Aydınlık Yürüyüşümüz Sürecek!..

Yayınlanma: 09.04.2009 - 05:51
Abone Ol google-news

CHP için, yerel seçim yeni bir başlangıç olduğu kadar, rayından çıkarılmış olan demokrasinin rayına oturtulması için de bir başlangıç olacaktır. CHP’nin kendisini daha iyi anlatacağı güçlü bir örgütlenme modeli ile kendisine oy veren kitleleri kucaklayacak birikimli kadroları olduğu konusunda kimse kuşku duymamalı, bu halkayı güçlendirmek için herkes çalışma gruplarına destek vermelidir.

Seçimler için yorumlar çok fazla. Kim kazandı, kim kaybetti derken kendimizi bir başka seçimde bulacağız. Yine aynı oyunu farklı oyuncularla oynarken, kimin kazandığı konusunu herkes kendi durduğu yerden bakarak yorumlayacak. İçeride kimin kazandığını konuşurken dışarıda birilerinin hesaplarını göz ardı ediyoruz.

Her birimizin durduğu yer kadar farklı yorumlarla seçim analisti oluveriyoruz hepimiz kolayca.

Her bir seçimde bir önceki süreçten daha pekişmiş olması gerekiyorken “demokrasimiz”, geride bıraktığımızı düşündüklerimizle yüzleşir buluyoruz kendimizi yeniden. Taşlı sopalı seçimler 1946’da kalmış olmalıydı. Tek kişinin burnu kanamamalıydı.

Şu kadar ölü, şu kadar yaralı, kaza haberi değildi bu kez; seçime kan bulaşmıştı.

Yıllar içinde ördüklerimizi söküp başlangıç noktasına dönüyoruz. Birileri söktükleri iple geleceğimizi kendilerince yeniden örmek hevesindeler… Yeni anayasa pişirilecek yeniden. Kim kazandı, kim kaybetti diyerek kaşımız gözümüz yaralanırken bazıları muhtar olmak uğruna can verir, bazıları kendilerinden birini başkan yapmak uğruna oyları yakarken, ülkemizin muhtariyeti üzerinden hesapları olan birilerine yol açtığımızı, kendi geleceğimizi yaktığımızı görmeyecek kadar körleştirilişimizin farkında olamıyoruz.

Her ülke çıkarını düşünür

Demokrasi oyununa, oyunun kurgusunu yapanlardan fazla kapılınca, oyun ve oyuncular değiştikçe, kurgunun değiştiğinin farkında bile olamıyoruz. Obama’nın gelişine umut bağlayanlar kısa sürede bunun ABD’nin bölgedeki çıkarlarının Türkiye üzerinden ve Türkiye ile yürütülmesi hesabı olduğunu anlayacaklar. ABD ve başkanını suçlamıyorum bu sözlerle. Her ülke kendi çıkarlarının peşinden koşar.

Oyunun kuralı bu. Sorun şu ki; Türkiye’nin çıkarlarını kollayacak güçlü bir iktidar yok. Yerel seçimde 15.5 milyon seçmenin oyunu alarak yüzde 39’luk oyla birinci parti olmayı korumuş ama ülke çıkarlarını koruyamayan, giderek kredisini yitiren, oyları giderek eriyen bir iktidar var karşımızda. Sayısal anlamda güç elde etmiş, ancak bunu ne içte ne de dışta fiili bir güce dönüştürebilmiş, zayıflığını, sürekli önde görünen, dikta özentisi öne çıkmış tek kişinin lider görüntüsü verme çabasına indirgemiş bir iktidar!..

AKP’nin yenilgisi

AKP’nin seçim yenilgisini, parti genel başkanının topluma verdiği kaygıyı dikkate alarak yapması gerekir. Kayıpların, meydanlarda konuşan “tek adam”ın tutum, davranış ve sözlerini dışlayarak sorgulanması yanlış olur. Bu görüntünün AKP’nin kapatılma davasında Anayasa Mahkemesi’nin on üyesinin ortak kanısı ile odak olma durumunu tescilleyen endişeleri arttıran bir etkisi olmamıştır denilebilir mi? Kullanılan “Davos fatihi” figürünün de, komedi ve mizah anlayışı gelişmiş bir toplumda istenen sonuçtan farklı etki yaptığını kim yadsıyabilir?..

AKP iktidar partisi olarak yerel seçimlerde açık ara üstünlüğü alması gereken bir partidir. Üstelik iddiasını hep belediyelerdeki hizmet yarışında üstünlük üzerine kurmuştur.

Buna karşın en fazla başarılı olduğunu iddia ettiği Antalya’da belediye başkanlığını CHP’ye bırakmıştır. “Sen İzmir’sin, büyük düşün” diyerek İzmirlilere mesajlar verip “hizmet almak istiyorsanız, iktidar partisini getirin” telkinleri ile İzmir’i almaktan söz eden AKP’ye, İzmirliler, büyük düşünmekten farklı anlam çıkardıklarını yalnız Büyükşehir değil, tüm ilçelerde de CHP etrafında kenetlenerek göstermiştir.

Kıyılar ile Orta, Doğu ve Güney Anadolu’nun farklılıklarının analizi bu yazının sınırlarına sığmayacak kadar derindir. Yıllar içinde döşenen kültürel kırılmayı yaratacak fay hatlarının bir yerel seçimde tam anlamı ile kırılması beklenemez. Üstelik yeni kırılma hatları döşenmişken ve bunun AKP marifeti ile yapıldığı da açıkken!.. Türkiye’de partilerin tek tek yapması gereken analiz yanında, partiler üstü analiz de şarttır. Ancak böyle bir analizin, her bir TV kanalına yerleşmiş, koşulsuz şartsız AKP’yi destekleyen kanaat önderlerinin çarpık mesajlarına karşın nasıl sağlıklı bir şekilde yapılacağı sorunu vardır.

Eşit olmayan koşulda seçim

Sanki analiz yapılıyor gibi, farklı düşünen kişileri bir araya getiriyor görünen açık oturumlarda muhalefet, özellikle ana muhalefet ve ana muhalefet liderine çatan söylemler serpiştirilerek her TV’den nokta atışının yapılarak toplumun biriken tepkisini AKP ve onun başkanının üzerinden atlatıp muhalefet liderine yönlendirerek dolaylı olarak AKP yandaşlığı yapılmasına karşın CHP 9.2 milyon seçmenin oyunu alabilmiştir.

Başarı ve başarısızlık neyin ölçü alındığına göre değişir. Muhalefetin iktidar olanakları ile kıyaslanınca, eşit olmayan koşullarda yapılan yarışta ana muhalefetin ipi neden göğüsleyemediği sorusunun yerini, çapraz baskı ile toplumun gözünde suçlanan konumuna itilmeye çalışılan CHP’nin, yine çapraz baskılarla yönlendirilmeye çalışılan toplumca sahiplenildiği gerçeğini atlamamak gerekiyor.

CHP mitinglerinde öne çıkan slogan hep “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” olmuştur. Mustafa Kemal’in askerleri sandıkları bu kez sıkı sıkı tutmuş, seçim hile ve yolsuzlukları bu yüzden hemen deşifre edilebilmiştir.

Bu sahiplenme yalnızca CHP açısından değil, CHP’nin savunduğu değerler, altı okta simgelenen temel ilkelerindeki tutarlılık ve özellikle demokrasinin geleceği açısından önem taşıyor.

Dışarıdan biçilen gömlek

Toplumun önemli bir kesimi, “AKP ile giydirilmek istenen ve dışarıdan biçilen ‘demokrasi’ adı verilen kırk yamalı deli gömleğini giymeyi reddedip demokrasiye Cumhuriyet değerleri ile sahip çıkmak istediği mesajını CHP’yi sahiplenerek vermiştir”. CHP için, bu seçim yeni bir başlangıç olduğu kadar, rayından çıkarılmış olan demokrasinin rayına oturtulması için de bir başlangıç olacaktır. CHP’nin kendisini daha iyi anlatacağı güçlü bir örgütlenme modeli ile kendisine oy veren kitleleri kucaklayacak ve toplumsal ölçekte bir hareketlenmenin öncülüğünü yapacağı birikimli kadroları olduğu konusunda kimse kuşku duymamalı, bu halkayı güçlendirmek için herkes çalışma gruplarına destek vermelidir.

CHP’ye oy vererek aydınlığa bir ışık yakan herkese, katkı koyanlara binlerce teşekkürler. Cumhuriyet gazetesinin süreçle ilgili tehlikenin büyüklüğü konusundaki telkinlerinin önemini de yadsımamak gerekiyor. Bu ülke hepimizin. Karanlığa karşı kullandığımız oylarla yeniden fitillediğimiz aydınlık yürüyüşümüz güçlenerek sürecek!.. (Prof. Dr. Tülay Özüerman CHP PM Üyesi)


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon