"12 Eylül'ü hatırlattı"

Başbakan Erdoğan'ın Mersin mitingi öncesinde, 'ananı da al git' dediği çiftçi Mustafa Kemal Öncel'in gözaltı uygulamasının yankıları devam ederken, bu uygulama Kenan Evren döneminde yaşanan benzer bir uygulamayı akıllara getirdi.

Yayınlanma: 10.03.2009 - 11:05
Abone Ol google-news

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 2006 yılında 'ananı da al git' dediği çiftçi Mustafa Kemal Öncel'in, geçtiğimiz günlerdeki Mersin mitingi öncesinde bir gün süreyle gözaltına alınmasına ilişkin tartışmalar devam ediyor. Mersin Emniyet'in bu uygulaması ise yıllar öncesine ait benzer bir uygulamayı gündeme getirdi. Cumhurbaşkanı Kenan Evren 1984 yılının sonbaharında Mersin'de halka hitap etmek için açık hava toplantısı düzenledi. Evren kente gelmeden önce ise 12 Eylül darbesinde gözaltına alınan ve tutuklanan sol görüşte yaklaşık 50 genç, gözaltına alınarak bir gün süreyle spor salonlarında toplanarak gözaltında tutuldu.

Evren'in kentten ayrılmasının ardından da "sakıncalı" görülen gençler serbest bırakıldı. Olayın yaşandığı dönemde milletvekili olan Mersin Milletvekili Fikri Sağlar ile Adana Milletvekili Cüneyt Canver konuyu bir soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. Daha sonra Evren'in mitingleri öncesi aynı uygulamanın diğer illerde de yapıldığı iddia edildi ancak diğer illerde bu olay kanıtlamadı. Kenan Evren'in mitingi öncesi yaşanan toplu gözaltılar kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.


"12 Eylül'den kalma bir zihniyet yeniden yeşeriyor"

1984 yılında Evren'in Mersin mitingi öncesinde yaşanan gözaltıları soru önergesiyle ve Genel Kurul'da yaptığı konuşma ile gündeme taşıyan dönemin Halkçı Parti milletvekili ve eski Kültür Bakanı Fikri Sağlar, Erdoğan'ın Mersin mitingi öncesinde çiftçi Öncel'in gözaltına alınmasını değerlendirdi. 25 yıl önce yine Mersin'de Evren döneminde yaşanan olayı hatırlatan Sağlar, "O günlerde de Kenan Evren Mersin'e gelmeden önce sol görüşte bir çok kişi gözaltına alındı. Mersin Emniyetinin bu konuda genel bir sabıkası var" dedi.

Çiftçi Öncel'in gözaltına alınmasının "12 Eylül'den kalma bir zihniyetin Türkiye'de yeniden yeşerdiğini gösterdiğini" ifade eden Sağlar, "Hak ve özgürlüklerden, demokrasiden" bahseden Başbakan Erdoğan'ın ise bu gözaltına seyirci kaldığını söyledi. Sağlar şöyle konuştu: "Başbakan bir kişinin en temel hakkı olan özgürlüğünün elinden alınmasına müsaade edebiliyor. Bunun sebebi de yeniden protesto edilebileceği düşüncesi. Bu yaşananlar Türkiye'de Başbakanın oluşturduğu iklimin sonucudur. 12 Eylül rejimi anlayışının yeniden Türkiye'de yeşermesi, tek parti döneminin tekrar ortaya çıkması ile karşı karşıyayız. Hak ve özgürlükler kısıtlanabiliyorsa demokrasi yok demektir. Yasalara aykırı olarak başbakana tepki gösterir diye bir yurttaşın göz hapsine alınması hukuk devleti olmadığını da gösteriyor."


"Başbakan sorumluları hakkında gereğini yapsın"

Başbakan Erdoğan'ın, çiftçi Öncel'in gözaltına alınmasının yanlış olduğunu düşünüyorsa, yetkililer hakkında işlem yapması gerektiğini ancak bugüne kadar harekete geçmediğini kaydeden Fikri Sağlar "12 Eylül döneminde fişlenen insanlar Evren Mersin'e geliyor diye gözaltına alınmıştı. Şimdi de Çiftçi Öncel, Başbakan geliyor diye gözaltına alındı. Mersin emniyetinin anlayışı 12 Eylül zihniyetinden farklı değil. Başbakana sormak istiyorum; bunu yapanlarla ilgili ne yaptı ya da ne yapacak? Bu olay dikta anlayışıdır, kabul edilebilecek bir şey değildir. Başbakan harekete geçmiyorsa bu Türkiye'de demokrasinin olmadığının en basit göstergesidir." diye konuştu.


MHP'li ÇElik'ten çiftçi Öncel sorusu

MHP Mersin Milletvekili Behiç Çelik, İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a yönelttiği soru önergesinde, Erdoğan'ın Mersin mitingi öncesinde çiftçi Mustafa Kemal Öncel'in gözaltına alınmasını sordu. Çelik "Mustafa Kemal Öncel'in "misafir edildiği" ifade edilmiştir. Mevzuatımızda böyle bir zorunlu misafirlik müessesesi var mıdır?" sorusunu yöneltti.

Çelik İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı'na sunduğu soru önergesinde, Çiftçi Öncel'in gözaltına alınmasını hatırlatarak "Hiçbir vatandaşın mevzuatımızda ve özellikle Türk Ceza Kanununda konusu suç teşkil eden bir fiili işlemediği takdirde özgürlüklerinin kısıtlanamayacağı temel hukuk kuralıdır. Nitekim Anayasamızın temel haklar ve ödevler kısmında kişi hak ve özgürlüklerinin güvence altına alındığı açıktır" dedi. Çelik Bakan Atalay'a "Mustafa Kemal Öncel'in "misafir edildiği" ifade edilmiştir. Mevzuatımızda böyle bir zorunlu misafirlik müessesesi var mıdır? Misafirlik değil de yapılan işlem gözaltına alma ise hangi kanunun hangi maddesine göre böyle bir işlem tesis edilmiştir?" sorularını yöneltti.

Çelik Başbakan Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği bir başka soru önergesinde ise Erdoğan'ın seçim konuşmasında dile getirdiği "iç ve dış tehditler" aldığı yönündeki sözlerini gündeme getirdi. Çelik, Başbakan'a şu soruları yöneltti:
"İç ve dış tehditlerin mahiyeti nedir? Tehdidin somut anlatımı nasıl olmuştur? Tehdidin kim ya da kimler tarafından doğrudan ya da dolaylı olup olmadığı hususunda idari makamlarca neler yapılmıştır?İç ve dış tehditler karşısında adli makamlarca ne gibi işlem yapılmıştır? Başbakanı tehdit etmek suç olduğuna göre buna uygun olarak harekete geçilmiş midir? "


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler