kolaylığını bu sahtekarlara tanıyor.

- Bu Türkiye’deki bir yolsuzluk. Almanya’dan dosya bekleniyordu, 6 ay beklediler dosyayı. CHP olarak gittik o dosyayı Türkiye’ye getirdik. Şimdi geldi diyorlar, şimdi de tercüme edilmesi bekleniyormuş. Kanunsuzluğu yapan vatandaşlarımız. Bizim vatandaşlarımız da senin yakınların eşin dostun. Tanıyor musun onları dedik, önce tanımıyorum demeye çalıştı, sonra fotoğraflar çıktı. Şimdi diyor ki, insanın diyor arkadaşı suç işlemiş olabilir diyor, belki senin de arkadaşın suç işlemiş diyor, bozuksa bozuk diyor.

- Kimin hakkında diyor? Fener yolsuzluğunu yapanlar hakkında. Olabilir, ben sana sen onları neden tanıyorsun diye eleştiri yöneltmiyorum.

- Seni ben bu yolsuzluk olduğun halde, başbakan olarak yetkilerini kullanıp gereğini yapmıyorsun diye suçluyorum. Niye bu konuyu aydınlığa kavuşturmadın? Neden üzerine gitmedin?

-Takip etmiyor olman suç.

- CHP olarak gerektiği zaman anayasa değişikliğine destek vermişiz, sen niye durup durup CHP diyorsun? CHP yetmedi İsmet Paşa'yla uğraşıyosun. Asıl amacı Atatürk de cesareti yok. Biz biliyoruz senin niyetini.

- Dünyanın her yerinde iktidar ve muhalefet tartışır. Niye benimle tartışmıyosun diyorum meydana gel diyorum. Meydana geliyorum, sen yoksun. Meydanı bırak sen karşıma çık karşıma. Bak ben senin arkandan konuşmak istemiyorum sen de benim arkamdan konuşma. Gel karşılıklı konuşalım.

- Orda burda kendi kalabalıklarının önünde saldırma. Çık karşıma konuşalım.

 

"Demokrasi kaçağı"

- Bizim hakkımızda ne biliyorsan ortaya koy. Dilinin altında gevelediğin bir şeyler var. Milllet de izlesin niye kaçıyosun demokrasi kaçağı olmak Başbakan'a yakışıyor mu? Meydanlarda gez sonra gel karşıma sorularıma cevap ver. Demokrasi kaçağı olma.

- Başbakan'ın her şeyi şeffaf milletin önünde konuşmaya hazır olmadığını görüyoruz. Bize verip veriştiriyorsa medyayı eleştiriyorsa arkasında bir şeyi kaptma ihtiyacı var. Memleketin durumu ortada. Bu diyordu ki iktidara gelirken "3Y" formülü diyordu.

- Yoksulluk kalktı mı? Yolsuzluk kalktı mı, yoksa katlandı mı, 'yasakları kaldıracağım' dedi yasaklar kalktı mı? Cep telefonuyla konuşurken bile bir korku var eşiyle dostuyla köyle bir yüreğini aça aça konuşamıyor şikayet edemiyor yurttaşlar.  Bir teşkilat kurmuş padişah dönemlerindeki hafiye teşkilatı gibi.

- Şimdi diyor ki, "Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet" . Ben onu sana söyleyeyim. İşin hizmet gücün millet değil. İşin talan, gücün yalan dolan, adın da Recep Tayyip Erdoğan.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler