"Siyasetçilerin Kayıkçı kavgalarını bırakması gerekir"

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, yerel seçimler çalışmaları kapsamında Çanakkale'de yurttaşlara seslendi. Sezer, ''Bu zor günleri Türkiye aşacak. Ama kayıkçı kavgalarını da siyasetçilerin bırakması gerekir'' dedi.

Yayınlanma: 16.03.2009 - 12:54
Abone Ol google-news

DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, seçim çalışmaları kapsamında bulunduğu Çanakkale'nin Ezine ilçesi ile ilçeye bağlı Mahmudiye ve Geyikli beldelerinde halka seslendi.

Konuşmasında, emeklinin büyük sıkıntı içinde olduğunu söyleyen Sezer, ''Ama itiraf etmeliyim ki siyaset bu sıkıntılardan uzak, başka kavgalar yapıyor. Artık onu aşmak gerektiğine inanıyorum. Milletin derdini çözecek bir siyaset anlayışını hayata geçirmek lazım'' diye konuştu.

Eski başbakanlardan Bülent Ecevit'in partilerinin kurucusu olduğunu anımsatan Sezer, ''Çoğu konuşmasında bize 'millet sıkıntıda' demişti. 'Ama en büyük sıkıntı köylerde bulunuyor. Köylere ve köylülere gidin. Ankara'da oturmayın' Biz de onun gereğini yapmak için büyük çaba sarf ediyoruz. Bu zor günleri Türkiye aşacak. Ama kayıkçı kavgalarını da siyasetçilerin bırakması gerekir'' dedi.

Sezer, yerel seçimlerin Türkiye'de yeni bir dönemin başlamasına vesile olacağını umduğunu dile getirerek, şunları söyledi:
''Bu seçimi hep birlikte huzur içerisinde geçireceğiz. Ama artık dediğim gibi siyaset de sorun değil, çözüm üretecek, köylüyü destekleyecek, esnafı destekleyecek, yatırımları artıracak bir mecraya girecek. Siyaset böyle olursa ancak Türkiye'de gelişme, düzelme olur. Siyasetteki kısır kavgalardan biz bıktık, sizin de bıktığınıza ben inanıyorum. Tabii ki kavga olur, kavgayı yoksullukla, işsizlikle, çiftçinin, esnafın, sanayicinin derdine çare bulmak için, işsizliği yenmek için yapmak lazım. Bir de ülkenin birliğine, bütünlüğüne ve düzenine el uzatanlara karşı kavgayı hep birlikte vermeliyiz.''

Çanakkale'de bulunmaktan mutlu olduğunu ifade eden Zeki Sezer, ''Ama milletin içinde bulunduğu durumdan memnun değilim. Çiftçi bu ülkede ne yazık ki batırıldı. Esnaf büyük sıkıntı içinde. Emekliler hayatın ağır koşulları altında eziliyor. Ama bu gerçekleri göremeyen bir siyaset anlayışı da Türkiye'de kayıkçı kavgası yapmaya devam ediyor'' diye konuştu.

Çiftçinin, ürettiği ürünün karşılığını alamadığını savunan Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çiftçinin domatesi tarlada kaldı. Kavununu toplayıp satamadı. Zaten toplasa 6 yıl önceki fiyatla satamıyor. Yani bizim bıraktığımız Türkiye'deki fiyatla satamıyor. Buğday da aynı şekilde. Zeytin aynı şekilde 4-6 liraya düştü en yüksek. Zeytinyağına bizim dönemimizde 70 cent prim verilirdi. Şimdi 15 kuruşu çok görüyorlar. Çiftçi Ziraat Bankası'ndan, tarım kredi kooperatiflerinden aldığı borcu ödeyebilecek durumda değil. Kısacası üretmeye devam edebilecek durumda değil. Bıraktığımız Türkiye'de 2002'de 21.5 milyon ton buğday üretilmişken, bu ülkede şimdi geçtiğimiz hasat döneminde ancak 15 milyon ton üretilebildi. Yemekten vaz mı geçtik? Nüfusumuz azaldı mı? Hayır tam tersi. Ama çiftçi ektiğinin karşılığını alamadığı için ekinden vazgeçiyor.''



"Tümüyle dışa bağımlı bir ülke haline geldik"

Hükümetin, ithalata dayandırdığı ekonomiyi, Kanada'dan, Rusya'dan, Amerika'dan buğday ithal ettiğini belirten Zeki Sezer, Türkiye'deki buğday üreticisi ve çiftçinin perişan edildiğini kaydetti.

Pamuğun da Yunanistan ve Amerika'dan ithal edildiğini ifade eden Sezer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Yani tümüyle dışa bağımlı hale geldik. Oysa bu ülke tarım ürünleri üretiminde kendi kendine yetebilen dünyada 7 ülkeden biriydi. Şimdi tarım ürünü ihraç edebilecek bu ülke, dünyanın en verimli toprakları, en güzel güneşi, en çalışkan insanlarının bulunduğu Türkiyemiz tarım ürünü ithalatçısı oldu.

Aynı zamanda sanayide de büyük daralma var. Fabrikalar kapanıyor veya başka ülkelere taşınıyor. Bir kısmı kapanıyor. Bir kısmı da Suriye, Romanya, Bulgaristan'a taşınıyor.''

 

"Baykal'dan Erdoğan'dan Türkiye'yi kurtarmanın zamanı geldi"

Partisinin seçim çalışmaları kapsamında Çanakkale'de bulunan Zeki Sezer, Bayramiç, Çan ve Biga ilçelerinde de halka seslendi.

Sezer, Çan Menderes Parkı önünde yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisinin büyümediğini, aslında ithalata dayalı, dışa bağımlı ekonominin büyümüş gibi, sanal bir büyümeyi ortaya koyduğunu belirtti.

Sezer, şunları söyledi:
''Bu bir hormonlu büyüme. Ekonomi gerçekten büyüyor olsa milletin durumu iyileşir. İşsizlik artmaz. Çiftçi, maliyeti üç katına çıkmışken 6 yıl öncesi fiyatlara ürününü satamaz hale gelmez. Ekonomide bu kötü gidişi lafla yok saymaya çalışan Başbakan'ın, bir de karşısında gölge oyununa ortak birlikte oynadığı Baykal var. Milletin önüne engel olmaya devam ediyor. Oturmuş oraya, solun da milletin de önünü yıllardır tıkamaya devam ediyor. Öyleyse artık Baykal'dan da, Erdoğan'dan da Türkiye'yi kurtarmanın zamanı geldi. Değişimin adresi Demokratik Sol Parti'dir.''

DSP Genel Başkanı Sezer, Bayramiç'te Yıldırım Akbulut Meydanı'nda yaptığı konuşmada da ülkenin ekonomik kriz nedeniyle zor günler geçirdiğini belirterek, hükümetin krize karşı tedbir almadığını söyledi.

Sezer, ''Başbakan meydanlarda ona buna sataşıyor. Karşılıklı atışıyorlar. Vatandaş ekonomik kriz altında ezilirken o, krizin küresel olduğunu, ülkemize teğet geçtiğini söylüyor. Köylü perişan, üretici perişan, vatandaş inim inim inliyor. Başbakan lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor. Halkın sıkıntılarını görmezden geliyor'' dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler