Atatürk'ün izinde 85 yıl

Cumhuriyet Gazetesi 85. yılını kutluyor. İstanbul'daki kutlama Grand Cevahir Hotel ve Kongre Merkezi'nde saat 19.30'da gerçekleştirilecek. Ankara Temsilciliği'nde saat 18.00'de, İzmir'de tarihi Havagazı Fabrikası Kültür ve Sanat Merkezi'nde saat 19.30'da, Adana'da ise Güney illeri bürosunda saat 12.00'de kutlamalar yapılacak.

Yayınlanma: 07.05.2009 - 08:33
Abone Ol google-news

Cumhuriyet gazetesi 85 yıldır tüm baskılara, saldırılara, sansüre karşın laik ve demokratik çizgiden ayrılmadı.

Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetiyle yaşıt Cumhuriyet gazetesi bugün yayın hayatına başlamasının 85. yılını geride bırakıyor. Adını Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün verdiği Cumhuriyet gazetesi sıkıyönetim dönemlerinde bir dizi baskıyla karşı karşıya kaldı. 12 Eylül askeri cunta döneminde geçici sürelerle birçok kez yayını durduruldu, bombalandı ve yazarları tutuklandı.

Baskılara boyun eğmeyen Cumhuriyet gazetesi bugün de Ergenekon soruşturması kapsamında kuşatılarak baskı altına alınmak isteniyor. Soruşturma kapsamında Cumhuriyet gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk geceyarısıoperasyonlarıyla gözaltına alınarak evi arandı, Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve yazar Prof. Dr. Erol Manisalı gözaltına alınarak tutuklandılar.

7 Mayıs 1924teki ilk baskısında, Cumhuriyet, yalnızca Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudurilkesiyle laik ve demokratik çizgisinden ödün vermeden yayın hayatını sürdüren Cumhuriyet gazetesi ve yazarlarımız AKP yandaşı medya tarafından Ergenekon soruşturması süresince hedef gösterildi.

 

Tarihe tanıklık etti

Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürkün adını verdiği Cumhuriyet gazetesi, ilk sayısını çıkardığı 7 Mayıs 1924ten günümüze değin geçen 85 yılda Türkiyede ve dünyada yaşanan gelişmelere tanıklık etti, ülkenin toplumsal ve siyasal tarihini yansıttı. Uğur Mumcu, Onat Kutlar, Ahmet Taner Kışlalı, Cavit Orhan Tütengil, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok gibi Cumhuriyetin önemli kalemleri katledilerek susturuldu, gazete birçok kez bombalı saldırılara hedef oldu.

Ancak Cumhuriyet gazetesi ilk günden bugüne değin hiç değişmeyen Gazetemiz ne hükümet gazetesi ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet yalnızca Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir’’ yayın ilkesi ve okurlarının desteğiyle yoluna devam ediyor.

 

Milli mücadeleye destek

Gazeteciliğe 1900de Malumatgazetesinde başlayan Yunus Nadi, 1901 yılında 2. Abdülhamite karşı gizli bir derneğe girmeklesuçlanarak Midilli Kalesinde üç yıl hapse ve sürgün cezasına mahkûm edildi. 1908de 2. Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbula gelen Yunus Nadi, İkdam ve Tasvir-i Efkâr gazetelerinde yeniden yazmaya başladı. Daha sonra İttihat ve Terakki Fırkasının yayımladığı Rumeligazetesinde başyazar olan Nadi, İstanbulda 1918 yılında Yeni Gün gazetesini çıkarmaya başladı. Ulusal direniş hareketini destekleyen Yeni Gün gazetesi, baskı ve zor koşullar altında çıkarılıyordu. Yunus Nadi, 2 Nisan 1920de gizlice İstanbuldan ayrılarak Ankaraya geçti. Matbaa da gizlice Ankaraya taşındı. Kurtuluş Savaşını desteklemek, Mustafa Kemalin yanında yer almak için Anadoluya geçen Nadi, 23 Nisan 1920de TBMMye milletvekili olarak girdi. İzmir milletvekili olarak Ankarada bulunan Nadi, Sakarya Savaşı öncesinde önlem olarak gazeteyi Yazı İşleri Müdürü Kemal Salihe (Sel) verdiği bir talimatname ile Kayseriye taşıdı. Nadi, Salihe verdiği talimatnamede Ulusal Bağımsızlık Savaşının desteklenmesini, ama eleştiriden de kaçınmamasını istedi.

 

Adını Mustafa Kemal verdi

Yunus Nadi, Cumhuriyetin ilanı ve hilafetin kaldırılması devrimlerinde etkin rol alırken işgalcilerin çekildiği İstanbulda yeni bir gazete çıkarmayı planlıyordu. Çalışmaların ardından Pembe Konak, Mustafa Kemal tarafından Cumhuriyete tahsis edildi. Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyetin ilanından yedi ay sonra yayın hayatına başladı. Anadoluda Yeni Günadıyla Ankarada yayınını sürdüren gazete, Cumhuriyetin kurulması ve 7 Mayıs 1924teki ilk baskısının ardından yayınına son verdi. Yunus Nadinin çıkaracağı gazetenin adını Mustafa Kemal Paşa saptamış, Cumhuriyet olsundemişti. Cumhuriyetin ilk sayısında gazetenin amaçlarını ve yolunu anlatan sunuş yazısında şu ifadeler yer alıyordu:

Cumhuriyetin siyasi programı isminden belli olduğu gibi, onu yayımlayanların siyasi hayatları da bellidir. Cumhuriyet, Türkiyede büyük kavgalarla elde edilmiş tarihi bir sonuçtur. Biz elde edilen bu amaç uğrunda fiilen çalışmış insanlarız. Memlekette bu muzaffer ve galip fikrin çok kuvvetli tarafları vardır. Cumhuriyet memlekete mal olmuş bir fikirdir. Biz onun temsilcisi ve koruyucusuyuz. Bu temel düşünce göz önünde tutulduktan sonra kesin olarak söyleriz ki cumhuriyet gazetesi ne hükümet gazetesi ne de parti gazetesidir. Cumhuriyet sadece Cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyet ve demokrasi fikir ve esaslarını yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir. Memlekette her anlamı ile gerçek bir demokrasi kurulması için Cumhuriyet gazetesi bütün varlığı ile çalışacaktır. Memlekette halkın halk tarafından halk için idaresi bizim idealimizdir. Ve biz yalnız bu idealin esiriyiz. Başka bir kuvvetin değil.

 

Nadir Nadi kurumsallaştırdı

Yunus Nadinin 28 Haziran 1945te Cenevrede yaşamını yitirmesinin ardından Cumhuriyeti bir süreden beri yöneten Nadir Nadi, gazetenin sorumluluğunu da üstlendi. Köy Enstitülerinin ürünlerine, köy kökenli yazarların yazılarına 1950lerde sayfalarını açan Cumhuriyet gazetesi, 1960larda emekçi halkın uyanışını, çağdaş uygarlığa doğru bir adım sayarak gerekli önemi verdi. 1960ların ortalarına kadar toplumsal bilinçlenme yolundaki yayınlarla büyük çaba harcayan Cumhuriyet gazetesi hakkında açılan davaların tümü beraatla sonuçlandı. 1968’in dünyadaki rüzgârı Türkiyeye de ulaştı ve öğrenci istemleriyle başlayan hareket, siyasal kavgaya dönüştü.

 

Cumhuriyet kapatılıyor

Antiemperyalizmin damgasını vurduğu siyasal hareketler, 15-16 Haziran büyük işçi direnişleri, komünizmle mücadele adı altında gençliğin karşısına çıkarılan gerici-şeriatçı örgütlenmeler, 1970lerin Türkiyesinin manzarasıydı. 12 Mart 1971de Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ve üç kuvvet komutanının muhtırasının ardından sıkıyönetim ilan edildi. Sıkıyönetim ilanıyla birlikte Cumhuriyet gazetesi 10 gün kapatıldı. İlhan Selçuk ve Genel Yayın Müdürü Oktay Kurtböke tutuklandı. Kurtböke ve Selçuk beraat etti. Cumhuriyet Matbaacılık Gazetecilik TAŞ, 1971 Temmuzundaki toplantıda yönetim kurulunu değiştirdi. Nadir Nadi gazete yönetiminden ve başyazarlığından ayrılmak zorunda kaldı. Yeni yönetimin yayın politikasını değiştirme girişimlerine okurların yanıtı, dünya basın tarihinde eşi görülmemiş bir olaya neden oldu. Cumhuriyet okurları yayın çizgisini değiştiren gazeteyi almadı. 1971 Martındaki 130 binlik satış 45 bine düştü. Bunun üzerine yeniden yönetime çağrılan Nadir Nadi, 1972de gazetenin başına geçti.

 

12 Eylül günleri

12 Eylül askeri darbesi binlerce genci cezaevlerine tıkarken basın üzerinde de büyük baskı ve sansür uyguladı. İlhan Selçukun 11 Kasım 1980 tarihli Kemalizm İdelojisi Muz mudur? başlıklı yazısı nedeniyle gazete 10 gün kapatıldı. 12 Kasım 1981de gazetenin Doğu ve Güneydoğu bölgelerine girmesi 5 gün süreyle yasaklandı. 3-4 Nisan tarihleri arasında ise Ankara, Kastamonu ve Çankırıda yasaklandı. 15 Ocak 1983te Nadir Nadinin Tuhaf Bir Tasarı başlıklı ve Atatürkçülük adına onun kurduğu kurumları yıkanları eleştiren yazısı nedeniyle gazete 25 gün kapatıldı. 12 Eylül anayasasına, Özallı yıllara karşın 80lerin ikinci yarısında yeniden filizlenen muhalefet, Cumhuriyetin sayfalarında kendine yer buldu. İşçi eylemleri, 1990daki büyük madenci direnişleri okura aktarıldı. Nadir Nadinin 1991 yılında ölümünün ardından gazeteyi yaşatmak için Cumhuriyet Vakfıkuruldu.

Cumhuriyet gazetesi, bütün baskı ve kuşatmalara karşın okurlarıyla bütünleşerek 2006 yılında taşındığı Şişlideki yerinde aydınlanma mücadelesine devam ediyor, geleceğe güvenle bakıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler