Başbakan Ergenekon'un altında kalır

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasında gelinen noktanın birçok kuruma ve insana zarar verdiğini belirterek, "İktidar, bu davanın bu noktaya gelişine çok gayret gösterdi. Uyarıyorum, Başbakan bunun altından çekilsin yoksa kendisi de bunun altında kalır. Bu dava başbakanı da altına alabilir" dedi.

Yayınlanma: 05.05.2009 - 11:20
Abone Ol google-news

CHP lideri Deniz Baykal TBMM'de partisini grup toplantısında Ergenekon soruşturmasına yönelik eleştirilerde bulundu. Genelkurmay Başkanı'nın istihbarat birimlerinin birbirine güveninin olmadığı ve diğer istihbarat birimlerinin kendisini izlediği yönündeki açıklama yaptığını kaydeden Baykal, "Bu manzaraya derhal el koymak lazımdır. Hukuk ilkelerini sık sık tekrar ederek görevimiz yapmış sayılmayız. 'Hakkında yargı kararı alıncaya kadar herkes masumdur' peki bunlar ne. Hem bunlar olacak, hem de yargı kararı verilinceye kadar herkes masumdur diyeceksiniz. Toplu katliam yapıyorsunuz. Mardin'deki katliam gibi erdemi, ahlakı katlediyorsunuz" dedi.


"Bu bir gerilla savaşıdır"

Ergenekon soruşturmasının iddianameye konulan birçok şeyin ne gibi sonuçlar doğuracağının, niçin konulduğunun değerlendirmesinin yapılmadığını savunan Baykal, "Bir takım insanlar, kurumlar çürütülecek. Yargı ve TSK çürütülecek. Devlet kurumları tahrip edilecek. Eş, aile çürütülecek. Varsa ortada çık suçu söyle, hükmü ver. Ne duruyorsan? Bunu yapmıyorsan da bu yola girme. Gerilla savaşı yapılıyor. Psikolojik savaştır bu. Başıdan beri söylüyorum. Bu psikolojik taktiktir. Bu bir karalama, resmi karalama mahkum etme stratejisidir" diye konuştu.


"Adalet filan kalmadı"

Ergenekon konusunda yaşananların adaleti ortadan kaldırdığını savunan Baykal, "Bu yaşanıyor ve biz de hukuk, adalet diye seyredeceğiz. Adalet filan kalmamıştır.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarda, kalkınma kalmadı küçülme başladı ve adalet de kalmadı. Adalet de yok"
dedi.

Ergenekon iddianamesi gibi bir iddianamenin olamayacağını söyleyen Baykal, hâlâ ortada somut bir şey olmadığını vurguladı. "Saygıdeğer" insanların neden tutuklandığını hâlâ bilmediklerini kaydeden Baykal, "Avukatları da bilmiyor, ben de bilmiyorum. Söyleyin Mehmet Haberal neden tutuklu? Böyle bir insanı Türkiye yetiştirdi, en verimli noktada duruyor. Hastaları, üniversite onu bekliyor. Bu adam tutuklu. Ne bunun günahı, ne ya biz de öğrenelim. Ne zaman öğreneceğiz. Bunu sormak benim hakkım değil mi? Diğer insanlar, hepsi böyle. Üniversite rektörleri, neymiş bunların suçları? Sizi sevmiyorlar, sizi değiştirmek istiyorlar anladık ama, ne suç işledi. Hesabına versene. 'Bekleyin' diyor. Bir buçuk yıldır bekliyoruz, ne bekleyeceğiz. Niye tutuklandı, şüphenin hangi noktalarda ortaya çıktığını bir bilelim, anlayalım" diye konuştu.


"Başbakan altında kalabilir"

Baykal, kazılar sırasında bulunulan silahların da neden oraya konulduğu gibi konulara açıklık getirilmesi gerektiğinin de altını çizerek, Ergenekon soruşturmasının yepyeni bir anlam kazanmaya başladığını söyledi. Cumhuriyet tarihinde ilk defa TSK'nin şikayet söyleme ihtiyacı hissettiğinin altını çizen Baykal şunları söyledi:
"Bu gidiş iyi gidiş değildir. Bu dava ne zaman rayına oturur, ne zaman biter kimsenin söylemesi mümkün değil. Bu belirsizlik dahi toplumsal tehlike, tehdittir. Hükümet, '70 bin kişiyi dinliyoruz' diyor. Bugün bu 70 bini, yarın başka bir 70 bini dinlersin. Bu dinlemelerin hukukiliği, Yargıtay bununla ilgili karar almış, 'yanlıştır' diye. Üç kurum dinliyor. Emniyet, MİT ve jandarma. Adalet Bakanlığı bu üç kurumun da dinlemesinin yanlış gösteren kararı sadece jandarma açısından kullanıyor. Diğer ikisine engel olması görevi iken bu görevi yapmıyor. Adalet Bakanı buna izin verenlere dava açılmasına izin vermiyor. Bu iyi bir iş değildir. İktidar bu davanın bu noktaya gelişine çok gayret gösterdi. Bu tablonun sahibi iktidardır. Uyarıyorum, Başbakan bunun altından çekilsin yoksa kendisi de bunun altında kalır. Bu dava başbakanı da altına alabilir."


"Adalet, Türkiye'de kanamaktadır"

Deniz Feneri eV ile ilgili olarak iki önemli durumun ortaya çıktığını belirten Baykal, iktidarın Adalet Bakanı aracılığıyla sürdürdüğü tavrının görüldüğünü söyledi. Baykal, "O çizgi devam ediyor" dedi. Almanya'nın isteğine yönelik olarak Türkiye'nin yapması gerektiğini yapmadığını ifade eden Baykal, "Ergenekon olunca sabahın 4'ünde herkesin evini, televizyonunu, yazıhanesini basıyorsun. Sen bir tanesinin ifadesini aldın mı?" dedi. Söz konusu davanın sanıkları açısından "utanç verici" olduğunu söyleyen Baykal, iktidar sahipleri açısından da "yüz kızartıcı" olduğunu kaydetti.

Ergenekon soruşturmasında yayın yasağı olmamasına karşın Deniz Feneri eV davası ile ilgili yayın yasağı olduğunu anımsatan Baykal, "Türkiye'de adalet duygusu rencide edildi. Adalet, Türkiye'de kanamaktadır. Niçin; çünkü AKP iktidardadır. AKP'nin adalet anlayışı budur" dedi.


"Süre teklif eden anayasa değişikliğine CHP onay vermez"

Türkiye'nin gerçek meselelerinin ekonomik kriz, yolsuzluk ve yoksulluk olduğunu söyleyen Baykal, buna karşın hükümetin anayasa değişikliği ile gündemi değiştirmeye çalıştığını ileri sürdü. Baykal, hükümetin söz konusu değişiklik ile milletvekili süresini 4 yıldan 5 yıla, cumhurbaşkanlığı süresini ise 5 yıldan 7 yıla çıkarmayı planladığını belirterek şöyle konuştu:
"Anayasa değişmiştir. Milletvekilinin 4 yılın ötesinde olabileceğine dair hiçbir unsur yoktur. Bu düzenlemenin yürürlülük süreci ile ilgili de dayanak yoktur. Cumhurbaşkanlığı süresi 5 yıldır. Şimdi diyorlar ki; 'belirsizlik var aydınlığa kavuşturalım. 4'ü 5 yapıp cumhurbaşkanını da 7 yıl yapalım.' Daha bunu dün yaptık, niye şimdi bunu uzatmak ihtiyacı görüyorsun. Yoksa önümüzdeki seçimde iktidarın değişeceğini gördüler de uzatma peşine mi düştüler. Bunun için de bu anayasa değişikliğini yapıyorlar. Buna bizim katkı vermemiz söz konusu değildir. Süreyi uzatarak ne iktidarlarını uzatabilirler, ne de kendilerine göre yapılan anayasa değişikliklerini anlayışla karşılayacak parlamento ortamı yaratamazlar. Süre teklif eden kaba ve pazarlıkçı yaklaşımlarla anayasa değişikliğine Cumhuriyet Halk Partisi onay vermez."

 

"Ekonomiye 11 şehit verdik"

Konuşmasında ekonomik gelişmeleri de değerlendiren Baykal, "Geçtiğimiz hafta teröre 11 şehit verdik ekonomiye de 11 şehir verdik. 11 Kişi intihar etti. Ekonomik gidişat derli toplu bir değerlendirmeye tabi tutulamamıştır. Güven veren bir ekonomik program ortaya konamamıştır. Güven veren bir izlenim sağlanamamıştır. Türk ekonomisi sahipsiz sürüklenmektedir" diye konuştu.

Terör ve ekonomik gelişmelerde çok geç adımlar atıldığını ileri süren Baykal, CHP olarak özellikle ekonomi alanında tedbirleri söylediklerini ama dikkate alınmadığını ifade etti.


"Biz ısrar ediyoruz, Başbakan reddediyor"

Baykal şöyle dedi: "Türkiye'de büyüme sona erdi. Küçülme başladı. Esnaf dükkan kapattı işsizlik arttı. Ekonomi büyük bir kuşatmanın altında can vermeye başladı. Giderek ağır tablo kendini hissettirmeye başladı. Enflasyon rakamları açıklandı. Rakamlar yerde sürünüyor. Bu sevindirici olması gerekir ama değil. Üretici artık geçmiş fiyatlarla üretim yapamamaya başlamıştır. Bunun içerisinde bir enflasyon uyarısı vardır. Bir başka bela da deflasyondur. Artık ekonominin küçülmeye başlaması anlamına gelir. Bu tablo hükümeti etkilemelidir.

Biz ısrarla önlem söylüyoruz Başbakan ısrarla reddediyor. Ama CHP'nin uygulamalarını uyarlamaya çalışıyor. Ama geç devreye girdi. Uyguladıkları başarılı oldu uygulayamadıkları devam ediyor. Türkiye'de istihdam üzerindeki yük çok fazladır."


"Başbakan'a Nobel Ödülü verilsin"

Ekonomik krizden etkilenen Dünya ülkelerinin üretimi kolaylaştırdığına dikkat çeken Baykal, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın TOBB Genel Kurul'da yaptığı konuşmayı hatırlatarak, "Şimdi krize girdik tüm dünya üretimi kolaylaştırıyor. Başbakan TOBB'da dedi ki 'her biriniz 1 adam alsa, işsizlik çözülür' dedi. İstihdam yükünü iş dünyasına havale etti. Ben burada Başbakanı Nobel Ekonomi Ödülüne aday göstermek istiyorum. Ben buradan bir teklifte daha bulunuyorum. O zaman ben de üstüne bir şey koyayım 1 alacaklarına 2 kişi alsınlar daha güzel olur. 2 kişi olsun dünyadaki işsizliği de çözelim. Başbakanın yanında uzman yok mu? Başbakan 'bir kişi daha al' diyeceğine yükünü indirsin. Ekonomideki daralma işsizlik Türkiye'deki dengeleri bozmuştur. Borçlar ödenemez hale geldi. Biz birçok konuda teklifler getirdik. Ama yok. Senin görevin, (Başbakan) dengeleri doğru biçimde önceden kurmaktı. Yanlış olan o. Bu dengeyi yanlış kurduğunun ifadesi. Kaynağı ranttan al yolsuzluktan al. Harcamalarını da kıs. İngiliz Başbakanı uçak alma projesini iptal etti kiraladı. Kendi uçağından kesmiyorsun, işverene işçiye gelince denge bozuluyor. Başbakan Türkiye ekonomisinin borcunu konuşmuyor. Kamu kesiminin borcunu ayırıyor. Biz de ekonominin borcunu konuşuyoruz. Türkiye'de 200 milyar dolar civarında bir özel sektör borcu vardır. Bu neden çıktı. Kamu yüzünden."


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler