"Vaaay Dinamo Mesken geri döndü"

Bursa'da amatör bir futbol takımıydı. Ama semt solcu, lakabı da "Dinamo" olunca 12 Eylül'ün yasakçı zihniyetinden kurtulamadı; kapatıldı. Otuz yıl sonra hepsi çocukluk arkadaşı olan Dinamo Meskenliler kulüplerini yeniden yaşama döndürdüler.

Yayınlanma: 14.03.2009 - 08:49
Abone Ol google-news

12 Eylül darbesi sonrasında herhangi bir gün. Üç genç, semt pazarında, semtin amatör takımının deplasmandaki maça gidebilmesi için bağış topluyor. Polis geliyor, gençleri alıyor, askeri okula götürüyor, “bir posta dayak faslı”. Sonra kulüp kapanıyor, mahkeme vs. Benzer hikayeleri daha önce duymuştuk, 12 Eylül’ün paşaları buluttan nem kapmaktadır, dört kişinin bir araya gelmesi bile terörist ya da anarşist suçlamaları için yeterli kanıt. Herkes diken üstünde. İyi de terörist muamelesi gören Bursa’da amatör bir spor kulübü. 12 Eylül için bile biraz abartılı değil mi? Değil çünkü kapatılan kulübün ismi Ertuğrulgazi Gençlik Spor Kulübü, lakabı ise Dinamo Mesken.

 

Solcuların semti

Bursa’da Uludağ’ın eteğindeki Mesken semtinin tam merkezindeki kulüp binasında hemen hepsi çocukluk arkadaşı olan “Dinamo Meskenliler” otuz yıldır uykuda olan tarihi Ertuğrulgazi Meskenspor olarak yeniden harekete geçirmenin heyecanı içindeydi. Daha da geriye dönelim. Ertuğurulgazi GSK, Bursa 2. Amatör Ligi’nde mücadele etmektedir. Ancak onu diğerlerinden farklı kılan hem kapatılmasına hem de efsane olmasına sebep olan özellikleri vardır. Bir kere Mesken kentte solcuların semti olarak biliniyor. Yeşilyayla sınırdır, meydanda otobüsten inenlere kimlik kontrolü yapılır Mesken tarafına geçenlerin kurtuluşu yoktur. Ancak Meskenliler, o günlerde bile kulübün spor dışında bir şeye bulaşmadığı konusunda ısrarlı. Altmışlı yıllarda Mesken’e yerleşen ilk ailelerden birinin çocuğu olan şimdinin asbaşkanı Hasan Hürses, hem semt hem de takımla ilgili tarihin en yakın tanıklarından. “78 – 80 arası genel kaptanlık yaptım, ayrıca her zaman içerden yardımcı oluyordum” diyerek söze başlıyor, “Hentbol şubesi de vardı güreş de. Gerçek amatördük, her şeyi kendi paramızla yapıyorduk. Ben de o zaman önemsenecek düzeyde paralar verdim” diyor. O kadar ki, babasının emeklilik parasının yarısını bile kulüp için harcamış.

“Kulübün her evrakı usülüne uygundu” diyerek sözlerine devam ediyor Hürses. Ancak o zamanlar derneğe kimin girip çıktığına çok fazla dikkat etmiyorlarmış. Bu da doğal olarak siyasete bulaşmış ve darbe yönetiminin kuşkulanacağı kişilerin dernekte görülmesine yol açmış. Birkaç baskından sonra yanlış yaptıklarını fark etmişler ama nafile. Gençlerin bağış topladığı gün, pazardan “zorla haraç alıyorlar” diye şikayet gelmiş. Karakola götürüldüklerinde “Hangi örgüt adına haraç alıyorsunuz?” suçlamalarına maruz kalmışlar. Bugün olayları anlatırken içlerinde burukluk da var, “yeniden benzer suçlamalara maruz kalır mıyız?” endişesi de. Hatta derneğin girişindeki “üye olmayan giremez” yazısı bile o günlerin hatıralarından yadigar. Ancak ne zaman anılar dile gelse, etraftan bir kahkaha ve neşe uğultusu geliyor. Çünkü bu insanları birbirine bağlayan spor ya da siyasetten önce çocukluk ve semt arkadaşlığı, iyi kötü her şeyi birlikte yaşamış olmanın güveni. Kimse bir yere kaybolmamış, uzaklara gitse de bir an gelmiş geri dönmüş. Belki Dinamo Mesken efsanesinin uykudan uyanmasının altında yatan güç de bu. Ancak siyaset de altmışlardan beri semtte önemli rol oynar. Bakın kulüpte uzun yıllar kalecilik yapan, yeni oluşumda da kurucu üyelik görevini üstlenen Vedat Vermez o günleri nasıl anlatıyor. “İlk ismi Ucuz Meskenler olan semt, devlet tarafından dar gelirli aileler ve memurları konut sahibi yapmak için kamulaştırıldı. Bizler kendimizi Uludağ’ın eteklerindeki bu yalnız sitenin arkadaşlık ve paylaşım içinde yaşayan dürüst insanları olarak bildik. Bizler, komşumuz Değirmenlikızık’tan köylülüğü öğrenirken onlara da kentliliği öğretiyorduk. 70’lere geldiğimizde semtin aşağısında kurulan Eğitim Enstitüsü’nde okuyan abilerimiz sayesinde Mesken ‘sol’la tanıştı.”

Doğal olarak semtteki siyasi hava, semtin takımına da yansır. 1974’de SSCB ekolünü yeşil sahaya taşıyan futbol mühendisi Valery Lobanovski’nin Dinamo Kiev’i Kupa Galipleri Kupası maçı için Bursa’ya gelip Bursaspor’u yenince de “Dinamo” lakabı Ertuğrulgazi’nin üzerine yapıştırılır. Lakabı kulübe armağan eden isim ise o günlerin amigosu Erkan Can’dır. Hasan Gürses’in dediğine göre kulübün çok ateşli ve kalabalık bir taraftar kitlesi vardır. En gergin maçlar ise Çekirge semtiyle yaşanır. Tezahüratların arasına siyasi atışmalar da karışır.

 

Sloganlar Can’dan

Kulübün hikayesinin bugün kadar gelmesinde ve yeniden hayat bulmasında önemli rol oynayan isimlerden biri de sanatçı Erkan Can. Dinamo lakabını kulübe kazandırması dışında maçlarda amigoluk da yapan Can, anlatılana göre çok ateşli ve kendine has bir kitleye önderlik etmektedir. Bu kitlenin yine kendine has marşları vardır. İşte bir kaçı: “Dinamo’nun gençleri, bir elinde şişe, saatlerce neşe! Dinamo’nun gençleri birçok menekşe!!!” “Nona nonanda fişka, fişkamini solamini ovakka vakamini fişkamini solamini ovakka vak!!!” (Erkan Can’ın izcilik döneminde öğrendiği bir marş)

 

Mesken halkı çok acılar çekti

Ertuğrulgazi GSK futbolda hiç Bursa 2. Amatör kümeden yukarı çıkamamış. Asıl başarılarını kulübün gayri federe olduğu yıllarda katıldıkları özel turnuvalarda göstermişler. Mesken’den çıkan başarılı futbolcu olan Bülent Merey de bu yıllarda profesyonel futbol oynamasına karşın gelip bu özel turnuvalarda top koşturuyormuş. Merey, artık doğup büyüdüğü semtin takımının teknik direktörü. “Hani, kendine has olan yerler vardır ya, Mesken de onlardan” diyor. Bugün semt artık Bursa’dan ayrılamayacak kadar genişlemiş. Gün içinde oldukça işlek bir yer. Oysa o günlerde “Bursa” tabelası bile semtin aşağısındaki yolda yer alırmış. Hızlı ve çarpık kentleşmenin yol açtığı değer yozlaşması ise bu semte hiç uğramamış. Hem Hasan Hürses hem de Bülent Merey bunu söylüyor. Onlara göre kulübün yeniden kurulması şerefine verilen yemekte toplanan kalabalık da bunun göstergesi. Kulübü yeniden hayata geçirerek semtte otuz yıldır duran spor faaliyetlerini de yeniden başlatmış oldular. Kulübün yeniden kurulması sürecinde önayak olan isimler arasında CHP Parti Meclisi üyesi Ali Nihat İrkörücü de önemli rol oynamış. Ancak Yıldırım Belediyesi’nden destek istemeye gittiklerinde AKP'li başkan “işin içine siyaset karıştırdınız” diyerek mesafeli davranmış. Oysa siyaseti karıştırmakla suçlanan Irkörücü belki parti üyesidir ama arkadaşları için o hala çocukluk arkadaşları “Saatçi Ali”dir.

 

İnsana yatırım

“Profesyonel lig de hedefleriniz arasında var mı?” sorusuna biraz çekingen yaklaşıyorlar. Çünkü hem önlerinde bu tip engeller hem de maddi imkansızlıklar var. Kemal Gültekin, öncelikli hedeflerinin çocukları ve semtteki diğer gençler için spor yapabilecekleri bir ortam oluşturmak olduğunu söylüyor. Ancak ilerleyen yıllarda oluşabilecek büyük potansiyel arkadan yükseliş için ittirirse ne olacak? Lafı Bülent Merey alıyor: “Farklı özellikler demiştik ya, işte yarışmacılık ruhu da Meskenliler’in içinde yatan birşeydir. Ana hedefimiz, tesis, altyapı ve insana yatırım. Ancak yaratacağımız değerler büyük bir potansiyel yaratırsa buna kim dur diyebilir ki.”

Bu bansedilen potansiyel, sırf semtle sınırlı değil. İnternet üzerinden de yayılan “Dinamo Mesken” efsanesini duyanlar kulübün yeniden açılacağını öğrenince, sanal ortam üzerinden bağlantı kurma çabası içine girmişler. “meskenliyiz.biz” sitesinin yöneticisi ve aynı zamanda kulübün yönetim kurulu üyesi olan Mehmet Şahin‘e Tokat’ın bir köyünden ulaşıp atkı isteyenler bile olmuş. Şahin, “Böylesine bir ilgi çok hoş ama biz kalıcı birşeyler yapmak isteyen insanlar olarak ayaklarımızı yere sağlam basmak zorundayız” diyor. Hem internet hem de çevreden gelen bir başka istek ise göz ardı edilebilecek gibi değil. Kulübün ismi “Dinamo Mesken” olsun istiyor herkes. Hasan Hürses de bu isteğe yakından şahit olmuş. İş için katıldığı toplantılarda bile “Ertuğrulgazi’yi yeniden canlandırdık” dediğinde, aldığı cevap “Vay Dinamo Mesken geri döndü demek” oluyormuş. Ancak bu ismi alma düşüncesi yönetim kurulunda hiç gündeme gelmemiş. Vedat Vermez, bu konuda mahalle büyüklerine danışıldığını ama “Geçmişte Mesken halkı çok acılar çekti, o yüzden acele etmeyin” görüşünün ağırlık kazandığını söylüyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler