"Dünyada PKK'ye yer yok"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Başkanı Barack Obama'nın ziyaretinin Türkiye'nin küresel önemini de yansıtacağını söyledi ve terörizmle mücadelede kararlılığa işaret ederek, PKK ve diğer terör örgütlerine dünyada yer olmadığını ifade etti.

Yayınlanma: 27.03.2009 - 11:57
Abone Ol google-news

Brüksel ziyaretini tamamlayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Belçika'dan ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında, temaslarını değerlendirdi ve soruları yanıtladı.
Gül, ABD Başkanı Barack Obama'nın gelecek ay Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyaret konusunda, ''Türkiye ile ABD arasındaki ilişki stratejiktir ve çok önemlidir. Bu, sadece iki ülkeyi ilgilendiren konuların çok ötesindedir. Türkiye ve ABD, bölgeyle ve uluslararası büyük meselelerle ilgili hep istişare halindedir, yeri geldiğinde beraber çalışmaktadır'' dedi.


Obama'nın ziyareti

İki ülkenin Afganistan'dan Orta Doğu'ya, Balkanlar'a kadar dünyanın birçok sıcak ve önemli konusuyla ilgilendiğini kaydeden Gül, ''Sayın Başkan Obama'nın bunları da dikkate alarak Türkiye'yi ziyareti bizleri memnun etmiştir. Bu ziyaret vesilesiyle, bütün bu önemli konularda karşılıklı istişareler yapılacaktır. Çok faydalı olacağına inanıyorum. Ayrıca bu ziyaretin, Türkiye'nin öneminin kavranması açısından da çok önemli olduğu kanaatindeyim'' diye konuştu.

 

Terörle mücadele

Gül, aynı bağlamda bir soru üzerine de şunları söyledi:
''Terörle mücadele konusunda ABD ile önemli bir işbirliğimiz vardır. Terör sadece Türkiye'nin içinden değil, dışından da kaynaklanmaktadır. Özellikle Türkiye'nin dışındaki terör merkezlerini takip ve onlarla mücadele konusunda ABD ile bir işbirliği vardır. Bunlar da bu ziyarette gözden geçirilecektir. Bugün artık dünyada teröre yer yoktur. Terörle hiçbir yere varılamaz. Terörün ve terör içinde olan organizasyonların, bizim için başta gelen PKK dahil illegal bütün teşkilatların artık dünyada yeri yoktur. Bunların hepsi elimine edilecektir. Bununla ilgili olarak dünyada da yeni bir anlayış ortaya çıkmıştır. AB de bunu görmüş, tavırlarını gayet açık ve net olarak ortaya koymaya başlamıştır. Bölge ülkeleri de aynı şekildedir. Irak'a yaptığım ziyarette, hem merkezi hükümet ile yaptığım görüşmelerde, hem de Bağdat'tayken beni ziyaret eden Irak'ın bölgesel Kürt yönetimiyle yaptığım görüşmelerde, hepsi bu konuda belli bir noktaya gelmiştir. Bu noktada, teröre hiç kimsenin müsamaha göstermeyeceği, özellikle PKK terörüyle herkesin, bütün gücüyle mücadele edeceği mutabakatları çıkmıştır.''

Cumhurbaşkanı Gül, Güneydoğu Anadolu meselesine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu:
''Bunlar bizim kendi iç meselelerimizdir. Bunlar yabancılarla konuşulacak meseleler değildir. Her ülkenin kendi sorunları var. Türkiye'nin kendi sorunlarını çözmeyle ilgili büyük bir kararlılığı var. Bunlar çok değişik sorunlar olabilir. Bunları kendi gücümüz ve kararlarımızla çözme yönünde büyük bir anlayış var. Bu yönde de görüyorsunuz, Türkiye'de önemli şeyler yapılıyor.''

 

"İsme peşinen karşı değiliz"

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, yeni NATO genel sekreterinin atanmasında Türkiye'nin "herhangi bir isme peşinen karşı olmadığını" söyledi.

Brüksel'deki İstanbul Merkezinde düzenlediği basın toplantısında temaslarını değerlendiren ve soruları cevaplandıran Gül, NATO genel sekreterliği için herhangi bir resmi adayın henüz ortaya çıkmadığını belirterek, Türkiye'nin beklentisinin NATO'nun en başarılı ve güçlü şekilde yoluna devam etmesini sağlayacak bir devlet adamının bu sorumluluğu üstlenmesi olduğunu anlattı.

Gül, "Türkiye'nin NATO için herhangi bir aday önerme pozisyonunda olmadığını" ifade ederek, genel sekreterlik için bir ismin önerilmesi halinde, Türkiye'nin NATO üyelerinin iç istişareleri ve karar verme mekanizmalarında görüşlerini açıklayacağını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Gül, NATO devlet ve hükümet başkanlarının 3-4 Nisan'da Fransa ve Almanya'nın ev sahipliğinde düzenlenecek zirvesinde yeni genel sekreter belirlenmesinin gerekmediğini kaydetti.

Danimarka Başbakanı Anders Fogh Rasmussen'in adaylığıyla ilgili ısrarlı sorular üzerine, "Türkiye'nin herhangi bir isme peşinen karşı olmadığını" belirten Gül, "(Rasmussen'e karşı) Türkiye'nin herhangi bir tavrı yok. Kendisi Avrupa'nın önemli başbakanlarından, en başarılı başbakanlarından biridir" dedi.

Cumhurbaşkanı Gül, NATO'nun Afganistan'daki misyonu nedeniyle yeni genel sekreterin Müslümanlardan tepki çekmeyecek biri olması gerektiğini düşünüp düşünmediğinin sorulması üzerine, "dini unsurların çok fazla gündeme getirilmesine gerek olmadığını" kaydederek, NATO'yu ve NATO operasyonlarını en başarılı şekilde götürebilecek bir adayı tercih edeceklerini ifade etti.

Gül, Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına dönüşüyle ilgili bir soru üzerine de Fransa'nın Arupa'nın lokomotif ülkesi ve askeri kanatta bulunmamasına rağmen NATO operasyonlarına en fazla destek veren üyelerden biri olduğunu hatırlattı. "Fransa'nın dönüşünün NATO'yu güçlendireceğini" belirten Gül, Türkiye'nin bununla ilgili prosedürleri dikkatle takip etmeyi sürdürdüğünü kaydetti.


AB'ye ilk cumhurbaşkanı ziyareti

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'den ilk defa AB'ye cumhurbaşkanı düzeyinde bir ziyaret yapıldığını, daha önce başbakan ve ana muhalefet partisi başkanının da Brüksel'e geldiğini hatırlatarak, ''Bütün bunların, Türkiye'nin AB'ye verdiği önemin sürekli olduğunu göstermesi açısından çok dikkat çekmesi gerekir. Türkiye'nin bütünüyle AB sürecine sahip çıktığını göstermesi açısından önemlidir'' dedi.

Gül, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ile dünkü görüşmelerinde ilişkilerin gözden geçirildiğini, ayrıca dünyayı ve bölgeyi ilgilendiren önemli olaylarla ilgili istişarelerde bulunulduğunu ve AB'nin Türkiye'nin ağırlık ve stratejik değerini iyi bildiğini belirtti.

Avrupa İş Zirvesinde yaptığı konuşmada Türkiye'nin vizyonunu ortaya koyduğunu, Avrupalı iş adamları ile son finans krizini karşılıklı değerlendirdiklerini ifade eden Gül, ''Bu ziyaretin, hem AB nezdinde Türkiye ile ilgili yeni bir ivmenin ortaya çıkması, hem de seçimlerden sonra Türkiye'nin tekrar AB süreciyle ilgili mobilize olması, bu konuyla ilgili bütün güçlerini toplaması ve hız vermesi açısından önemli olduğunu düşünüyorum'' dedi.

Gül. sözlerini şöyle sürdürdü:
''Türkiye, AB ile başlattığı müzakere sürecini başarıyla devam ettirmektedir. Bugüne kadar 10 fasıl açılmıştır. Bundan sonra yeni fasılların da açılmasını bekliyoruz. Türkiye Ulusal Programını da açıklamıştır. Bu program, Türkiye'nin bütün standartlarını AB standartlarına taşınmasını hedeflemektedir. Türkiye'nin yol haritası bellidir. AB Komisyonu da iyi niyetle bu süreci götürmektedir, çalışmalarını takdir ediyoruz. Bu sürecin sağlıklı yürütülmesi herkesin çıkarınadır. Türkiye bir acelecilik içinde değildir. Müzakereleri başarıyla bitirmeyi hedeflemektedir. Esas karar o zaman alınacaktır. Her üye ülke kendi açısından da belki değerlendirecektir. Ama kimse göz ardı etmemelidir ki konjonktürel meseleler gelip geçer, ama AB büyük vizyonunu daima ön planda tutmalı, daima stratejik olarak bakmalıdır. Türkiye'nin müzakerelere başlamasına bütün ülkeler oy birliğiyle karar vermiştir. Avrupa çoğulcu bir yapıdır. Çok güçlü destek verenler olduğu gibi zaman zaman muhalif olanlar da çıkabilir. Anlayışla karşılarız. Bizim ülkemizde de farklı düşünceler olabilir, anlayışla karşılanmalıdır. En önemli olan, atılan imzaların daima onurlandırılması, bunlara bağlı kalınması AB'nin temel ilkelerindendir.''

 

İsrail ilişkileri

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerine değer verdiğini, bu ilişkilerin sağlam olmasının önem taşıdığını söyledi.

Brüksel ziyaretini tamamlayan Cumhurbaşkanı Gül, Belçika'dan ayrılmadan önce düzenlediği basın toplantısında temaslarını değerlendirdi ve çeşitli soruları yanıtladı.
Gül, bir soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye ve İsrail arasındaki ilişkiler önemlidir. Bu ilişkilere değer veriyoruz ve bu ilişkiler devam edecektir. Bu ilişkilerin sağlam olması, barışın sağlanmasına da en büyük hizmet edecek bir unsurdur. Türkiye'nin hem İsrail ile, hem de başta Filistin olmak üzere diğer Arap ülkeleriyle çok iyi ilişkileri büyük bir avantaj vermektedir ve oradaki acının dinmesi konusunda Türkiye olumlu çalışmalar yapabilmektedir. Türkiye, barışın sağlanmasına en çok katkıda bulunacak potansiyeli olan ülkedir. Gerek Suriye-İsrail ilişkilerinde, gerekse Filistin ile İsrail arasındaki problemlerde Türkiye'nin görünen ve görünmeyen faaliyetleri daima takdirle karşılanmıştır."

Gül sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsrail'de yeni hükümetin bir an önce kurulması bizim de beklentimizdir. Şüphesiz ki iktidar olduktan sonra muhalefetteki söylemlerin değişmesini bekliyoruz. Eğer muhalefette söylenenler iktidara taşınır ve hükümet politikası haline gelirse, herkesi uyarmak isterim ki, bugünkü durumdan çok daha kötüye gidilir. İsrailli liderlerin çok daha sorumlu bir şekilde davranmaları beklentisi vardır."

 

"Yazıcıoğlu için her şey yapılıyor"

BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun da bulunduğu helikopterin düşmesine ilişkin bir soruyu yanıtlayan Gül şunları kaydetti:
"Türkiye'den ayrıldığım saatlerde bu kaza haberi geldi. Yakından takip ediyorum. Çok üzücü. Sayın Muhsin Yazıcıoğlu Türkiye'nin değerli siyasetçilerinden, çok takdir ettiğimiz bir arkadaşımız. Maalesef henüz bir netice alınamadı. Vatandaşların aklına gelen sorular benim de aklıma geliyor. Nasıl olur da, bu dönemde ulaşılamaz. İlgili bakanlar, karadan ve havadan her şeyin yapıldığını, uydularla ve her türlü sofistike aletlerle fotoğraflarla çalışıldığını, herkesten yardım alındığını, devletin bütün imkanlarının seferber edildiğini bana anlattılar. Bütün arzumuz, sağ salim hepsinin kurtarılmasıdır. Ümitleri kaybetmemek gerekir, ama herkes büyük bir heyecan ve beklenti içerisinde."

Gül, basın toplantısının ardından Ankara'ya dönmek üzere Belçika'dan ayrıldı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler