Deprem afet olmasın

Sakarya, Kocaeli, Gölcük, Yalova, Düzce, Avcılar başta olmak üzere geniş bir coğrafyayı etkileyen 17 Ağustos depreminin üzerinden 9 yıl geçti. Dünyanın en büyük deprem felaketleri arasında sayılan 17 Ağustos, yol açtığı maddi ve manevi yıkımla ülkedeki deprem algısının değişiminde "Dönüm noktası" oldu.

Yayınlanma: 16.08.2008 - 11:11
Abone Ol google-news

Afet sonrası iyileştirmenin, öncesinde yapılacak zarar azaltma çalışmalarından 7 kat maliyetli olduğunu gören yetkililer, afet stratejisini "Yara almamak" üzerine kurmaya yöneldi.

"Bugün itibariyle teknik ve mevzuat açısından yapılması gerekenlerin çoğunun tamamlanmış olduğunu söyleyebilirim" diyen Taymaz, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının kurulmasına ilişkin tasarının Mecliste olduğuna dikkati çekti ve Afet İşleri Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü ile Başbakanlık Türkiye Acil Durum Yönetimi Genel Müdürlüğünün birleştirilmesiyle "Yeni yapının şekilleneceğini ve herşeyin bu yapı üzerine inşa edileceğini" kaydetti.

Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Biriliği (TMMOB) Başkanı Mehmet Soğancı da, ağır sonuçları olan 17 Ağustos depremi üzerinden 9 yıl geçmesine rağmen hala deprem öncesi, sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin "Ulusal deprem politikası" oluşturulmadığını ifade etti.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi, ODTÜ Yapı Mekaniği ve Deprem Mühendisliği Laboratuvarı yöneticisi Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, 2004 Deprem Şurasında önerilen kurumsal yapıların oluşturulamadığını, depreme hazırlık için gereken yasal düzenlemelerin yapılmadığını kaydetti.

Sucuoğlu, deprem bölgelerinde 4-8 katlı yap-sat usulü inşa edilen apartmanların, en büyük tehlike kaynağı olduğunu belirterek, "Deprem zararlarından korunmak için büyük paralar harcamaya gerek yok. Bilim ve teknolojiden gereğince yararlanan akılcı yaklaşımlarla problemin büyük kısmını çözebiliriz" dedi.

Dış kaynaklardan Hazine garantisiyle alınan kredilerin kamu binalarına yönelik olduğunu, özel mülkiyete sahip apartman binaları için kullandırılamadığını belirten Sucuoğlu, bina sahiplerinin de güçlendirme yatırımı için "Pek gönüllü" olmadığını, bu nedenle "Kamu yöneticilerine, arama-kurtarma timleri oluşturmaktan başka yapacak pek bir iş kalmadığını" söyledi.

2004 yılında tamamlanan plan uyarınca öncelikle deprem tehlikesi yüksek ilçelerde, yüksek yıkılma riski bulunan binaların belirlenmesi için çalışmalara başlandığını belirten Sucuoğlu, şöyle konuştu:

"Fatih, Zeytinburnu ve Küçükçekmece'de tamamlanan çalışmalar, Güngören, Bayrampaşa ve Bahçelievler'de sürüyor. Deprem tehlikesi çok yüksek diğer iki ilçe Bakırköy ve Avcılar'ın da bu kapsamda incelenmesi gerekli, ancak bu ilçelerde henüz başlamış bir çalışma yok."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler